28 Eylül 2012 Cuma

Re: [Ozgur_Gundem] Mezar açılırken!..

 
Bence T.Özal'ın mezarı açılmalı, etinden, saçından, kemiklerinden, ciğerinde, var olan her şeyinden örnekler almalı.
Sonra mezarına da koymamalı, öylece ortada bir yerlerde bırakılmalı.
Sonra yeniden silbaştan örnekler almalı.
Her defasında daha farklı yerlerinden almalı.
Yine ortalarda bırakmalı.
Cesedini laf olmasın diye bütün insanlara sergilemeli.
Hatta ara ara alınan örnekler bütün dünyadaki laboratuvaralara pay edilmeli.
Sonra kalan parçalar yine sergilenmeli.
Bu en sonunda cesetten hiçbir parça kalmayana kadar sürmeli.
Böylece 67 yaşında oburluktan öldüğü konusunda kimsenin kuşkusu kalmamalı.

Umarım böylece herkes gereken ibreti almış olur.
Artık neyse o alınması gereken ibret.
Onu da siz bulun.


Bilgi tam olmali ki kanaat dogru olsun dusuncesi ile bilgimi paylastim. Degerlendirme yapma yeteneginde olanlara yardimci olmak icin.

Ozallar bizans entrikalarini cok ustalikla uyguladilar, halk gayet mutluydu. Abdulhamitin dedigi gibi demokrasi bilinc seviyesi yuksek halk istiyormus, yasayarak ogrendik.

Bu memlekete amele de lazim diyen liderlerin hatasinin derdini biz cekiyoruz.


From: Yılmaz ARSLAN <y.arslan57@gmail.com>
To: Ozgur_Gundem@yahoogroups.com
Sent: Friday, September 28, 2012 4:25 AM
Subject: Re: [Ozgur_Gundem] Mezar açılırken!..

 

bu çok iyi niyetli bir bakışaçısı ama o insanlardan hiç de böyle iyi niyet çıkacağını sanmıyorum kim bilir ne entrikalar çevirmişlerdi.
 
---------
İnsan utanır mı?
Tayyip Erdoğan'ın defalarca açıkladığı üzere,
CHP, terör örgütü ile de yakın ilişki içindedir.
saptamasının yanında
1. AKP'nin terörle örgütü ile daha çok ilişki içinde olduğunu belirtmemekten
2. Habur'da AKP'nin terör örgütüne kucak açtığından,
aynı cümlede söz etmemekten
3. Yıllardan beri AKP'nin Apo lakaplı bebek katili Artin Agopyan'a af girişimlerinde bulunduğunu anlatmamaktan
insan utanır mı?
Haberci
 
 
----- Original Message -----
Sent: Friday, September 28, 2012 12:13 AM
Subject: Re: [Ozgur_Gundem] Mezar açılırken!..

 
Emin Colasan, babalarini sevmeyen evlatlar imasinda bulunuyor ya, aslinda babalarini sevmiyor degiller, annelerini daha cok seviyorlar diye dusunmustuk o yillarda. 

Mirastan anneleri lehine cekilmeleri odeyecekleri vergiyi artirmisti. Cunku, 4 mirascinin muafiyetinden yararlanarak daha sonra devir yapsalardi daha az vergi odeyeceklerdi. 

Daha derinlerdeki sebepleri bilemiyorum. Ben olayin tanik oldugum bolumunu sizinle paylastim.


From: Yılmaz ARSLAN <y.arslan57@gmail.com>
To: Ozgur_Gundem@yahoogroups.com
Sent: Thursday, September 27, 2012 11:13 PM
Subject: Re: [Ozgur_Gundem] Mezar açılırken!..

 

bu neyiifade eder

---------
İnsan utanır mı?
Tayyip Erdoğan'ın defalarca açıkladığı üzere,
CHP, terör örgütü ile de yakın ilişki içindedir.
saptamasının yanında
1. AKP'nin terörle örgütü ile daha çok ilişki içinde olduğunu belirtmemekten
2. Habur'da AKP'nin terör örgütüne kucak açtığından,
aynı cümlede söz etmemekten
3. Yıllardan beri AKP'nin Apo lakaplı bebek katili Artin Agopyan'a af girişimlerinde bulunduğunu anlatmamaktan
insan utanır mı?
Haberci
 
 
----- Original Message -----
Sent: Thursday, September 27, 2012 10:44 PM
Subject: Re: [Ozgur_Gundem] Mezar açılırken!..

 
Ozalin veraset beyanini aylarca basindan koruduk, bizim sorumlulugumuzdaydi korumak. Cocuklari dogrudan mirasi ret etmediler, anneleri lehine mirastan vazgectiler.

hukuki sonucu ayni olmakla birlikte muflis babanin reddi miras dilekcesinde "mirasi ret ediyoruz" derler. 


From: Yılmaz ARSLAN <y.arslan57@gmail.com>
To: Undisclosed-Recipient@yahoo.com
Sent: Thursday, September 27, 2012 8:59 PM
Subject: [Ozgur_Gundem] Mezar açılırken!..

 

Emin                                                            Çölaşan
Emin Çölaşan
27 Eylül 2012

Sevgili okuyucularım, eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın mezarı ha açıldı, ha açılacak… Eli kulağında.
Bir cumhurbaşkanının mezarının hiçbir dayanağı
olmayan “Onu zehirlediler” iddiasıyla açılacak olması, Türkiye açısından bir skandaldır. Bu iddiayı öne
sürenlerin elinde bir tek bilimsel delil yok.
Tamamen safsata.
Özal ailesi bu tantanaya yıllar önce başladı. Ahmet, Semranım ve küs olduğu birader Korkut bu tezgahın baş mimarları olarak yıllarca
gazetelere demeçler verdiler, ekranlara çıkıp nutuk attılar.
Amaçları aile olarak gündemde kalmak ve
kendilerini acındırmaktı.
Ölüm olayı 17 Nisan 1993 günü Ankara’da
Hacettepe Hastanesi’nde gerçekleşti. Başucunda
Türkiye’nin en seçkin uzman hekimleri olan hocalar vardı.
Hastaneye getirildiğinde zaten ölmüştü ve yapacak bir şey yoktu. Bütün bunların raporları ortada.
Özal ölümünden iki gün önce Türk Cumhuriyetleri gezisinden dönmüştü. Havaalanında uçaktan kapkara bir suratla indi. “Bu sefer çok yoruldum ve çok yemek yedim. Adamlar 35 çeşit yemek
veriyorlar, yemesen ayıp olur” dedi. Hatta özel
doktoru Cengiz Arslan bu kadar çok yediği için
kendisine kızmış ve çarşı gezmeye gitmişti.
Rahmetlinin sonsuz bir iştahı vardı ve doymak bilmezdi.
* * *
Evet, ölümünden bir süre sonra ailenin “Onu
zehirlediler” tantanası başladı. Hatta ölümüne neden olanlar arasında MGK Genel Sekreteri Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu’nun da ismini vermeye başladılar.
Bununla da yetinmeyip, Hürriyet gazetesinin eski
sahibi, saygın ve dürüst insan Erol Simavi’yi
suçlamaktan bile utanmadılar.
Anlattıkları masallara bakarsanız, Semranım’da
kocasının saç kılları vardı ve zehirlendiği bunlar analiz edilerek ortaya çıkacaktı! Ahmet’te ise babasının
kendisine anlattığı bazı “Çok gizli” hususlar vardı ve bunları kasete almıştı.
Şu dakikaya kadar ne o saç kılları ilgili yargı makamlarına teslim edildi, ne de kasette
babasının anlattığı iddia edilen hususlar! Artık onlardan söz bile etmiyorlar.
* * *
Ahmet’i önceki gece bir televizyon kanalında izledim. Yine abuk sabuk konuşuyor ve şöyle diyordu:
“Babam kalp krizinden değil, kalp durmasından öldü. Kalp ancak zehirlenince durur!”
Uzman doktor musun, müneccim misin be mübarek adam!.. Babası öldüğünde yurtdışındaymış, cenazeye ancak yetişmiş. Herhangi bir bilgisi olmadığı halde traşa giriyor, sonra ekliyor:
“O karanlık dönemin açığa çıkarılması gerekir. Bu ölümün arkasında siyasi bir oyun var.”
Zaten bugüne kadar çeşitli zamanlarda Bay Abdullah Gül’le görüşmüşler, daha birkaç gün önce de anası, Tayyip ve Adalet Bakanı ile görüşmüş.
Ben bu sözleri duyunca, doğrusunu isterseniz
pirelendim! Bunlar acaba o dönemle ilgili yeni davalar peşinde mi?
Bir şey daha söylüyor:
“Biz babamın mezarının açılmasını onun ailesi olarak istemiyoruz!”
Ä°yi de kardeÅŸim, madem istemiyorsunuz, onca
tantanayı medyanın önünde niçin yaptınız? Turgut Bey’in zehirlendiğini, ölmediğini, öldürüldüğünü yıllarca bağırıp durdunuz, savcılığa dilekçeler yağdırdınız.
Bu durumda savcılık ne yapacaktı? Başka çaresi yoktu, elbette mezarın açılmasına karar verecekti.
Bu konuda son bir not: Özal’ın zehirlenip
zehirlenmediğini, öldürülüp öldürülmediğini, uzun yıllar ailenin avukatlığını yapan Bilgin Yazıcıoğlu’na dün sordum. Sözleri aynen şöyle:
“Son yurtdışı gezisinde de yanındaydım.
Sürekli yemek yedi. Asla zehirlenme yoktur, kalpten doğal ölümdür.”
* * *
Burada iÅŸin bir baÅŸka boyutunu da irdelemek
gerekiyor. Tartışılması gereken hususlar şunlardır:
“Öldüğü 1993 yılında Turgut Özal, siyasetteki her türlü ağırlığını ve etkinliğini yitirmişti. Partisi ANAP göçüp gitmişti. Artık iktidar değildi. Özal Çankaya’da mutsuzdu. Sadece cumhurbaşkanı olarak oturuyordu. Pasifize edilmişti.”
Bu durumu önceki gece ekranda Ahmet bile ağzından kaçırmak zorunda kaldı:
“Babam 19 Mayıs günü (öldüğü tarihten tam bir ay sonra) veda konuşmasını yapıp
cumhurbaşkanlığından istifa edecek ve siyasete girecekti.”
Ä°ÅŸin bu boyutunu biliyoruz.
Yeni bir parti kurmayı düşünüyordu.
Şimdi sorulması gereken şudur:
Hiçbir siyasi etkinliği kalmamış, siyaset
piyasasında ağırlığı sıfır olmuş bir kişiyi kim/ kimler, niçin zehirlesin?
BU AÄ°LEYÄ° Ä°YÄ° TANIYALIM 
Sevgili okuyucularım, şimdi size bu aile ile ilgili iki olay anlatacağım, ikisine de şaşıracaksınız.
Semranım ve Ahmet, bundan bir süre önce
birlikte Kuzey Irak’a gittiler. Ana oğul orada
binlerce şehidimizin doğrudan ve dolaylı katili olan Mesut Barzani isimli iki paralık aşiret reisi tarafından kabul edildiler.
Barzani bu ikiliyi kendi özel karargâhında kabul etti ve şöyle dedi:
“Bu ziyaretten son derece memnunum.
Merhum Özal’ın ailesiyle yakın dostluğumuzu devam ettiriyoruz.”
Ahmet ise Kuzey Irak’taki gelişmeleri yerinde görmek için geldiklerini söyledi!
Görüşme basına kapalı idi ve ayrıntılar dışarıya
sızmadı.
Şimdi bir düşünün bakalım, bu ana oğul orada ne
arıyor, ne yapıyor? Ne işleri var katil Barzani’nin
yanında?
Yoksa Ahmet orada iş mi yapıyor, iş mi
bitiriyor? Alacakları birikti de, anasını da yanına katıp onlar için ricada bulunmaya mı gitti? Ya da Barzani’den iş mi istiyor?
Bu, özel bir ziyaret değildir. İşin içinde
mutlaka bir iş var. Bunun açıklığa kavuşması
gerekir.
Unutmayalım, Özal Bey daha başbakanlığı
döneminde, adına Barzani denilen bu herife Türkiye Cumhuriyetinin kırmızı diplomatik pasaportunu vermişti. Bu herif Türk vatandaşı değildi. Türk devletinin en büyük düşmanı, şehitlerimizin katili olan bu aşiret reisine devletin kırmızı pasaportu nasıl ve niçin
verilmiÅŸti?
Yoksa Barzani, şimdi Semranım ve Ahmet’e bazı şeylerin diyet borcunu mu ödüyor?
* * *
Yukarıdaki başlıkta “Bu aileyi iyi tanıyalım”
demiştim. Şimdi size herhalde hiç bilmediğiniz bir olayı açıklıyorum:
Turgut ve Semra Özal’ın üç çocuğu var. Ahmet, Zeynep ve Efe. Bu üç çocuk, babaları
öldükten sonra reddi miras ettiler. Yani
Türkçe deyimiyle, babalarından kalan mirası reddettiler.
Böylece tüm miras -Türkiye ve yurtdışındaki paralar, taşınmazlar, mücevherler- Semranım’ın üzerine geçirilmiş oldu.
Şimdi bir cumhurbaşkanı çocukları düşünün ki,
babalarının mirasını reddediyor!
Cumhurbaşkanının mirasının çocukları tarafından
reddedilmesi, onun ölüsüne yapılan en büyük saygısızlık, en büyük hakarettir.
Özal iflas etmiş bir tüccar mıydı? Hayır.
Borçlanmış, batık bir işadamı mıydı? Hayır.
Kaçak mıydı? Yine hayır.
O halde mirası niçin reddettiler?
Barzani’nin yanında ne arıyorlardı?
Ben ne diyeyim, adamı mezarında bile rahat bırakmayanlar, mirasını bile reddedenler
utansın.
=====================
Dostluk ve sevgi ile kalın.
Yıldırım Alkan
http://www.yildirimalkan.net/

---------
İnsan utanır mı?
Tayyip Erdoğan'ın defalarca açıkladığı üzere,
CHP, terör örgütü ile de yakın ilişki içindedir.
saptamasının yanında
1. AKP'nin terörle örgütü ile daha çok ilişki içinde olduğunu belirtmemekten
2. Habur'da AKP'nin terör örgütüne kucak açtığından,
aynı cümlede söz etmemekten
3. Yıllardan beri AKP'nin Apo lakaplı bebek katili Artin Agopyan'a af girişimlerinde bulunduğunu anlatmamaktan
insan utanır mı?
Haberci
 
 






__._,_.___
Reply via web post Reply to sender Reply to group Start a New Topic Messages in this topic (4)
Recent Activity:
Guruptan ayr&#305;lmak için, a&#351;a&#287;&#305;daki adrese bo&#351; bir eposta gönderin:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
.

__,_._,___

--
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.

Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/

Akilli gorunme cabasi, cogu zaman akilli olmayi engeller.

La rochefoucauld

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder