SONER YALÇIN: Bunu yaşadım
Gerçekçi olmalıyız.
Samimi olmalıyız.
Yoksa bu terör belası bizi bölecek.
Yaşadığım olayı anlatmalıyım:
Robert A. Peck adını hiç duydunuz mu?
Amerikalı diplomattı. Dışişlerine girmeden önce Amerikan Ordusu'nda görev yaptı.
Muhtemelen -eşi gibi- CIA görevlisiydi.
"Diplomat" kimliğiyle Moskova'da bulundu.
Kıbrıs'ta çalıştı.
Ankara'daki büyükelçilikte ikinci katip olarak görev yaparken, Çorum ve Amasya'ya geziler yapıp, -nedense- Aleviler'in politik gücü gibi konularda araştırma yaptı!
Bu "araştırmalarından" kısa süre sonra, Çorum'da -o güne kadar hiç rastlanılmayan- "Müslüman Namusuna Sahip Çık" başlıklı bildiri dağıtıldı. 19 Mayıs Bayramı'na katılan kız öğrencilerin kıyafetlerine karşıydılar!
Bildiri şu cümleyle bitiyordu:
"Ne mutlu canı ile, kanı ile, malı ile CİHAD edenlere…"
Çorum bu bildiriyle gerildi. Ardından…
MHP'li eski Bakan Gün Sazak, 27 Mayıs 1980'de öldürüldü.
Suikast Ankara'da oldu; ama ertesi gün Çorum karıştı.
Kentin en işlek caddesine çıkan çoğunluğu gençlerden oluşan grup, "Kanımız aksa da zafer İslamın" ve "Kana kan intikam" sloganlarıyla yürüyüşe geçip Alevi- solcu işyerlerine saldırdı.
Olaylar iki gün sürdü; sokağa çıkma yasağı ilan edildi; olaylar duruldu.
Fakat… Şehirdeki gergin atmosfer sona ermedi. Herkes tedirgindi; sürekli "karşı mahallenin" saldırıya geçeceğini konuşmaya başladı. Mahalleler silahlandı. 40 gün sonra…
Tarih: 4 Temmuz 1980.
Cuma namazı henüz bitmişti ki, "Aleviler Alaattin Camii'ne bomba attı" diye yalan bir laf çıkarıldı. Bu yalan kimi cami hoparlöründen duyuruldu. TRT bu yalanı ekrana taşıdı.
Çıkan olaylar sonucunda 57 kişi can verdi.
Bu oyunu sahneye kimler koydu?
Bir ipucu var:
Robert A. Peck, Ankara'dan hemen sonra Afganistan'da çalıştı. Görevi, cihatçıları örgütlemek oldu! Emekli olduğu 1989 yılına kadar El-Kaide ile ilişkileri yürüttü. (2010'da AIDS'ten öldü!)
Bugün…
Sadece bir şehri değil, tüm Türkiye'yi provoke etmek için gerginlik stratejisi ilmik ilmik örülüyor…
Bir örnek vereyim…
İKİ KAHVE, İKİ HUKUK
İki kahveden iki sahne:
Birinci kahvede; cübbeli sarıklı iki kişi kahvede oturanlara içkini-kumarın kötülüğünü anlatıyor; dinin bunları yasakladığını tebliğ ediyor.
İkinci kahvede; bir kadın diğeri erkek iki kişi kahvede oturanlara IŞİD tehlikesinden bahsediyor; laikliğin önemini anlatıyor.
İşte… Bugün Türkiye'de…
Birinci kahvede konuşma yapan iki kişiye hiç dokunulmazken; ikinci kahvede konuşma yapan iki kişi tutuklanıyor!
Her iki kahvedeki konuşmaların altına imzasını atmayacak bir kişi var mı?
Evet, içki-kumarın kötülüğü üzerine konuşma yapmak iyidir.
Evet, IŞİD tehlikesine karşı uyanık olmalıyız; laikliğe canla sarılmalıyız demek de iyidir.
Fakat…
İki kahveden iki farklı hukuk nasıl çıkıyor?
Cevabı olan var mı? Sanmıyorum!
Adalet duygusunu yok eden bu iki farklı hukuk yorumu toplumsal uzlaşmayı yok etmekle kalmıyor; halkı gerginlik atmosferine sokuyor!
IŞİD, FETÖ, PKK saldırılarına karşı güç birliği yapılması gereken bu acılı süreçte toplumsal barış dinamitleniyor.
Çok geriye gitmeyeyim; benzerini yılbaşı öncesinde de görmedik mi?
Noel Baba'ya ucube saldırılar; pankart asmalar, bildiri dağıtmalar…
Aynı oyun Mısır'da da oynandı; Hıristiyan Kıptileri öldürdüler; kiliselerini yaktılar. Vs.
Erdoğan, Mısır'daki büyük oyunu görüp, Mursi'ye "laiklikten korkmayın" derken, Türkiye'deki provokatörlere niye ses çıkarmıyor?
Kim şuursuz
Reina saldırısının/katliamının hayat tarzına yapılıp yapılmadığı hararetle tartışılıyor.
"Saldırı hayat biçimine karşı yapıldı" diyenlere, -örneğin- Murat Bardakçı bile sertçe karşı çıkıp; "ahkam kesip bilge görünmeye meraklı bir-iki şuursuzun keramet yumurtlamak maksadıyla sayıklamalarından ibarettir" diye yazdı.
Bir terör örgütünün eylem amacı, bizi niye yoğun tartışma içine çekiyor?
IŞİD'in Reina saldırısının amacı belli; Türkiye'de istikrarsızlık-kaos çıkarmak.
Ve fakat şu gerçeği de gözden kaçırmamak gerekir:
IŞİD, bir devlettir.
Bu devletin; istihbarat birimi "Muhaberat"; ve güvenlik birimi "Emniyyat" gibi kuruluşları var. Keza…
El-Emn ed-Dahili (iç güvenlik) ile El-Emn el Harici (dış güvenlik) birimleri var. Yani…
Rastgele terör eylemi yapmıyorlar. Reina saldırısını da rastgele seçmedi.
Evet, asıl amacı kaos çıkarmak; ama bir de, her daim yaptığı gibi sempatizan kazanmayı hedefliyor.
Çıkarılan "yılbaşı hissiyatından" yararlandı. Hani o sosyal medyada "oh olsun" diye yazanlar var ya, işte IŞİD onları safına katmak istiyor!
Irak'ta "Sünni duyarlılıktan faydalanmak" amacıyla -AVM bombalama gibi- benzer eylemleri yapıp militan kazandı. Yani, IŞİD yaşam tarzını hep hedef aldı; şimdi Türkiye'de de bunu hayata geçiriyor.
Gereksiz kaba tartışmaları bırakıp teröre, emperyalizmin büyük oyunu'na karşı birlik olmalıyız.
Çorum vb. olayları aklımızdan çıkarmamalıyız.
a45UyF587661-170105195111 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2017/01/05 22:35 2 65 alelma@yahoogroups.com
3. Dunya savasinda hangi silahlarin kullanilacagini bilmiyorum ama 4. Dunya savasinda tas ve sopalarin olacagini biliyorum.
A.Einstein
Mumine gelen her $ikinti, gunahlarina kefaret olur
(Buhari)
Lutfen bundan sonra Muslumanlardan eza, cefa ceken, basina bir musibet gelenler aglayip, zirlamasin.
Cunku baslarina gelen her turlu olumsuzluk onlarin Allahin sevgili kullarindan oldugunu gosteriyor.
Ben demiyorum, hadisler, ayetler boyle soyluyor.
Soner Yalcin: Nazim ile Deniz i bulusturan Tanya
6 May, 2015
K66XX9Adi, Zoya Anatolyevna Kosmodemyanskaya....
Zoya, yasam demek...
Rusya nin guneyindeki Gavrilovsky de 13 Eylul 1923 te dogdu.
Ortodoks rahipler cikaran bir aileye mensuptu. Dedesi rahip Pyotr Kosmodemyansky, yaptigi muhalefet nedeniyle Bolsevikler tarafindan 1918 de olduruldu.
Babasi Anatoly de teolojik okudu ama mezun olmadi; cunku aile Sibirya ya tasindi. Babasi kutuphaneci oldu. Annesi Lyubov ogretmendi.
Aile 1930 da Moskova ya dondu.
Zoya, okul caginda kitaplara duskun oldu; edebiyati cok sevdi. Tolstoy, Puskin, Lermontov gibi Rus edebiyatcilar ve Cervantes, Dickens, Goethe, Shakespeare, Moliere okudu. Okuduklari hakkindaki dusunceleri defterine yazdi: Shakespeare in trajedilerinde bir kahramanin olumune her zaman yuksek ahlaki bir zafer eslik ediyor.
Genc yasinda Beethoven ve Caykovski dinledi.
Sovyetler Birligi Komunist Parti genclik orgutu Komsomol a katildi.
Hitler, 22 Haziran 1941 de Barbarossa Harekati emrini verip, Naziler Sovyetler Birligi ni isgale baslayinca, genc Zoya gonullu olarak askere yazildi. Annesi vazgecirmeye calisti, dinlemedi: Dusman bu kadar yakinken baska ne yapabiliriz?
Isgal altindaki bolgelerde olusturulan duzensiz askeri guclere katildi; yani Partizan oldu; Tanya kod adini aldi.
Tarih:27 Kasim1941.
Zoya/ Tanya , bir Alman suvari alayinin konuslu oldugu Petrischevo koyunu yakmak icin emir aldi. At ahirlari ve evleri atese vermeyi basardi. Ancak, bir Rus isbirlikcisinin ihbariyla yakalandi. Gece boyunca yapilan iskence ve tecavuze ragmen konusmadi. Ertesi sabah ilce merkezine goturuldu ve idam edildi. Gulumseyerek ciktigi sehbasinda son sozleri su oldu:
Yoldaslar! Neden bu kadar kasvetlisiniz? Olmek icin korkmuyorum! Halkim adina olecegim icin mutluyum!
Sovyetler Ordusu Ocak 1942 de bu topraklari ele gecirene kadar, Zoya/ Tanya idam sehbasinda asili kaldi...
Yurtseverlik aski
Yil, 1945...
Nazim Hikmet, Bursa Cezaevi nde...
Tolstoy un Savas ve Baris cevirisini yeni tamamlamis; La Fontaine den Masallar cevirisi uzerinde calisiyordu. Elle yazmak cok zamanini aliyordu; cezaevindeki dokumadan kazandigi parayla ikinci el daktilo aldi.
Saglik sorunlari vardi.
Ama... Cok mutluydu; kasvet gunleri bitmisti; Naziler savasi kaybetmisti.
O gunlerde yazdi; Tanya siirini...
Tanya, Bursa Cezaevi nde karsimda resmin,
Bursa Cezaevi nde.
Belki duymamisindir bile Bursa nin adini.
Bursa m yesil ve yumusak bir memlekettir.
Bursa Cezaevi nde karsimda resmin.
Sene 1941 degil artik sene 1945.
Moskova kapilarinda degil artik
Berlin kapilarinda dovusuyor seninkiler,
bizimkiler,
butun namuslu dunyaninkiler.
Tanya,
senin memleketini sevdigin kadar
ben de seviyorum memleketimi,
Seni astilar memleketini sevdigin icin,
ben memleketimi sevdigim icin hapisteyim.
Ama ben yasiyorum,
ama sen oldun.
Sen coktan dunyada yoksun,
zaten ne kadar az kaldin orda:
on sekiz senecik.
Doyamadin gunesin sicakligina bile.
Tanya,
sen asilan partizan,
ben hapiste sair.
Sen kizim, sen yoldasim.
Resminin ustune egiliyor basim:
kaslarin incecik,
gozlerin badem gibi,
ama renklerini fotograftan anlamam mumkun degil.
Fakat yazildigina gore,
koyu kestaneymisler.
Bu renkte gozler cok cikar benim memleketimde de.
Tanya,
saclarin ne kadar kisa kesilmis,
oglum Memet inkilerden farki yok.
Alnin ne kadar genis, ay isigi gibi,
rahatlik, ve ruya veriyor insanin icine.
Yuzun ince uzun, kulaklarin buyucek biraz.
Henuz cocuk boynu boynun:
henuz hicbir erkek kolu sarilmamis anliyor insan...
Nazim in siiri yillar sonra bir devrimcinin agzindan hic dusmeyecekti...
Deniz in sevdigi
Tarih: 9 Ekim 1971.
Deniz Gezmis, Huseyin ve Yusuf Aslan, Ankara $ikiyonetim Komutanligi 1 No lu Mahkemesi tarafindan idama mahkum edildi.
Deniz ve Yusuf 25; Huseyin 23 yasindaydi.
O gunlerde....
Kimi zaman Deniz in sesi duyulurdu; Ankara Mamak Cezaevi nde...
En sevdigi siir Tanya yi soyluyordu.
Bilirdi arkadaslari; Deniz in Tanya yi ezbere bildigini ve her firsatta hadi Deniz, Tanya yi soylesene derlerdi. O da hep soylerdi gur sesiyle...
Idamdan iki gun once...
Deniz, Yusuf ve Huseyin e Mamak Cezaevi ndeki arkadaslariyla helallesme izni cikti.
Koguslari dolastilar; tum devrimcilerle kucaklastilar.
Deniz Gezmis, Tanya yi son kez o gun soyledi:
Sabah oldu Tanya yi giydirdiler...
Gogsune bir de yazi yazdilar:
Partizan.
Koyun alanina kuruldu daragaci.
Atlilar cekmis kilici, halka olmus piyade askeri.
Zorla seyre getirdiler koyluleri.
Iki sandik ust uste, iki makarna sandigi.
Sandiklarin ustune
yagli urgan sallanir,
urganin ucu ilmik.
Partizan kaldirilip cikarildi tahtina.
Partizan,
kollari bagli arkadan
durdu urganin altinda dimdik.
Nazli, uzun boynuna ilmigi gecirdiler...
Tanya seslendi kolhozlulara ilmiginin icinden
- Kardesler, uzulmeyin.
Gun yigitlik gunudur.
Soluk aldirmayin fasistlere,
yakin, yikin, oldurun...
Kolhozlular agliyordu. Cellat cekti ipi.
Boguluyor nazli, boynu kugu kusunun.
Fakat dikildi ayaklarinin ucunda partizan
ve hayata seslendi insan:
- Kardesler
hosca kalin.
Kardesler,
kavga sonuna kadar.
Duyuyorum nal seslerini
geliyor bizimkiler!
Ve... Tarih: 6 Mayis 1972
Tanya siiriyle ozdeslesen Deniz Gezmis, saat 01.25 te idam edildi.
Aradan yillar gecti...
Kimi solcular, yurtseverligin ne oldugu konusunda kafa kari$ikligi yasiyor...
Tanya dan, Nazim dan ve Deniz den utanmiyor...
Yurtseverligin fasistlik oldugunu yaziyorlar.
Sozcu
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo |
-------------------------------------------------
ONLY AT VFEmail! - Use our Metadata Mitigator™ to keep your email out of the NSA's hands!
$24.95 ONETIME Lifetime accounts with Privacy Features!
No Bandwidth Quotas! 15GB disk space!
Commercial and Bulk Mail Options!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder