30 Mayıs 2019 Perşembe

KUMPAS DAVALARI GERÇEKLERİ MUSTAFA KOÇ VE MUHAMMED SARIKAYA : ERGENEKON DAVASI

KUMPAS DAVALARI GERÇEKLERİ MUSTAFA KOÇ VE MUHAMMED SARIKAYA : ERGENEKON DAVASI

15/12/2018

"Ergenekon Davası" adaletin arandığı bir yargılama değil; baskı intikam işkence yakın tarihi yeniden yazma ve Türkiye Cumhuriyeti'ni bütün kurumlarıyla tasfiye aracıdır. Bu davada toplanan 21 iddianamede yargılanan ve aralarında yapay irtibatlar kurulmaya çalışılan farklı kesimlerdeki insanların tek ortak özelliği büyük bir hukuksuzlukla karşı karşıya kalmış olmalarıdır.

Yıllarca devam eden yargılamalar boyunca hiçbir olay aydınlatılamadığı gibi yakın tarihin onlarca dosyası birleştirilip düzmece delillerden medet umularak peşin hüküm oluşturulmuş; kararın açıklanması için sadece uygun zaman kollanmıştır. "Darbe girişimlerini yargılıyoruz (!)" görüntüsü aldatmacadan başka bir şey değildir. Milletimize asıl darbeyi bu davayı tertipleyenler yapmışlardır. Silivri Cezaevi içindeki duruşmalar düşman ceza hukukunda bile uygulanmayan zulme dönüşmüştür.

Bu davaya neden Ergenekon isminin verildiği önemlidir. ERGENEKON: Türklerin Orta Asya'daki efsanevi anayurdu olup en önemli Türk destanına adını vermiştir. Ergenekon destanı Türklerin esir olmayacağının bir kanıtı olan en önem- li Türk Destanıdır. Bu nedenle bu kumpas davasına Ergenekon adı verilmiş tarih boyunca esir alınamayan Türkler devlet içine çöreklenmiş işbirlikçiler yardımıyla esir alınmak istenmiştir.

Davanın kronolojisi kısaca şöyledir:

  • 2007 Haziran ayında diğer kumpas davalarında da olduğu gibi bir isimsiz ihbar ile soruşturmalar ve davalar zinciri başladı. Ümraniye Çakmak Mahallesi'nde bir gecekondunun çatısında patlayıcı madde bulunduğu bu maddeyi Mehmet Demirtaş'ın sakladığı patlayıcıları bir astsubayın temin ettiği ihbar edildi. Gecekondu sahibi Mehmet Demirtaş'ın yeğeni Ali Yiğit'in ifadeleri üzerine Demirtaş'ın askerdeki komutanı olan emekli astsubay Oktay Yıldırım gözaltına alındı. Şüpheliler İstanbul Emniyetinde sorgulandı. Bu davanın ilk dalgası olarak adlandırıldı.

  • Yaklaşık 13 ay süren soruşturma sürecinin ve devam eden 7 gözaltı dalgasının ardından 25 Temmuz 2008 tarihinde Ergenekon iddianamesi kabul edil- di ve dava süreci resmen başladı. Ergenekon davası için Silivri Cezaevi'nde bulunan spor salonu 740 kişi kapasiteli mahkeme salonu haline getirildi Devam eden operasyonlarda 18 Eylül 2008 tarihinde

  1. dalga olarak adlandırılan gözaltı operasyonunda beş teğmen ve bir askeri öğrencinin tutuklanmasıyla ilk defa muvazzaf subaylar tutuklanmış oldu. 27 Ekim 2008'de 2455 sayfalık birinci iddianamenin okunması kararına varıldı ve iddianame okunmaya başlandı. Tutuklamalar dalga dalga devam etti. 10 Mart 2009 Ergenekon davasında 2. iddianame İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. 25 Mart 2009 Ergenekon davasının 2. iddianamesi mahkeme tarafından kabul edildi. 3 Ağustos 2009 Danıştay Saldırısı davası ile Ergenekon davası resmen birleştirildi. Mahkeme birleştirme talepli üçüncü iddianameyi 5 Ağustos 2009'da kabul etti. Devam eden ve hukuksuzluklarla dolu olan yargılamada 18 Mart 2013'te savcılık mütalaasını verdi. Mütalaada aralarında 64 sanık hakkında TCK'nın 312/1'inci maddesi uyarınca "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Savcılar 2 bin 271 sayfadan oluşan esas hakkındaki mütalaada Ergenekon Terör Örgütü'nün varlığının sabit olduğu şeklinde tespitte bulundu.

    • 05 Ağustos 2013 tarihinde 66'sı tutuklu 275 sanığın yargılandığı davada İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi kararını açıkladı. 21 sanık hakkında beraat kararı verildi. Aralarında Bedrettin Dalan ve Turhan Çömez'in de olduğu firari sanıkların dosyaları ayrıldı. Vefat eden sanıkların davaları düştü. Diğer sanıklara 4 yıldan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet+ 99 yıl hapis cezasına kadar çeşitli cezalar verildi. 17 sanık tahliye edildi 13 sanık hakkında tutuklama ve yakalama kararı verildi. Mahkeme kısa kararın ardından aylarca gerekçeli kararını açıklamadı. Bazı sanıklar davaya bakan ve kapatılan özel yetkili mahkemenin gerekçeli kararını yazmasının 7 ay sürmesi nedeniyle Anayasa Mahkemesine (AYM) bireysel başvuruda bulundu ve yüksek mahkeme "sanıkların haklarının ihlal edildiğine" hükmetti. İhlal kararı üzerine yasayla kaldırılan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi yerine başvuruları inceleyen nöbetçi mahkemeler tutuklu sanıkları tahliye etti.

    • İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin karardan 7 ay sonra 16 bin 600 sayfadan oluşan gerekçeli kararının taraflara tebliğ edilmesinin ardından dosya temyiz incelemesi için Yargıtay 16. Ceza Dairesine gönderildi. 6 Ekim 2015'te Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nde temyiz duruşmaları başladı. 21 Nisan 2016'da Yargıtay 16. Ceza Dairesi kararını açıkladı. Yargıtay kararında "Sebepsiz yere davalar birleştirildi ve yargılama uzatıldı. Hukuksuzdur. 'Tek kuzudan 3 post çıkarttılar' denildi.

    • Yargıtayın bozma kararının ardından İstanbul Özel Yetkili 13. Ağır Ceza Mahkemesi kapatılmış olduğu için dosyaya hangi mahkemenin bakacağına ilişkin yaşanan yetki karmaşasının ardından HSYK tarafından alınan kararla dosya İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.

    • İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesince ilk duruşmanın 21 Haziran 2017'de yapılmasına karar verildi. Devam eden 8 celsenin ardından 16.05.2019 tarihli celsede nihai kararın verilmesi beklenilmektedir.

Davada tam bir Gizli Tanık Terörü estirilmiştir. En ağır hapis ya da müebbet hapis cezalarına çarptırılmış ve akıl sağlığı bakımından da şüphe uyandırıcı ifadelerde bulunan bu şahıslar iddia edilen Ergenekon Örgütündeki gizli tanıklığı kendilerine kurtuluş için son çare olarak görmüşlerdir.

Rakamlarla Ergenekon Davasına baktığımızda hukuk katliamının boyutları daha net ortaya çıkmaktadır: Dava toplam 21 iddianamenin birleşiminden oluşmuş 100.000'den fazla telefon iletişimi izlenmiş 60.000 telefon dinlenmiş 3.000 kişi hakkında takip yapılmış 1.360 kişi ifade vermiş toplam 289 sanık yargılanmış ve dava 11 yıldır devam ediyor. 7 sanık ifadesini veremeden 12 sanık yargılamanın neticesini göremeden vefat etmiş 7 sanık kansere yakalanmış tutuklu sanıklar yargılama sürecinde 20'den fazla 1.dereceden yakınlarını kaybetmişler 21 iddianamenin toplam sayfa sayısı 17.000'i aşmış davada gizli–açık toplam 153 tanık mahkemede ifade vermiş 21 iddianame ile ilgili 650'e yakın duruşma yapılmıştır. Bu Türk Yargı Sisteminde yaklaşık 150 yıllık ağır ceza yargılamasına denk gelmektedir.

Ergenekon Davasında görevli Hakim ve Savcılar

Hakkında Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 2018/7 Esas sayılı dosyası üzerinden ilk derece sıfatıyla "Görevi Kötüye Kullanma Görevi İhmal Hürriyeti Tahdit Resmi Belgede Sahtecilik Suç delillerini yok etme gizleme veya değiştirme Suç Uydurma" suçlarından başlayan yargılama devam etmektedir. Yine Ergenekon davası 8 eski hakim ve savcısı hakkında Silahlı Terör Örgütü Yöneticiliği ve Üyeliği suçlaması ile 3 ile 600 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezası istemiyle yargılamalar başlamıştır.

Bu kumpas davayı tertipleyenlere en güzel cevap yargılamada delil olarak gösterilen Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Nutuk'undan şu dizelerle verilebilir: "Bizim yüzümüz her zaman temiz ve lekesiz idi ve daima temiz ve lekesiz kalacaktır. Yüzü çirkin vicdanı çirkinliklerle dolu olanlar; bizim vatanseverce vicdanlıca ve namusluca hareketlerimizi küçük ve çirkin tutkuları yüzünden çirkin göstermeye kalkışanlardır. " 1927 (Nutuk II s. 882)

http://www.tesud.org.tr/uploads/yayin/dosya/1558524230c81e728d9d4c2f636f067f89cc14862c.pdf

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Gerci bize milliyetci derler.
Ama biz oyle milliyetcileriz ki isbirligi eden butun milletlere hurmet ve riayet ederiz.
Onlarin milliyetlerinin butun icaplarini taniriz.
Bizim milliyetciligimiz herhalde hodbince ve magrurca bir milliyetcilik degildir.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

182. HALK ICIN DININ COK GEREKLI OLDUGU HAKKINDA SIK SIK TEKRARLANAN GORUSLERIN REDDI

Bize hep diyorlar ki, "Halk icin bir din gereklidir. Aydin kisiler bir manevi zabitaya muhtac degilse de, hic olmazsa akil ve muhakemelerini hic gelistirmemis olan kaba adamlar icin din gereklidir. " Sarhosluga, hayvanliga, saldirganliga, hilekarliga, her turlu asiriliklara bu dinin engel oldugunu goruyor muyuz? Tanrisallik hakkinda hicbir fikri bulunmayan bir kavim, aralarinda bolunmelerin ve kotu ahlakin hakim oldugu gorulen bircok inancli kavimden daha igrenc bir tarzda hareket edebilir mi?

Mabetlerinden baslari one egik ciktiktan sonra, siradan insanlarin, bilinen egelencelerine daldiklari gorulmuyor mu? Sozun kisasi, kavimler, bu kadar kaba ve bu kadar az akli basinda iseler, bunlarin ahmakliklari, uyruklarinin gozlerinin acilmasina, kultur ve aydinlanmaya sahip olmalarina karsi olan hukumdarlarin ihmalleri sonucu degil midir? Kisaca, kavimlerin akilsizligi; insanlari makul bir ahlak dogrultusunda egitecek yerde, yoksullari hicbir zaman masallardan, hayal uykusundan, dini islerden, kavramlardan ve her seyi icerdigini kabul ettikleri sahte erdemlerden baska bir seyle doyurmayan rahiplerin acik bir eseri degil midir?

Halk icin din, aliskanlik sonucu bagli oldugu, gozlerini eglendiren, mizaci ustunde etkili olan ve ahlakini iyilestirmeksizin uyusuk zihnini gecici olarak tahrik eden bos bir merasimin suslu altinlarindan baska bir sey degildir. Bizzat din adamlarinin itiraf ettigi gibi, insanin hayatini duzenleyen ve her turlu kisisel isteklere ustunluk saglayan biricik yetenekli din kadar ender bulunan hicbir sey yoktur. Adil ve hakkaniyetli dusunelim; en kalabalik ve sofu kavimde, dini sistemlerinin ilkelerini bilmeye, bu ilkelerde fesat egilimlerini sondurmeye yetenekli kafalar cok var midir?

Bircok kimse bize diyecektir ki; hicbir dizgine sahip olmamaktansa, gelisiguzel bir dizgine sahip olmak daha iyidir. Bunlar iddia ederler ki, din; buyuk cogunluk uzerinde etkisiz kalsa da, olmadigi takdirde hic vicdan azabi duymaksizin cinayetlere girisecek olan bazi sahislari zapt etmeye yarar. . . Kuskusuz, insanlara bir dizgin, bir fren gereklidir. Ancak gerekli olan dizgin, hayali dizgin degildir. Onlara, gercek ve gozle gorulen dizginler gereklidir. Onlara, Pan yildirmalarindan ve umaci korkutmalarindan daha zapt edici gercek korkular gereklidir. Din ancak, birkac korkak ruhu korkutur; bunlarin ise karakterlerinin zayifligi zaten kendilerini vatandaslari icin az korkunc kilar. (Yani bu korkak ruhlular zaten iyilik ve kotuluge gucleri yetmedigi icin, bunlarin dinden korkmalarindan, toplum bir yarar saglamaz. ) Adil bir hukumet; siddetli yasalar, cok saglam bir ahlak, herkese saygi ve buyukluk birakir. Hic olmazsa bunlara inanmak zorunda olmayacak ve bunlarin hukumlerine riayetsizligin tehlikesini hissetmeyecek kimse kalmaz.

- - - - - - - - - - - - -
Insanoglu, kendinden baska hicbir yaratigin cikarini gozetmez.

George OrwellHayvan Ciftligi

- - - - - - - - - - - - -
Inanc?

Ben neye inaniyorum?
Ben gunese inaniyorum.
Tasa.
Gunes dogmasina ve tas ogretisine.
Kana, atese, kadina, nehirlere, kartallara, firtinalara, davullara, flutlere, banjolara ve supurge kuyruklu atlara inaniyorum.
ABBEY,EDWARD (1927-1989) ABD'li cevreci ve yazar.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 





-------------------------------------------------
ONLY AT VFEmail! - Use our Metadata Mitigator™ to keep your email out of the NSA's hands!
$24.95 ONETIME Lifetime accounts with Privacy Features!
No Bandwidth Quotas!   15GB disk space!
Commercial and Bulk Mail Options!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder