19 Eylül 2012 Çarşamba

Suriyeli 'muhaliflerden' itiraf: 'Bu bir mezhep savaşı'

 

Çarşamba, 12 Eylül 2012 - 11:33

Suriyeli 'muhaliflerden' itiraf: 'Bu bir mezhep savaşı'


Talbesa yakınlarında konuşlanan Suriyeli silahlı grup "Faruk Tugayı" mensupları, savaşmalarının temel gereçkçesini itiraf ettiler: Suriye'de Aleviler ve Şiiler rejimi destekliyorlar. Bu bir mezhep savaşı!
 
İngiliz Channel 4 televizyonu, Suriye'deki "Faruk Tugayı" ile geçirdiği günlerin ardından çarpıcı bir haber yayınladı. Talbesa civarında konuşlanan grubun söyledikleri, Suriye'deki silahlı grupların savaştaki temel motivasyonlarını net bir biçimde ortaya koyuyor.
 
Haberde silahlı grupların keskin nişancılık eğitimi yaptıkları ve uçaksavar füzelerine sahip oldukları görülüyor. Haberde görülen bu uçaksavarlardan bir tanesi 23 mm'lik ZU-23-2 tipi, diğeri ise 14.5 mm'lik ZPU-1 tipi uçaksavar. Kameranın çektiğine bakılacak olursa, uçaksavarların mühimmat eksiği yok.
 
'Bu bir mezhep savaşı'

Ancak haberdeki en önemli nokta, Faruk Tugayı'ndaki bir militanın savaşlarının bir "mezhep savaşı" olduğunu söylemesi. Muhabir, militanların "şimdi [Esad rejiminden] intikam zamanı" dediğini aktarıyor. bundan hemen sonra ise, bir militanla aralarında şöyle bir diyalog geçiyor:
 
- Humus'a giden yolu temizlemek istiyoruz. Ailelerimiz orada. Aleviler, Şiiler ve onların milisleri tarafından katlediliyorlar. Bu artık orduyla ya da rejimi devirmekle ilgili değil. Bu artık bir mezhep çatışması.

- Gerçekten mi? Yani bu artık Humus'taki mezhep kavgasıyla mı ilgili? Ne demek istiyorsun?

- Aleviler ve Şiiler rejimin yanında.

- [Başka bir militan] Sünniler katlediliyor.
 
Uydu görüntüleri ile saldırı planı

Haberde ayrıca silahlı grubun önlerindeki renkli uydu görüntüleri yardımıyla bir ordu kontrol noktasına saldırı planladıkları görülüyor. Ancak diğer silahlı gruplarla yaşanan koordinasyon eksikliği nedeniyle saldırının iptal edildiğini öğreniyoruz.
 
Yine görüntülerde 73 mm'lik bir SPG-9 dikkat çekiyor. Bu silahın yeni yeni kullanılmaya başlandığı anlaşılıyor. Ancak bu silahın da herhangi bir mühimmat eksikliği olmadığını tahmin etmek zor değil. İlginç olan diğer bir silah ise, Çin yapımı bir QLZ-89. Haberden, muhaliflerin 100 bin doları mühimmat almak için kullanacakları ifade ediliyor.
 
"Özgür dünya bize neden yardım etmiyor?'

Videoda bir militan muhabire "dert yanıyor". Genç birisi, "özgür dünya"nın kendilerine destek vermediğini iddia ediyor. Militan bunun nedeni olarak, "görünüşlerinin Selefi'ye benzemesini" gösteriyor. Militan daha sonra, "Eğer biz Selefi ve dindarsak ne olmuş? Özgürlük dedikleri bu mu? Benim özgürlüğüm olmak istediğim şeyi olabilmek." diyor.
 
Silahlar karaborsadan mı?

Channel 4'un haberine göre, muhalifler silahlarını ve mühimmatlarını "karaborsa"dan parayla satın alıyorlar. Ancak hem uydu görüntülerini nasıl elde ettikleri, hem de karaborsadan alınmayacak silahların nereden geldiği soru işareti olarak kalıyor.
 
Çarşamba, 12 Eylül 2012 - 20:59

Emperyalizm Suriye muhalefetine gözdağı veriyor


Esad hükümetinin direnişine tahammülü gittikçe azalan emperyalizm, Suriye muhalefetine yüklenmeye başladı. Muhalefete adeta beceriksiz diyen emperyalistler, beceriksiz de olsa tek alternatifleri olan muhalefetin prestiji için de her yolu deniyor.
 
Geçtiğimiz günlerde Fransa Cumhurbaşkanı Hollande 'ın Suriye muhaliflerince kurulacak geçici hükümeti tanıyacağına yönelik bir açıklama yapmıştı. Bu açıklamanın ardından ABD yetkilileri, Suriye'deki muhaliflerin kendi aralarında bütünlük sağlayamadıkları ve ortak bir plan çerçevesinde hareket etmedikleri gerekçesiyle, muhalifler tarafından kurulacak bir geçiş hükümetini tanımanın erken bir karar olduğu cevabını verdi.
Suriye Ulusal Konseyi(SUK) lideri Abdelbaset Seyda ABD'nin bu cevabını eleştiren bir konuşma yaptı. Seyda konuşmasında ABD'yi ve diğer batılı devletleri aşağıdaki sözlerle eleştirdi:
 
Obama hükümeti muhalif grupları eleştirmek yerine, Esad diktatörlüğüne karşı kararlı bir hareket geliştirmelidir. ABD uzun zamandır, Esad'ın devrilişinin gecikmesine muhalif gruplar arasındaki ayrılığın sebep olduğunu söylemektedir. Bu grupların hepsinin ayrı gündemleri ve talepleri olmasına rağmen. ABD muhalif gruplar arasındaki tüm fraksiyonları tek bir çatı altında toplamak istiyor. Hatta Obama Türkiye gibi müttefiklerine de bütün muhalifleri bir araya getirme görevi verdi. Fakat başarısız oldu.
 
Seyda konuşmasının devamında bu ayrılıkların her ülke için normal olduğunu kaydederken muhalefetin Esad'ın devrilmesi noktasında mutabık olduğuna dikkat çekti. Bunun ardından uluslararası toplumu kararlı davranmamakla suçlayan Seyda, bir an önce harekete geçilmesi çağrısı yaptı.
Seyda'nın normal tespitine rağmen emperyalizm bu ayrılıkları pek de normal karşılamıyor. Esad hükümetinin direnişine tahammülü gittikçe azalan emperyalistler, muhalefetin parçalı yapısını eleştirirken özellikle isyancıları tek bir liderlikte kapsayamadığı için Suriye Ulusal Konseyini suçluyor.
 
Başarısız Suriye muhalefeti
ABD 'nin açıklamaları ile beraber batı medyasında da SUK' u merkeze alan ve muhalefeti eleştirilen yazılar yayınlanmaya başladı. Bunun önemli örneklerinden biri de geçtiğimiz günlerde ForeignPolicy adlı basın organında yayınlanan makale. Yazıda SUK özellikle muhalefete yönelik uluslararası desteği yeterince büyütememekle suçlanıyor. Muhalif öznelerin Suriye Ulusal Konseyi' nin siyasi önderliği altında toplanamamışının sebebi olarak da konseyi temsil eden yapıya yönelik güvensizlik gösteriliyor. Suriye muhalefetinin medya politikalarını da eleştiren yazıda uluslararası arenada "başarısız" politika izleyen muhalefetin Suriye'nin iç dinamiklerini de kapsayamadığı ve rejim karşıtlığını yükseltemediği eleştiriliyor. Esad karşıtlığının yükseltilmesi için propagandif sloganlar ve semboller kullanmaktan bile kaçınılırken "devrimin" amacının ve gerekliliğin halka nasıl yayılacağı sorusu soruluyor.
 
Libya'da işler ne güzeldi
Tüm bu eleştirilere karşı örnek gösterilen unsur ise Libya. Libya' da sürecin emperyalizmin doğrudan müdahalesine kanal açacak şekilde ilerlemesi övülürken Suriye muhalefetinin bu konuda açıkça "beceriksiz" davrandığı yazılıyor
.
Emperyalizm tarafından sıkça vurgulanan tek kanatta birleşmiş Libya önderliği emperyalizmin maaşlı devrimcilerinden ve CIA bağlantılı El Kaide milislerinden oluşuyor. Libyada emperyalistler ve El Kaide arasındaki ilişkiyi gösteren birçok habere soL'da daha önce yer vermiştik.Batı medyasının övdüğü Libya'ya demokrasi getiren bu İslami savaşçıların iddia edildiği şekilde tek bir çatı altında hareket ettikleri bir gerçek. "Devrime" komuta eden bu "çatı" ise ABD ve NATO önderliğindeki emperyalistlerden oluşuyor.
 
El Kaide: Melek mi şeytan mı?
Emperyalizmin sürecin tamamında izlediği ikiyüzlü tutum muhalif özneler söz konusu olduğunda da değişmiyor. Eleştirel bir takım açıklamalarla muhalefete gözdağı verilse de muhalefetin prestijini artırmak için de her yol deneniyor.
Son olarak ise muhalefetin içindeki "El Kaide tehdidine" işaret eden açıklamalar yapılmaya başlandı. El Kaide' nin muhalefet içindeki etkisinin artması ve bunun sonucu olarak da Esad' ın elinde bulundurduğu kimyasal silahların El Kaide' nin eline geçebileceği tehdidi propaganda ediliyor.
Libya'da El Kaide ile olan ilişkisi ortada olan ABD ve işbirlikçileri bu sözde tehdidi muhalefetin gayri meşru eylemliliklerini aklama aracı olarak kullanıyor. Muhalif grupların sivillere yönelik gerçekleştirdiği çok sayıda katliam yüzüstüne çıkınca, batı medyası ağız birliği etmişçesine sorumluluğu El Kaidecilere yükleyerek muhalefetin prestijini diri tutmaya çalışıyor.
(soL -Dış Haberler)
 

 
Çarşamba, 12 Eylül 2012 - 16:46
YazdırArkadaşına gönder

İngiliz Milletvekili George Galloway'den Suriyeli 'muhalif'e: 'Sizin sahibiniz Suudiler!'


İngiltere'nin solcu milletvekili George Galloway, Lübnan'dan yayın yapan El-Mayadeen televizyonun 28 Ağustos'taki programında, Suriyeli bir "muhalif" ile tartıştı. "Neden Suudi Arabistan'da 'devrim' yapmıyorsunuz?" diye soran Galloway, ABD'nin desteklediği bir devrimin devrim olmayacağını söyledi.
 
 
http://haber.sol.org.tr/dunyadan/ingiliz-milletvekili-george-gallowayden-suriyeli-muhalife-sizin-sahibiniz-suudiler-haberi
 
 
Çarşamba, 12 Eylül 2012 - 16:34
 

Basın Konseyi'nden Hatay açıklaması: 'Ambulanslar Suriye'ye silah taşıyor'


Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit, Yüksek Kurul üyeleriyle birlikte sürdürdükleri incelemelerin sonuçlarını basınla paylaştı. Hatay'da yapılan basın açıklamasında Konsey başkanı Birgit ellerinde Sağlık Bakanlığı'na ait ambulansla Özgür Suriye Ordusu'na silah taşındığını gösteren fotoğraf bulunduğunu açıkladı.
 
Hatay araştırma ve incelemelerini sona erdiren Basın Konseyi yöneticileri ulaştıkları sonuçları basınla paylaştı. DHA'nın haberine göre, Yüksek Kurulu üyeleri Tufan Türenç, Turgut Kazan, Yalçın Büyükdağlı ve Oktay Huduti ile birlikte bir basın toplantısı yapan Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit, cep telefonuyla çekilmiş bir ambulans fotoğrafı göstererek, "Elimizde Sağlık Bakanlığı'na ait ambulansla Özgür Suriye Ordusu'na silah taşındığını gösteren fotoğraf var" diye konuştu.
Türenç: 'Duyduklarım dehşet verici'

Basın Konseyi Yüksek Kurulu üyesi Tufan Türenç de Hatay'da duydukları karşısında dehşete kapıldığını ve bir gazeteci olarak Suriye'deki olayları dikkatle izlediğini belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:
 
"Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına yönelik olarak yapılanları bir haksızlık olarak değerlendiriyorum. Vatandaşların olaylara yönelik olarak konseyimiz üyeleriyle paylaştıkları konular beni endişeye sürükledi. Türkiye bugüne kadar Suriye'ye yönelik politikasını kötü yönetmiştir. Oynanan çok büyük bir oyun var, bu oyun hem Türkiye'yi, hem de Hatay'ı kapsıyor. Duyduklarım karşısında tek kelime ile başım döndü, endişeye kapıldım. Çok vahim oyunlar oynanıyor, bir takım senaryolar ortaya konmaya çalışılıyor. Şu anda Esad rejimi oynanan oyunlara karşı bir direnç gösteriyor. Suriye halkı mevcut rejimin korunması için çabalıyor, çünkü mevcut rejimin sona ermesi demek Müslüman Kardeşlerin ülkeye şeriat getirmesi anlamına geliyor. Suriye'deki Sünni aşiretlerin de Esad'ın yanında yer almış durumda olduklarını gözlemliyoruz. Bu işin daha da uzayacağı görünüyor. Türkiye, yakın ve uzak vadede gerek ekonomik gerekse sosyal açıdan çok büyük zarar görecek. Gelinen süreç artık sadece Hatay'ı değil, Türkiye'yi rahatsız edici boyutlara gelecektir. Türkiye Suriye politikasını revizyondan geçirmeli, yoksa başı çok ağrıyacak."
Kazan: 'Libya'dan gelen silahlı gruplar korunuyor'

Basın Konseyi Yüksek Kurulu üyesi avukat Turgut Kazan da, sığınmacı adı altında Türkiye'de bulunan silahlı grupların Türkiye tarafından korunduğu görüşünü savundu:
"Yaptığımız görüşmelerde sığınmacılara kucak açmanın bir insani görev olduğu ifade ediliyor. Sığınmacı adı altında Libya'dan gelen silahlı grupların başka bir ülkenin rejimini yıkmaya yönelik çalışmaları olduğunu öğrendik. Bu kişiler Türkiye tarafından sığınmacı adı altında korunuyor. Sağlık Bakanlığı'na ait ambulanslarla silah taşındığına dair elimizde deliller var. Bu kadar karışıklığın içerisinde bazı Antakyalı vatandaşların da acaba buradan taşınsak mı gibi tedbir düşünceleri olduklarını öğrenmiş bulunuyoruz."
Büyükdağlı: 'Hatay silahlı grupların üssü olarak kullanılıyor'

Yüksek Kurul üyesi Yalçın Büyükdağlı da Hatay'ın silahlı gruplar tarafından üs olarak kullanıldığını belirterek, "Bu olay devlet geleneklerine aykırı bir durumdur. Hatay Valisi başta olmak üzere tüm yöneticilerin büyük bir sıkıntı içerisinde olduklarını tahmin ediyoruz. Türkiye'nin silahlı gruplara destek vermesi, Türkiye ve Hatay ekonomisini kalbinden vurmaktır. Suriye'de ve Ortadoğu'da huzur olmadan Türkiye'nin ticaret yapması mümkün değil, Türkiye güney komşuları ile dostluk, kardeşlik içerisine girmeli" dedi. 

--





__,_._,___


--   Bilgin olu olsa bile diridir.    Hz.Ali  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Kurmus oldugum gruba uye olun    Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.     Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Dinlerin kitaplarini;  Okuyup anlayana 'ateist',  Okuyup anlamayana 'dindar',  Hem okumayip hem de anlamayana, 'yobaz' denir.    Nikola Tesla  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Dinler atesbocekleri gibidir:  Parlayabilmek icin karanliga gereksinim duyarlar.  Tum dinlerin kosulu yaygin olan belirli bir derecede cehalettir.  Ki sadece bu havada yasayabilirler ancak.    Arthur Schopenhauer  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Ey mutsuzlar!  Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz.  Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz.  Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki,  sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz.  Bok yiyorsunuz!  Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz!  Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan.  Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine.  Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.    Bertolt BRECHT  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Ben, Manevi Miras olarak hicbir Ayet,   hicbir Dogma,  hicbir Donmus ve   kaliplasmis Kural birakmiyorum.  Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...    K.Ataturk  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Putlarin, Kabenin istedigi: Kolelik;  Canlarin, ezanin diledigi: Kolelik;  Mihrapti, kiliseydi, tespihti, salipti  Nedir hepsinin ozledigi? Kolelik.    Omer Hayyam  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  SADRAZAM  Gunlerden bir gun  Hamama gidecegi tuttu,  Sadrazam hazretlerinin  Bir yaninda birinci veziri  Bir yaninda ikinci veziri  Bir yaninda ucuncu veziri.  Sonra efendime soyleyeyim  Peskircibasi,  Nalincibasi  Sabuncubasi  Velhas1l tam dort yuz kisilik kafile  Pestamal takip girdiler hamama  Gectiler kurnalarin bas1na  Ucer beser  Sadrazam deseniz  Kuruldu gobek tasina  Yan gelip yatti  * * *  Memleketin en unlu tellaklari  Sardilar dört yanini  Kimi elini kapt1, kimi bacagini  Bir keseleme surtme fasli baslad1.  Tam on iki saat  On iki unlu tellak  Incitmeden keselediler  Hazretin mubarek vucudunu.  Oylesine kir cikti ki sormayin  Her biri nah parmagim gibi  Aman efendim bu ne kiri  Demeye kalmadi  Keselerin alt1nda eriyip gitti  Koskoca sadrazam  Butun maiyet erkan1 yerinden firlad1:  - Nettunuz devletliyu?  Dediler tellaklara.  Tellaklar cevap verdi:  - Biz yikad1k, keseledik.  Devletlunun kirden ibaret oldugunu bilemedik.  Suc bizde degil.  Neyleyelim  Kir bitti  Sadrazam elden gitti.  !!!  Umit Yasar OGUZCAN  (1926-1984)  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder