12 Eylül 2019 Perşembe

CHP'DEN SÜLEYMAN SOYLU'YU ANLAMA KLAVUZU




================================

CHP'DEN SÜLEYMAN SOYLU'YU ANLAMA KLAVUZU

CHP'li Vekil Antmen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun dün ne dediyse bugün tam tersini yaptığını ve söylediğini belirterek "Biz bir anlamda kronolojik olarak 'Süleyman Soylu'yu Anlama' Kılavuzu yaptık" dedi.

09 Eylül 2019 Pazartesi 13:39

CHP'den Süleyman Soylu'yu Anlama Klavuzu Son dönemde konuşmaları ve uygulamaları sıkça tartışma konusu olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında CHP bir rapor hazırladı.

Raporu hazırlayan CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen Süleyman Soylu'nun siyasette her devrin adamı olmayı nasıl başardığını anlatmak istediğini belirterek

"Süleyman Soylu'nun siyasi bir ideolojisi yoktur siyaseten tutarlı bir düşünce biçimi yoktur.

Siyaseten bir omurgası da yoktur.

O gün işine gelen neyse onu söyler ve yapar.

Biz de bunu halkımızın gözleri önüne sermek istedik.

Geniş bir arşiv taraması yaptık Soylu'nun aslında kendi deyimiyle 'pejmürde' olan siyasal hayatını dönüşlerini ve sözlerini topluma anlatmak istedik.

Çünkü siyaset; seçmene durmadan yalan söyleyen dün söylediğinin tam tersini yapan sadece kendi makamını düşünen güç odakları değiştikçe kendisi de değişen ve devlet gücünü kendi gücü sanan atanmışlardan arınmalı.

Türkiye'nin acilen buna ihtiyacı var" dedi.

"SÜLEYMAN SOYLU'YU ANLAMA KILAVUZU"

CHP'li Vekil Antmen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun dün ne dediyse bugün tam tersini yaptığını ve söylediğini belirterek "Biz bir anlamda kronolojik olarak 'Süleyman Soylu'yu Anlama' Kılavuzu yaptık.

Süleyman Soylu'nun dünden bugüne nasıl evrildiğini ve ne tür şekillerde geldiğini; dün medya özgürlüğü demokrasi ekonomik sorunlar Kürt Meselesi ifade ve inanç özgürlüğü FETÖ hakkında düşüncelerini AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki sözleri başta olmak üzere bugün makam ve rant için bunların nasıl tam tersini nasıl yaptığını ve söylediğini ortaya serdik" ifadelerini kullandı.

"GÜNDÜZ İMAM GECE İSE PAPAZI OYNUYOR"

Süleyman Soylu raporunun tamamı şöyle:

17 Şubat 2008 Süleyman Soylu: "Türkiye bir bombanın üzerinde oturuyor ve bombanın pimi de ne yaptığını bilmeyen hükümet partisinin elinde.

Bu bomba patlayacaktır ve millet zarar görecektir.

AKP şımardıkça şımarmıştır.

Türkiye'yi gerdikçe germektedir."

20 Mart 2008 Süleyman Soylu: "Hükümet sorumluluklarını yerine getirmedi.

Ülkenin hali çok kötü.

Eğitimde de bunu görüyoruz.

OKS ve diğer sınavlarda Türkiye'de binlerce öğrenci tosladı.

Batı'da bile halen 70-80 kişilik sınıflar var Doğu ne yapsın?

Eğitimde fırsat eşitliği yok.

Türkiye'yi geziyorum herkes perişan."

9 Nisan 2008 Süleyman Soylu: (Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili) "Gündüz imam gece ise papazı oynuyor.

Demokrasi inancı samimi değil.

Sıkışınca Menderes ve Bayar'a sarılıyor.

Çıkarı için AB'yi de demokrasiyi de kullanıyor.

Fakiri fukarayı da kullana kullana geliyor.

Ama bu millet kimin gündüz imam gece papaz olduğunu anlayacak derecededir."

17 Nisan 2008 Süleyman Soylu: "Bugün belediyeleri kapatan bu parti kapatılmakla karşı karşıyadır.

Biz yüzde 47 oy aldık diyerek kimseye zulmedemezsiniz.

Kimse size zulüm yapma yetkisi vermiyor.

Belediyelerin kapatılmasından yana değil geliştirilmesinden yanayız.

Dünya demokratikleşirken hem de yerelleşirken bu hükümet maalesef her şeyi merkeze bağlamaya çalışıyor."

"TÜRKİYE' AKP'DEN KURTARACAĞIZ DİYE UĞRAŞIYORUZ

27 Haziran 2008 Süleyman Soylu: "AKP üzerinden millete dayak atılıyor.

Neymiş kuvvetler ayrılığını ayakta tutuyorlarmış.

Gel onu benim külahıma anlat."

29 Haziran 2008 Süleyman Soylu: "Biz bugün siyasi partilerin lideri ve kadroları olarak Türkiye'yi AKP'den kurtaracağız diye uğraşıyoruz.

Ben niye uğraşayım 1980 ihtilalini hangi generaller yapmışsa eğer biraz yürekleri yetiyorsa gelsinler kurtarsınlar."

1 Temmuz 2008 Süleyman Soylu: "Parti kapatmaya kesinlikle karşıyız."

8 Temmuz 2008 Süleyman Soylu: "Üniversiteler bir tarafa sivil toplum örgütleri bir tarafa yargı bir tarafa savruldu.

AKP insanların birbirine şüpheyle baktığı bir tabloyu ülkenin önüne koydu.

Hükümet demokrasiyi duvara toslattı."

14 Temmuz 2008 Süleyman Soylu: "Bir tarafta Türkiye'yi topyekun bir yangın yerine çeviren ama bunu bahanelerle birlikte sıralayan bir hükümet bir tarafta ise kendi başının çaresine bakmaya çalışan millet."

24 Ağustos 2008 Süleyman Soylu: "İktidar milli değerleri siyasi malzeme yapıyor.

Türkiye'yi bu iktidardan kurtarmak boynumuzun borcudur.

İktidar Türkiye'yi dış politikada sessiz ve sinema izleyen bir ülke konumuna getirdi."

"TEK BAŞINA İKTİDARLARIN EN KÖTÜSÜ OLAN AKP HÜKÜMETİNDEN"

25 Ağustos 2008 Süleyman Soylu: "AKP emlak ofisi gibi oldu.

Ancak anlaşılıyor ki milletimiz geçim sıkıntısı çekerken Türkiye'nin büyük kesimleri bugün önemli ölçüde zorluk içindeyken AKP'li arkadaşlarımızın bir bölümü kendilerine ek iş bulma şansına sahip olabilmişlerdir.

(Şaban Dişli'ye söylüyor) Dünyanın neresinde olursa olsun böyle bir skandal hükümeti düşürmeye yeter bir skandaldır."

25 Ağustos 2008 Süleyman Soylu: "Tayyip Erdoğan iki de bir 'Merkez Sağ partisiyiz' deyip sağ yanına Menderes'in sol yanına Turgut Özal'ın ortalarına da kendisinin fotoğrafını koyarak demokrat olduğunu söylüyor.

'babasının ceketini giyen çocuk gibi' demokrat olmak sana bol gelir."

26 Ağustos 2008 Süleyman Soylu: "Tek başına iktidarların en kötüsü olan AKP hükümetinden Türkiye'yi kurtarmak için uğraşıyoruz."

27 Ağustos 2008 Süleyman Soylu: "AKP'ye zıkkımın dibini göstereceğiz.

Buradan sesleniyorum.

AKP'yi yolsuzluğu başarısızlığı beceriksizliği ve samimiyetsizliğiyle baş başa bırakın.

Millet iradesini nasıl duvara toslattıklarını anlatayım.

Yazıklar olsun size bir koltuk uğruna oynadığınız siyaset oyununa."

11 Eylül 2008 Süleyman Soylu: "Basın ve ifade özgürlüğü herkese lazım."

15 Eylül 2008 Süleyman Soylu: "Türkiye rantiyecilerin ülkesi haline geldi.

Türkiye yoksullukla karşı karşıya."

20 Eylül 2008 Süleyman Soylu: "Tayyip Erdoğan bazı medya organlarını boykot çağrısıyla Türkiye'de demokrasi fikir ifade ve basın özgürlüğünü yok etmeye yönelik niyetini açıkça ortaya koymuştur.

AKP medyayı tek sesli kontrollü yandaş ve iliştirilmiş medya haline getirmeye çalışıyor.

Erdoğan bazı medya organlarını boykot çağrısıyla Türkiye'de demokrasi fikir ifade ve basın özgürlüğünü yok etmeye yönelik niyetini açıkça ortaya koymuştur.

Basın ve ifade özgürlüğü herkese lazımdır.

Şantaj ve tehdit havasıyla medyayı da susturmak Türk demokrasisine yapılmış en büyük saldırıdır."

"İKTİDAR ÜLKEYİ YOLSUZLUĞUN VE YOKSULLUĞUN KUCAĞINA OTURTTU"

23 Eylül 2008 Süleyman Soylu: "İktidar ülkeyi yolsuzluğun ve yoksulluğun kucağına oturttu.

Recep Tayyip Erdoğan demokrasi celladı."

24 Eylül 2008 Süleyman Soylu: "AKP döneminde imalat sanayi yerli üretim durdu.

Tarım son 40 yılın en yüksek daralma sürecini yaşadı."

13 Ekim 2008 Süleyman Soylu: "Başbakan tuz ruhu gibi girdiği her yeri eritti."

30 Eylül 2008 Süleyman Soylu: "AKP yolsuzlukları aklama partisidir.

Her gün yeni açılan yolsuzluk davasıyla AKP Türkiye'de yolsuzlukları aklama partisine döndü.

Hükümet bir taraftan yolsuzluğun bir taraftan yoksulluğun bir taraftan yasakların getirmiş olduğu bir politika ile Türkiye'yi karşı karşıya bırakıyor."

3 Kasım 2008 Süleyman Soylu: "Yolsuzluk yoksulluk işsizlik bu milletin kaderi haline getirildi.

Türkiye'nin birliği beraberliği bölünmez bütünlüğü konusunda ülkenin her köşesinde endişeler var.

Hükümet Türkiye'nin ayarını bozmuştur."

5 Kasım 2008 Süleyman Soylu: "Türkiye 6 yıldır yalancı baharla karşı karşıya."

9 Kasım 2008 Süleyman Soylu: "Herkese meydan okuyan Başbakan Talabani ve Barzani'ye 'Bu teröristler silahlarla sınırdan nasıl giriyor' diye sormuyor mu?

Cumhurbaşkanı ABD'de Talabani ile kol kola girecek sonra 'bu terör bitecek' diye avutmaya kalkacak."

11 Kasım 2008 Süleyman Soylu: "Parti evvela kendi sistemini çok iyi kurmalıdır.

Eğer kendi iç sistemini tek adam anlayışı etrafında kurarsa milletin vazgeçebileceği bir iktidar bulmacasına döner.

Bu iktidarcılık oyununa ve hevesine döner.

Ve partinin millete verdiği sözler yerine gelmez.

(Süleyman Soylu gazetecinin 'cemaatin irtica tehdidi kapsamında değerlendirilmesi konusunda' şu yanıtı veriyor) Cemaatler sivil toplumun temelidir.

Bütün cemaatler sivil toplum yapısı olarak algılanmalıdır.

Siz de Cumhuriyetin akıncılarısınız.

Mesela Hakan Şükür gibi futbolcusundan Türkiye'nin en iyi bilim adamına kadar Türkiye'nin eski cumhurbaşkanından eski başbakanına kadar itibarlı herkesi toplumsal maraza çıkarılmaya çalışılan her yerde değerlendirilmelidir."

"AKP İKTİDARINA VE BAŞBAKANA DERS VERİLECEK VE PABUCU DAMA ATILACAKTIR"

12 Kasım 2008 Süleyman Soylu: "600 yıldır egemen olduğumuz kardeşçe yaşadığımız bir coğrafyada Irak'ta bir milyon insan öldü.

Bir milyon insan göçe tabi tutuldu.

Bir milyon insan da kayıp.

Utansın Türk siyaseti."

16 Kasım 2008 Süleyman Soylu: "Öyle sloganlarla sıkıştığında değerler üzerinden siyaset yaparak Türkiye'nin önü açılmaz.

22 Temmuz seçimlerindeki müthiş sloganları 'durmak yok yola devam'dı öyle mi?

Durmak yok işsizliğe yoksulluğa hırsızlığa devam.

Fabrikaların yurt dışına taşınmasına devam.

Hastanelerde bebeklerin babalarına cesetlerini karton kutuyla teslim edilmesine devam."

20 Kasım 2008 Süleyman Soylu: "3-4 ay önce Türkiye Irak Hükümetini Irak devlet başkanını muhatap alıyordu.

Barzani'yi muhatap almak için Aktütün'de 17 evladımızın şehit olması 6 polisimizin şehit olması mı beklendi?

Korkak bir Türkiye Cumhuriyeti ile mi karşı karşıyayız?

Terörle mücadelede kararlılık ortaya koyamayan bir Türkiye ile mi karşı karşıyayız?

Sayın başbakan çiftçiye esnafa millete gelince Kasımpaşalı oluyor da Barzani'ye gelince iç güveysinden beter oluyor sesi kısılıyor."

26 Kasım 2008 Süleyman Soylu: "4 yıldır Türkiye'de büyüme sürekli küçülmektedir.

Cari açık sürekli artmaktadır.

Hükümetin başka bir derdi var.

O bebek katili Apo'ya arkadaş gönderecekmiş İmralı'ya.

Ne derdin var senin sayın Başbakan.

Barzani'yi düşünürsün Apo'yu düşünürsün yolsuzluk yapan arkadaşlarını düşünürsün bir de bu milleti düşünsen çiftçiyi işçiyi memuru emekliyi sanayiciyi bir de bu ülkenin genç insanlarını düşünsen."

10 Aralık 2008 Süleyman Soylu: "Adalet halen geciken bir kurum.

Türkiye'de insanların farklılıkları üzerinden siyaset yapılıyor.

İnsanlar geleceğe güvenle bakamıyor."

21 Aralık 2008 Süleyman Soylu: "İnsanların ümidini körelten 6 ay sonrasını bile bizi görmekten men eden AKP iktidarına ve başbakana ders verilecek ve pabucu dama atılacaktır."

5 Ocak 2009 Süleyman Soylu: (AKP'li Belediyelerle ilgili şunları söylüyor) "Bu belediyeler kendi rant ve imar kapılarına baktılar.

Ülke bir vurgun hükümeti tarafından yönetiliyor.

Bir saadet zincirine teslim edildi.

Silivri'de bir genel başkan yardımcısı 1 milyon dolara imar değişikliği yaptırdı.

AKP belediyeleri ihale belediyeciliği yapıyor.

Türkiye'de gelmiş geçmiş en büyük yolsuzlukların altına imza atıyorlar."

8 Ocak 2009 Süleyman Soylu: "AKP Türkiye'yi uyutma ve uyuşturma projesidir."

26 Ocak 2009 Süleyman Soylu: "Vatandaşın cebinde oydan başka bir şey kalmadı.

Her üç gençten çalışma çağındaki her dört kişiden birisi işsiz."

"BU İKTİDARI 6 AYDA HURDAYA ÇIKARACAĞIM"

10 Şubat 2009 Süleyman Soylu:

"Halk 'işsizlik bitsin' Türkiye komşuları ile barışık bir ülke olsun huzur ve refah olsun diye AKP'ye oy verdi.

Ama her defasında hayal kırıklığına uğradı."

16 Şubat 2009 Süleyman Soylu: "Üniversite bitirmiş her iki kişiden birisi işsiz.

Türkiye'de güçlüler güçsüzleri eziyor."

17 Şubat 2009 Süleyman Soylu: "1980 anayasasının baskıcı gücünden milleti bugüne kadar kurtarmıyorsun sonra da 29 Mart'tan sonra yapacağız diyoruz.

Bu iddiaya kargalar bile güler."

18 Şubat 2009 Süleyman Soylu: "İhaleleri teslim edeceğimiz belediye başkanı aramıyoruz.

Biz kenti teslim edeceğimiz dürüst düzgün belediye başkanı arıyoruz."

24 Şubat 2009 Süleyman Soylu: "Ben 6 ayda bu Tayyip Erdoğan'ın hakkından gelmiyor muyum paçasını aşağı almıyor muyum onu kırmızı kartla oyun dışı bırakmıyor muyum görün bakalım."

24 Şubat 2009 Süleyman Soylu: "Bütün Türkiye duysun ki herkes bilsin ki bugün ülkemin kanını emenlerden hesap sormazsam namerdim."

6 Mart 2009 Süleyman Soylu: "Bu iktidarı 6 ayda hurdaya çıkaracağım."

9 Mart 2009 Süleyman Soylu: "AKP'nin ekonomi politikası nedeniyle memur ve işçi borç batağında.

İşçinin yüzde sekseni memurun yüzde seksen biri borçlu.

Çiftçi mazot gübre parası bulamıyor.

Borçları nedeniyle tarlalarını ipotek ediyor."

10 Mart 2009 Süleyman Soylu: "Türkiye ithalat ülkesi oldu Türkiye bir faiz ülkesi oldu.

Çocuklarımızı yarış atına çevirdiler.

Bir imtihan kalktı üç imtihan koyuldu."

11 Mart 2009 Süleyman Soylu: (Tayyip Erdoğan kendisini Adnan Menderes'e benzetince şu yanıtı verdi) "Menderes'in adını anmak kim sen kim?"

15 Mart 2009 Süleyman Soylu: "Türkiye 7 yıldır mutsuz ve ümitsiz.

Geçtiğimiz seçimlerde halk AKP'ye bir avans verdi.

Ama kullanamadı.

Hiçbir beklentiyi yerine getiremedi.

Millet sıkıntıda.

Herkes endişe içerisinde."

16 Mart 2009 Süleyman Soylu: "Esnaf siftah yapamıyor.

Emekliler ayın sonunu nasıl getiririm diye düşünüyor.

Bu ülkenin temel problemi yönetilememek.

Söz verildiğinde sözü yerine getirmemek.

'yoksulluğu yolsuzluğu bitireceğim' deyip yolsuzluk yapan emekliyi yoksulluğa mahkum eden bir anlayış.

Hükümet Türkiye'yi yarınlara taşımayı becerememiş yarınlara yönelik umutları yıkmıştır."

17 Mart 2009 Süleyman Soylu: "Yüzde 13.

6 işsizlik rakamı Cumhuriyet tarihinin en büyük işsizliğidir.

2007 Aralık ayına göre 800 bin üzerinde bir artış yaşanmıştır.

Borçlar konusunda da Türkiye bu hükümetle beraber tarihi bir rekor kırmıştır."

18 Mart 2009 Süleyman Soylu: "Millet AKP'ye zıkkımı gösterecek."

"AKP İKTİDARI İLE BİRLİKTE TÜRKİYE'NİN 7 YILI HEBA OLDU"

21 Mart 2009 Süleyman Soylu: "YSK'nın tavrı halkı tanımazlıktan kaynaklanmıyorsa hükümetle danışıklı dövüş içerisinde olduklarını zannediyorum.

Bu tavır Türkiye'nin halen ceberut bir devlet olduğunu gösteriyor."

22 Mart 2009 Süleyman Soylu: "Ankara'da yozlaşan siyaseti yeniden eski günlerine döndürmek için mücadele ediyorum.

Çadır tiyatrosu kurulmuş.

Vatandaş inim inim inliyor.

Siz iktidara sarı kart gösterin hükümete kırmızı kartı göstermek bana düşsün."

22 Mart 2009 Süleyman Soylu: "Çiftçiler dünyanın en pahalı mazotunu ve gübresini kullanıyor.

AKP iktidarı ile birlikte Türkiye'nin 7 yılı heba oldu.

Türkiye'de insanlar kredi kartı borçları yüzünden intihar ediyor."

22 Mart 2009 Süleyman Soylu: "İşsizlikten hacizden sıkıldık.

Türkiye'de siyaseti istismar edenlerden siyaseti çekip almak için siyaseti ahlaklı bir zemine almak için yollardayım."

1 Nisan 2009 Süleyman Soylu: "Türkiye'yi barışa bunlar taşıyamaz."

"KIRATLA DOĞDUM KIRATLA BÜYÜDÜM KIRATLA ÖLECEĞİM"

17 Mayıs 2009 Süleyman Soylu: "Kıratla doğdum kıratla büyüdüm kıratla öleceğim."

20 Haziran 2009 Süleyman Soylu: "Türkiye'nin cumhuriyet döneminde üç öteki vardır.

Köylüler dindarlar ve Kürtler Alevi ve azınlıklar.

Son 60 yılda ilk iki meselede öyle veya böyle önemli adımlar atıldı.

Şimdi de Kürt Alevi ve azınlıklar meselesinde.

Türkiye bu sorunlarını çözmek zorunda.

Ancak o zaman cumhuriyet demokrasiyle buluşmuş olur."

27 Temmuz 2009 Süleyman Soylu: "Başbakan Erdoğan sorumluluklarının gereğini yapmıyor.

İktidar işsizlik sağlık ve ekonomi alanlarında başarısız oldu."

2011 Süleyman Soylu: "Bir taraftan Sayın Bahçeli Fethullah Gülen hakkında diğer taraftan İsa Gök yine Fethullah Gülen ve onunla birlikte hizmette bulunan insanlar hakkında ipe sapa gelmez bir merkezden yönetildiği apaçık olan açıklamalarda bulunuyorlar.

Bunu tesadüf olduğunu bana kimse söylemesin.

Türkiye'de 4 yıldan beri hiç kimsenin cesaret edemediği daha önce cesaret edilip bunu canıyla ödeyen insanlardan sonra bu iş için adım atan bir kişi çıktı ve arkadaşlarıyla beraber çıktı evet siyasi irade de bunun arkasında oldu bunun da hakkını teslim etmek lazım ama Türkiye'de olmayan olması hiç birimiz tarafından hayal edilmeyen hepimizin siyasi ve ülkenin geleceğiyle ilgili beynimizi formatlayabileceğimiz bizi yeni bir alana doğru çekti.

Bu ülkenin de haksızlık yapan insanlarının haksızlığının yanına kar kalmayacağını bir tek adam bir işportacının oğlu ortaya koydu.

Bu ağırlarına gitmiş olabilir.

Ankara'da müsteşar yardımcılığı yaparken Ankara'da orada bürokraside bulunurken elbette her hükümete kuyruk sallarken bu adamın aldığı riski Zekeriya özün aldığı riski veya onu arkadaşlarının aldığı riski bunlar almadılar."



https://www.yurtgazetesi.com.tr/gundem/chp-den-suleyman-soylu-yu-anlama-klavuzu-h138547.html

================================

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Turk cocugu ecdadini tanidikca daha buyuk isler yapmak icin kendinde kuvvet bulacaktir.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

53. BIR TANRISAL LUTUF A, SONSUZ IYI VE KUDRETLI BIR ALLAH'A INANILMAZ

"Allah nimet ve ihsanlarinin mutasarrifi degil midir? Kendi malini istedigi gibi kullanmakta ve tasarrufta ozgur degil midir? Malini geri isteyemez mi? Hareket ve durusunun hesabini sormaya yaratiklarinin hicbir hakki yoktur. Kudretindeki eserleri istedigi gibi kullanabilir. Olumlulerin mutlak hukumdari oldugu icin keyfinin istedigi gibi mutluluk ya da felaket dagitir. "

Yaptigi kotulukler nedeniyle bizi avutmak ve gonul almak icin ilahiyatcilarin bize yaptigi aciklama budur. Onlara sunu soylerim: iyilik ve nimetleriyle sonsuz olan bir Allah'in tasarrufu olmaz, belki aklin geregi olarak, iyilik ve nimetlerini yaratiklarinin uzerine sacmaya zorunlu olur. Onlara derim ki, gercekten iyiliksever bir varlik, iyilik yapmaktan, hayir yapmaktan cekinmede kendisinde hak bulmaz. Gercekten comert olan bir kimse, verdigini geri almaz, bunu yapan herkesin tesekkur beklememesi gerekir; ve nankorler vucuda getirdiginden dolayi sizlanmaya, yakinmaya hakki yoktur.

Bu Allah'la insanlar arasinda karsilikli bir anlasma ve yukumlulukler varsayan din ile, ilahiyatcilarin Allah'a atfettikleri zorba ve garip yaratilis nasil birlestirilebilir? Eger Allah'in, yarattiklarina karsi hicbir borcu, hicbir gorevi yoksa, yaratiklarin da Allah'a karsi hicbir borcu, hicbir gorevi olmayabilir. Her din, "bana uyunuz, beni seviniz, bana ibadet ediniz, ben de sizi mutlu edecegim" dedigi varsayilan tanrisalliktan insanlarin beklemekte kendilerini hakli zannettikleri mutluluk uzerine kuruludur. Insanlar da "Bizi mutlu ediniz, sozlerinize sadik kaliniz, biz de sizi sevecegiz, yasalariniza uyacagiz" diyor. Yarattiklarinin mutlulugunu ihmal etmekle, teveccuh ve iltifatlarini keyfi olarak dagitmak ve armaganlarini geri almakla, Allah, her dine "temel" hizmetini goren anlasmayi bozmuyor mu, yirtmiyor mu? Ciceron hakli olarak, "Allah insana kendisini sevdirmezse onun Allah'i olamaz" demisti. Tanrisalligi iyilik olusturur; bu iyilik ancak insanin hissettigi mutluluklarla ortaya cikar, insan mutsuz olur olmaz bu iyilik ve onunla birlikte tanrisallik da yok olur; sonsuz bir iyilik ne taraf tutucu, ne de ayricalikci olabilir. Eger Allah sonsuz iyiyse butun yarattiklarini mutlu etmelidir.

Sinirsiz ve sonsuz bir iyilik fikrini yok etmek icin tek bir mutsuz yeterlidir.

Sonsuz iyi ve guclu olan bir Allah'in ulkesinde tek bir insanin sikinti icinde olmasini havsala alir mi? Sikintili olan bir hayvan, bir peynir kurdu dahi, tanrisal lutfa, Allah'in sonsuz iyiliklerine karsi, yenilmeyen, itiraz kabul etmez kanitlar olurlar.

Ilahiyatcilara gore, bu dunyanin keder ve acilari, suc isleyen insanlarin ilahiyat katindan uzerlerine cektikleri ve hak ettikleri cezalardir. Ancak insanlar nicin sucludur? Eger Allah her seye kadir ise, "Bu dunyada her sey duzen ve intizam uzerine bulunsun, butun uyrugum, iyi, masum, her kusurdan ve gunahtan arinmis olsun, mutlu olsun!" demek, onun icin "Her sey olsun!" demekten daha mi masraflidir? Daha mi cok zahmetlidir? Bu kadar mutlak guclu olan Allah'in, eserini noksan ve kusurdan arinmis olarak vucuda getirmesi, bu kadar kusurlu, bu kadar kotu yapmasindan daha mi zordu? Insanlarin yoklugu ile mutlu ve bilgili olarak var olmalari arasindaki boyut, insanlarin yokluguyla budala ve sefil olarak var olmalari arasindaki boyuttan daha mi fazlaydi?

Din bize bir cehennemden, yani Allah'in sonsuz kerem, lutuf ve iyiligine ragmen, insanlarin pek cogu icin sonsuz izdiraplar sakladigi mahpesten, sonsuz acilar veren yerden soz ediyor. Dolayisiyla, insanlari bu dunyada pek mutsuz kildiktan sonra, Allah'in onlari ahirette daha cok mutsuz kilabilecegini dolayli olarak anlatiyor. Bu duruma karsi, "O zamanda, Allah'in iyiligi yerine adaleti gecer" diyerek isin icinden cikiyorlar. Ancak bir buyuk ki, en korkunc eziyete yer verir; o sonsuz degildir, sonsuz bir iyilik degildir. Ote yandan sonsuz kotu olan bir Allah'a, degismez bir varlik gozuyle bakilabilir mi? Merhametsiz bir kahirla, gazapla dolu olan ve bir adi da kahhar (batinci yok edici) olan bir Allah, kendisinde, merhametin, ayirt etmeksizin herkesi korumanin (rahmanulrahimligin) ve iyiligin, "golgesi" olsun bulunabilen bir Allah midir?

- - - - - - - - - - - - -
...Bize duymak istediklerimizi soyleyen kitaplari severiz...

George Orwell1984

- - - - - - - - - - - - -
IMAN Sagduyunuzun, dogru olmadigini soyledigi seye inanma ugrasi.

HUBBARD,ELBERT (1856-1915) ABD'li yazar.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder