13 Eylül 2019 Cuma

SEDAT ERGİN : YAŞ SONRASI TSK 1-2-3-4

Derken cümlemi tamamlayamadım.
Şura falan yok, Evrenin Hakimi, Yüce Galaksi Başkanımız, Allahın Yeryüzündeki Gölgesi, Recep Tayyip ERDOĞAN(RTE) hazretlerinin kararnameleri var.

Evet, son şura şaklabanlıklarında kurmay subaylar terfi ettirilmedi.
Ama sorun neden ettirilmediler
Çok basit, elde kurmay subay kalmamıştı.
Toplam kurmay subay mevcudunun neredeyse %95'i cemaatçi olduğundan büyük bölümü ordudan atılmıştı.
Geride kalanların bile yarısının cemaatçi olma ihtimali kuvvetli olduğundan çok az kurmay subay tuğgeneralliğe nasb edilmiş oldu.

Bakın işler nereye kadar gelmiş.
Elde olan kurmay subayların %95 kadarı Fitnebaz Ağlayan Hoca Efendi Hazretleri efendi müridiymiş.
Ve bunlar ordudan atılmış.

Peki ya Hava Kuvvetlerinde pilotlar nasıl?
Onlar da aynı.

TSK'da nereye elinizi atsanız elinizde kalıyor.
Tel tel dökülüyor TSK.

Cemaat her yeri ele geçirmiş.
Peki cemaat nasıl becermiş bu işleri.
Elbette bütün cemaatler el ele, AKP'liler, ve en başta Yüce Galaksi BAşkanımızın azmettirmesi, yardım ve yataklık yapması ile.
Bir gün değil, bir yıl değil, on yıllarca harcanmış bir çaba var orta yerde.

TSK kurmay subaysız kalmıştır.
Oysa bir ordunun kalitesi komuta heyetinin kalitesi ile ölçülür.
Kurmaylar ise ordunun beynidir.

Ve şimdi önlem olarak yeni kurmay subaylar yetiştirilmeye çalışılmaktadır.
Süleymancı, Menzilci, ve diğer cemaatlerden kurmay subaylar.
Bunların yetişmesi beklenirken, ordularımızda mecburen bir süre sınıftan vee hızlıca terfi ettirilmiş subaylar generallik yapmak durumundadır.

Ayrıca, görüyor ve duyuyorum.
Kıdemli insanları kıdemsiz komutanların maiyetine atamaktadırlar.
TSK Köy  Hizmetlerine, ya da devletin başka kurumlarına benzemez.
SUBAY EMEKLİLERİ BİLE KIDEM SIRASINA GİRERLER.
ESİR DÜŞMÜŞ SUBAYLAR BİLE HEMEN KIDEM SIRASINA GİRERLER.

Ve iki gün askerlik yapanlar bile bilir.
ASKERLİKTE KIDEM, ÇAYDA DEM.

Kıdemsiz askerlerin maiyetine kıdemli insanların atanması ağır bir aşağılamadır.
Bu saçmalıkları yalnızca generalelere yapmıyorlar.
Müstakil birlik komutanlarında bunun pek çok örneği vardır.
Türk subayı bu şekilde aşağılanmayı hak etmemektedir.

Subay kendi cemaatinizden, sevdiğiniz dinli, imanlı subaylardan da olabir.
Ama onlara bile bu hakareti yapamazsınız.


İşte bu durum ne TSK'nın, eski komuta heyetinin, ne TSK'nın geleneklerini eseridir.
BU DURUM TSK'YI VE DİĞER BÜTÜN DEVLET AYGITINI ELE GEÇİRMEYE AZMETMİŞ, ABD TETİKÇİSİ İŞBİRLİKÇİ BİR CEMAATE NE İSTEDİYSE VERENLERİN SUÇUDUR VE AYIBIDIR .

AKP'li seçmenlerin, AKP'li parti yöneticilerin, karar vericilerin ayıbıdır:
Aç kurtlar gibi devlete sızmaya çalışan cemaate ne istediyse verenlerin suçu ve ayıbıdır.

Bu gün Harp Okulları, Askeri Liseler yerle bir edilmiştir:
Bu yıkımın da baş sorumlusu aynıdır.

Ve şimdi görüyor ve duyuyoruz ki, fettulahçılara benzer şekilde devlete sızmaya ve onu bütünüyle ele geçirmeye yeminli başka cemaatlere devlet peşkeş çekilmektedir.
Aynı boku yiyorlar.
Aynı gafillikleri yapıyorlar.
Ve aynı rezillikleri bir kez daha yaşayacağız.


Bir eşek bile aynı çukura iki kere düşmez:
Ama bu eşekleri bulundukları yere getiren halkımızda da derin bir algı, yargı eksikliği olduğu apaçık ortada.

Halkımızda derin bir algı, yargı eksikliği yaratan dini ben baş sorumlu görüyor ve gösteriyorum.
Biz neyi konuşup duruyoruz.
Devleti ele geçirmeye çalışan cemaatler değil mi?
Şu devletin, milletin, ülkenin on yıllardır konuştuğu şey nedir?
Cemaatler, din, İslam.
Arıza buradadır.

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  


================================

SEDAT ERGİN : YAŞ SONRASI TSK (1) - TÜRK ORDUSUNDA KURMAYLIK SİSTEMİNİN AĞIRLIĞI AZALIYOR

sergin1@hurriyet.com.tr

10 Eylül 2019



Geçen ağustos ayının ilk gününde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında yapılan Yüksek Askeri Şûra'nın (YAŞ) en dikkat çekici sonuçlarından biri Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda tuğgeneralliğe terfi eden subaylar içinde kurmay olanların sayısının çok sınırlı olmasıydı.

Resmi Gazete'de 2 Ağustos 2019 tarihinde yayımlanan general terfi listesine göre son YAŞ'ta Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda toplam 23 albay tuğgenerallik rütbesine terfi etmiştir. Bu toplam içinde kurmay albay olanların sayısı yalnızca 2'dir. Bu kurmay subaylar listede birinci ve ikinci sıradan terfi etmiştir.

Tuğgeneralliğe terfi eden kalan 21 albayın tümü de geleneksel kurmay eğitim sisteminden geçmemiş olan sınıf subaylarıdır. Bunlar arasında piyade piyade komando tank topçu muhabere istihkam ve istihbarat gibi muhtelif sınıflardan subaylar bulunuyor.

Peki diğer kuvvetlerde durum ne? Deniz Kuvvetleri'nde tablo biraz değişik. Bu kuvvette toplam 11 albay tuğamiralliğe terfi etmiş bunların ilk 8'i kurmay albay rütbesinde.

Hava Kuvvetleri'ne baktığımızda yalnızca 6 albayın tuğgeneral rütbesini aldığını ve bunlardan yalnızca 1'inin kurmay olduğunu görüyoruz.

*

YAŞ'ta karşımıza çıkan bu tablonun ne anlama geldiğini anlayabilmek için "Sistem geçmişte nasıldı" sorusuna yanıt aramamız gerekiyor. Geriye dönük bir şekilde sistemin işleyişine baktığımızda özellikle 15 Temmuz 2016 darbe girişimi öncesindeki dönemde her üç kuvvette de generalliğe geçişte sistemin -belli istisnalar olmakla birlikte- ağırlıklı olarak kurmay subayların terfi etmesi üzerine kurulu olduğunu vurgulamalıyız.

Bu saptamayı rakamlarla ortaya koyabiliriz. Önce AK Parti iktidara gelmeden önce 2002 Ağustos ayında Genelkurmay Başkanlığı'nda Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun görev yaptığı Bülent Ecevit'in başbakanlığındaki koalisyon hükümeti dönemindeki son YAŞ kararlarına bakalım.

2002 YAŞ'ında Kara Kuvvetleri'nde 24 albay tuğgeneralliğe terfi ederken bunlardan ilk 21'i kurmay sınıfından çıkmış. Buradaki '24'te 21' oranı aslında AK Parti iktidara geldikten sonra da –bazı yıllarda istisnai değişikliklerle- aynen devam etmiş. Örneğin bu oran 2003'te '24'te 20' 2004'te '23'te 20' olmuş. 2005'te '24'te 24' 2006'da yine '24'te 21' 2007'de ise '23'te 20' olmuş. Daha sonra 2008 2009 2010 2011 yılları hep '24'te 21' seyretmiş. Balyoz gibi kumpas davalarının başlamasını izleyen yıllardaki tasfiyeler nedeniyle oranda küçük çapta oynamalar olsa da genel teamül korunmuş. Örnek vermek gerekirse bu oran 2015 yılında '26'da 23'.

*

Aynı soruya 15 Temmuz'a kadar olan dönem için Deniz Kuvvetleri'nde yanıt aramaya çalışalım. Deniz Kuvvetleri'nde teamül her yıl YAŞ'tan 7 tuğamiralin çıkması ve bunların genellikle tümünün kurmay subay olması şeklinde işlemiş. Örneğin 2001 2002 2003'te '7'de 7' 2004'te '7'de 6' oranıyla karşılaşıyoruz. Oran 2008-2011 yılları arasında '7'de 6' çizgisinde seyretmiş. 2011 sonrasında tuğamiral sayısı genellikle 8 eşiğinde seyrediyor.

Hava Kuvvetleri'nde ise işleyiş her yıl YAŞ'ta tuğgeneralliğe 8 subayın terfi etmesi. Havacılarda nadiren kurmay subay olmayan bir albayın tuğgeneral olabildiği görülüyor. Oran 2001 2002 2003 2004 2006 2007 2008 yılları hep '8'de 8' gidiyor. 2005'te bu oran 8'de 7'ye düşüyor 2009'da 9/9 ve 2010'da '8'de 8' oluyor. 2001 sonrasında YAŞ'tan genelde 9 ya da 10 tuğgeneral çıkıyor.

*

Şimdi kısaca 15 Temmuz'dan sonra beliren tabloya göz atalım.

Kuşkusuz 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından yapılan 2016 YAŞ'ını olağanüstü koşullarda gerçekleşmiş bir toplantı olarak görmek ve orduda gerçekleşen büyük tasfiye sonrasında alınan kararları da bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor.

2016 YAŞ'ında rekor sayıyla 57 albay generalliğe yükseltilirken bunlardan yalnızca 24'ü kurmay subaydı. Kalan 33'ü ise sınıf subayıydı. Böylelikle çoğunluk ilk kez sınıf subaylarına geçmiş oldu. Deniz Kuvvetleri'nde ise 14 albay tuğamiral oldu. Bunların yarıdan bir fazlası yani 8'i kurmay albaydı. Hava Kuvvetleri'nde ise 28 generalden 17'si kurmaydı.

2017 YAŞ'ında Kara Kuvvetleri'ndeki terfi listesinde sınıf subayları kurmay subayları sayıca ikinci kez geçti. Generalliğe terfi eden 37 albaydan yalnızca 17'si kurmaydı. Buna karşılık Deniz Kuvvetleri'nde 16 albaydan 10'u kurmaylardan seçildi. Hava Kuvvetleri'nde 10 albay tuğgeneral rütbesine yükselmeye hak kazandı. Bu grup kurmay subayları ve sınıf subayları arasında (5/5) eşit bir şekilde dağılmıştı.

Gelelim 2018 YAŞ'ına. Bu YAŞ'ta Kara Kuvvetleri'nde 24 albay general olurken bunlar arasında kurmayların sayısı 8'le sınırlı kaldı sınıf subayları 16 kişiyle yine çoğunluğu oluşturdu. Deniz Kuvvetleri'nde 9 tuğamiral içinde kurmaylar 4'le sınırlı kaldı. Hava Kuvvetleri'nde 8 albay tuğgeneral olurken içlerinde yalnızca 1'i kurmay subaydı.

2019 YAŞ'ındaki durumu yazının girişinde özetlemiştik.

Bu yazıda somut veriler üzerinden bir fotoğraf çektik. Yarın bu verilerin değerlendirmesine geçebiliriz. Ayrıca 15 Temmuz faktörü nedeniyle her kuvvette farklı durumların ortaya çıkabileceğini de dikkate almalıyız.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sedat-ergin/yas-sonrasi-tsk-1-turk-ordusunda-kurmaylik-sisteminin-agirligi-azaliyor-41326231

================================

SEDAT ERGİN : YAŞ SONRASI TSK (2) - GENERALLİĞE YÜKSELMEDE YENİ KRİTERLER

sergin1@hurriyet.com.tr

11 Eylül 2019

Dünkü yazımız başlığında vurgulandığı üzere 'Türk Ordusu'nda Kurmaylık Sisteminin Ağırlığı Azalıyor' tespitini içeriyordu. Yazı geçen ayın başında Yüksek Askeri Şûra'da (YAŞ) alınan kararlardan yola çıkarak özellikle Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nda yapılan tuğgeneral seçimlerinde tercihlerin kurmaylardan çok sınıf subayları üzerinde yoğunlaştığına işaret ediyordu.

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin -geleneksel olarak- komuta kademesini kurmay subaylardan oluşturduğu bütün sistemin buna göre tasarlanmış olduğu dikkate alındığında bu sistemin dışına çıkan yeni bir yöneliş söz konusu.

Ancak bu yönelişi değerlendirirken 15 Temmuz 2016 darbe girişimi ve FETÖ faktörünün söz konusu gelişmeler üzerindeki etkisine de muhakkak değinmeliyiz.

*

TSK'nın 15 Temmuz kalkışmasında çok ağır bir sarsıntıya uğradığı kurumsal yapının altüst olduğu ve bu sarsıntının bıraktığı izlerin sorunların tümüyle aşılamadığı bunun için daha uzun yıllar gerektiği bir sır değil.

Kara Kuvvetleri'nde darbe girişimine katılan çok sayıda FETÖ'cü general subay çıktı. Bunlardan suçüstü yakalananlar darbeye karıştığı tespit edilenler TSK'dan atıldı. Bu tasfiye yaşanırken sırf 'görevlendirme listeleri'nde gıyaplarında adları geçtiği için haksız bir şekilde birçok general de KHK ile ihraç edildi. Bu durum ikinci bir tasfiyeye yol açtı. Bu grupta olanlar arasında yargıda aklanan ayrıca halen istinaf temyiz süreçlerini bekleyen birçok asker var.

15 Temmuz'da yapılan büyük tasfiye TSK'daki general ve kurmay subay havuzunu da etkiledi. FETÖ özellikle TSK'nın komuta kademesine general kadrolarına göz koyduğu için bu kademelere uzanan kurmay sistemine nüfuz etmeye stratejik bir öncelik vermişti. Darbe girişimini izleyen tensikat general ve kurmay subay kadrolarında ciddi bir açığın ortaya çıkmasına neden oldu. Bu açığın kapatılması ihtiyacı bütün kuvvetlerde generalliğe terfilerde kurmay albayların yanı sıra kurmaylık sisteminin dışındaki sınıf subaylarından da yararlanılmasının önünü açtı.

Bu uygulama 15 Temmuz koşullarında kaçınılmaz olarak kendisini dayattı. Buna karşılık sınıf subaylarının general yapılması uygulamasının darbe girişiminden sonraki üç yıl içinde 15 Temmuz'dan bağımsız bir şekilde genel bir politikaya dönüştüğünü söylemek mümkün.

*

Dünkü yazımızda darbe girişiminin hemen sonrasındaki olağanüstü koşullarda gerçekleştirilen 2016 YAŞ'ında tuğgeneralliğe terfi eden toplam 57 albaydan yalnızca 24'ünün kurmay kalan 33 albayın ise sınıf subayı olduğunu yazmıştık. Son YAŞ'ta tuğgeneralliğe terfi eden 23 albay arasında yalnızca 2'sinin kurmay kalan 21'inin sınıf subayı olması bu yönelişin kazandığı ivmeyi göstermesi bakımından yeteri kadar açıklayıcı.

Bu durum kurmay subay havuzunda tuğgeneralliğe yeteri kadar aday bulunmamasından mı kaynaklanıyor? Bu tez kurmay kadroları 15 Temmuz'da ağır bir sarsıntı geçiren Hava Kuvvetleri açısından belli ölçülerde geçerli olabilir. Ancak aynı gözlemi Kara Kuvvetleri için öne sürebilmek isabetli olmaz. Çünkü pekâlâ tuğgenerallik rütbesine sırası gelmiş olan yıllardır bu rütbeye terfi etmeyi bekleyen farklı devrelerden pek çok kurmay albay var sistem içinde. Üstelik bunlar arasında son YAŞ sırasında emekli edilenlerin de bulunduğu anlaşılıyor.

*

Ayrıca bu yönelişin yalnızca tuğgenerallik terfileriyle sınırlı olduğunu da düşünmemek gerekiyor. Bu yılki YAŞ kararlarının emekliye ayrılan tuğgenerallerle ilgili bölümünü incelediğimizde ana tespitimizi teyit eden ikinci bir tutumla karşılaşıyoruz.

Bilindiği gibi orgeneraller hariç tutulursa diğer general rütbelerinde siyasi otoritenin süre uzatma ya da emeklilik gibi başlıklarda geniş bir tasarruf yetkisi var. Teamül bir generalin genelde dört yıl bu görevde kalıp terfi etmediği ya da uzatma almadığı takdirde kadrosuzluktan emekliye sevk edilmesi. Olağan uygulama bu yönde.

Buna karşılık bulunduğu rütbede normal bekleme süresini doldurmadığı halde kadrosuzluk gerekçesiyle emekliye sevk edilenlerin durumu ayrı bir bakışı gerektiriyor. Çünkü burada rütbede pekâlâ bekleme süresi olduğu halde kendisine teşekkür edilerek el sıkışılması durumu söz konusu.

*

Bu yılki YAŞ'ın önemli bir yönü 2016 YAŞ'ında yani kalkışmadan hemen sonra tuğgeneralliğe terfi eden devrenin mensuplarının bir bölümüne dönük alınan emeklilik kararlarıydı. O YAŞ'ta toplam 57 albay tuğgeneral yapılmıştı ve denge 24 kurmay-33 sınıf subayı şeklindeydi.

İlginçtir ki 2016 YAŞ'ında terfi eden tuğgenerallerden 17'si geçen ağustos ayında normal bekleme sürelerini tamamlamadan kadrosuzluk gerekçesiyle emekliye sevk edildi. Bu tasarrufta dikkat çeken bir ayrıntı bu 17 subaydan 11'inin yine kurmay sınıfından gelen askerler olmasıydı. Böylelikle 2016'da terfi eden 24 kurmay subaydan 11'i üçüncü yıl sonunda sistem dışı kalmış oldu. Bu arada emekliye sevk edilenler arasında 15 Temmuz darbe girişimine karşı kuvvetli bir duruş sergilemiş olan askerler de var.

Gelgelelim emekli edilen 17 tuğgeneralden yalnızca 6'sı yani sayıca daha azı sınıf subayıydı. Bu durumda 2016 tuğgeneral devresi içindeki sınıf subayı ağırlığı belirgin bir şekilde genişlemiş oldu.

Yaptığım kaba bir hesaba göre 2016 2017 2018 ve 2019 YAŞ toplantılarında tuğgeneralliğe terfi edenlerin -toplam ortalamada- yaklaşık üçte biri kurmay üçte ikisi ise sınıf subaylarından oluşuyor.

*

Anlattıklarımız ışığında TSK'da majör bir değişikliğin yaşandığını kurumun geleceğinde kurmaylık sisteminin belirleyiciliğinin azaldığı bir aşamaya geçildiğini söyleyebiliriz. Konuyu tartışmaya devam edeceğiz.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sedat-ergin/yas-sonrasi-tsk-2-generallige-yukselmede-yeni-kriterler-41327364

================================

SEDAT ERGİN : YAŞ SONRASI TSK (3) - ATAMALARDAKİ YERLEŞİK ÖLÇÜLER KAYBOLUYOR

sergin1@hurriyet.com.tr

12 Eylül 2019



Kara Kuvvetleri Komutanlığı bünyesindeki kolordu komutanlıklarına yapılan görevlendirmelere baktığınızda nasıl bir sistemin işlemekte olduğunu anlamak açısından biraz karışık bir durumla karşılaşabilirsiniz.

Şöyle anlatalım...

*

Gelibolu'daki İkinci Kolordu Komutanlığı'nın başında 15 Temmuz darbe girişimi karşısındaki tutumu nedeniyle kamuoyunun çok yakından tanıdığı bir isim olan Korgeneral Zekai Aksakallı var. Aksakallı tümgeneral rütbesiyle Özel Kuvvetler Komutanı iken 2016 Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) toplantısında korgeneralliğe terfi etti ve 2017 yılında Gelibolu'daki kolordu görevine gönderildi.

İstanbul'daki Üçüncü Kolordu Komutanlığı görevinde yine korgeneral rütbesinde olan Kemal Yeni var. Yeni 2018 yılında bu rütbeye terfi etmiş ve hemen ardından İstanbul'daki görevine atanmıştı.

Ankara'daki Dördüncü Kolordu Komutanlığı'na gelirsek başkentin resmi protokolünde de önemli bir yeri olan bu makamda bir tümgeneral görev yapıyor: Ahmet Kurumahmut... Kendisi tümgenerallik makamına geçen ağustos ayı başındaki YAŞ'ta terfi etmişti.

Gelelim Çorlu'daki Beşinci Kolordu Komutanlığı'na... Aslında Beşinci Kolordu'ya ilk başta Tümgeneral Kurumahmut atanmıştı. Ancak YAŞ'ta Dördüncü Kolordu Komutanlığı'na atanan Tümgeneral Erhan Uzun Adana'daki Mekanize Tümen Komutanlığı'na kaydırılınca Ankara'daki bu pozisyon boşalmış ve buraya Kurumahmut gönderilmişti. Kurumahmut Ankara'ya gidince bu kez Beşinci Kolordu'da boşalan makama tuğgeneral rütbesindeki Tevfik Algan getirildi. Algan bu rütbeye 2013 YAŞ'ında terfi etmiş kıdemli bir tuğgeneral.

*

Özellikle terörle mücadelede kritik bir konumda olan Yedinci Kolordu Komutanlığı'na gelirsek... Diyarbakır'daki bu göreve geçen geçen ağustos ayında Tümgeneral Yılmaz Yıldırım atandı. Kendisi 2016'dan bu yana tümgeneral rütbesinde.

Sekizinci Kolordu Komutanlığı makamında ise bir korgeneral görev yapıyor: Osman Erbaş... 2016 YAŞ'ında korgeneralliğe terfi eden Erbaş 2017 yılından beri Elazığ'daki bu görevi yürütüyor.

Erzurum'daki Dokuzuncu Kolordu Komutanlığı'nın başında ise 2018 yılından bu yana Tümgeneral Veli Tarakçı bulunuyor. Tarakçı 2014 yılında tümgeneral olmuştu.

*

Bu tablo bize ne anlatıyor? Yedi ayrı kolordunun komutanlıklarına ilişkin atamalara baktığımızda korgeneral tümgeneral ve tuğgeneral olmak üzere üç ayrı rütbede askerlerin görev yapabildiklerini bu anlamda yerleşik bir standardın bulunmadığını görüyoruz. Kolordulardan üçünün başında 'kor' üçünün başında 'tüm' ve birinin başında 'tuğ' rütbesinde komutanlar var.

Kolordu komutanlıkların başında eskiden yerleşmiş bir uygulama olarak yalnızca 'kor' rütbesinde üç yıldızlı generaller görevlendirilirdi. 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında Türk Silahlı Kuvvetleri'nde yaşanan altüst olma halinin ve bu süreç içinde korgeneral sayısında azaltmaya gidilmesinin bir sonucu bugün kolordular farklı rütbelerdeki generaller tarafından yönetiliyor.

*

Geçmişteki yerleşik uygulamalardan uzaklaşan durumları yukarıdan aşağı her kademede görmek mümkün. Örneğin eskiden Kara Kuvvetleri'ndeki ordu komutanlıkları orgeneral rütbesinde bir general tarafından komuta edilirken bugün yalnızca İstanbul'daki Birinci Ordu Komutanlığı'nın başında bir orgeneral bulunuyor: Musa Avsever...

Buna karşılık Malatya'daki İkinci Ordu Komutanlığı'nda (Sinan Yayla) Erzincan'daki Üçüncü Ordu Komutanlığı'nda

(Şeref Öngay) ve İzmir'deki Ege Ordu Komutanlığı'nda (Ali Sivri) korgeneral rütbesinde generaller görev yapıyor. (Aynı zamanda üç kolordunun başında korgeneraller var. )

Bunun gibi geçmişte tugaylara tuğgeneral düzeyinde atama yapılırken bugün geldiğimiz noktada birçok tugayın komutasında albay rütbesinde subayların da görev alabildikleri görülüyor.

*

Bu örneklerden hareket edersek Türk Silahlı Kuvvetleri'nde geçmişin yerleşmiş geleneklerinin dışına çıkan uygulamalarla artık sıkça karşılaşıldığını bazı komutanlıklara yapılan görevlendirmelerde gözetilen ölçülerin standart bir çizgi izlemediğini yerleşik bir sistem görüntüsünün zemin kaybettiğini objektif bir tespit olarak kayda geçebiliriz.

Bu gelişmeler yeni ve farklı bir sisteme geçişin hesaplanmış ön adımları mıdır yoksa 15 Temmuz darbe girişimin yol açtığı büyük sarsıntı nedeniyle taşların hâlâ oturmamış olmasının mı sonucudur? Belki de her iki şık birlikte geçerlidir.

Meseleyi biraz daha büyüteç altında tutacağız.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sedat-ergin/yas-sonrasi-tsk-3-atamalardaki-yerlesik-olculer-kayboluyor-41328534

================================

SEDAT ERGİN : YAŞ SONRASI TSK (4) GENERAL – AMİRAL KADROLARINDA DARALMA DEVAM EDİYOR

sergin1@hurriyet.com.tr

13 Eylül 2019



GEÇEN 1 Ağustos tarihinde yapılan Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) toplantısının sonuçlarını açıklayan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki general/amiral toplamını 233 olarak verdi. Kalın tam bir yıl önce 2018 YAŞ kararlarını açıklarken bu sayı 244'tü.

Komuta kademesinin geçen dönemde hangi boyutlarda küçüldüğünü gösterebilmek için 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden önceki toplamla 2019 toplamını karşılaştırmamız gerekiyor. Bu amaçla başvuracağımız en önemli referans kalkışmadan kısa bir süre önce 4 Mayıs 2016 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı'nın web sitesinde bu konuda yapılan paylaşımdır.

Genelkurmay'ın bu açıklamasına göre darbe girişiminden yaklaşık iki ay önce kuvvet komutanlıklarında 325 general ve amiral (Jandarma Genel Komutanlığı dışında) görev yapmaktaydı.

Kalın'ın geçen ay açıkladığı 233 rakamı 2016 yılındaki 325 toplamının 92 eksiğidir. Bir başka anlatımla TSK'nın general/amiral rütbelerindeki gövdesi darbe girişimi öncesi döneme kıyasla bugün yüzde 30 kadar küçülmüştür.

Aslında general/amiral sayısı FETÖ'nün 15 Temmuz kalkışmasından sonra gerçekleştirilen büyük general tasfiyesinin ardından 27 Temmuz 2016 tarihindeki YAŞ toplantısında alınan kararlarla 206'ya kadar inmişti. Küçülme oran olarak o tarihte yüzde 40'a kadar yaklaşmıştı. Ancak bir yıl sonra yapılan 2017 YAŞ'ında general/amiral toplamı 215'e ve 2018'de daha anlamlı bir artışla 244'e çıkmıştır. Bu yılki toplam 2018'deki rakamın 11 altındadır.

*

Peki bu düşüş kuvvetlere nasıl yansıdı? Bunu gösterebilmek için AA'nın Genelkurmay verilerine dayanarak 23 Temmuz 2017 tarihinde kuvvetlerin durumuna ilişkin geçtiği bir haberi baz alabiliriz. AA bu haberde 15 Temmuz 2016 itibarıyla TSK'daki general/amiral toplamını 325'ten 1 fazlasıyla 326 olarak veriyor. Habere göre darbe girişimi günü toplam general/amiral sayısının kuvvetlere göre dağılımı şöyleydi: Kara Kuvvetleri'nde toplam 198 general Deniz Kuvvetleri'nde 56 amiral ve Hava Kuvvetleri'nde 72 general...

Bugüne gelirsek Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın'ın açıkladığı 233 rakamının kuvvetlere dağılımı nedir? Elime geçen verilere göre dağılım Kara Kuvvetleri'nde 131 general Deniz Kuvvetleri'nde 47 amiral Hava Kuvvetleri'nde ise 55 general şeklinde beliriyor.

Resmi rakamlar her bir kuvvet için bu hesaplamanın bir fazlası ya da bir eksiği çıkabilir. Ancak her halükârda Kara Kuvvetleri'ndeki küçülmenin oran olarak Hava ve Deniz Kuvvetleri'ne kıyasla belirgin bir şekilde daha büyük olduğunu söyleyebiliriz.

*

Aslında Kara Kuvvetleri'ndeki düşüşün kamuoyu tarafından da yakından izlendiği alanlardan biri orgeneral kadrolarıdır. Bu kuvvette 15 Temmuz öncesi toplam 10 orgeneral görev yapmaktaydı. (Genelkurmay Başkanı Genelkurmay İkinci Başkanı Kara Kuvvetleri Komutanı Kurmay Başkanı EDOK Komutanı ile 1 2 3 ve 4. Ordu (Ege) komutanları ve karacı kadrosundan Jandarma Genel Komutanı. )

Bugün Kara Kuvvetleri'nde Genelkurmay Başkanı (Yaşar Güler) Kara Kuvvetleri Komutanı (Ümit Dündar) ve Birinci Ordu Komutanı (Musa Avsever) ve kısmen pasif bir görev olan Genelkurmay Denetleme Değerlendirme Başkanı (İsmail Metin Temel) olmak üzere yalnızca dört orgeneral var.

Kara Kuvvetleri'nde 15 Temmuz'dan sonraki dört yıl zarfında yalnızca iki korgeneral orgeneralliğe terfi ettirilmiştir. Birincisi 2016 YAŞ'ında 'or'luğa yükselerek Birinci Ordu Komutanlığı'na atanan Musa Avsever ikincisi ise 2018 YAŞ'ında 'or' olan İsmail Metin Temel'dir. Boşalan orgeneral kadrolarına

iki istisna dışında- terfi yapılmadığından geçen süre içinde toplam kadro 4'e inmiştir. Örneğin geçen YAŞ'ta bekleme sürelerini tamamlayıp kadrosuzluk nedeniyle emekliye sevk edilen orgeneraller Abdullah Recep ve Serdar Savaş'ın boşalttıkları Ege Ordu ve Üçüncü Ordu komutanlıklarına bu kez korgeneral düzeyinde atama yapılmıştır.

Bu arada 15 Temmuz öncesinde 23 korgeneral görev yaparken bu sayı bugün 10'a düşürülmüştür.

*

Deniz Kuvvetleri'nde ise geçmişte iki olan oramiral kadrosu artık 1'de (Komutan Oramiral Adnan Özbal) tutulmaktadır. Donanma Komutanlığı'nı geçmişte oramiral rütbesinde bir komutan üstlenirken bu makamda artık bir koramiral (Ercüment Tatlıoğlu) bulunuyor. Koramiral sayısı 2016'da 4'ken bugün 1'e düşmüştür. Eskiden koramiral düzeyinde yürütülen kuzey ve güney deniz saha komutanlıkları gibi görevlerde artık tümamiraller iş başındadır.

Buna karşılık Hava Kuvvetleri'nde eskiden olduğu gibi iki orgeneral görev yapmaktadır. Hava Kuvvetleri Komutanı Hasan Küçükakyüz 2016 YAŞ'ında Eskişehir'deki Muharip Hava Kuvveti Komutanı Atilla Gülan ise 2017 YAŞ'ında 'or' rütbesine çıkmıştır. Hava Kuvvetleri'nde geçmişte 8 olan korgeneral sayısı 3'e inmiştir.

Geride bıraktığımız dört yıl içindeki şekillenmekte olan bu yönelişler görevlendirmelerde yerleşen kalıplar TSK'nın en azından -gözle görülebilir bir gelecekte- geçmişe kıyasla daha küçük bir general/amiral kadrosu tarafından yönetileceğine işaret ediyor.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sedat-ergin/yas-sonrasi-tsk-4-general-amiral-kadrolarinda-daralma-devam-ediyor-41329390

================================

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Bir millet egitim ordusuna sahip olmadikca savas meydanlarinda ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin o zaferlerin kalici sonuclar vermesi ancak egitim ordusuyla mumkundur.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

137. SOFU BIR HUKUMDAR, BIR ULKE ICIN BELADIR

Ictenlikle sofu olan bir hukumdar, devlet icin cok tehlikeli bir baskandir. Cok cabuk inanma yetenegi, daralmis bir zekayi gosterir. Hukumdarin, kavminin yonetimine harcamasi gereken dikkat ve ozenini, sofuluk cogu kez yutar. Rahiplerinin telkinlerine boyun egmis oldugundan, boyle bir hukumdar, rahiplerin arzularinin oyuncagi, cekismelerinin nedeni, buyuk bir onem ve deger verdigi budalaliklarinin araci ve suc ortagi olur.

Dinin dunyaya yaptigi bagislarin en kotusu olarak; uyruklarinin esenligine calismak fikrini, vicdanlari kendilerini hukumdardan farkli dusunduren kimseleri baski altina almayi ve yok etmeyi kutsal bir gorev edinen sofu ve bagnaz hukumdarlari saymak gerekir. Bir imparatorlugun basindaki bir sofu, gazap halindeki ofkeli Allah'in yeryuzune verebilecegi en buyuk belalardan biridir. Safdil bir hukumdarin kulagini elinde tutan bagnaz ya da duzenbaz tek bir rahip (tek bir Ebulhuda Efendi, tek bir Rasputin), bir devleti alt ust edebilir ve dunyayi atese verebilir.

Hemen butun ulkelerdeki rahipler ve sofular, milletleri yonetecek olan genc hukumdar cocuklarinin ruh ve kalplerini egitmeye memur edilmistir. Bu ortamda egiticilerin hangi kultur isigi ve erdemi bulunabilir? Bunlari hangi cikarlar harekete gecirebilir?

Kendileri de hurafelerle dolu olduklarindan, ogrencilerine; hurafeyi en kutsal sey, yapacagi isi en kutsal gorev, bagnazligi, saldirganligi ve zulmu, gelecekteki nufuz ve yuceliginin gercek esaslari olarak ogretir. Bu tur egiticiler, hukumdar cocuklarini bir parti baskani, kiskirtici bir bagnaz, bir zorba yapmaya calisir. Bu yuzden, her seyden once insafi ve akli bogazlarlar. Onu dogruluga, acimaya ve anlayisa dusman bir duruma getirirler; gercegin kendisine ulasmasini ve nufuz etmesini yasaklarlar. Gercek yeteneklere karsi onlari dusmanlik agisiyla zehirlerler. Asagilanmaya deger yetenekler gelistirmek icin onu egip bukerler. Sozun kisasi; ondan, adalet, zulum, gercek onur ve san, gercek buyukluk hakkinda hicbir fikre sahip olmayan ve buyuk bir devleti iyi bir sekilde yonetmek icin gerekli isik ve erdemden yoksun bir ahmak sofu yaparlar.

Gunun birinde milyonlarca insanin mutluluguna ya da felaketine yol acacak bir cocugun egitiminin plani, ozetle iste bundan ibarettir.

- - - - - - - - - - - - -
Gercek denilen, cogu durumda guclu bir aciyi da beraberinde getirir.
Cogu insanin aciyi beraberinde getiren gercegi falan aramaz.
Insanlarin gereksinim duydugu, kendi varliklarinin biraz daha derin bir anlami oldugunu hissettirebilecek hos, rahatlatici oykulerdir.
Iste o yuzden din dedigin sey var olabiliyor.

George Orwell1984

- - - - - - - - - - - - -
Butun cocuklar ateisttir, tanri fikri onlarda yoktur.

D'HOLBACH, BARON (Paul-Henri-Dietrich d'Holbach) (1723-1789) Almanya dogumlu Fransiz yazar, filozof ve ansiklopedici.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder