10 Nisan 2018 Salı

SUUDİ VELİAHT PRENSİ'NE PARİS ZİYARETİ SIRASINDA PORNO FATURASI ÇIKARILDI

Hey maşAllah be...
Adam Vahabiliğin hükümran olduğu bir ülkede hanedanın veliaht prensi.
Ve bu hanedan Vahabiliği kendine şiar edinerek Osmanlıya isyan etmiş, ayrı bir krallık olmuş bir hanedan.
Peh, peh, peh..

Başlık sizi yanıltmasın.
Adama tıpkı bizim Beyaz Hocamız gibi bir otel odasında porno film izlemiş de fatura çıkarmışlar zannettiniz değil mi?
Öyle değil.
Adamın metresi var.
Porno yıldızı.
Ve bizim prensde kocaman ama kocaman bir mide var.
Porno yıldızı ve en sevdiği metresinin konulu filmlerinin çekilmesini ve kişisel olarak bunları izlemek istiyor.
Adamın zevki bu, karışmak olmaz.
Amma bu adamın ülkesinde böylesi işler kadınların ve erkeklerin yaşamına mal oluyor, peki bu haksızlık değil mi?

Korkarım devran dönecek, Suudiler de yontula yontula adam olacaklar.
Sonunda dünyada şeriat düzenin tek ve en büyük temsilcisi Anadolu ve Trakya İslam Devletleri Federasyonu olacak.

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      

SUUDİ VELİAHT PRENSİ'NE PARİS ZİYARETİ SIRASINDA PORNO FATURASI ÇIKARILDI

10.04.2018

Suudi Veliaht Prensi'ne Paris ziyareti sırasında porno faturası çıkarıldı

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın (MbS) Paris'i ziyaret ettiği sırada bir Fransız porno film şirketi en önde gelen prenslerden birinin çektirdiği porno filmlerin parasını ödemediği gerekçesiyle kraliyet ailesine dava açtı. Sözkonusu kişi 1975-2015 arası 40 yıl boyunca Suudi dışişleri bakanlığı yapmış olan Prens Suud el Faysal.

Sputnik'te yer alan haberlere göre Dünyanın en uzun süre görev yapan dışişleri bakanı olan Prens Suud el Faysal'ın 2015 yılında 75 yaşında ölmesinin ardından porno filmler çektirdiği su yüzüne çıktı. Fransız porno film şirketi Atyla eski dışişleri bakanının çektirdiği filmlerin 90 bin euro'luk faturalarını hiç ödemediği gerekçesiyle Suudi kraliyet ailesine dava açtı. Dava haberi tam da Suudi Arabistan'ın de facto lideri MbS'nin Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'la görüşmek üzere Paris'i ziyaret etmesine denk geldi.

Dava dilekçesinde Faysal'ın en sevdiği metresinin başrolde oynadığı porno filmler çektirdiği bu filmlerde görmek istediklerine dair talimatlar gönderdiği filmlerde mekan olarak Paris'teki Zafer Takı yakınında bulunan Faysal ailesinin lüks villası ile çeşitli otel odalarının kullanıldığı belirtildi.

'ÖDEME TASDİK OLACAK'

Talep edilen para Suudi kraliyet ailesinin devasa servetine kıyasla çölde kum tanesi gibi olsa da ödemenin yapılması Suudi kraliyetinin Paris'teki evlerinden birinin prono film çekimlerinde kullanıldığını kanıtlayacak.

Faysal'ın evlendiği kuzeninden 3 erkek ve 3 kız çocuğu var.

Daire artık Faysal'ın çocuklarına ait ve onlar da babalarının böyle faaliyetlerde bulunduğunu yalanlayıp borcu ödemeyi reddediyor.

Aile Fransa'da değilken emlakla ilgilinen şirket Atyla'nın porno film çekimleri için kendilerinden herhangi bir hizmet talep etmediğini söyledi.

https://www.birgun.net/haber-detay/suudi-veliaht-prensi-ne-paris-ziyareti-sirasinda-porno-faturasi-cikarildi-211530.html


a45UyF587661-180410163952 Oraj Poyraz At Neomailbox 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2018/04/10  19:00 2  65  AtaturkMilliyetcileri@googlegroups.com

 


Ayibin en buyugu, ona benzer bir ayip sende de varken, baskasini ayiplamandir.

Hz.Ali

Necip Fazil KISAKUREK : AMERIKA, DUNYA VE BIZ

Bugun dunya, milletlerin olus istikameti ve tekevvun hakki bakimindan iki vahide ayrilmistir. Sonunda kaba ve basit iki vahid... Ya Amerikayi tutacaksiniz, ya Sovyet Rusyayi; ya demokrasiyi, ya komunizmayi...
Bunlardan birine temayul derhal ve kat i olarak oburune aykirilik manasina gelir. Onun icin, en kucuk Amerikan aleyhtarligi, hangi zaviyeden olursa olsun, Sovyetleri desteklemek diye anlasilir. Bu yuzden komunizmaya zit bir dunya gorusu kerhen de olsa, Amerikan politikasini korumakla mukelleftir.
Ikinci Dunya Harbinden sonra Avrupa medeniyetinin buyuk mumessilleri, bir nevi iktisadi ve teknik tabiiyet yuzunden dunya goruslerindeki istiklallerini kaybetmisler ve mecburi olarak Amerikan hegemonyasi altina girmislerdir.
Imparatorlugunu ve dunya siyasetindeki basbuglugunu kaybeden sahsiyetli Ingiltere, simdi butun aksiyonunu ve soz hakkini kaybetmis mahzun bir ulke halindedir. Almanya, topyekun varligiyla odemek mevkiinde bulundugu harp felaketini telafi icin, harika capinda bir kalkinmadan gayri hicbir gaye sahibi degildir. Avrupa nin diger milletleri de, Garp medeniyetini mechul bir yarina ceken sinsi sartlara karsi, butun guclerini, kendi kabuklari icinde, ruhi ve iktisadi gunu birlik bir ferahliga yoneltmis ve dunya politikasi uzerinde muessir olmak politikasini unutmus bulunuyorlar.
Yalniz Fransa (Do Gol) tecrubesinden sonra bir sahsiyet hummasina dusebildi; ve (frenk) isminin eski temsil hakki uzerinde yepyeni bir istikamet kolladigini belli etti. Dis politikada ilk defa olarak (Do Gol)un; Amerikan hava uslerini Fransadan tasfiyeye kalkmasi, iste bu istiklal ve sahsiyet davranisinin en bariz isaretidir. Bu isaret, Fransanin artik bir alet mevkiinden cikip, Garp medeniyetini yuguran sahsiyetli milletlerden biri olmak sifatini her sahada gostermek ve butun ic ve dis buhranlarini yenmek istemesinden baska bir maksada yorulamaz.
Hakikat sudur ki, Amerika sadece iktisadi ve teknik ustunlugu yuzunden, ayrica hic bir payi bulunmiyan Garp medeniyetini butun haklari ve imtiyazlariyle ve acikgozce nefsine yamamis; ve cihanin komunizma dehsetine karsi kendisini biricik tutamak haline getirmegi bilmistir. Bu tutamaga el atanlar da, onun iradesine boyun egmege, dunya capinda hicbir temsil tavri takinmamaya, sahsiyetsiz yasamaya ve Amerikalilara mahsus basit ve dupeduz dunyanin bekciligini etmege mecburdur.
Bu ne bogucu, $ikici dunya! Yukariya tukursem biyigim, asagiya tukursem sakalim...
Nazariyede materyalist Rusyaya karsi Amerika, cihana oyle ablak bir cehre vermistir ki, ikisi arasinda $ikisip kalan Avrupa, evvela birincisine, sonra ikincisine karsi (spiritualist) bunyesini koruyabilmek icin ne yapacagini bilememektedir. Birinden korunmanin oburune siginmak seklinde tecelli eden caresi, gercek korunmayi ve sahsiyet mudafaasini busbutun iflas ettirici bir durum arzetmektedir.
Bize gelince:
Halk Partisi devrinden beri, mutlak ve mecburi Amerikan siyasetini tutmak, Turkiye hesabina biricik dogru yol... Buna suphe yok... Cihanin olum ve dirim halinde iki yolundan dirim istikametini secmek milli irade ibresi yalniz bu istikameti gosterdigine gore, her halde Halk Partisi hesabina buyuk bir kesif degil...
Evet, dirim yolu secildi; fakat bu yolda diri bir anlayis ve sahsiyetli bir tavir gosterilmedi. Vaziyet o turlu idare edildi ki, Amerika bizi cebinde keklik bildi; ve mevzuumuzda, idraksiz kekliklere mahsus fedakarliklardan ileriye gitmedi.
Mesele, Amerikan yardiminin azliginda coklugunda degil; Amerika nin karsisinda, yalniz kendi milli tekevvun gayesine bagli, sahsiyetli bir millet tavrini takinmakta ve ona gore hurmet ve itibar sahibi olmakta...
Cografya ve tarihimiz, bizi, kapitalizma ve komunizma sistemleri arasindaki nihai muhasebenin ana rakamini temsil edecek kadar nazik bir makamda bulundurduguna gore, Amerika dan bu makamin dolgun hakkini istemek ve nazli bir sevgili muamelesi gormek biricik dikkatimiz olmaliydi. Olmadi; sanki Amerika tarafindan bos bir araziye sevkedilmis ve hudut bekciligi almis bogaz tokluguna calisir bir millet olduk.
Hele lisaniyle, uslubiyle, tipiyle, ruh haletiyle ve kendine gore kulturu veya kultur iddiasiyle Amerikalinin icimize nufuzu korkunc bir seydir. Dolar kuvvetine dayanan ve sade Turkiye de degil, dunyanin her tarafinda kendisini hissettiren bu maddi ve ayni zamanda manevi nufuz belki Avrupa nin ruhi sahada bas derdidir.
Zira Amerikali, eski bir kok ve sahsiyet damarina bagli olmaktan uzaktir.Garbin milletler katisigindan oyle bir melezdir ki, o milletlere ait ruh uktelerini dibinden tiras etmis; ve meselesiz, davasiz, dertsiz, iztirapsiz, yalniz madde hesaplarina bagli ve bes hasse planinda yasar bir yeni insan tipi getirmistir. Bu yeni insan, elektrigin ne demek oldugunu dusunmez veya dusunmekte bir fayda gormez; onu bir ampul icinde zaptetmegi kafi bulur. Bu yeni insanin hurriyet fikrinden, daha dogrusu insiyakindan baska hicbir ruhi sistemi yoktur. Basi bostur, ilcalarina tabidir, her kayittan ve olcuden azadedir, manevi sulta ve disiplin boyunduruklarindan hic birinin hukmu altina giremez; hasili tam manasiyle tabiat ve madde insanidir.
Tarih, sahsiyet, ruhi hayat ve mesele sahibi milletler icin de boyle bir tip, ancak bozucu ve curutucu olabilir. Hele yeni bir hayat ve tekevvun arayan ve henuz olamamis bulunan milletler Amerikaliyi ornek aldiklari gun, meydana, butun lugatcesi 10-15 kelimeden ibaret, her an ciklet cigneyen ve homurtu halinde konusan ve anlasan, hicbir ruhi mueyyideye kiymet vermeyen basi boslar toplulugundan baska birsey cikamaz. Amerikali tipi, kendi vataninda belki her turlu ictimai emniyet ve murakabeye malik olabilir; fakat taklitcilerinin dunyasinda sadece felakettir. Amerikaya gidip Amerikali olmak belki iyi; fakat milleti icinde Amerikalilasmak mumkun oldugu kadar kotu...
Basinizi kaldirip buyuk sehirlerde soyle bir halimize bakacak olursaniz, Amerikanizm denilen afetin, kiligimizda, mesrebimizde, uslubumuzda, edamizda bizi kendimizden ne kadar uzaklara goturdugunu, yahut goturmek istedigini sezersiniz.
Mekteplerimize, genclerimize, zuppelerimize, zevk-u safa hayatimiza; ve oradan muesseselerimize, evet butun muesseselerimize dikkatle bakiniz yeter!
Bir Amerikan gemisinin Istanbul a geldigi gun, sehrin gecirdigi telasin, (Noel) babanin cikini etrafinda cocuklar gecirmez.
Eger arada bir kendilerinden su veya bu tarzda, hatta bayragimiza kadar uzanan kabaliklar goruyorsak, bunu, Amerikalinin mizacinda degil, kendi ruhi zebunlugumuzun muhatabimiza verdigi gururda aramaliyiz.
Iktisat recetelerine kadar her seyi sonsuz comertliginden bekledigimiz bir millet fertlerinin bize karsi ulvi hareket etmesini beklemek ve boyle bir istidadi da Amerikalidan ummak, yerinde sayilamaz.
Bize dusen, kendi kendimize sahip olarak, Amerika nin ebedi muttefiki, Amerikalinin da Sen sensin, ben de ben tarzinda dostu olmaktir.
Amerikaliyi da boylece kendimiz icin bir saadet unsuru kilmak... Yoksa bela haline getirmek degil...
Bunu en kucuk milletler yaparken biz yapamazsak hazin olur. Amerika da ancak boyle bir sahsiyete maddi ve manevi itibar bicebilir. Yoksa, gelip gecici menfaatleri bakimindan alakadar oldugu; ve bir Amerikan bahriyelisinin iki yana acik bacaklari arasindaki perspektif icinde mutalea ettigi kadrodan ileriye gecemeyiz.
Dis siyasetimizde Amerikan ve ic bunyemizde Amerikanizm politikasini, kendimizde tecezzi kabul etmez bir sahsiyet vahidine gore ayarlamakta, devlet ve millet capinda kalkinisimizi kusatacak derecede buyuk ve her ise hakim bir mana gizlidir.
Bu mana ta merkezinden ele gecirildigi gun, Turk ve Amerikan bayraklari, biri su kadar yildizli ve oburu sadece ay ve yildizli, iki ayri dunyanin iki ayri ve fakat daima beraber mumessilleri halinde yanyana gondere cekilebilirler.

Necip Fazil KISAKUREK
Buyuk Dogu Dergisi / Sayi 20 /17.7.1959

KAN
. .
Once oksuruverdim
Oksuruverdim hafiften
Derken agzimdan kan geldi
Bir ikindi ustu durup dururken
. .
Meseleyi o saat anladim
Anladim ama, is isten gecmis ola
Soyle bir etrafima baktim
Baktim ki yasamak guzeldi hala
. .
Mesela gokyuzu
Maviydi alabildigine
Insanlar dalip gitmisti
Kendi alemine

Muzaffer Tayyip Uslu

DALGACI MAHMUT
. . . . . .
Isim gucum budur benim,
Gokyuzunu boyarim her sabah,
Hepiniz uykudayken.
Uyanir bakarsiniz ki mavi.
Deniz yirtilir kimi zaman,
Bilmezsiniz kim diker;
Ben dikerim.Dalga gecerim kimi zaman da,
O da benim vazifem;
Bir bas dusunurum basimda,
Bir mide dusunurum midemde,
Bir ayak dusunurum ayagimda,
Ne haltedecegimi bilemem.

Orhan Veli KANIK


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder