17 Temmuz 2016 Pazar

Süleyman Çelik : Bir Garip Darbe Girişimi

 


Süleyman Çelik : Bir Garip Darbe Girişimi

(scelik44@gmail.com)

72 yıllık yaşamımda 2 darbe (27 Mayıs 1960, 12 Eylül 1980) ve başarısız 2 darbe girişimine (22 Şubat 1962, 21 Mayıs 1963) tanık oldum.

Darbe dediğin herkes evine çekilip uykuya daldıktan sonra, geç saatlerde yapılır ve sokaklar tutularak "sokağa çıkma yasağı" ilan edilir. Geçmişte sık sık darbelerin yaşandığı Latin Amerika ülkeleri için, bu nedenle "erken kalkan darbe yapar" derlerdi. Bizim darbeci bozuntuları bunu, sanırım "erken yatan darbe yapar" anlamış olmalı ki "hadi şu darbeyi yapıp yatalım" diye düşündüler!

Sıcak bir temmuz günü akşam olmadan, insanlar daha işlerinden evlerine dönerken darbe yapmaya kalkıyor ve sokağa çıkma yasağı ilan ediyorlar. Üstelik köprüleri de tutarak geçişleri engelliyorlar. Aslında millet zaten kendisini bir an önce evine atmak istiyor. Fakat sen köprüleri tutunca evlerine nasıl gidecekler? Evlerine gidemeyince sokaklar nasıl boşalacak?

Evlerindeki insanların sokağa çıkmasını önlemek kolaydır. Fakat sokaktaki insanları evlerine sokmak olanaksızdır. Hele bizim gibi seyretmeye meraklı bir milleti asla sokamazsın.

İkincisi, gözaltına alınacak kişiler ve el konacak kurumlar önceden belirlenir, gerekli görevlendirmeler yapılır ve en başta bu işler yapılır. Genelkurmay Başkanı'nın dışında kimse için gözaltına alınma ve TRT dışında bir kurumu ele geçirme girişimi oldu mu? Tersine Cumhurbaşkanı, Başbakan ve tüm bakanlar başta olmak üzere herkes serbestçe dolaşıyor, medyaya demeç veriyorlardı. Kuvvet komutanlarıyla birlikte rehin tutulduğu bildirilen Genelkurmay Başkanı'nın, onlardan ayrı olarak kurtarılması da pek inandırıcı gelmedi! Geçmişte dalga geçmek için, "Ankara Radyosu'nu ele geçiren darbe yapar" deniliyordu. Bunlar sanırım bu sözü duymuşlar ve "TRT'yi ele geçirince işi bitiririz", diye düşünmüş olacaklar!..

Şaka bir yana birileri sanırım, darbe yapmayı çocuk oyuncağı sanan bazı aptalları amaçlarına alet etmişler/ kullanmışlar. Meclis'in de bombalandığını görünce aklıma "Reichstag Yangını" gelmiyor değil! Bilmeyenler Google'a girerek öğrenebilirler.

Aptallar başaramadılar, zaten başarmaları olası değildi, cezalarını bulacaklar; canları cehenneme! Benim derdim bunlar değil. Bunların yüzünden masum insanların kanı döküldü ve daha önemlisi Türk Ordusu'nun onuru ayaklar altına alındı.

Kahroluyorum; Türk Ulusu için Balkan Bozgunu'ndan sonra gördüğümüz en büyük utançtır bu. Ordu milletin namusudur. Ayaklar altına alınan Türk milletinin onurudur. Televizyonları izleyen içimizdeki hainler ve düşmanlarımız bayram ediyorlar…

Balkan Bozgunu'ndan sonra onuru çiğnenen Türk Ulusu, "bu utançla yaşamaktansa ölelim daha iyi" dedi ve ayağa kalktı. Onun için lise/ üniversite öğrencileri, ayağında çarık olmayan 15'liler, gönüllü olarak Çanakkale'ye ve diğer cephelere koştular. Ardından Kurtuluş Savaşı ile şahlandık ve uluslararası toplumda, onuruyla yaşamayı hak eden bir ulus olduk.

22 Şubat ve 21 Mayıs başarısız darbe girişimlerinde başımızda İsmet Paşa vardı. Muzaffer Batı Cephesi Komutanı ve Lozan Baş Delegesi… O başkomutan değildi, sadece Başbakandı. Ama aynı zamanda Büyük Devlet Adamı idi. Her iki olayda da Karargaha giderek harekatı bizzat yönetti. Onun önceliği, tek bir canın bile burnunun kanamamasıydı. İlkinde diplomatik yeteneğini gösterdi, kan dökülmeden darbecileri teslim aldı ve askerlikten attı. Aynı kişilerin elebaşı olduğu 21Mayıs'ta ise darbecilerin teslim olmayacakları belliydi; bu kez onları izole etti, altlarını boşalttı ve teslim olmalarını sağladı. Bu girişimde sadece 8 can kaybedilmişti.

İsmet Paşa bu işleri yaparken ne polisi işe karıştırdı, ne de halkı sokağa döktü. O biliyordu ki sokağa dökülen başıbozuk kalabalık ufak bir kışkırtmayla/ yönlendirmeye azgın bir güruha dönüşebilir. İzmit'te Ali Kemal'i kalabalığın önüne atarak linç edilmesini sağlayan Sakallı Nurettin Paşa'dan nefret etmiştir. Bu düşüncesini Lozan'a giderken kendisini İzmit'te karşılayan Sakallı'nın yüzüne söylemekten de çekinmemiştir.

Daha yakınlarda Kahramanmaraş'ta, Çorum'da ve Sivas'ta sokağa salınmış güruhun neler yapabileceklerini görmüştük. Tüm bunlara karşın ne yazık ki Tayyip Erdoğan halkı sokağa davet etti. Bunu duyan müritler adeta davul çalarak halkı sokağa çağırdılar. Telefonlara önce TC Devleti adına, sonra tüm belediye başkanlarından mesajlar yağmaya başladı. Yetmedi ezan okunup sala verilerek camilerden anons yapılmaya başlandı ve bu kadar kışkırtılan halk IŞİD benzeri bir güruha dönüşerek katliamlara başladı. Mehmetçiklere yapılanları, insan olan esir düşman askerine yapmaz, yazıklar olsun!.. Geçmişten biliyoruz ki bu serseriler, başarılı olsa idi, darbecilerin kıçlarını öperlerdi

Kuzey Irak'ta askerimizin başına çuval geçirildiğinde ve Açılım Süreci'nde, PKK'lıların kışlaların önüne gelerek Mehmetçiklerle dalga geçtiklerinde, içim yanmıştı. Bu gün yapılanları gördükten sonra Mehmetçiklerimize PKK'lılardan daha düşmanca davranan katillerle aynı milletten olduğum için kendimden nefret ettim!

Bir çift sözüm de komutanlara var: Darbeci bozuntularını gördükten sonra bunların kolayca tepelenebileceğini anlamadınız mı? Harp Okulu'nda ve Akademisi'nde 21 Mayıs'ın nasıl bastırıldığı öğretilmedi mi? Hükümet'e "kendi pisliğimizi kendimiz temizleriz, polisi de halkı da bu işe karıştırmayın" diyebilir ve Ordu'nun bu duruma düşmesini önleyemez miydiniz? Ortaya çıkan tabloda sizin sorumluluğunuz ne kadar? Yanıtınızı vicdanınıza verin! Sorum, özellikle yaptığı konuşmada, "darbe girişimini önledikleri için, Mehmetçiği donuna kadar soyan polise ve kafasını kesen güruha teşekkür eden" 1. Ordu Komutanı ve Genelkurmay Başkan Vekili'ne!..

Olayın üzerinden 24 saat geçti. Her şey bitti, fakat belediyelerden ve camilerden hala halk sokaklara davet ediliyor. Bugün telefonumuza saat 14.12'de, Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla "sokağa çıkmamızı" isteyen mesaj geldi.

Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otelin, ayrıldıktan sonra bombalanması ve darbeciler tarafından uçuşa kapatılmış olduğu bildirilen Atatürk Havalimanına uçağının salimen inmesi manidar değil mi? Dedektiflerin aklına gelen ilk soru şudur: "bu olaydan kim karlı çıktı?"

 
a45UyF587661-160717101425 Oraj Poyraz At Alpinaasia oraj_poyraz@alpinaasia.com
2016/07/17  11:20 2  65  adaletvekalkinma@yahoogroups.com


 



--

YENI BIR SEYLER SOYLEMEK LAZIM

Hergun bir yerden gocmek ne iyi
Bulanmadan, donmadan akmak ne hos.

Hergun bir yere konmak ne guzel,
Bulanmadan, donmadan akmak ne hos.

Dun de beraber gitti cancagizim
Simdi yeni seyler soylemek lazim.

Ne kadar soz varsa dune ait,
Simdi yeni seyler soylemek lazim.

MEVLANA

Hz.Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor :
Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki :
Cehennemliklerin tepelerine kaynar su dokulur. Bu su , vucudlarinin icine nufuz eder , oyle ki karinlarina kadar ulasir ; iclerinde ne var ne yok , soker atar ve ayaklarini delip gecer. Bu hadise
Bununla karinlarinin icinde ne varsa hepsi ve derileri eritilecektir ( Hacc / Suresi / 20 ) ayetinde zikri gecen eritme ( es-Sahru ) hadisesidir. Sonra ( eriyen cesedleri ) eski haline iade edilir

( Tirmizi )
Cehennemle ilgili hadis. Sahihmis bilenler denetlesin.

Bolseviklere Azerbaycan da muhalifler vardi.
Onlar bir karsit hareket yaptilar.
Azerbaycan da bizim kendi arkadaslarimiz vardi.
O arkadaslarimiza Ingilizler dediler ki:
Bolseviklerle muharebe ediniz.
Turkiye bizimle anlasti.
Orada bulunan arkadaslarimiz da ellerindeki kuvveti carptirdilar ve tabii maglup oldular.
Maglup olduktan sonra biz de isittik.
Haber gonderdik, filan ettik.
Halbuki Bolseviklerle bu muharebe baslayinca ahali-i Islamiyenin katline baslanildi.
Ermeniler bundan istifade etti ve hudutlarda bulunan ahali-i Islamiye de bundan istifade etti.

(3 Temmuz 1920)
K.ATATURK


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder