-------- Original Message --------
| Date: | Wed, 8 Jun 2011 07:37:09 -0700 (PDT) |
|---|---|
| From: | SÜLEYMAN YAĞIZ <suleymanya@yahoo.com> |
SÜLEYMAN YAĞIZ
"Başbakanımızın milletvekili adaylarına, 'Kendi başınıza basınla konuşmayın' diye talimatı var. O yüzden sorunuzu cevaplandıramam."
Bu sözler, AKP Milletvekili Adayı Emekli Tümgeneral Şirin Ünal'a ait… Şirin Ünal, bu sözü, Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi ve Yazarı Saygı Öztürk'ün bir sorusu üzerine söylemiş… Soru nasıl biliyor musunuz? Şöyle: "Tutuklanan Orgeneral Balanlı'yla birlikte çalıştınız mı?"
Saygı Öztürk, "Ama bunun partiyle ilgisi yok. Sizinle ilgili bir durum" diye ekleyince, Ünal, "İl Başkanımız Sayın Aziz Babuşcu'nun basın danışmanıyla konuşun. Onlardan onay çıkarsa sorunuza cevap vermemde bir sakınca olmaz" diye konuşmuş…
Saygı Öztürk'ün, "Sorduğum soru, tutuklanan komutanla birlikte çalışıp çalışmadığınız. Hepsi bu" diye üstelemesi üzerine de vekil adayı emekli tümgeneral, "Sadece bu sorunuza cevap verebilirim" demiş ve eklemiş:
"Hava Kuvvetleri Karargâhı'nda ben harekât başkanıyken, Balanlı Paşa da kurmay başkanıydı. Benim amirimdi. Bir yıl beraber çalıştım. Balanlı Paşa, Eskişehir 1. Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na atandığında da ben de bir yıl yardımcılığını yaptım."
Saygı Öztürk, bir soru daha yöneltmiş… "Tutuklanmasına üzülmüşsünüzdür herhalde?" demiş… Şirin Ünal ise, "Bu konuda bir şey söyleyemem. Olay yargıya intikal etmiştir. Bir şey söylemem uygun olmaz" demekle yetinmiş!
Gördünüz mü, AKP'nin vekil adayı emekli paşayı?! Eski amiri için, "geçmiş olsun" bile diyememiş!
Emekli paşanın, "basına konuşması için İl Başkanı'nın basın danışmanından izin alması gerektiğini" söylemesi, demokrasi açısından ne kadar hazinse; eski amiri için geçmiş olsun diyememesi de insanî açıdan o kadar hazindir!
Bu bey başımıza vekil olacak iyi mi? Olacak da nasıl olacağı şimdiden belli değil mi?
TUTUKLAMALAR ZAMAN AYARLI
Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı'nın hapse atılması da gösterdi ki, özellikle "Balyoz" ve "Ergenekon" tutuklamaları artık iyice sıradanlaştı ve tam keyfileşti…
Başından beri öyleydi de aslında, bazı isimler açısından hiç olmazsa, biraz farklıydı… Ama şimdi, tutuklanmasına karar verilen kişinin önce ne zaman üzerine gidileceği belirleniyor… Zira tutuklama mekanizması "zaman ayarlı" çalışıyor. Örneğin, YAŞ öncesi, örneğin seçim öncesi gibi... Yâni, kimselerin ses çıkaramayacağı zamanlarda…
Tutuklanacak kişi, zamanı belirlendikten sonra, suçu olsun olmasın, rütbesine-makamına, görevine bakılmaksızın, hemen alınıyor içeriye… Sonra… "Sonra"sı çok karanlık bir süreç… İçeriye alınanın dışarıya çıkması artık mucizelere kalıyor!.. Bunlar yaşanırken de, gözümüzün içine baka baka, "tam demokrasi"den, -o da yetmiyormuş gibi-, "ileri demokrasi"den söz ediliyor…
Bu arada Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Belli noktada olanlar tutuklanırken çok ince düşünülmeli. Tutuklamalar istisnaî olmalı. Daha çok serbest bırakma kararı verilmeli" diyor… Diyor da… Bülent Bey'in dediğinin tam tersi yaşanmaya devam ediyor… O zaman, insan, "Yoksa, Bülent Bey dalgasını mı geçiyor?" diye sorgulama ihtiyacını duyuyor!
"KIRIP DÖKENLERDEN OLMAYIN"
Tayyip Bey, bir konuşmasında, milletvekili adaylarına, "Rakiplerinizin kışkırtmalarına aldanmayın. Kırıp dökenlerden, kalp incitenlerden olmayın" diye tavsiyede bulunmuş…
"Rakiplerinizin kışkırtmalarına aldanmayın"ı anladık da gerisini anlayamadık… Zira, Tayyip Bey, sabah akşam kırıp döküyor ve kalp incitiyor... Anlaşılan, kırıp dökmeyi ve kalp incitmeyi de kendi tekeline almış!
YENİ BİR FİŞLEME YAPILMIŞ OLACAK
Giderek artan yasaklara internet sansürü de ekleniyor. Vatan Gazetesi Yazarı Can Ataklı, 4 Haziran 2011 tarihli yazısında, bu konuda şöyle diyor:
"Standart denilen paket, hiçbir paketi istemeyene otomatik olarak uygulanmayacak. Standart paket isteyene bir şifre verilecek, internete bu şifreyle girecek. Standart paket istemek 'porno izlemek istiyorum' demeye gelecek. Yani standart paketini alırken âdeta 'Ben pornocuyum' demek durumundasınız. Hepsinin ötesinde, standart paket alanlar, o zaman da şimdi yasak olan sitelere giremeyecek, çünkü sansür zaten devam edecek."
Ataklı çok haklı… Bir cümle da ben ekleyeyim: Böylece, kimin hangi paketi aldığı tek tek belirlenecek ve yeni bir fişleme yapılmış olacak.
__
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder