8 Haziran 2017 Perşembe

RAFET BALLI : ABD SİLAH ÇEKTİ, TÜRKİYE-İRAN BULUŞTU

Türkiye ve İran A/BD ve batı oligarşisini bölgemiz için yaptığı planlar karşısında ittifak etmeli.
Aksi halde büyük sıkıntılar yaşanacak.
Şunu hatırlatmak isterim.
İran halkının yarısı Türktür, Türkçe konuşur.
Oraj POYRAZ ( 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      


RAFET BALLI : ABD SİLAH ÇEKTİ, TÜRKİYE-İRAN BULUŞTU

Aydınlık 8 Haz, 2017



Özel bir "kulis" bilgisiyle başlayalım.

Mayıs ayının ortaları.

İran'la Türkiye arasında bazı girişimler oldu.

Sevimsiz. Sonuçusuz.

* * *

İşin ayrıntısını anlatalım.

Ankara Tahran'ın kapısını çaldı.

Konu: PKK/PYD.

Öneri: Birlikte mücadele edelim.

Cevap?

İran tarafı pek oralı olmadı.

Sebep?

Ayrıntısına girmek istemiyorum.

* * *

Aslında Tahran açısından bir fırsattı bu.

Donald Trump bir imza atmış (9.5.17)…

PKK/PYD'ye ağır silah vermenin yolunu açmıştı.

Tayyip Erdoğan Trump'la buluşmuş (16.5.17)…

Washington'un kararı değişmemişti yine de.

Sonuç: Ankara'da ABD'ye güvensizlik, tepki artmıştı.

Türkiye-İran işbirliğinin zemini genişlemişti yani.

Fakat: İran hükümeti değerlendiremedi durumu.

Ufuksuzluk… Darlık… Kısa vadeli hesaplar…

* * *

Hemen ardından bir tatsızlık daha.

Türkiye sınırına yakın bir alanda…

PKK'nın İran kolu PJAK saldırdı (27.5.17).

Sonuç: İranlı 2 asker öldü, 7'si de yaralandı.

İran tarafından General Kasım Rızai konuştu (28.5.17).

Tepkisi şaşırtıcıydı: "Olaydan Türkiye'yi sorumlu görüyoruz."

* * *

Anlam veremedim.

Ne demek istiyorlardı acaba?

Sordum, soruşturdum.

İddiayı yoruma pek girmeden aktarıyorum.

"PYD ile PKK iç içedir… Fakat PJAK biraz farklıdır. Biraz özerktir."

"Irak sınırını sıkı tutuyoruz."

"Türk İstihbaratının ise PJAK'la teması var."

"Yol verdiler. İran askerine saldırması için."

İnandırıcı bulmadığımı söyledim.

Türkiye'nin çıkarı neydi?

Cevapları: "Türkiye demek istedi ki… Bakın, PKK sizin için de tehdit."

Muhataplarıma takıldım: Ankara haksız mı?

* * *

Bir iki gün önce.

İranlı üst düzey bir isimle sohbet ettik.

Konu: Bölgede giderek yayılan terör eylemleri.

Muhatabım övündü:

"Terör her yerde… Bakın bize. Biz fırsat veriyor muyuz?"

"Biz devletiz" demek istiyordu.

* * *

Düşündüm. Haksız değildiler.

PKK/PJAK'ın sınırlı birkaç eylemi…

Pakistan sınırına yakın Belucistan'daki saldırılar…

Hepsi bu kadar.

Büyük kentler sakindi.

* * *

Fakat: Bölgemizdeki gelişmeler birden hızlandı.

Peş peşe, iç içe.

Önce Katar krizi tetiklendi.

Ardından Tahran'da bombalar patlatıldı.

Bölgemizde büyüyen algı: ABD silah çekti!

Aşağıda ayrıntısını verdim: Erdoğan "bölgesel işbirliği" çağrısı yaptı.

İran, Dışişleri Bakanı Zarif'i Ankara'ya gönderdi.

Gündem belli: Katar, Suriye, Irak.

Amaç: Bölgesel işbirliği.

* * *

Bölgemizin sorunu şu: Bölgesel işbirliği zorunlu. Mümkün.

Fakat işbirliği süreci bir hayli sorunlu.

Konu Ankara'nın da gündeminde.

Önceki akşama gidelim (6.6.17).

Tayyip Erdoğan'ın büyükelçilere iftar yemeği.

* * *

Üç mesaj verdi.

İlki Katar kriziyle ilgiliydi.

ABD ve Suudi Arabistan uyardı: "Burada farklı bir oyun oynanıyor…"

İkincisi ABD'ye karşı kararlılıktı: "Açık konuşuyorum. Ne güney sınırımız boyunca bir terör koridorunun, ne Irak'ın kuzeyinde yeni terör yuvalarının oluşmasına izin vermeyeceğiz."

Üçüncüsü başta İran, bölgesel işbirliği çağrısıydı: "Bölge ülkeleri olarak gücümüzü ve enerjimizi kendi iç mücadelelerimiz yerine sorunun asıl kaynaklarına yöneltmemiz gerekiyor."

"Bölgenin daha da karışması… için fırsat kollayanların umutlarını hep birlikte boşa çıkarmalıyız."

Yoksa: "Başka türlü terör ateşinin Suriye, Irak, Yemen, Libya gibi ülkelerden diğer yerlere sıçramasının önüne geçemeyiz."

* * *

İşte, İranlı Bakan'ın ziyareti bu tablo içinde anlam kazanıyor.

Türkiye ve İran: Bölgesel cephenin iki eksen ülkesi.

Güvensizlikleri, önyargıları aşabilecekler mi?

Öncelikle AKP iktidarının görmesi gereken şu: Amerikan cephesi parçalandı.

Washington ve Riyad, "İslam NATO'su" peşindeydi.

Sözde "Şii Hilali"ne karşı "Sünni Cephe" kurmak istiyordu. İkisi de doğmadan öldü.

* * *

İran tarafı da şu gelişmeyi görmeli.

Suriye krizinin başlangıcında Türkiye ve Katar, Amerikan cephesi'ndeydi.

İki ülke şimdi yüzlerini bölge cephesine çevirdiler.

* * *

Aslında bütün bölge hareketli.

Atlantik cephesiyle bölge cephesi karşı karşıya.

Üç alanda durum şöyle:

Rakka cephesi: PKK/PYD ile ilerliyor.

Esad yönetimi ise kararlı. Rakka için ordusunu harekete geçirdi.

ABD uçakları Suriye birliklerini vurdu önceki gün.

Ürdün ve Irak sınır hattında çatışmalar sürüyor.

Irak Haşdi Şabi birlikleri sınır hattında mevzilerini genişletiyor.

Üçüncüsü: Lübnan'ın Bekaa vadisi.

ABD, Rayak hava üssüne yerleşiyor.

* * *

Katar krizinin ardından yaşananlar da anlamlı.

Körfez'deki İran donanması alarma geçti.

Tahran, hava sahasını Katar (Doha) uçaklarına açtı.

Malûm: Bütün Arap komşuları bu ülkeye hava sahasını kapatmıştı.

O da, dünyayla hava bağlantısını İran üzerinden sağlıyor.

Avrupa'ya gitmek için İran-Türkiye yolunu kullanıyor artık.

Bir adım daha: Türkiye ve İran, Katar'a gıda yardımı için hazırlığa başladı.

* * *

Türkiye cephesindeki gelişmeler de aynı yönde.

Erdoğan: Doğudan Batıya… Telefon trafiği hızlı.

Hedef: Amerikan cephesinin hamlesini durdurmak.

* * *

Tahran'ın devlet medyasından gazetecilerle konuştum.

Dedikleri: "İran-Türkiye-Rusya… Katar'a yardım için birlikte hareket ediyor."

Anlamı: Eski ittifaklar yıkıldı, yeni ittifaklar kuruluyor.

Yazdım: Suriye krizinde Türkiye ve Katar, Amerikan cephesindeydi.

İkisi için, İran ve Rusya "hasım" cephedeydi.

Ankara ve Doha şimdi ne yapıyor?

Amerikan cephesine karşı İran ve Rusya ile işbirliği halindeler.

Zincirleme sonuçları olacak bunun.

* * *

Bütün gelişmeler iki ülkeyi zorluyor… Bölge cephesinde bir araya gelmeleri için.

Bakalım: Ankara ve Tahran…. Suriye ve Irak'la da buluşup….

İmparatorluk mirası devlet aklının gereğini yapabilecekler mi?

Günün mana ve önemine uygun bir tespit: "Birlik"te hayır vardır.

Aksi takdirde: Ceremesi herkes için ağır olur.

http://www.ilk-kursun.com/haber/323300/abd-silah-cekti-turkiye-iran-bulustu/



 
a45UyF587661-170608151500 Oraj Poyraz At Alpinaasia oraj_poyraz@alpinaasia.com
2017/06/08  16:33 2  65  alelma@yahoogroups.com


 
--

Siz sinavlara istediginiz kadar calisin, sonunda her zaman calismadiginiz bir yerden cikacaktir!
Ne zaman sinavlara calisacak olsaniz uykunuz gelir, sinavdan sonra uykunuz acilir.

Murphy Kanunlari

Tevbe Suresi 111.Ayet:

Allah muminlerden, mallarini ve canlarini, kendilerine (verilecek) cennet karsiliginda satin almistir.
Cunku onlar Allah yolunda savasirlar, oldururler, olurler.
(Bu), Tevrat ta, Incil de ve Kur an da Allah uzerine hak bir vaaddir.
Allah tan daha cok sozunu yerine getiren kim vardir!
O halde O nunla yapmis oldugunuz bu alis verisinizden dolayi sevinin.
Iste bu, (gercekten) buyuk kazanctir.

Kur an-i Kerim in bazi ayetlerine iliskin mazeretler:
1- Bu ayetler yanlis tercume edilmis!
2- Bu ayetler yanlis anlasilmaya musait yani herkes anlayamaz!
3- Bu ayetler zaman asimina ugradi yani bugun gecersiz!
4- Bu ayetler cag disi yani Islam da reform yapilmasi lazim!
5- Bu ayetlere iman etmek imkansiz ama yine de ben bir muslumanim!

Mazeretlerin Cevaplari:

1- Diyanet Vakfi Meali ni, konularinda uzman Ilahiyatci Heyet hazirladi. En cok itibar edilen meal. Heyetteki herkesin yanlis tercume yapmasi imkansiz. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
2- Kur an-i Kerim i herkesin anlayabilecegine dair ayetler var* ve zaten bu sebeple indirilmis . Tersi ise adaletsizlik olur cunku herkesin anlayamayacagi ve yanlis anlasilmaya musait bir kutsal kitap gondermek Allah a yakismaz. Bir sakinca da sudur; Muslumanlara siz Kur an i anlamazsiniz, sadece biz anlariz diyen ruhban sinifi olusur ki Islam da ruhbanlik haramdir. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
3- Kur an in, kiyamete kadar , cihansumul(evrensel) yani her zaman ve her yerde hukmunun gecerli olduguna inanmak farzdir. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
4- Allah 21. yuzyilin hayat sartlarini ve yasam bicimini ezelden beri bildigine gore Allah in bu durumu hesaba katmadigi ni iddia etmek Allah a karsi cok buyuk bir iftiradir. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
5- Bu ayetlere iman etmeyenin adi Musluman degil Kafir dir.** Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.

*Bakiniz: Nahl Suresi 89. Ayet, Enam Suresi 38. Ayet, Maide Suresi 15. Ayet, Hac Suresi 16. Ayet.
**Bakiniz: Bakara Suresi 85. Ayet ve Maide Suresi 44. Ayet.

Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir
Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir.
Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha az tehlikelidir.
Fakat bir hain, hain gibi gorunmez,
kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve
onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder,
butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet koridorlarinda duyulur,
ulusun ruhunu curutur
Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir
Bir katil daha az korkuludur.

Marcus Tullius Cicero
(M.O.106-M.O.43)


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder