Dört sağlık örgütünden 'kimyasal hadım' açıklaması
09.08.2016 12:43 .
Dört sağlık örgütünden 'kimyasal hadım' açıklaması
Türk Tabipler Birliği (TTB), Türk Psikologlar Derneği (TPD), Adli Tıp Uzmanlar Derneği (ATUD), Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği'nin (CETAD) imzacısı olduğu açıklamada 'cinsel isteği yok edici tıbbi tedavi'nin önünü açan yönetmeliğin geri çekilmesi talep edildi. Sağlık örgütlerinin yaptığı 9 maddelik ortak açıklamada "Yargılama sırasında suça neden olacak bir hastalık yokken tıbbi tedavi uygulamaya çalışılması, olmayan bir hastalığın türetilmesi ya da suça tıbbi bir kılıf bulma çabasına dönüşecektir" ifadeleri yer aldı.
"Karar, geri dönülmez hasarlara yol açacak"
Bianet'te yer alan habere göre, TTB, TPD, ATUD ve CETAD'ın bu yönetmeliğin uygulamasının acilen geri çekilmesini talep ettiği açıklamanın gerekçesi olarak, "Geri dönülmez hasarlara yol açacağı aşikar oluğundan kamuoyunu bilgilendirme zorunluluğu doğmuştur" ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada TTB, uzmanlık dernekleri, hukukçular, kadın ve çocuk alanında görev yapan sivil toplum temsilcileri ile birlikte konunun, tedaviyi de içerecek şekilde, tüm boyutlarıyla tartışılarak yeniden değerlendirilmesinin gerektiği vurgulandı.
Yapılan ortak açıklamada yer alan dokuz başlık şöyle:
1- Cinsel saldırı ve çocukların cinsel istismarı toplumun her kesimini ilgilendiren, yaygınlığı, birey ve toplum üzerine olumsuz etkileri nedeniyle birden çok alanda mücadele edilmesi gereken önemli bir sorundur.
2- Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar, özde şiddet uygulanmasının, başkası üzerinde güç kullanımının ve iktidar sergilemesinin yollarıdır. Bu suçları saf bir cinsel eylem olarak kabul etmek doğru değildir. Dolayısıyla, suç davranışının ve yinelemesinin önüne geçilmesinde sadece cinselliğin ele alınması, eksik ve yetersiz olacaktır. Toplumun bütüncül olarak cinsel saldırıyı önleme stratejileri geliştirirken, başta toplumun erkek egemen kavrayış ve uygulamaları olmak üzere toplumsal kolaylaştırıcı faktörlere odaklanması ve bu konularda adım atmaksızın alacağı önlemlerin yüzeysel olacağı her zaman göz önünde tutulmalıdır.
3- Resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren yönetmeliğin en önemli sorunu cinsel suç ve suçlunun tıbbileştirilmesidir. Yönetmelik bu haliyle kötü uygulamalara, dolayısıyla cinsel suçun sanki tedavi edilmesi gereken ve böylece masumlaşan bir eylem gibi görülmesi tehlikesine izin vermektedir.
4- Cinsel suçların faili olan her bireyin ruhsal bozukluğu olduğu varsayımı doğru değildir. Önemli bir kısmının tedavi edilebilecek ruhsal bir hastalığı yoktur.
5- Yargılama sırasında suça neden olacak bir hastalık yokken tıbbi tedavi uygulamaya çalışılması, olmayan bir hastalığın türetilmesi ya da suça tıbbi bir kılıf bulma çabasına dönüşecektir.
6- Ruhsal rahatsızlığı olan kişilerin, cinsel dokunulmazlığa yönelik bir suç işlemesi halinde ise; tıbbi uygulamanın ne olacağı ve nasıl uygulanacağı insan hakları, hekimliğin evrensel değerleri ve tıbbın bilimsel standartlarıyla belirlenir, yasalar ve yönetmeliklerle değil.
7- Tıbbi uygulamanın yapılabilmesi için, öncelikle tıbbi bir sorunun varlığı, müdahalenin gerekliliği, kişiye zarar vermemesi, kişinin/yasal temsilcisinin aydınlatılmış onamının alınması ve tıbbi uygulamanın bilimsel ve kabul edilen standartlara uygun olması esastır.
8- Dünyada hastalığı olan ve cinsel suç işlemiş kişilere uygulanacak, standart olarak kabul edilmiş bir tıbbi işlem bulunmamaktadır. Bu tür uygulamaların yürütüldüğü ülke sayısı az olup mevcut uygulamalar da tıbbi açıdan tutarsızlıklar içermektedir. Türkiye'de de bu konuda hekimler arasında ortak bilimsel bir yaklaşımdan söz edilememektedir.
9- Yukarıda sayılan temel çekincelerin yanı sıra yönetmeliğin mevcut halinin içinde birçok çelişki ve belirsizlik içermesi, uygulamada hem insan sağlığı hem de tıbbi ilkeler açısından geri dönüşü olmayacak hasarlara yol açacaktır.
a45UyF587661-160809143004 Oraj Poyraz At Alpinaasia oraj_poyraz@alpinaasia.com
2016/08/09 15:20 2 65 adaletvekalkinma@yahoogroups.com
-Irmaklarindan saraplar akacak- diyorsun
Cennet-i ala meyhane midir?
-Her mumin e iki huri- diyorsun
Cennet-i ala kerhane midir?
. . . . . .
Tanri bize cennette vaat ettigi sarabi
Nicin haram etsin bu dunyada, akla sigar mi?
Bir sarhos arap, devesini vurmus Hamza nin
Peygamber de yasak etmis arap a sarabi
. . . . . .
Beni ozene bezene yaratan kim? Sen
Ne yapacagimi da yazmissin onceden
Demek gunah isleten de sensin bana
O zaman nedir o cennet cehennem?
. . . . . .
Kim senin -yasa-ni cignemedi ki soyle?
Gunahsiz bir omrun ne tadi kalir soyle.
Yaptigim kotulugu kotulukle odetirsen eger
Seninle benim aramda ne fark kalir ki soyle
. . . . . .
Tanri bizi camurdan yarattiginda
Biliyordu bu dunyada ne isimiz olacak
Isledigim gunahlar hep onun emriyledir
O halde cehennemde beni nicin yakacak?
. . . . . .
Isyan edip karsinda duracagim, neredesin?
Karanligi, isiga yoracagim, neredesin?
Ibadete karsilik cenneti alacaksam
-Bagis mi, ticaret mi- diye soracagim, neredesin?
. . . . . .
Kor cehalet cirkeflestirir insanlari.
Suskunlugum asaletimdendir.
Her lafa verecek bir cevabim var elbet
Lakin bir lafa bakarim laf mi diye,
Bir de soyleyene bakarim adam mi diye
. . . . . .
Dunya, uc bes bilgisizin elinde
Sanirlar ki tum bilgiler kendilerinde
Uzulme, esek esegi begenir
Bir hayir var sana kotu demelerinde
. . . . . .
Sen bu dunyanin sirrina eremezsin
Erenlerin dilini de sokemezsin
Oyleyse ic sarabi, cennet et dunyayi
Oteki cennete ya girer, ya giremezsin
. . . . . .
Niceleri geldi, neler istediler
Sonunda dunyayi birakip gittiler
Sen hic gitmeyecek gibisin degil mi?
O gidenler de hep senin gibiydiler
. . . . . .
Icin temiz olmadiktan sonra
Haci hoca olmussun kac para
Hirka, tespih, post, seccade guzel
Ama TANRI KANAR MI BUNLARA?
. . . . . .
Sen sofusun hep dinden dem vurursun
Bana da sapik dinsiz der durursun
Peki, ben ne gorunuyorsam O yum
YA SEN NE GORUNUYORSAN O MUSUN?
. . . . . .
Sen icmiyorsan icenleri kinama bari
Birak aldatmacayi ikiyuzlulukleri
SARAP ICMEM DIYE OVUNUYORSUN AMA
YEDIGIN HALTLAR YANINDA SARAP NEDIR KI..
. . . . . .
Ey kara cubbeli senin gunduzun gece
Tas atma dunyayi bilmek isteyenlere
ONLAR YARATANIN SANATI PESINDELER
SENINSE AKLIN ABDEST BOZAN SEYLERDE....
. . . . . .
Ben kadehten cekmem artik elimi;
Tutmam senin kitabini minberini.
Sen kuru bir softasin, ben yas bir sapik
CEHENNEMDE SEN MI DAHA IYI YANARSIN, BEN MI?..
. . . . . .
Seni kuru softalarin softasi seni
Seni cehenneme komur olasi seni
Sen mi haktan rahmet dileyeceksin bana ?
HAKKA AKIL OGRETMEK SENIN HADDINE MI ?
. . . . . .
Yasamin sirlarini bileydin
Olumun de sirlarini cozerdin
Bugun aklin var, bir sey bildigin yok
YARIN AKILSIZ NEYI BILECEKSIN
. . . . . .
Ey kor!
Bu yer, bu gok, bu yildizlar, bostur bos !
Birak onu bunu da gonlunu hos tut hos !
Su durmadan kurulup dagilan evrende
BIR NEFESTIR ALACAGIN, O DA BOSTUR BOS !
Omer HAYYAM
FUSSILET - 9 - Yerzunun iki gunde yaratildigi,
FUSSILET - 10 - Bitkilerin daglarin ve gidalarin yaratilmasi.
FUSSILET - 11 Sonra duman halinde bulunan goge yoneldi...
FUSSILET - 12 Allah bu suretle iki gun icinde yedi gok vucuda getirdi ve her gogun isini kendisine bildirdi...
NAZIAT - 27 Sizi mi yaratmak daha guctur, yoksa gogu mu?
Allah onu (gogu) kurdu.
NAZIAT - 28 O nu yukseltti ve duzen verdi.
NAZIAT - 29 Onun gecesini karartti gunduzunu aydinlik yapti.
NAZIAT - 30 Bundan sonra da yeryuzunu duzenledi.
NAZIAT - 31 Oradan suyunu cikardi ve otlak meydana getirdi.
NAZIAT - 32 Daglari sapasaglam yerlestirdi. ...
Ben kesinlikle bir ateist degilim ve kendime panteist diyecegimi de sanmiyorum.
Sozkonusu problem, sinirli zihnimize gore cok genistir.
Cesitli dillerde yazilmis kitaplarla dolu buyuk bir kutuphaneye giren kucuk bir cocuk gibiyiz.
Cocuk bu kitaplari birinin yazmis oldugunu bilir.
Nasil oldugunu bilmez.
Kitaplarin yazildiklari dilleri anlamaz.
Cocuk bulanik bir sekilde bu kitaplarin duzenlenisinde gizemli bir duzen olduundan suphe duyar, ama onun ne oldugunu bilmez.
Bana oyle geliyor ki Tanri ya yonelen en aydin insan varliginin dahi tutumu boyle bir seydir.
Evrenin harikulade duzenlenmis oldugunu ve belli yasalara uygun hareket ettigini goruyoruz ama bu yasalari sadece bulanik bir sekilde anlayabiliyoruz.
Spinoza nin panteizmine hayranim, ama onun modern dusunceye katkisina cok daha fazla hayranim, cunku o ruh ve bedeni, iki ayri sey degil de bir butunmus gibi goren ilk filozoftur.
I m absolutely not an atheist and I don t think I can call myself a pantheist.
The problem involved is too vast for our limited minds.
We are in the position of a little child entering a huge library filled with books in many languages.
The child knows someone must have written those books.
It does not know how.
It does not understand the languages in which they are written.
The child dimly suspects a mysterious order in the arrangements of the books, but doesn t know what it is.
That, it seems to me, is the attitude of even the most intelligent human being toward God.
We see the universe marvelously arranged and obeying certain laws but only dimly understand these laws.
(...) I am fascinated by Spinoza s pantheism, but admire even more his contribution to modern thought because he is the first philosopher to deal with the soul and body as one, and not two separate things
Frankenberry, Nancy K.(2009-08-11).The Faith of Scientists: In Their Own Words.Princeton University Press.p.153.ISBN 978-0-691-13487-1.
(Einstein, burada ateist olmadigini acikca belirtiyor.
Spinoza nin panteizmine hayran oldugunu ama kendisini bir panteist olarak belirtemeyecegini de soyluyor.)
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder