Tıpkı diğer kazalar gibi, tedbirsizlik, ihmal ya da meslekte acemilik açısından takip edilebilir.
TCKda vatana ihanet adı altında bir suç yoktur.
Çağdaş ceza hukukunun temel ilkelerinden biri olan suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereğince vatana ihanet adı altında bir suçun düzenlenmesi bu ilkeye ters düşer.
Zira bu isimde bir suç birçok suç oluşturan fiili kapsayabilir.
Mesela,kin ve düşmanlığa tahrik suçu,devlet sırlarını açığa vurma suçu,anayasayı ihlal suçu, vatana ihanet kavramı altında toplanabilir.
Oysa bahsettiğimiz kanunilik ilkesi gereğince tum suçların kazuistik bir şekilde düzenlenmesi gerekir.
Kural, "Kanunsuz suç ve ceza olmaz" biçimindedir.
Ancak; TCK'da "vatana ihanet" diye bir suçun bulunmaması vatana ihanetin suç olmadığını göstermez.
Örnek göstermek istersek de en basitiyle TCK'nın üçüncü bölümündeki suçları yani "Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar" suçlar bu kapsamda sayılabilir..
- Devletin egemenlik alametlerini aşağılama
- Türklüğü, Cumhuriyeti, Devletin kurum ve organlarını aşağılama
- Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak
- Düşmanla işbirliği yapmak
- Devlete karşı savaşa tahrik
- Temel millî yararlara karşı hareket
- Yabancı devlet aleyhine asker toplama
- Askerî tesisleri tahrip ve düşman askerî hareketleri yararına anlaşma
- Düşman devlete maddî ve malî yardım
- Anayasayı ihlâl
- Yasama organına karşı suç
- Hükûmete karşı suç
- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetine karşı silâhlı isyan
- Suç için anlaşma
- Askerî komutanlıkların gasbı
- Halkı askerlikten soğutma
- Askerleri itaatsizliğe teşvik
- Yabancı hizmetine asker yazma, yazılma
- Savaşta yalan haber yayma
- Seferberlikle ilgili görevin ihmali
- Düşmandan unvan ve benzeri payeler kabulü
- Siyasal veya askerî casusluk
- Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama
- Gizli kalması gereken bilgileri açıklama
- Uluslararası casusluk
- Devlet sırlarından yararlanma, Devlet hizmetlerinde sadakatsizlik
- Yasaklanan bilgileri temin
- Yasaklanan bilgilerin casusluk maksadıyla temini
- Yasaklanan bilgileri açıklama
- Yasaklanan bilgileri siyasal veya askerî casusluk maksadıyla açıklama
- Devlet güvenliği ile ilgili belgeleri elinde bulundurma
Anayasalar değiştirilebilir, ancak nasıl değiştirilebileceği de yine anayasada yazar.
Bunun dışındaki her yol anayasayı tebdil ve ilga suçudur.
Bir meclis kendisine yasal yetki veren bir anayasayı toptan değiştiremez, bu da anayasayı ilga anlamı taşır.
Anayasayı sadece silahlı kuvvetler değil, hükümetler, ya da meclisler de ilga edebilir.
Anayasayı ilga suçu için öncelikle:
- Muktedir olabilmek gerekir. Muktedir olmayanların teşebbüsleri anayasayı ilga suçu oluşturmaz. Basit vatandaşlar bu suçu işleyemezler. Ardınızda ordu, milis gücü vb. olmalı.
- İkincisi bu suç işlemek değil, teşebbüs etmeleri gerekir. Teşebbüs ise düşünmek, planlamak değildir. İlga suçunun işleneceğini açıkça isbat eden hazırlıklardır.
Misal; teşebbüs silahlı olarak harekete geçme, ancak başarısız kalma anlamını taşır.
Anayasayı ilgaya teşebbüs suçu için daha canlı örnek isterseniz, Talat Aydemir ve arkadaşlarının yaptıkları bu işe en güzel örneklerdir.
Bunun dışında kalan tevatür, rivayet vb. tarzı ilga iddialarının yargılanması ise açıkça siyasi mahkemelerin işidir. - Hükümetler komuta heyetiyle fikir ayrılığına düşebilir. Bu durumda ya uyumsuz duruma düşen komutan isifa eder, ya da hükümet onu azleder.
Her fikir ayrılığında darbe iddiasında bulunulmaz.
Aslına bakarsanız, anayasayı ilga suçunu mevcut meclis ve iktidar, ve bu arada PKK-BDP kadroları bir sürü kez işlemiştir.
Hatta AKP bu konuda en az bir kez yargılanmış ve mahkum da olmuş, sicili bozuk bir kadrodur.
Dahası, yapılan yargılamada verilen cezanın caydırıcı olmayışı sebebiyle, takip eden zamanda daha da katmerli şekilde ANAYASAYI TEBDİL, TAĞYİR VE İLGA suçu işlemişlerdir.
Dahası yukarıda belirttiğim listedeki suçları da ki, bunlar VATAN İHANET anlamı taşıyan suçlardır, bir sürü kez işlemişlerdir.
On 12.01.2012 14:11, zeki kentel wrote:
İlker Başbuğ terörist mi?
DARBE PLANLAMAK VE YAPMAK VATANA IHANETTIR! GOREV DEGILDIR! ANCAK KOCATEPE'YI BATIRMAK GOREV SUCUDUR!
Türkiye Cumhuriyeti'nin 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ "Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak ve cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs" suçlamasıyla tutuklandı.
Başbuğ'u ise suçlamanın ikinci kısmından, yani darbecilikten ziyade 'terör örgütü' kısmı rahatsız etmiş. Bu nedenle Sayın Başbuğ adliyeden çıkarken "Türkiye Cumhuriyeti'nin 26. Genelkurmay Başkanı, terör örgütü kurmak ve yönetmekle suçlandı. Takdir yüce Türk milletinindir" demiş...
Demek ki Cumhuriyet'in 26. Genelkurmay Başkanı 'darbecilik' suçlamasından o kadar da rahatsız değil. Hani bir cezası olmasa belki de göğsünde onur madalyası gibi taşıyacak.
'Terör araç, darbe amaç'
Başbuğ'u savunanlar da en çok akıllarını "terör örgütü üyesi olmak" suçlamasına takmış. "Aman efendim nasıl olur da koskoca Genelkurmay Başkanı PKK ile aynı kefeye konabilir" diyorlar. Bu kişilere göre terör denince akla sadece PKK geliyor herhalde. Eğer PKK üyesi değilseniz terörist de olamazsınız (!) Oysa terörün tanımı az çok belli. Terör, şiddet ve/veya tehdit yoluyla siyasi sonuçlar elde edebilmek için korku ve gerilim üretmektir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere burada kritik unsur bilinçli olarak üretilen gerilim ve korku ortamını bir kaldıraç gibi kullanarak, devleti ve kitleleri rehin alıp siyasi hedeflerinize ulaşmaktır. Bu hedefler ülkeyi bölmek olabileceği gibi, onun rejimini değiştirmek, hatta mevcut hükümeti ya da Meclis yapısını değiştirmek de olabilir.
İşte bu geniş tanımdan bakıldığında darbecilik de bir tür terördür, en azından terörü araç olarak kullanır. Çünkü orada da siyasi hedeflere halkı ve devleti korkutarak ulaşmak vardır. Önce siyasi grupları birbirine düşürürsünüz, silahlı çatışmalar ile ülkeyi anarşiye sürüklersiniz, ardından 'sahte kahramanlar' olarak iktidarı ele alır, ülkenin tüm yasalarını ve Meclisini tatil edersiniz.
27 Mayıs'ta böyle olmadı mı? 12 Mart'ta, 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta böyle olmadı mı?
Başbuğ, ülkenin 26. Genelkurmay Başkanı'nın "Terör örgütü kurmak ve yönetmek"le suçlanmasına şaşırıyor.
Bu şaşkınlığın sebebi belki de 25., 23., 22., 17. ve 15. Genelkurmay başkanları ve pek çok diğer general hakkında yapılmayan suçlamanın sadece kendisine yapılmasıdır. Muhtemelen Başbuğ kendisine soruyordur, "Ben Kenan Evren'den daha farklı ne yaptım ki? 27 Mayıs'ı gerçekleştiren arkadaşlarımdan farkım ne? 25. Genelkurmay Başkanı Büyükanıt muhtıra vermişti, benim ondan farkım ne de bu suçlama sadece bana yapılıyor?"
Generallerin talihsizliği
Bugünün generallerinin şanssızlığı işte burada yatıyor. Geçmişte yapılanları tekrarladıkları anda suçlu konumuna düşüyorlar ve kendilerini hâkim karşısında buluyorlar. Sayın Başbuğ'un tutuklanırken şaşırması gereken, suçu işlerken kullandığı iddia edilen yöntem ve araç (terör) değil, kendisine isnat edilen asıl suç, yani darbecilik olmalıydı.
Savcı diyor ki "Sen bu ülkenin hükümetini cebir ve şiddet kullanarak ortadan kaldırmaya kalktın; görevini yapmasını engellemeye teşebbüs ettin, bunun için zemin hazırladın, örgütlendin" vs.
İşte Başbuğ'un ve tüm generallerin asıl utanması, sıkılması gereken esas suçlama bu olmalıdır.
Elbette karşımızdaki manzaranın övünülecek bir yanı yok. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başındaki kişi kendi devletine karşı darbe yapmakla, ülkesine karşı terör yöntemleri uygulamakla suçlanıyor.
Ve herkes adı gibi biliyor ki o koltukta oturan pek çok kişi geçmişte bu suçu övünerek, sevinerek işledi.
Kimi general başbakan idam ettirdi, kimi ise halkın temsilcilerini tehdit etti, azarladı, halk iradesine hakaret etmeyi görevi bildi.
Kısacası mahkeme karşısında bir eski Genelkurmay Başkanı ile övünecek değiliz elbette.
Ancak mahkeme karşısına çıkarılmayan pek çok genelkurmay başkanımızla da övünmekte zorlanıyoruz.
Umarız bundan sonraki genelkurmay başkanlarımız ne terörle suçlanırlar ne de darbecilikle.
Ve umarız Sayın Başbuğ da bu mahkemeden terörist ve darbeci olarak değil de, aklanarak çıkar.-------------------------------------------------------Sedat LAÇİNER
DARBE PLANLAMAK VE YAPMAK VATANA IHANETTIR! GOREV DEGILDIR! ANCAK KOCATEPE'YI BATIRMAK GOREV SUCUDUR!
__._,_.___
-- . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Omnium artium medicina nobilissima est Tum sanatlar icinde hekimlik en soylu olandir. Latin Atasozu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur. Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder