Görünen o ki, şu Trabzon-Pontus polemiği AKP'nin batmasına sebep olacak.
Tamamıyla dangalaklık.
AKP'nin bu kadar daraldığı, bunaldığı bir dönemde söylenecek laf değildir.
İstanbul seçimlerinde yüzde yarımların önem taşıdığını düşünerek karar vermek lazım.
Ülkenin en çok göç veren bölgesinin insanlarını bu derece kızdırmak pek hayırlı olmaz.
NİHAT GENÇ : TRABZONLU OLMAK!
Tarih okumalarımda Trabzon her yerde önüme çıkar ve hüzünlenir ağlarım.
Kut'ül Amare Savaşı Laz çavuş şehit olmuş ve ölürken akan kanıyla düşman hattını çizip arkadaşlarına bilgi veriyor.
Çanakkale Savaşı tarihin en büyük savaş gemileri gelmiş akşam namazı kılıp horon oynuyorlar. Komutan gelip azarlıyor karşınızda dünyanın en büyük orduları siz burada horon tepiyorsunuz. Laz çavuş -komutanım evet düşman çok büyük ama korkmayın bizim yanımızda daha büyük Allah var.
Balkan Savaşı'nda dört ülkeye karşı savaşıyoruz ve ordumuz dağıldı ve düşman Büyükçekmece'ye kadar geldi. Trabzon'dan ihtiyat birliği yetişiyor İstanbul'u korumaya alıyor. Kafkas cephesine askerler Trabzon Maçka'dan geçiyor bugün hüzünlü türküsü hala dillerdedir: Oy Sarıkamış Dağları Yedin Maçkalıları.
Bugün Tirebolu 42 adında çay markası.
Binbaşı Hüseyin Avni'nin kurduğu 42. Alay Sakarya Savaşı'na yetişiyor ve Hüseyin Avni en önde şehit oluyor. Ve İzmir'in kurtuluşu belgeselinde hükümet konağından Yunan bayrağını indirip Türk bayrağını asan komutan: Yüzbaşı Şerafettin annesi Trabzon Maçkalı bizim köylü. Ve hiç de tesadüf değil FETÖ işgalinde Balyoz davasında içeri tıkılan komutanların nerdeyse üçte biri Trabzon doğumlu.
HAİNLERİN BU ALGI OYUNUNA GELENLER BU ZAVALLILARIN BU TOPRAKLARDA ÖMÜRLERİ KISADIR
Bir de çok kalıp tarihi bilgiler yanıltıyor 1461'de Fatih 'sahile' kapanmış Pontus krallığını fethediyor ama daha 1200'li yıllardan itibaren Selçuklular ve Karadeniz'in Ordusu Perşembesi Giresun'u Rize'ye kadar dağları yaylaları Danişmend komutanlarıyla alınıyor bu komutanların en ünlüsü Genç Ağa'dır adı hala Karadeniz dağlarında aile ve sülale soy kütüklerindedir.
Fatih Trabzon'u aldığında şehir merkezinde bir yüzyıl 'rumca' konuşulduğu kesindir ancak yüz yıl sonra Türkçe konuşulmaya başlanmıştır. Ticaret ve siyaset için şehrin merkezinde Rumca konuşulması doğaldır. Bir yüz yıl öncesine kadar hala Rumca konuşulan köyler olmasının sebebi işte büyük yanlış bilgi burada Rum varlığına değil fethin ilk yüzyılı Türkler'in dahi Rumca öğrenmesidir.
Ayrıca tarihi çalışmalar önümüze yepyeni gerçekler koymaktadır mesela Pontus Rum deyip geçtiğimiz bu coğrafyanın kökeninde İskitler var. Öyle ki Malazgirt'ten sonra bu topraklara gelen Türk boyları çok önceden burayı yurt tutup siyasi benliğini kaybetmiş İskitler'in adetleri yemekleri gelenekleriyle tanışıp çok hızlı bir şekilde kaynaştılar. Ve tarihin ilk günlerinden beri Trabzon İpek Yolu kapısı olduğu için yüzlerce kavim gelip geçmiş yerleşmiş ve bu zengin harita izlerini hala tutuyor ve bu haritaya rengini tarih öncesinden beri göçlerle gelen Türk boyları vermiştir.
Yüzyıl önce Rus işgalinde Ermeni ve Rum çetelere gün doğdu Trabzonlular şehirli köylüsüyle Samsun'a ve Sivas'a doğru muhacirliğe çıktı Ermeni ve Rum çeteler Rus güçlerine güvenip köy köy katliamlara başladılar. Ermeni baskınıyla öldürülenler arasında dedem de vardır. Ayrıca Ruslar Trabzon'un tarihi eserlerini ve arkeolojisini yağmaladılar kaldıkları kısa süre içinde maden ve hazinelerin peşine düştüler. Of Çaykara bir çok yerde Rus güçlerine karşı Çanakkale'den dönen asker takviyeleriyle çok sert direniş muharebeleri yaşandı. Yüzlerce yıl Müslüman Türk ahaliyle aynı köy içinde birlikte yaşayan Rum ve Ermeniler Ruslar'a güvenip büyük bir hayal kırıklığı yaşadılar. Çünkü Rusya'da ihtilal olunca Ruslar çekildi ve Ermeni ve Rum çeteleri babasız kaldı. Ve bu topraklar Mustafa Kemal'in 1919'da Samsun'a çıkışıyla tarihlerin görmediği büyük bir kurtuluş savaşı yaşadı. Ermeni ve Rum çeteler Rus ve İngilizler'e güvenip ihanet etmelerinin cezasını ağır ödedi binlerce yıldır yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kaldılar.
Hınçları ve siyasi hesapları budur Pontus isimli hain çalışmalar derneklerin amacı da budur Trabzon ismiyle Pontus ismini özdeşleştirmek. Ki bugün birçok siyasetçi dahi bu hain algı oyununun kurbanı oluyor. Hainlerin bu algı oyununa gelenler bu zavallıların bu topraklarda ömürleri kısadır. Mahvolmaları yakındır. Çünkü Karadeniz ve Trabzon bu toprağın her sanayisinde her kurumunda her taşında capcanlı yaşayan çimentosu ruhu ateşten fırtınasıdır. Oyunları boşunadıdr çünkü Karadeniz'in ateşli ruhunu dindirmek mümkün değildir. Abdülhamit'in o meşhur burnu neden büyüktür çünkü dedesinin dedesi Kanuni Trabzon'da doğmuştur. Trabzonlular'ın burnu niye büyüktür çünkü beyinlerindeki harareti dindirmek için vantilatörün hızlı çalışması biyolojimiz üzerine bugün bir bilimsel bilgidir. Sakın ola bu çok elektrikli yakan çakan şimşekli beynin neşesiyle oynamayın. Çünkü bu ateşli beyin çok yüksek gerilimlidir aman ha! Bir Karadenizli'nin en büyük biyolojik derdi enerji fazlasıyla sıradan günlük hayata uyum sağlamakta güçlük çekmesidir. Akıllı olun bu enerji fazlasına spor siyaset ve sanatta önünü açın ödüllendirin. Çünkü bu büyük güç Anadolu savunmasında her dönem en büyük siyasi ve askeri hazinemiz olmuştur. Üstümüzden hala atamadığımız bu mükemmel güç Allah'ın bu coğrafyaya lütfu nimetidir. Gelip geçici siyasetlere bakmayın bu muazzam güç Osmanlı'nın olduğu gibi Cumhuriyet'in de ordusu bekçisidir.
Bu yüksek enerji hattıyla oynayanlar alt üst olur bu ateşle oynayanlar bir daha kendine gelemez. Bak yine düştük kor ateş sıla duyguları içine.
YAĞMURLARIN ÖRSTE DEMİR GİBİ DÖVE DÖVE BÜYÜTTÜ
Ey coşkusu cezalandırılan benim sevgili memleketim!
Evlatlarını elinde tutamayıp en uzak ülkelere fırlatan kendini durduramayan taşkın ölçüsüz ateşli insanların toprağı!
İçine kapalı tek bir çocuğu yoktur her köyünden damarları patlarcasına koşa koşa gelir bar bar bağırarak konuşur delirmiş gibi horon oynar tepelerden kopa kopa inen dereleri tavada cızlayan hamsi mıhlamada köpük köpük kabaran tereyağ fındığım ladinim kara denizim bulutlarım dalgalarım ağaçları kökünden söken dinmeyen fırtınaları sabaha kadar söylenip bitmek bilmez türküleri sislere boğulmuş dağlarını deprem gibi sallayan horoncular sisli yamaçlarında koklisi kayalarında midyesi yaz kış dökmeyen karayemişi kayalara dikilmiş ladin ormanları kimsenin etkileyemediği sert kişilikli insanları tarihler boyu Anadolu'nun kalesi askeri ateş içinde yanan delikanlıları büyük gururum Trabzon!
Ne yedirdin bilmem bir an için gözlerim kararıp dizlerimin bağı çözülmedi hangi türküleri dinlettin bilmem kılıcı bir an elden bırakmadım ne söyledin bilmem kimse beni ezemedi yüzüme karşı yalan söyleyecek gücü kendinde bulamadı hangi ninnileri söyledin bilmem coğrafyaların en güzeli manzaran gözlerimin önünden hiç gitmedi terkibimi neyle kardın bilmem öfkeli iradem bedenimi hiç terk etmedi neyle büyüttün bilmem taşkınlığım savaşların en cesuru ve hep silah altında.
Bu sabırsız çocuğu sana borçluyum bu bir türlü yatmayan dik dik kara saçları bu başına hep bela çok sert kendine güveni saksısına hayallerine hala rüyalarına sığmayan gençlik anıları deliler gibi koş koş yetmiyor bacaklarıma yurdum bu kor saçan kalemi sana borçluyum!
Yağmurların örste demir gibi döve döve büyüttü.
Ey memleketim yenilmedik yıkılmadık yine elde yok ayakta yok ama işte iki gün kaldı 1919'un yüzüncü yılına ey cumhuriyet ben seni sevdiğimi dünyalara bildirdim artık sen de eğilmeyen gururunu kimseden saklama!
Nihat Genç
- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Muallimler!
Yeni nesli Cumhuriyetin fedakr ogretmen ve egiticileri sizler yetistireceksiniz yeni nesil sizin eseriniz olacaktir.
Eserin kiymeti sizin maharetiniz ve fedakrliginiz derecesiyle mutenasip bulunacaktir.
Gazi Mustafa Kemal ATATURK
- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI
100. HER DIN, CELISKILERI SIR ARACIYLA BIRLESTIRMEK ICIN HAYAL EDILMIS BIR SISTEMDEN BASKA BIR SEY DEGILDIR
Teoloji, gercekten celiskiler bilimi olarak adlandirilabilir. Her din birlestirilmesi mumkun olmayan fikirleri birlestirmeye yarayan hayali bir sistemden baska bir sey degildir. Aliskanliklar ve teror yardimiyla en buyuk sacmaliklarda direnilebilir; bu sacmaliklar en acik bicimde gosterilse de, yine direnilmesi mumkun olur. Dinlerin tumunun curutulmesi kolaydir; ancak, bunlarin sokulmeleri, kokunden koparilip atilmalari cok zordur. Dedikleri gibi, ikinci bir tabiat olan aliskanliga karsi aklin hicbir hukmu ve etkisi yoktur. Bircok zevat vardir ki, inanclarinin temellerinin yikildigini gordukten sonra bile en acik gercekleri cigneyerek yine inanclarina donerler.
Dinden bir sey anlasilmadigindan, her adimda tiksinilen sacmaliklara rastlandigindan, dinde olmayacak seylerden baska sey gorulmediginden sikayet eder etmez, bize soyle denir: "Dinin ileri surdugu gercekleri anlayacak gucte degiliz. Akil, yolunu kaybeder ve akil bizi yok olmaya gotur ebilen, sadakatsiz bir yol gostericidir". Gereginden fazla bize temin olunur ki, insanlarin gozunde delilik olan sey, Allah'in gozunde, zihin acikligidir. Sozun kisasi, ilahiyatin bize hep sundugu; yapilan itirazlari ve zorlugu bir tek kelimeyle kesip atmak icin, "Bunlar sirdir, bunlar ilahi sirdir, insanin bunlara akli ermez" diyerek isin icinden cikmaktir.
- - - - - - - - - - - - -
Sunu da unutmayin ki, insana karsi savasirken sonunda ona benzememeliyiz.
Onu alt ettigimiz zaman bile, onun kotu aliskanliklarini benimsemeye kalkmayin.
George OrwellHayvan Ciftligi
- - - - - - - - - - - - -
Kilisenin siyasetten tamamen ayrilmasiyla birlikte ruhbanligin sayisi, endustrisi ve ahlak anlayisi ile insanlarin dine bagliliklari acik bir sekilde artmistir.
MADISON,JAMES (1751-1836) ABD'nin dorduncu baskani.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder