9 Eylül 2011 Cuma

POLITIK - PKK - İsrail - AKP üçgeni

 

PKK - İsrail - AKP  üçgeni
++++++++++++++++++++++
 
Ali Serdar Bolat   8 Eylül 2011
 
PKK, Suriye'deki Bekaa Vadisi'nde  üslendiği yıllarda, İsrail yandaşlığını belli etmemeye özel önem veriyordu.
Eğer İsrail dostu bir çizgiye girseydi, Suriye buna izin vermez ve çok ağır cezalandırırdı.
Prof. Yalçın Küçük, Aydınlık'ta yayımlanan İlker Başbuğ ile ilgili yazılarında, Öcalan'ın Mustafa Karasu'ya İsrail ile ilişkiler konusunda uyarılarda  bulunduğunu aktarıyor
Zaten Suriye'nin PKK'ya kamp yeri vermesi, Turgut Özal yönetimine bir misilleme idi.
Turgut Özal, Müslüman Kardeşler örgütünü Suriye'de silahlı isyan çıkarması için kışkırtmıştı.
Suriye, Özal'ın bu davranışına, PKK'yı ülkesine kabul etmekle cevap vermişti.
Amerika, düşmanı olan Rusya'ya dost olan Suriye Hükümeti'ni zayıflatmak için Özal'ı maşa olarak kullanmıştı.
Yabancıların talimatları ile hareket eden Özal, PKK'nın barınak ve eğitim yeri temin ederek güç toplamasına bu suretle yol açmış oluyordu.
 
Suriye'den çıkmak zorunda bırakılan Öcalan'ı yakalayıp şartlı olarak Türkiye'ye veren ABD, Suriye'den kovulan PKK'ya Kuzey Irak'ta yer tahsis etmişti.
Böylece lideri ABD denetimindeki Türkiye'de kontrol altına alınmış olan PKK, Amerika'nın talimatları dışına çıkamayacaktı.
Çünkü Suriye'den kovulmuş olan PKK'yı şimdi de ABD Irak'tan kovarsa, PKK ancak İran'a sığınabilirdi.
Gidecek başka yer yok çünkü.
Bu durumda, PKK'nın İran ile iyi geçinmesi en mantıklı seçenekti.
 
Ama görüyoruz ki, PKK 2003 yılında Amerika'nın Irak'ı işgal etmesinden hemen sonra İran cephesini açtı.
İranlı Kürtleri eğiterek PJAK örgütünü kurdu ve bu örgütü İran'ın üzerine saldı.
Bunu yapmasa, İran PKK'ya karşı bir hareket yapmayacak.
Peki PKK durup dururken niçin cepheyi genişletiyor? Türk Ordusu az mı geldi ki bir de İran cephesi açıyor?
Doğu Perinçek diyor ki:
PKK açısından mantıksız gibi görünen bir cephe, başka bir strateji içinde mantıklı olmaktadır.
Bölgemizde İran'ı hedef alan devletler biliniyor: Amerika ve İsrail.
Demek ki,PKK'nın kendine özgü bir stratejisi bulunmuyor. Daha büyük stratejiler içinde mevzileniyor ve görev yapıyor.
BOP stratejisinin piyonu olarak...
Arkasına ABD ordusu'nun desteğini almış olduğu için ABD'nin isteği ile İran cephesini açmakta tereddüt etmemiştir.
İran'ın da çökertilmesi ve Büyük Kürdistan için oradan da bir parça koparılması BOP'nin ana hedefidir.
  
ABD gelmiş, Irak'ı işgal ederek bölmüş ve Kürdistan'ın Irak'taki parçasını fiilen kurmuştur.
1991'den sonra PKK liderleri bu modele sık sık gönderme yaparlar. "ABD işgali bize bir vatan armağan etti" diye açık açık yazmışlardır.
PKK'nin mevzilenmesi ve eylemleri, Kürtlerin yaşadığı bölge ülkelerine karşı, ABD ve İsrail'in BOP stratejisine oturmaktadır ve hele son zamanlarda ancak bu strateji içinde açıklanıyor.
BOP stratejisi: Kürtlerin yaşadığı 4 ülkeden (Türkiye, Iran, Irak, Suriye) parça kopararak buralarda Birleşik Büyük Kürdistan kurmaktır.
ABD ordu dergisinde yayımlanan aşağıdaki haritada, kurulması öngörülen bu ülke Free (Hür) Kurdistan olarak gösteriliyor.
Bu 4 Müslüman ülkenin parçalanması ve ABD-İsrail dostu bir Büyük Kürdistan kurulmasının, öncelikle İsrail'in çıkarına olduğu açıktır.
Böylece, PKK'nın dış dostlarını göstermiş olduk.
 
Gelelim PKK'nın Türkiye içindeki dostlarına:
PKK ve BDP'nin şu anda Türkiye'deki en yakın dostları Can Paker ve İshak Alaton gibi işbirlikçi burjuvazinin İsrail ilişkili temsilcileridir.
Abdullah Öcalan'ın sıcak selamları, Cengiz Çandar, Ahmet Altan, Hasan Cemal gibi medyadaki ABD-İsrail adreslerinedir.
İsrail ile çok sıcak bağlantıları olan medya organları, PKK'yi PKK organlarından çok daha etkin olarak destekliyorlar.
Manzara çok açıktır: PKK hem bölge düzleminde, hem de Türkiye içindeki yakın dostlarıyla İsrail cephesinde yer alıyor.
 
PKK ve BDP'nin şu anda Türkiye'deki en yakın dostları Can Paker, İshak Alaton, Cengiz Çandar, Ahmet Altan, Hasan Cemal gibi isimlerin aynı zamanda en ateşli AKP yandaşları olduğunu da gözönüne alırsak, PKK - İsrail - AKP üçgenini ortaya çıkarmış oluruz.
 
Gayet tabii İsrail derken İsrail+ABD kastediliyor. Bu iki ülkeyi birbirinden ayrı düşünemeyiz.
 
Dr. Doğu Perinçek'in "İsrail ve PKK" başlıklı 6 Eylül günlü Aydınlık köşe yazısından faydalanılarak yazılmıştır.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder