14 Ağustos 2016 Pazar

Armağan KULOĞLU : YANILA YANILA DOĞRUYU BULMA

 


Armağan KULOĞLU : YANILA YANILA DOĞRUYU BULMA

13 Ağustos 2016 Cumartesi 00:00

Yönetimin, bazı önemli iç ve dış politika ve uygulamalarında genellikle hata yaptığı, bunların sakıncalarını gördükten, bazen de kendisi zarara uğradıktan sonra doğruya yöneldiği müşahede edilmektedir.

Devlet yönetimi hata kabul etmez

Devlet kademesinde olmayanların yaptığı hatalardan kendisi veya etki alanındaki kişi ve kurumlar zarar görür. Devlet kademesinde bulunanların yaptığı hatalardan ise, devletin tümü, ülke ve millet zarar görür. Eğer bu hata güvenliği ilgilendiren konularda olursa, ülkenin bekası ve geleceği tehlikeye girer. Ülke, menfaatlerini koruyamaz hale gelir.

Bu nedenle, politika, karar, strateji ve uygulamalarda, rejimi ve sistemi tehlikeye atacak ideolojilere, yaklaşımlara, ihtiraslara yer verilemez.

Duygusal hareket edilemez. Kin, nefret ve öfkeyle hareket edilemez.

Fevri hareketlerden kaçınılır.

Muhakeme etmeden aceleyle verilecek kararların zarar getireceği hesaplanır.

Devlet adamlığı ve yönetimi bunu gerektirir.

Yönetimin bugüne kadar yaptığı hatalardan, yanlışlığını ve zararlarını gördükten sonra geri döndüğü bilinmektedir. Son örneklerinin de, her yönüyle FETÖ, Rusya ve şimdi de Suriye olduğu dikkat çekmektedir.

TSK'yla ilgili alınan kararlar yeniden gözden geçirilmeli

TSK'nın yapısı, personeli ve konuşlanmasıyla ilgili alınan kararlar, yukarıda açıklanan nedenlerle yeniden gözden geçirilmeye muhtaçtır.

Yapılanma çalışmalarının önceden yapıldığı, bekletildiği ve darbe girişiminden istifadeyle uygulamaya konulduğu bilinmektedir.

Ancak demokratikleşme adıyla yapılan bu çalışmaların, Türkiye'nin bulunduğu coğrafya ve jeopolitik durum gözetilmeden, TSK'nın tarihi geçmişi, özellikleri ve teamülleri dikkate alınmadan, sadece örnekleme metoduyla yapıldığı anlaşılmaktadır.

Bu nedenle zaten yanlış olan yeni yapılanmanın, tepki ve telaşla yürürlüğe konulması da bu yanlışlığı katlamaktadır.

Kuvvet komutanlıklarının ve bazı tesislerin MSB'ye, Jandarma'nın tamamen İçişleri Bakanlığı'na, GATA ve asker hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na bağlanmasının hata olduğu açıktır.

Bunun, gücü dağıtmak, bölmek için yapıldığı, Genelkurmay ve Kuvvetleri yükten kurtarmak için uygulamaya konduğu söylenmektedir.

Harp Akademileri, Harp Okulları, Askeri Liseler konularında alınan kararların da yanlışlığı ortadadır.

Bu durum, toptancı bir görüşle, "ben iktidarım, muktedirim, yaptım, oldu"mantığıyla hareket edilemeyecek kadar ciddidir.

Mutlaka yeniden istişare edilmesine, değerlendirilmesine ihtiyaç vardır. Zararının görülmesi beklenemeyecek, görüldüğünde geri dönülmesi mümkün olamayacak kadar önemlidir.

Aynı şekilde askeri kışlaların ve bunların içindeki çok kıymetli ve yerine konması çok büyük emek, zaman ve maliyet alacak tesislerin kapatılması ve konuş yerlerinin değiştirilmesi de, sadece darbeyi önleme düşüncesindeki tepkiyle ve aceleyle alınan kararlar içindedir.

Bunların yeni yerlerinde, bugünkü fonksiyonlarıyla çalışması için geçecek zaman içinde oluşacak zafiyetin de hesaplanmadığı anlaşılmaktadır.

Ülke güvenliğini ön planda tutmayan bu uygulamaların yeniden gözden geçirilmesi, bekamız ve geleceğimiz açısından elzem görülmektedir.

Darbe girişiminin günahı, tesise ve kışlaya yüklenemez

TSK ve onun personel ve tesisleri, potansiyel darbe tehdidi olarak görülmemelidir. Darbe girişimini TSK'nın tümünün üstüne yıkmanın doğru olmadığını yönetim de ifade etmektedir. Bu nedenle, atmak, kapatmak, kovmak, yer değiştirmek yerine, incelemek, ıslah etmek, düzeltmek esas alınmalıdır.

TSK'yı itibarsızlaştırmaktan ve moralini bozmaktan vazgeçilmelidir. TSK'nın harbe hazırlanmasından bakanlar kurulunun sorumlu olduğu, bunun moral ve motivasyonu da kapsadığı unutulmamalıdır.

Devlet yapısındaki hiçbir kademede ve kurumda, laik, demokratik, Atatürk ilke ve devrimleri dışında bir düşünce olmamalıdır. Laik devlet yapısını değiştirerek yerine dini kuralara dayalı bir yönetim kurulmasını amaçlayan cemaat, tarikat anlayışına ve dini referanslara yer verilmemeli, yağmurdan kaçarken doluya tutulma tehlikesi bulunduğu dikkate alınmalıdır.

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/

 
a45UyF587661-160814203727 Oraj Poyraz At Openmail oraj.poyraz@openmail.cc
2016/08/15  03:20 2  65  islamvebilim@googlegroups.com


 


Aramak, bulmak kadar degildir.

Anonim Nasihat

Tanim: Istanbul un fethi kiyamet aninda olacaktir.

(Kutubu Sitte, Kiyamet bolumu)
Hadis No : 5045

Bozcaada Yolunda Volvo V40 Testi

24 Temmuz 2013

Gectigimiz hafta Volvo nun yeni uretimi V40 serisi icin #osensin kampanyasi dahilinde arabayi test etmek icin Bozcaada ya gidecektik. Arabayi henuz gormeden begenmistim. Sonucta bu bir arabaydi ve her halukarda belediye otobuslerinden iyiydi.

Yola cikis Hollywood filmlerini aratmayacak bir tempodaydi. Alti ustu Bozcaada ya gidecektik ama hazirliklar bir rehine kurtarma operasyonunu aratmiyordu. Yol haritalari, kameralarin kurulmasi, takip araci, kahve termosu, yol gozlugu, arac kiti... Kampanyayi yuruten Havas Engage Istanbul hicbir ayrintiyi atlamamisti. Takip araciyla her daim irtibat halinde olmamizi saglayan bir telsiz bile verdiler. Iste o an kuskulanip Yasa disi bir seyin icinde degiliz, oyle degil mi? diye sordum gozlerimi kisarak.

V40 i ilk gordugumde tepkim Belediye otobusune gore oldukca kucuk oldu. Yillardir belediye otobusunde seyahat edince insan butun kiyaslamalari ona gore yapiyor. Sofor mahalline oturdugumda aliskanliktan olsa gerek yasli bir teyzenin gelip yer isteyecegi tedirginligini yasadigimi itiraf etmeliyim. Cok sukur boyle bir sey yasanmadi.

Dolmabahce den Bozcaada ya dogru hareket ettik. Ilk olarak hiz kadranini fotografladim. Bunu 127 km hizla giderken yapmak cok kolay degil. Kimseye tavsiye etmiyorum. Yanimdan belediye otobusleri geciyordu. Orada tikis tikis seyahat edenleri gorunce agladim. Ama onlar guluyordu. Iki gun sonra tekrardan aramiza doneceksin bakislariyla beni suzduler. Yaptiklari hos degildi.

Yolda V40 in Adaptive Cruise Control sistemini test ettim. Ondeki araca gore hizi ayarlayan bir sistem bu. Yokus yukari ya da asagi fark etmiyor, ondeki aracla aranizda sizin belirlediginiz mesafeyi koruyacak sekilde ilerliyor araba. Gaza ya da frene kendi basiyor. Buyuk kolaylik seklinde degerlendirilebilir ama sofor karizmasi dedigimiz olgu yara aliyor. Yaa cruise control olduktan sonra ben de surerim seklinde insani yaralayan ifadelere maruz kaliyorsunuz.

Bir de dalginlikla seridinizi asarsaniz direksiyon titriyor ve sizi gerisin geri seridinize donduruyor. Bunu da 2013 yilina geldigimiz bugunlerde bir insan haklari ihlali ve kisi iradesine saygisizlik olarak degerlendirdim. Trafigin emniyeti acisindan dogru olabilir fakat ozgur irade yerlerde. 1789 Fransiz Ihtilalinin kazanimlarini birer birer kaybettigimiz hissine kapildigimi soylemeliyim. Elbette bu ozelligi kapatabildiginizi veya sinyal verdiginiz zaman devre disi kaldigini belirtmek lazim.

Sorunsuz bir sekilde yola devam ediyorduk. Canakkele ye dogru cesitli ilcelerin ve kasabalarin icinden gectik. Burada etraftaki tabelalara bakinca bir gercegi fark ettim. Istanbul dan uzaklastikca dukkan isimlerinde bir ozensizlik, bir vurdumduymazlik goze carpiyor. Mistik Bufe, Ejder Pansiyon, Cogumlu Solaryum bunlardan sadece birkaci. Ozellikle Ejder Pansiyon da durup hangi kafayla boyle bir ismi sectiklerini ve neden hala batmadiklarini sorasim geldi. Fakat yolumuz uzundu.

Gelibolu da arabali vapura binip karsiya gectik. Oradan Bozcaada ya bizi goturecek vapura binmek uzere Geyikli ye dogru yola ciktik. Yol uzerinde mola yerimiz Manzara Restaurant ti. Adindan da anlasilacagi gibi muhtesem bir manzarasi vardi. Ama inanir misiniz bir kere bile donup bakmadim, cunku yemek daha onemliydi. Manzara her yerde vardi.

Yolda, kirmizi i$iklarda, benzincilerde, vapurda hep ilgi odagiydik. Unlu biri oldugum icin ilgiden $ikilmamayi ogrenmeliydim. Fakat sorular genelde kac beygir, fiyati ne kadar minvalinde olunca hayal kirikligina ugradim. Daha yeni piyasaya cikmis bir arabanin benden cok ilgi gormesi uzucuydu. Arabayi suren ben oldugum icin bana da hayranlikla bakiyorlardi. Ayagimizi yerden kesiyo iste turunde cevaplarla tevazumu ve efendiligimi gosterince bana bir kez daha hayran kaldilar.

BOZCAADA

Bozcaada ya vardigimizda aksam olmustu. Hemen otele yerlesip bizi bekleyen yemek masasina kavusmak icin Cabali Balikcisina gittik. Harika bir ortamda, adaya ozgu yemeklerle birlikte leziz bir balik ziyafeti cektik. Yemek yerken baliklarin nasil olup da bin yillardir ayni ucuz numarayi yiyip oltaya geldiklerini sorguladim. Bu konuda kendilerini birazcik olsun gelistirseler su an masada kizarmis halde olmazlardi.

Ertesi gun guzel bir kahvaltinin ardindan kisa bir Bozcaada turuyla adadaki uzum baglarini, plajlari ve yel degirmenlerini gorme sansimiz oldu. Uzum baglari neyse de o yel degirmenleri bana cok ise yariyormus gibi gelmedi. Sanki Biz de ulke ekonomisine katkida bulunuyoruz, bos durmuyoruz dercesine yapilmislardi. Cok uzerlerine gitmedim.

Sonunda kisa sure kaldigimiz ve bir daha gelme istegi uyandiran bu adadan gitme vaktimiz geldi. Esyalarimi toplarken otelin duvarlarina son kez baktim. Zorla duygusallasmaya calistim ama beceremedim.

Donus yolu gidise nazaran biraz daha agir tempoda gecti. Saatlerce araba kullanmis olmaktan mutevellit kendimi tir soforlerinde gorulen birtakim tuhaf hareketleri yaparken buldum. Arabadan inip bacaklari ayirarak hafif kambur yurumek, ileride cevirme var selektorleri yapmak, arabesk dinlemek bunlardan birkaciydi.

Takip aracinda bize eslik eden Volvo yetkilisi Serdar dan telsiz vasitasiyla V40 in bir ozelligini daha ogrendim. Dunyada ilk defa kaputta hava yastigi teknolojisi de V40 ta kullanilmis. Allah gostermesin bir yayaya carpma durumunda kaputtaki hava yastigi devreye girip yayanin kazayi en az zararla atlatmasini sagliyormus. Serdar a Iste simdi gonul rahatligiyla birkac yayaya carpabilirim, tamam dedim. Bunu yapmamak daha uygun olur, tamam dedi. Bu bir test surusu ve bunu denemek icin can atiyorum, tamam diye usteledim. Ic cekti ve Lutfen saga ceker misin, tamam dedi. Saga cektim, bana kendince hakli sebeplerle bunu test etmememizin herkesin hayrina olacagi konusunda kafa sisiren bir nutuk atti. Gonulsuzce kabul ettim.

Gerek kaputta hava yastigi teknolojisi gerekse aractaki sensorlerin iki kollu ve iki bacakli bir siluet algiladiginda devreye giren alarm ve otomatik fren sistemi yillar boyu severek yaptigimiz bir gelenegin tarihe karismasi anlamina geliyordu: Arkadasin uzerine araba surmek. Bir gelenegin daha yok olusunu gozyaslari icinde fark ettim.

Sonuc olarak:

Rampayi 6. Viteste 165 km hizla cikma keyfini yasadim.

Havas Engage Istanbul en ufak ayrintiya kadar bizimle ilgilendi. Son baktigimda takip aracinda Yusuf bana corap oruyordu.

Belediye otobuslerine bir daha binmek istemiyorum.

V40 in iki gunde test edilemeyegini ogrendim. En az 5 yil kullanmak gerekiyor.

Istanbul a yaklastigimizda arabayi biraz daha kullanmak icin Nisantasi ndaki partiye Kars uzerinden gitmeyi teklif ettim. Bunun biraz zaman alacagi ve daha kestirmeden gidersek vaktinde yetisecegimiz soylendi.

V40 tan ayrilirken son kez donup baktim. Bir daha benim gibi sofor bulamayacaksin, biliyorsun degil mi? dedim. Sarildik.

http://beyinsizadam.net/turkiyede-bilim-neden-ilerlemiyor/
lukasaluka@gmail.com


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder