20 Ocak 2012 Cuma

Askerin 'Think'i gitti 'Tank'ı kaldı


Adamlar önümüzdeki harpler için fikirsel hazırlık yapalım demişler, sonra da siz düşünmeyin, gerekirse biz düşünürüz deyip kurumu kapatmışlar.
Peki düşünmeden, planlamadan, ordularımız harbe nasıl hazırlanacak.
Güdük bir şekilde sadece taktik planlarla mı?

Bir kez daha belirteyim.
Seferberlik hazırlıkları, harbe hazır olma çalışmaları sivillerin görevidir.
Gerekli silah sistemlerini sağlamak, üretmek, savaş için gerekli altyapının hazırlanması bunlar doğrudan sivillerin görevidir.
Bizim Asker olmayan devlet görevlilerimiz, ve siyasi kadrolar ise ordularının dişini sökmekle meşgul, oysa bütün bu kadrolar önümüzdeki III. Dünya Savaşı için hazırlıkla meşgul olmalıydı.

Askerin 'Think'i gitti 'Tank'ı kaldı

Askerin 'Think-tank'ı olarak bilinen Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi'nin geçen kasımda kapatıldığı ortaya çıktı.
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Kıvrıkoğlu döneminde kurulan merkezin askeri personeli de tayin yoluyla başka görevlere alındı
.

Mahmut GÜRER / ANKARA

AKŞAM Gazetesi

http://www.gazetevatanemek.com/

Dönemin Genelkurmay 2.
Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın ön ayak olduğu, aynı dönem Genelkurmay Başkanı olan emekli Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu tarafından açılışı yapılan Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi (SAREM) 2011 kasımında faaliyetlerine son verdi
.

Askerin düşünce kuruluşu (Think-tank) olarak bilinen SAREM, Genelkurmay Başkanlığı'ndaki Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı'na (ATASE) bağlı çalışıyordu.
İlk komutanlığını Tuğgeneral Reşat Ödün'ün yaptığı SAREM, özellikle uluslararası ilişkilerde kısa, orta ve uzun vadeli strateji üretiminde Genelkurmay'a katkıda bulunuyordu.
Merkezin kuruluşunda, aralarında Nejat Eslen ve Armağan Kuloğlu'nun da bulunduğu 4'ü emekli general 24 kişilik bir ekip görev aldı.
Subayların yanı sıra, akademisyenler ve diplomatlar da aynı ekipteydi.

'FELAKET SENARYOSU'YLA GÜNDEME GELDİ

SAREM'in adını gündeme getiren en önemli gelişme ise 2007 yılında yaşandı.
Türkiye üzerine
'felaket senaryoları'nın konuşulduğu ABD'deki Hudson Enstitüsü'nde düzenlenen toplantıya, dönemin SAREM Başkanı Süha Tanyeri'nin katıldığı ortaya çıktı.
Uzun süre tartışılan senaryolara göre, dönemin Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu suikasta kurban gidecek, Beyoğlu'nda düzenlenecek canlı bomba saldırısını PKK üstlenecek, ardından da TSK 50 bin askerle K.
Irak'a girecekti.
Basına sızan senaryonun ardından Genelkurmay bir açıklama yaparak Tuğgeneral Tanyeri'nin, bir dizi temasta bulunmak üzere ABD'de olduğu, Hudson Enstitüsü'ndeki toplantıya da bu çerçevede katıldığını duyurdu.
Tanyeri daha sonra
'Balyoz' davası kapsamında tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderildi.

İrtica ve bölücülük istisna

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Kıvrıkoğlu, 8 Ocak 2002'deki açılış konuşmasında SAREM'in faaliyetlerini sıralarken iç politika konularının bunun dışında olduğunu söylemiş ve şöyle demişti: '...
İç politika ve iç politik konular, bu kurumun faaliyet alanı dışındadır ve dışında kalacaktır.
Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bekası ve milli gücünü doğrudan ilgilendirdiği için irticai ve bölücü faaliyetlere ilişkin değerlendirmeler, bu genellemenin dışında (...) Bu kulüp, güvenlik bağlamında ve geleceğe yönelik jeopolitik ve jeostratejik konularda araştırmalar yaparak karar vericilere önemli veri tabanı, bilgiler ve alternatifler sunacak.
SAREM'in çalışmaları resmi ve bağlayıcı bir formatta ve yapıda da olmayacaktır...'

Son kez ekimde toplandık

Genelkurmay Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi'nin Planlama Kurulu Üyesi emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, AKŞAM'a şunları söyledi:

- Komuta kademesi böyle bir karar vermiş, saygı duymak lazım.
Kurulduğu günden bu yana emekli olmama rağmen SAREM'de görev yaptım.
Faydalı olduğunu düşünüyordum.

- SAREM'in yıllık planlamalarını yapan ekipteydim.
Son toplantıyı 2011 Ekiminde yaptık.
SAREM'in çalışma yerinin yanlış olduğunu ifade etmiştim.
Ama bize kapanacağını söylememişlerdi.
O düşünceler komutana aktarılmıştır, o da böyle bir tasarruf kullanmış olabilir.
Genelkurmay içine kapandıkça şeffaflığını kaybeder.
Dolayısıyla bu konularda çekinmemek gerekiyor.
Bence şeffaf olmaya devam etmeli.

 

 


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder