-------- Forwarded Message --------
From: D.Ali Ercan <daliercan@gmail.com>
Ne anlama geldiğini bilmediğimiz "Çözüm" sözcüğü,
sakın, Türkiye'nin çözülmesi demek olmasın!
ŞAHLANAN KÜRTÇÜLÜK
Değerli arkadaşlar, Ortadoğu da bir Kürt Devleti hayal edenlerin Türkiye'yi arkadan vuran kalleşlikleri devam ediyor; Emperyal Güçlerin kaynattıkları Orta doğu cadı kazanını karıştırmaya devam ediyorlar. KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık silahlanmadan bahsediyor; bizim (?) HDP gözünü Kandilden ve KCK den ayıramıyor, Sırtını PYD'ye yasladığını söylüyor... Bunlar hayra alamet şeyler değil...
Daha önceki yazılarımda da sizlerle paylaşmıştım Kürt meselesini; Türkiye toplumunda 1920 lerde % 8 kadar olan Kürt nüfus bugün %20 yi aşmış durumdadır; yani Türkiye'de her 5 yurttaştan biri kendini Kürt kökenli veya Kürt olarak görüyor..
Türkiye'de 16 milyon kadar Kürt yaşıyor.. Suriye'de 2 milyon, Irakta 5 milyon, İran'da 7 milyon Kürt nüfusu da dahil edersek Toplamda bu 4 Ülkedeki Kürt nüfus yaklaşık 30 milyondur, diyebiliriz.(Bazı kaynaklar bu sayıyı abartarak 50 milyon veriyor)
Kendilerini Kürt olarak betimleyen, ya da öyle adlandırılan bu nüfusun aslında tam olarak anlaşabilecekleri ortak bir dilleri de yok; Temelde Pers dilinin (Farsçanın) bir türevi olan Kürtçe üç farklı lehçede konuşuluyor....
-
Zaza ve Kurmançi (Türkiye) ,
-
Sorani (Suriye, Irak),
-
Kermanşahi (İran)...
Tabii bu lehçelerin değişik şiveleri de var. Kars'taki bir Kürdün Musul'lu bir Kürt'le iletişimi çok zor. Din açısından da ayrışım var; Kİslam içerisinde değişik mezhep gruplarına (Şafi, Sünni, Alevi...) dağılmış durumdalar... İçlerinde Laikliği benimsemiş olanlar var, koyu şeriatçılar var, her renkte, her seste insanlar var.
İşte bu Kürt toplumlarını tek bir Devlet çatısı altında toplamak Ütopyasınını gerçekleştirmeye çalışan, (Bir zamanların Pan-Türkistleri gibi) kendini Pan-Kürdist hareketin akıntısına kaptırmış ırkçı-hayalperestler (Sömürgeci-Emperyal güçlerin piyonları) Türkiyeyi karıştırmaya devam ediyorlar...
Bu koşullarda HDP'ne düşen görev, Ulusal Birlikten, ve Toplumsal Barıştan yana olduğunu kanıtlamaktır. Aksi takdirde, ne kadar tatlı dil dökse de, PKK ile, KCK ile göbek bağını koparmadan gerçek bir Türkiye Partisi olamayacaktır. HDP'nin Türkiye'ye uyum evrimine HDP dışındaki Partilerin de, başta MHP, katkıda bulunmaları gerekiyor.
***
Şu anda Meclis kilitlenmiş durumda; çok büyük olasılıkla yeni bir seçime gidilecek. (Seçim yasasında, Barajın % 5 e indirilmesi, Her İl'e +1 kontenjan kuralının ve d'Hondt yönteminin kaldırılması ivedilikle yapılması gereken değişikliklerdir.) Mevcut Seçim yasası değiştirilmeden gidilecek bir erken seçimde Partilerin alacakları oy oranlarında büyük farklar bekleyemeyiz; ama "Meclis aritmetiğini değiştirecek boyda bir değişim olmaz" da diyemeyiz.
AKP den HDP ye giden 2,5 milyon Kürt seçmen geri dönmez, ama AKP'den MHP ye giden 1,5 milyon seçmen muhtemelen geri dönecektir. Hayal kırıklığı ve bıkkınlık yaşayan seçmenlerin bir kısmının çekimser kalışıyla, Seçime katılım %80 e düşebilir; (geçerli oy sayısı ~44 milyon olur)
2015 Haziran seçiminde, İktidara %41, Muhalefete 25+16+13= %54 oy veren Seçmen, Birlikte çalışmak becerisini gösteremeyen Muhalefeti, 2-3 Puvan da olsa, cezalandıracaktır. Erken seçimde muhtemel oy oranları şöyle olabilir;
-
AKP %43
-
CHP %26
-
HDP %14
-
MHP %12
Ve bu durumda AKP yine 275 ten fazla Milletvekili alarak tek başına iktidar olabilir... Sonuçta AKP iktidarının cezalandırılması bir başka bahara kalır. Sevgilerimle. æ
***
Olası erken seçim nedeniyle
GÜNÜN FIKRASI
Ağa yanında marabası Mamo ile yeni aldığı Traktörünün direksiyonunda Kasabaya gidiyor. Mamo ile biraz eğlenmek isteyen Ağa,
"Ula Mamo, bu Trahtörü almak istiymisen?" diye sorar. Mamo
"Nassı alim ağam, nerde bende o para ki?" diye yanıt verir. Ağa "Mamo, senden para istiyen kim… aha yoldaki şu manda pohundan yersen, Trahtörü sene verim."
Ağa Mamo'nun böyle bir şey yapmayacağından emindir. Mamo iğrenerek boka bakar, bakar, sonra
"Peki ağam, yiyirem" der. Gerçekten de Traktörden iner, yol üzerindeki manda bokundan bir avuç yer. Şaşkınlık içindeki Ağa ne yapacağını bilemez, tükürdüğünü de yalayamaz, mecburen oturduğu yerden kalkar, direksiyonu Mamoya verir;
"Mamo, Trahtör senindir" der.
*
Kasabadan Köye dönüşte, Mamo keyfinden ıslık çalarak Traktörü sürmektedir. Yanında oturan Ağa yepyeni Trahtörünü kaybetmiş olmanın üzüntüsü ile kara kara düşünmektedir; istemeye istemeye şöyle der;
"Ula Mamo, ben de o pohtan yesem Trahtörü geri veriymisin?" Mamo böyle bir teklife önce sıcak bakmaz, sonra Köyde bok yiyerek Traktöre sahip olduğunun yayılmasını da istemediğinden razı olur ve
"Peki ağam, benim yediğim pohtan sen de yirsen sene trahtörü geri veriyim" der. Ağa, Traktörden iner, Manda bokundan bir avuç ağzına atar, sonra Mamonun boşalttığı direksiyonun başına geçer… Yine neşesi yerine gelmiştir ama olan bitenden çok pişman, şöyle sorar Mamo'ya;
"Ula Mamo, Bu trahtör Köyden çıharken benim değil miydi?" Mamo yanıtlar
"He Ağam, senindi"
"Köye dönerken de yine benim değil mi?"
"Elbette ağam, yine senindir"
"Peki, biz bu pohu niye yedik?"
***
KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık,
"Tüm halkımız silah almalı, bu temelde kendini eğitmeli ve örgütlemeli. DAIŞ ve sömürgeci tüm güçlerin her türlü saldırısına karşı köylerde, kentlerde, mahallelerde yer altı sistemi, tüneller, mevzi sistemi geliştirmeli. Köyünü, kentini mahallelerini terk etmemeli, yaşam olacaksa da kendi topraklarında, ölüm olacaksa da kendi topraklarında olmalı"
açıklamasını yaptı.
ANF'de yer alan habere göre, 19 Temmuz 2012'de, Kuzeydoğu Suriye'nin PYD'nin eline geçmesinin 3. yıl dönümü sebebiyle Ronahi TV'de katıldığı bir programda konuşan Cemil Bayık, "Rojava Devrimi'nin 3. yıldönümü başta Kahraman Rojava halkımız ve özgürlük savaşçıları şahsında tüm insanlığa kutlu olsun" dedi. Bayık, açıklamalarına şu şekilde devam etti:
"19 Temmuz Rojava Devrimi büyük bir devrimdir, halkların devrimidir, yüzyılın devrimidir. Hem herkesin gerçeğini ortaya çıkaran hem de herkesin kaderini belirleyen bir devrimdir. Bu açıdan büyük bir devrimdir. Büyük devrimler hem büyük umutlar, hem de büyük düşmanlar yaratırlar. Bugün eğer herkes bu devrimi üzerinde duruyor ve umut kaynağı olarak görüyorsa, devrimin büyüklüğünden dolayıdır. Yine Rojava Devrimi'ne karşı bu kadar vahşi saldırıların, düşmanlıkların gelişmesi de bundan dolayıdır. Bugün Rojava Devrimi sadece Kürtlerin değil tüm Ortadoğu'nun yaşamında büyük değişimler yaratıyor. Yeni bir yaşam, yeni bir toplum ve yeni bir kişilik geliştiriyor. Orta doğu'da ulus devlet sistemi dağılıyor. Bugün bu durum Irak, Suriye, Mısır ve Libya'da somut yaşanıyor. Bunun yerine bir devlet sistemi de kuramıyorlar. Şimdi bunun yerine yeni bir sistem gelişiyor. Bu sistem de şimdi Rojava'da hayata geçirilen demokratik ulus sistemidir. Buradaki örnekte herkes görüyor ki Ortadoğu'daki sorunları sadece bu strateji ve bu siyaset çözebilir. Ortadoğu başka şekilde kendini krizden çıkaramaz, kendini istikrara kavuşturamaz. İstikrarın, demokrasinin, kardeşliğin, birliğin, özgürlük ve adaletin de yolu demokratik ulus çözümünden geçer. Bu da Önder Apo'nun düşüncesidir, çözümü projesidir. Önder Apo bu düşünce ile sadece Kürt halkı için ve Ortadoğu için değil tüm insanlık için büyük bir armağan sundu. Bugün de bunun öncülüğünü Kürt halkı yapıyor. Halkımız meşru savunma örgütlenmesini ve bilincini de geliştirmeli. Bu sadece askeri güçlerin büyütülmesi temelinde değil, halk olarak meşru savunmasını geliştirmeli. Tüm halkımız silah almalı, bu temelde kendini eğitmeli ve örgütlemeli. DAIŞ ve sömürgeci tüm güçlerin her türlü saldırısına karşı köylerde, kentlerde, mahallelerde yer altı sistemi, tüneller, mevzi sistemi geliştirmeli. Köyünü, kentini mahallelerini terk etmemeli, yaşam olacaksa da kendi topraklarında, ölüm olacaksa da kendi topraklarında olmalı. Rojavayı savunmak tüm Kürdistan'ı savunmaktır. Rojava Devrimine sahip çıkarsak ancak onurlu bir yaşama sahip olabiliriz, bunun için herkes yönünü Rojava Devrimine vermeli ve sahiplenmelidir." Odatv.com
Türkiye'nin Güney sınırı boyunca, PYD tarafından ele geçirilen Suriye topraklarında kurulan Kürt kantonları.(ROJOVA)
PYD Militanları ve
IŞİD militanları
Al birini, vur ötekine.... Çevremiz böyleyse...
Ve Türkiye'nin kevgire dönen sınırlarını bekleyen (?) Jandarması da Osmanlının "....Bir elde Kalkan, bir elde Hançer, Allah-ü ekber Allah-ü ekber..." marşı ile yürüyorsa zaten iş bitmiştir...
Maarifi ile, Mülkiyesi ile Askeriyesi ile çürümekte olan bir Devlet... Bu gidişle Türkiye'nin birlik, bütünlük içerisinde sağ-salim 2023'e çıkabilmesi çok zor görünüyor. æ
__________________
IŞİD (DAIŞ) : Irak-Şam İslam devleti
KCK : Koma Civaken Kurdistan (Kürdistan Topluluklar Birliği)
PYD : Partiya Yekitiya Demokrat (Demokratik Birlik Partisi)
PKK : Partiya Kârgârani Kurdistan (Kürdistan İşçi Partisi)
a45UyF587661-150720150821 Oraj Poyraz <oraj.poyraz@openmail.cc>
2015/07/20 21:40 6 64 1 undefined kemalistiz@googlegroups.com
Dusunce maddenin bir islevidir bana gore.
Maddenin her islevi gibi de bir enerji yayilimidir ayni zamanda; bu yonuyle dusuncenin madde oldugu bile soylenebilir.
Madde biz dusunmesek de olabilir. Ancak dusunce maddesiz olamazdi saniyorum.
Su an bulundugum yerden boyle gorunuyor.
Bunun otesine gecerek bakinca, O her sey ve hicbir seydir gizemli tanimindan yola cikarak evren ustu dusunce enerjisi saydigim Tanrinin maddeyi var ederken ona kendi dusuncesini yukledigini varsayabilirim.
Madde bu dusuncenin bir tasarimi olarak insanlasmis olabilir.
Ancak bu durumda maddenin, dolayisiyla da insanin varligini da tanri kavramina bagimli yapmam gerekiyor.
(buradaki tanri kesinlikle Cennet ve Cehennem sahibi, meleklerin ve cinlerin patronu, insanlarin iyi kalpli efendisi olan tanridan farkli bir kavramin ifadesidir)
Ve tabi ki Tanrinin da ardina sarkabilirsek, o zaman enerji ve madde eytisiminin insan gorunumunde dusunebilir bir bicim almasini tasarlayan buyuk dusuncenin de bagimli olabilecegi bir sey veya seyler bulmak olasidir. Dusunebildigim her sey olabilir...
Dusunuyorum oyleyse olabilirim...
Dusuncenin Dusunceli Sozleri
Gerek kucuk, gerek buyuk tuvaletinizi yaparken kibleye donmeyin.
Hanbel 3/12
***
Peygamberimiz bir takim insanlar kucuk ve buyuk tuvaletleri icin kibleye donmeyi hos karsilamadiklarindan, bu bidati (hurafeyi) kaldirmak icin tuvaletini kibleye dogru yaptirdi.
Buhari 4/11
Bir hadiste kibleye karsi tuvaleti yapmanin hurafe oldugu anlatilirken; diger bir hadiste ise Peygamber hurafe uygulayicisi olarak gosterilmis oluyor.
Goruldugu gibi hadisleri Peygamber e atfetmek aslinda Peygamber e iftira etmek demektir.
Benim Tanriya iliskin tutumum bir bilinemezcinin tutumu gibidir.
Yasamin daha iyi hale gelmesi ve yuceltilmesi adina ahlaki ilkelerin temel bir oneme sahip olmasi gerektigine yonelik guclu bir dusuncenin, bir yasa koyucu fikrine ihtiyac gostermedigine, ozellikle odullendirme ve cezalandirma temelinde hareket eden bir yasa koyucuyu fikrine ihtiyac gostermedigine kaniyim.
My position concerning God is that of an agnostic.
I am convinced that a vivid consciousness of the primary importance of moral principles for the betterment and ennoblement of life does not need the idea of a law-giver, especially a law-giver who works on the basis of reward and punishment
Albert Einstein in a letter to M.Berkowitz, October 25, 1950; Einstein Archive 59-215; from Alice Calaprice, ed., The Expanded Quotable Einstein, Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 2000, p.216.
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder