|
Silivri'de yatanların birçoğunu tanıyıp uzun zamandır da yurtdışında olunca zaman zaman dostların hatta aile fertlerinin ''Senin hakkında bişey yok di mi?'' şeklindeki endişeli soruları gelip burnuma dayanıyor.Ne dersem deyim kimse bana inanmıyor.
Son operasyonlarla birlikte Kaşif Kozinoğlu ismitekrar gündeme geldi.
Kozinoğlu hakkında çok şey yazılıp çizildi.
Merak etmeyin onları anlatmayacağım.
Bu arada, benden öyle acayip Ergenekon yorumları filan da beklemeyin.
En fazla, savaş gazisi moduna geçip size hatıralarımı anlatabilirim.
Türkiye'nin, Yargıtay'da Alaadin Çakıcı dosyasını takip eden isim olarak duyduğu Kozinoğlu ile yolumuz ilk olarak Afganistan'da kesişti.
Ama Afganistan'a anılarıma geçmeden önce şunu belirteyim, yakından tanıdığımı sandığım şu an cezaevinde olan Emekli Albay Levent Göktaş gibi, kısa bir süre önce yanlışlıkla, iftirayla ya da Hollanda merkezli yönlendirmeler sonucu girdiği cezaevinden tahliye olan Emin Aslan gibi Kaşif Kozinoğlu'da bu topraklar için mücadele etmiş, yeri geldiğinde sınırların dışında hayatını tehlikeye atmış bir isim. Ancak aşırı gücün yan etkisi olarak sonradan ortaya çıkan ''Bu vatanı sadece ben kurtarırım'' kibrinin onu da etkilediğini düşünüyorum. Bu noktada özellikle Emin Aslan ile yolları ayrılıyor.
Tarihler konusunda hafızam zayıftır; yanılmıyorsam 1997 ya da 1998 yılında tek başıma Afganistan'a gitmiş, haber peşinde koşmuştum.
Afganistan'da ilk olarak kuzeydeki Şıbırgan şehrine yakın Kızılayak Köyü'nde dostum, abim Abdülmennan Mahdum'un (4 yıl sonra Taliban tarafından öldürüldü. Tam bir kahramandı. Ruslara karşı mücadelede hep en saflarda yer almış bir isimdir. Ailesi ile birlikte Kenan Evren döneminde Türkiye'ye gelmiş, bir dönem ticaretle uğraşmış sonra tekrar ülkesine geri dönmüştü) misafiri olmuştum. Gelişimi haber alan Raşit Dostum misafiri olmamı isteyince, pek istekli olmadığımı gören Abdülmennan Mahdum'un ''Gitmezsen ayıp olur'' demesi üzerine Şıbırgan'daki Dostum'a ait gösterişli misafirhaneye geçmiştim. Turgut Özal'ın Raşit Dostum'a hediye ettiği Cadillac'ın da brandalar altında konakladığı misafirhanede müthiş ağırlanmıştım.
Raşit Dostum, karşı çıkmama rağmen, güvenliğim için önemli olduğunu söyleyip bana bir Mitsubishi cip ve 2 koruma tahsis etmişti. Tecrübem göstermiştir ki, bu tür ülkelerde sessiz sedasız dikkat çekmeden dolaşmak daha güvenlidir. Zaten bir kaç gün sonra da haklı olduğumu anlayacaktım.
Zorunlu korumalarımla ilk olarak atlar üzerinde oldukça sert oynanan geleneksel Buzkeşi(Buzkashi) müsabakalarını izledikten sonra, Mezarı Şerif'e gidip hem varlığımdan haberdar etmek hem de tanışmak için Türk Konsolosluğu'na gittim.
Konsolos Mehmet Samsar (Şimdi New York Başkonsolosu) beni çok nazik bir şekilde ağırlamış hatta Afganistan vizemin uzatılması için konsoloslukta sürekli hazır duran Afgan ordusunda görevli bir subaya pasaportumu verip hemen işlemlerin yapılmasını sağlamıştı.
Mehmet Samsar yaklaşık 2 ay önce gazeteci dostum Mürselin Tan'ın da haber için Afganistan'a geldiğini aktardıktan sonra müzik cd’leri hakkında keyifle bilgi verirken kapıyı çalmadan içeri giren bir kişi sohbetimizi kibarca(!) böldü.
Uzun boylu, oldukça iri, esmer bu kişi yine kibarca sorular sorarak kim olduğumu anlamaya çalıştı. MİT'ten olduğunu tahmin ederek ben de ona birkaç soru sordum, askeri ataşe görevinde olduğunu isminin de Kaşif Kozinoğlu olduğunu söyledi.
Yaklaşık yarım saat birbirimizi tarttıktan sonra, herhalde zararsız birisi olduğuma hükmetmiş olacak ki, Türkiye'de öğrenim gören Afganlı öğrencilerle konsolosluk binası içinde toplantısı olduğunu söyleyerek yanımızdan ayrıldı.
Konsolos Mehmet Samsar'a bu kişinin kim olduğunu sorduğumda aldığım ketum biraz da çekingen cevaplar Kaşif Kozinoğlu ismini hafızamın bir köşesine kaydetmeme neden oldu.
Birkaç gün sonra Rusların inşaa ettiği kuzeyle güneyi birbirine bağlayan meşhur Saleng Tüneli civarında bir tepede bölge komutanlarıyla haber için konuşurken Raşit Dostum'un bana tahsis ettiği cipin benzeri bir başka cip tozu dumana katarak yanımıza geldi. Cipten inen Kaşif Kozinoğlu hışımla yanımıza gelerek selam sabah vermeden bana bağırmaya başladı. Meramını anlamaya çalıştım. Meğer Raşit Dostum'un bana verdiği cipi onun adamları kullanıyormuş. Ben nasıl olur da bu cipi alırmışım. ''Git'' dedim ''Derdini Dostum'a anlat.''
Daha da köpürdü.
Alttan almaya çalıştım ama olmadı.
Ben de mevzuyu uzatmamak için cipteki eşyalarımı alıp kapısını da sertçe çarpıp, ''Uzatma. Çok meraklıysan al senin olsun'' dedim.
İşte o an herkes susup tepkisini görmek için Kaşif Kozinoğlu'na dönünce, tek ümidim(!) korumalarımın da tartışmanın bu nirengi noktasında ıslık çalarak gökyüzünü seyrettiklerini görünce, ''Masum yavrum şimdi taraklara yan bastın'' dedim.
Ama ben de cephane bitmez.
Hemen son kozumu kullanıp Genelkurmay ve Özel Kuvvetler Komutanlığı'ndan tanıdığım birkaç general ismi sıralayıp kendisini şikayet edeceğimi söyleyince önce o sonra ben burada yazamayacağım bir dizi küfrü birbirimize sıraladık. Sonrasında ''Töbe töbe' deyip gidince derin bir ''Oh'' çekmiştim.
Tabi bu kadar muhabbetten sonra Kaşif Kozinoğlu ismini araştırmak şart olmuştu.
PKK'ya karşı ilk operasyonları yapan özel harp dairesi grubunda yüzbaşı olarak görev almış, psikolojik harekatçı, sorgu uzmanı, yakın dövüş uzmanı, yeraltı ve yerüstünde yaşayan bütün bela adamlarla hukuku olan birisiyle kapıştığımı öğrenince daha çok sadaka vermeye yemin etmiştim.
Afganistan'da onu tanıyanlar, sık sık Çin sınırına gidip, hatta zaman zaman bu ülkeye illegal giriş yapıp Doğu Türkistan'da Çin Halk Cumhuriyeti'ne karşı bağımsızlık mücadelesi veren kadroları eğittiğini anlattılar.
1986 yılında o zamanki adıyla Özel Harp Dairesi'nde görevliyken önce Polis Özel Harekat Timlerine eğitim vermeleri, daha sonra MİT'in yurtdışında aktif görev yapan birimine birlikte geçmeleri, Kaşif Kozinoğlu'nu Yavuz Ataç ve Korkut Eken ile kader arkadaşı yapmış. Onları MİT'e davet edense istihbarat dünyasının efsane ismi Hiram Abbas olmuştu.
Alaaddin Çakıcı gibi Trabzonlu olan Kozinoğlu'nun Oyakbank eski Genel Müdürü Coşkun Ulusoy ile akrabalığı da hakkındaki dikkat çekici iddialardan sadece birisi.
Bana gelen bilgilere göre gözaltına alınacağı bilgisini alan Kozinoğlu, kendisi için en güvenilir yer olan Afganistan'a geçip süreci oradan takip edip dönüp dönmeme konusunda kararı sonra verecekmiş. Başta Afganistan ve Özbekistan olmak üzere Orta Asya'da oldukça geniş manevra alanı olan Kozinoğlu'nun istediği takdirde kalacak yer sıkıntısı çekmeyeceği kesin.
Son olarak, medyada sürekli yayınlanan o tek resmine bakıpta Kozinoğlu'nun yaşı konusunda aldanmayın.
Yaklaşık 20 sene önce çekilmiş o resminden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder