13 Ocak 2018 Cumartesi

İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ: AYM'NİN TAHLİYE TALEBİNİ YERİNE GETİRMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL

Norm Denetimi

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasa'ya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler.

Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler.

Ancak, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin şekil ve esas bakımından Anayasa'ya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesine dava açılamaz. Ayrıca usulüne göre yürürlüğe konulmuş uluslararası antlaşmalar hakkında da Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.

http://www.anayasa.gov.tr/icsayfalar/gorevyetki/normdenetimi.html

Aslında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi açıkca Anayasa Mahkemesine direnerek bir anayasa suçu işlemektedir.
Anayasa Mahkemesi kararları kesindir ve bağlayıcıdır.
Netekim, mahkeme üyelerinden birisi de bunu görmüş ve muhalefet notu olarak bunu karara yazdırmıştır.

Devran dönecek ve bu mahkeme üyeleri bu suçları nedeniyle yargılanacaktır.
Aynı şekilde Anayasa Mahkemesi kararlarını tartışmaya açan, ve uygulanmaması için mahkeme üyelerini azmettirenler de bu suçun ortağı olarak yargılanacaktır.

Anayasa Mahkemesi halen ülkemizde bulunan en yüksek mahkemedir, işinize gelmediğinde onun kararlarını bu şekilde tartışmaya açmak ancak AKP yönetimine yakışırdı.

Kaldı ki, mevcut Anayasa Mahkemesi de taraflıdır ve üyelerinin büyük bölümü de AKP iktidarları döneminde atanmıştır.
Hiç ama hiç şikayet etmeye hakları yoktur.

Ayrıca Anayasa Mahkemesine geçmiş dönemde anayasa değişikliklerini yalnızca şekil bakımından denetleme kısıtlamasının kabul ettirilmiş olması haksız, hukuksuz bir boyun eğdirmedir.
Bu yasamanın  ve yürütmenin açıkca yargıya tecavüzü olmuştur.
Önümüzdeki dönemde elbette ilk kaldırılması gereke boyunduruklardan birisidir.
Anayasa Mahkemesi yalnızca yasamayı değil, yürütmeyi de her şekilde, gerek usül, gerekse şekil yönüyle denetlemekle görevlendirilmiş en yüksek mahkemedir.
Bunu sakatlamaya yönelik düzenlemeler elbette kabul edilemez.
Kişisel, kurumsal ve her şekilde müracaat elbette yapılabilmeli.

Dahası imzalanmış uluslararası anlaşmaların ayrıca Anayasa Mahkemesi tarafından da denetlenmesi ve onaylanması kesinlikle şart koşulmalı.

Halen mevcut düzenlemeler Anayasa Mahkemesini Anayasal düzeni koruma ve kollama görevini yapamaz duruma düşürecek hale düşürmüştür.
Ve elbette bütün bunlar yürütme ve yasamanın yargıyı haksız ve hukuksuz sınırlamaya yönelik çabalarının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.

Mecut durum yasal olsa bile haklı ve hukuki değildir.

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA     











e
,



İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ: AYM'NİN TAHLİYE TALEBİNİ YERİNE GETİRMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL

13.01.2018

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi; Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) 'hak ihlali yapıldığı' gerekçesiyle tutuklu gazeteci Şahin Alpay hakkında verdiği tahliye kararını ikinci kez reddederken bir ilke imza attı. Mahkeme 'yetki gaspı' yaptığını öne sürdüğü AYM'nin 'tahliye talebini yerine getirmenin kanunen mümkün olmadığı' görüşünü karar metnine geçirdi.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum: AYM karar verirken toplum vicdanını gözetmeli

T24'ten Gonca Tokyol'un haberine göre 13. Ağır Ceza Mahkemesi 'tutuklama veya tutukluluğun devamına ilişkin kararlarda gerekçe yazılırsa ihsas-ı rey söz konusu olduğunu' iddia ederek AYM'yi eleştirdi ve 'ihsas-ı rey yasağını çiğnemeye yol açacak talebin yerine getirilmesinin kanunen mümkün olmadığı' yönünde hüküm verdi.

YEREL MAHKEME İLK KEZ AYM KARARINA DİRENDİ

İstanbul 13. Ceza Mahkemesi'nin bu kararı; Anayasa uyarınca 'kararları yasama yürütme ve yargı organlarını bağlayan' Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına karşı 1961 Anayasası'yla kurulan yüksek mahkemenin kararlarına karşı yerel bir mahkemeden gelen ilk direniş oldu. Mahkemenin AYM'ye direnen kararı aynı zamanda 12 Eylül 2010'da getirilen 'Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkının sonuçlarını etkisiz kılma' sonucunu da doğuruyor.

Mahkemenin kararında AYM'nin internet sitesinde yayınladığı gerekçeli kararın ve sanık müdafilerinin dilekçesinin resen incelendiği belirtilerek 'Anayasa Mahkemesi hangi nedenle olursa olun yerel mahkemelerin yerine geçecek 'delil değerlendirmesi' ve 'yerindelik incelemesi' yapamaz' dendi.

'AYM AİHM'e gitsin' önerisi

'AYM KARARLARI MUTLAK EMREDİCİ KURALLARA AYKIRILIK TEŞKİL EDİYOR'

Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlalinin tespitine yönelik kararının herkes için bağlayıcı olduğunu ve hiçbir kurum ile mercinin bu kararları yerine getirmekten kaçınamayacağının belirtildiği kararda "AYM 'delil değerlendirmesi' yapamayacağı için ceza mahkemelerinin 'mahkumiyet ya da beraat' yönündeki kararlarının yanlış olduğunu söyleyemeyeceği gibi yerel mahkemece sanığa ilişkin 'delil durumu takdir edilerek' sanığın tutukluluğuna karar verilmişse 'delil durumu yetersizdir o nedenle başvurucunun hakkı ihlal edilmiştir' şeklinde bir karar vermesi de mümkün değildir" ifadelerine yer verildi. Aynı zamanda "AYM'nin kararlarının 6216 Sayılı Kanun'un 49/6 ve 50/1 maddelerindeki mutlak emredici kurallara aykırılık teşkil ettiği" savunuldu.

'AYM KENDİNİ MAHKEMEMİZ YERİNE KOYARAK KARAR VERDİ'

Ağır Ceza Mahkemesi'nin AYM'nin kararına dair değerlendirmesiyle ilgili bölümde de şu ifadelere yer verildi:

© AA/

AYM'nin tahliyesine hükmettiği Şahin Alpay ve Mehmet Altan için mahkeme 'tutukluluğa devam' kararı verdi

"AYM kendini mahkememiz yerine koyarak özetle 'Dosyadaki delillerin tutukluluk için yeterli olmadığına' karar vermiştir. Hatta AYM'nin gerekçesi dikkatli okunduğunda 140. paragrafta sanığın yayımladığı yazılar haricinde herhangi bir somut olgunun dosyada olmadığı ifade edilmiştir. Bu tespit dikkate alındığında mahkememiz sadece sanığın tahliyesine değil beraatine de karar vermek gerekir. " Yukarıda yaptığımız açıklamalardan da anlaşılacağı üzere AYM'nin böyle bir hak ve yetkisi yoktur. Dosyada tutukluluk halinin devamını gerektirir olguların olup olmadığını takdir yetkisi mahkememize aittir.

'AYM'NİN YAPTIĞI GÖREV GASPI'

Tutukluluğa itiraz halinde istisnai olarak itiraz mercileri ve ayrıca karara itiraz halinde Bölge Adliye Mahkemeleri ve temyiz halinde de bu yetki Yargıtay'a aittir. AYM'nin dosyamızın esasına girerek karar vermesi 'görev gaspı' niteliğindedir. AYM'nin bağlayıcı nitelikteki kararları Anayasa'ya ve kendi kuruluş kanununa uygun olarak verdiği kararlar içindir bunun haricinde yasalar ile kendisine tanınan sınırların dışına çıkarak ve hatta açıkça yasak konulan alanlara müdahale ederek vermiş olduğu kararlar için 'kesin ve bağlayıcı' olduğundan söz edilemez. "

© AA/ Mustafa Kamacı

Bozdağ: AYM sınırını aştı

'AYM KARARININ KABULÜ MÜMKÜN DEĞİL'

Kararda tutukluluğun devamına ilişkin kararlarda 'çok ayrıntılı ve somut açıklamalar yapılabileceği' belirtilirken "Dosyadaki sanıkla ilgili deliller buna müsaittir. Ancak unutulmaması gereken bir husus daha vardır. Tutuklama veya tutukluluğun devamına ilişkin kararlarda ayrıntılı bir gerekçe ortaya konduğu zaman 'ihsas-ı rey' söz konusu olmakta ve dolayısıyla sanık için hakimin (heyetin) reddi imkanı doğmaktadır. İhsas-ı rey yasağı sadece heyetimiz için yasal bir zorunluluk değil aynı zamanda bir haktır. ATM'nin tutuklu sanık hakkında verdiği karar gerekçesine uyarak mahkememizin tutukluluk halinin devamına ilişkin kararı daha ayrıntılı yazmamız halinde ihsas-ı rey ilkesine aykırılık oluşacağından bu yönüyle de AYM kararının kabulü mümkün değildir" dendi. Mahkeme kararında şöyle devam etti:

"Çünkü AYM kararlarının bağlayıcılığı nasıl ki kanun maddesine dayanıyorsa ihsas-ı rey yasağı da kanunun emredici bir kuralıdır. Dolayısıyla AYM'nin heyetimizden ihsas-ı rey yasağını çiğnemesine yol açacak talebini yerine getirmemiz kanunen mümkün değildir. "

© AA/

AYM 3 gazetecinin başvurusunu karara bağlayacak

MUHALEFET ŞERHİ

Kararda üyelerden birinin 'Anayasa Mahkemesi'nin mübrez kararı ile 6216 Sayılı Yasa'nın 66'1 maddesi gereğince AYM'nin kararının kesin ve mahkemeyi bağlayıcı nitelikte olması nedeniyle heyetin tutukluluk haline ilişkin herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına dair kararına katılmadığı ve başvurucu sanığın amir hükmü gereğince tahliye edilmesi gerektiği' şeklinde muhalefet şerhi düştüğü bilgisine de yer verildi.

Mahkeme 'AYM'nin tahliye kararının uygulanması' yönündeki talebi itirazı inceleme mercii olan bir üst numaralı ağır ceza mahkemesine sevk etti. Alpay'ın talebi 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından değerlendirilecek.

https://tr.sputniknews.com/turkiye/201801131031791978-istanbul-acm-aym-ret/?utm_source=https://l.facebook.com/&utm_medium=short_url&utm_content=g23m&utm_campaign=URL_shortening


a45UyF587661-180113205525 Oraj Poyraz At Alpinaasia oraj_poyraz@alpinaasia.com
2018/01/13  21:30 2  65  AtaturkMilliyetcileri@googlegroups.com

 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder