25 Temmuz 2021 Pazar

BÜLENT ESİNOĞLU : LONDRA MAHKEMELERİ YETKİLİDİR

BÜLENT ESİNOĞLU : LONDRA MAHKEMELERİ YETKİLİDİR

01 Temmuz 2021 19:51

Erdoğan'ın "Londra mahkemeleri sizden bunu söke söke alır" şeklinde konuşması ülkemizin nasılda çok uluslu şirketlere teslim edildiğini açıklaması bakımından çok büyük bir ifşaattır.

Çok uluslu şirketlerin ulus devlet yetkilerini nasıl da yavaş yavaş eline geçirmesinin ilk basamağı Tahkim Yasası olarak da bilinen yasalardır.

Eğer yurt dışından borç alarak yaptığınız her işin şartnamesini çok uluslu şirketler yapar. Siz de altına imzanızı atarsınız. Artık o konuda sizin söyleyecek sözünüz kalmaz.

Hükümet değişti. O şartnamede yazılı olan şartlar Türk devletinin ve halkının aleyhineydi ben tanımıyorum dediğinizde hiçbir çok uluslu şirket size kredi açmaz. Geçmiş borçlarınızın ana paraları ve faiz dahil hepsini aynı anda ister.

Muhalefet dedi ki "bu soygun şartnamelerini ben kabul etmeyeceğim. Şimdiden söylüyorum ödemelerini de yapmayacağım. "

Eğer bir sözleşmeyi imzalamışsanız ve sözleşmede Londra Mahkemeleri yazıyorsa borcunuzu son kuruşuna kadar ödemek durumundasınızdır. Mesele bu sözleşmeyi yapmadan önce düşünmektir.

Aslında emperyalizm ulus devleti sözleşmeler ve mukaveleler yolu ile teslim alır.

Emperyalizm demek; emperyalizm ile yapılan sözleşmelerde emperyal tarafın size dikte ettiği maddeleri kabul etmek demektir.

Çok uluslu şirketler ile yapılan her sözleşme aslında ulus devletten koparılan önemli parçadır.

Her sözleşme ülke bağımsızlığından bir parça koparır. En sonunda da sizi yöneten siyaset biçimine varır. Ekonomik olarak da siyasi olarak da sizi yönetir duruma ulaşır.

Osmanlının Kapitülasyonlardan doğan borçlarını 1954 yılına kadar nasıl ödedikse kapitülasyonlardan da daha feci olan Erdoğan borçları da öyle ödeyeceğiz.

Şartnameler yolu ile egemenlik devri sadece fahiş ödemeler bilançosu değildir. Sözleşmede ödemeler dövizle yapılacak dediğinizde Türk parasını da devreden çıkarmış oluyorsunuz.

Londra Mahkemeleri yetkilidir dediğinizde Türk mahkemelerini de devre dışı yapıyorsunuz. Türk parasını yavaş yavaş tasfiye- şimdilerde değer kaybı diyorlar- yargının tasfiyesi aslında devletin tasfiyesi anlamına gelmektedir.

Parası mahkemeleri sözleşmeleri geçerli olmayan bir devletin egemenliğinden söz edilebilir mi?

Borçlanmak ve borçlanırken borç verenin şartlarına boyun eğmek yavaş yavaş devletimizi yok saymak anlamına gelir.

Neden Cumhuriyetin kurucuları borçtan çok korkarlardı her borç egemenliğe vurulan bir darbedir de ondan.

Evet geldiğimiz yer; Osmanlının son geldiği yerdir. Vahdet'inin "Saltanat kasın tüm Osmanlı toprakları İngilizlerin olsun" dediği yere geldik.

Mevcut iktidar "iktidarım kalsın yeter gerisi ne olursa olsun" anlayışının Osmanlının son yıllarında ki anlayıştır.

https://www.altinovagazete.com/londra-mahkemeleri-yetkilidir-makale 2246.html

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

(İman ilminde fetva vermekle vazifelendim) diyor. (Said Nursi Mektubatı 29. Mek. s.403)

Said Nursi 'den zırvalar.

- - - - - - - - - - - - - - - -

Şeytandan Bir Not; Ben daha iyisini yapana dek en iyisi Kadınlar. :)

Bilinmeyen Birisi

- - - - - - - - - - - - - - - -

Absentem lædit, qui cum ebrio litigat
Sarhosla kavga eden, yerinde olmayan birini dover (Publius Syrus, Sentences)

Latin Atasozu

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ömer Hayyam Bütün Dörtlükler [ 343. - 389 ]

Şu senin benim dediğimiz toprak neyimizdir
Birkaç günlük cennetimiz cehennemizdir
Bugün su içtiğin şu testi toprak olunca
Mezarına atılır belki bir gün, kim bilir.

ŞARAB: Arapça, içecek şey, anlamında bir kelime. Aşk ve mahabbet anlamına kullanılır. Coşkun aşk halleri ki, bu durumdaki kişi aşkta sadakat imtihanından geçer. Kemale erenlerin hali budur. Bu kelimeyle ilgili bazı deyimler şunlardır:
Şaraphane : Melekût âlemi, kâmil arifin iç dünyası.
Şarab-ı Puhte: Yıllanmış, kıvamını bulmuş şarap. Her türlü kayıttan, sınırlamadan kurtulmuş saf ve mücerred zevk.
Şarab-ı ham : Çiğ şarap. Dünyevî zevk ile karışık hayat.
Şarap-ı Tevhîd : Allahın zâtında mahvolup, her türlü maddî bağdan kurtulma.
İki türlü şarap vardır: Biri maddî, dünyevi, alkol ihtiva eden içilmesi haram olan içki, ki bu insanı içince sarhoş eder. Diğer şarap ise, aşk şarabıdır. Allahı sevmekten kaynaklanan zevkin sonucu olarak ortaya çıkan bir tür mestlik, melankoli hâli. Sûfîler bu bakımdan, içmeden sarhoş olanlardır, diye tanımlanır. Marifet, içmeden, manâ sarhoşu olmaktadır. Her iki sarhoşta ortak bazı özellikler vardır. Bunlardan biri, her ikisi için dış âlemin bir anlamı yoktur; sarhoşluk, her iki grubu dış dünya ile alakalı bir takım ilgilerden kesmiştir, ikisi arasındaki pek çok farktan bir diğeri de, şudur: : Mânâ sarhoşunda, karaciğerden kaynaklandığı söylenen bir tür iç hararet, maddî şarab içende bulunmaz.

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ömer Hayyam Bütün Dörtlükler [ 367. - 389 ]

Gül der ki yüzüm yüzlerden güzelken
Ezer suyumu çıkarırlar bilmem neden.
Bülbül de şöyle der ona sanki içinden:
Bir yıl dert çekmeden var mı bir gün sevinen?

ŞARAB: Arapça, içecek şey, anlamında bir kelime. Aşk ve mahabbet anlamına kullanılır. Coşkun aşk halleri ki, bu durumdaki kişi aşkta sadakat imtihanından geçer. Kemale erenlerin hali budur. Bu kelimeyle ilgili bazı deyimler şunlardır:
Şaraphane : Melekût âlemi, kâmil arifin iç dünyası.
Şarab-ı Puhte: Yıllanmış, kıvamını bulmuş şarap. Her türlü kayıttan, sınırlamadan kurtulmuş saf ve mücerred zevk.
Şarab-ı ham : Çiğ şarap. Dünyevî zevk ile karışık hayat.
Şarap-ı Tevhîd : Allahın zâtında mahvolup, her türlü maddî bağdan kurtulma.
İki türlü şarap vardır: Biri maddî, dünyevi, alkol ihtiva eden içilmesi haram olan içki, ki bu insanı içince sarhoş eder. Diğer şarap ise, aşk şarabıdır. Allahı sevmekten kaynaklanan zevkin sonucu olarak ortaya çıkan bir tür mestlik, melankoli hâli. Sûfîler bu bakımdan, içmeden sarhoş olanlardır, diye tanımlanır. Marifet, içmeden, manâ sarhoşu olmaktadır. Her iki sarhoşta ortak bazı özellikler vardır. Bunlardan biri, her ikisi için dış âlemin bir anlamı yoktur; sarhoşluk, her iki grubu dış dünya ile alakalı bir takım ilgilerden kesmiştir, ikisi arasındaki pek çok farktan bir diğeri de, şudur: : Mânâ sarhoşunda, karaciğerden kaynaklandığı söylenen bir tür iç hararet, maddî şarab içende bulunmaz.

- - - - - - - - - - - - - - - -

Tarihsiz tekamul olmaz.

Peyami Safa

- - - - - - - - - - - - - - - -

DAR KALIP
. . . . . .
Insanlar icinden kurtulup, ne zaman
Aynamla bas basa, yapayalniz kalsam,
Akislerle susup, nihayet bir insan
Oldugumu bana hatirlatir aynam.
Aynam, aynam bana bir devle bir cuce
Halinde gosterir icimle disimi.
Bu muthis tezadi duyup dusundukce.
Nasil zaptedeyim ben haykirisimi

Cahit Sitki TARANCI

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ömer Hayyam Bütün Dörtlükler [ 24. - 389 ]

Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz:
İki başımız var, bir tek bedenimiz.
Ne kadar dönersem döneyim çevrende:
Er geç baş başa verecek değil miyiz?

ŞARAB: Arapça, içecek şey, anlamında bir kelime. Aşk ve mahabbet anlamına kullanılır. Coşkun aşk halleri ki, bu durumdaki kişi aşkta sadakat imtihanından geçer. Kemale erenlerin hali budur. Bu kelimeyle ilgili bazı deyimler şunlardır:
Şaraphane : Melekût âlemi, kâmil arifin iç dünyası.
Şarab-ı Puhte: Yıllanmış, kıvamını bulmuş şarap. Her türlü kayıttan, sınırlamadan kurtulmuş saf ve mücerred zevk.
Şarab-ı ham : Çiğ şarap. Dünyevî zevk ile karışık hayat.
Şarap-ı Tevhîd : Allahın zâtında mahvolup, her türlü maddî bağdan kurtulma.
İki türlü şarap vardır: Biri maddî, dünyevi, alkol ihtiva eden içilmesi haram olan içki, ki bu insanı içince sarhoş eder. Diğer şarap ise, aşk şarabıdır. Allahı sevmekten kaynaklanan zevkin sonucu olarak ortaya çıkan bir tür mestlik, melankoli hâli. Sûfîler bu bakımdan, içmeden sarhoş olanlardır, diye tanımlanır. Marifet, içmeden, manâ sarhoşu olmaktadır. Her iki sarhoşta ortak bazı özellikler vardır. Bunlardan biri, her ikisi için dış âlemin bir anlamı yoktur; sarhoşluk, her iki grubu dış dünya ile alakalı bir takım ilgilerden kesmiştir, ikisi arasındaki pek çok farktan bir diğeri de, şudur: : Mânâ sarhoşunda, karaciğerden kaynaklandığı söylenen bir tür iç hararet, maddî şarab içende bulunmaz.

- - - - - - - - - - - - - - - -

De omni re scibili et quibusdam aliis
Butun bilinebilir ve bazi diger seyler hakkinda
(15. yy. Italyan okulu)

Latince Atasozleri
OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
0
- - - - - - - - - - - - -
Bilgeligin baslangici, bir tanrinin ya da tanrilarin bizi yarattigina dair yeterli kanit olmadiginin farkindaligina ve kaderimizin kendi ellerimizde oldugunun bilincine sahip olmaktir.

KURTZ,PAUL (1925) ABD'li filozof ve yazar.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 8 Yer bakimindan uygulama

1) Turkiye de islenen suclar hakkinda Turk kanunlari uygulanir. Fiilin kismen veya tamamen Turkiye de islenmesi veya neticenin Turkiye de gerceklesmesi halinde suc Turkiye de islenmis sayilir.
2) Suc
a Turk kara ve hava sahalari ile Turk karasularinda
b Acik denizde ve bunun uzerindeki hava sahasinda Turk deniz ve hava araclarinda veya bu araclarla
c Turk deniz ve hava savas araclarinda veya bu araclarla
d Turkiye nin kit a sahanliginda veya munhasir ekonomik bolgesinde tesis edilmis sabit platformlarda veya bunlara karsi
Islendiginde Turkiye de islenmis sayilir.


- - - - - - - - - - - - -
Nefi

Bize kafir demis mufti efendi
Dutalim ben ana diyem Muselman
Varildikta yarin divan-i Hakk'a
Ikimiz de cikariz anda yalan.

- - - - - - - - - - - - -
0
- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder