EROL MANİSALI : AKP BÜTÜN GEMİLERİ YAKTI MI?
20 Temmuz 2021 Salı
Evet bu soru Türkiye'deki büyük çoğunluğun kafasını kurcalıyor: AKP üst yönetimi "kutuplaştırmayı ve ötekileştirmeyi öne çıkararak" baskı ve gerginleşme dozunu sürekli yükselterek demokrasiye dönüş yollarını tamamen mi kapattı?
○ Adalet sisteminin giderek "sisteme bağlı hale getirilmesi"
○ Devlet kurumlarının "AKP'leştirilmeleri"
○ Tek adam rejimi ile dozu giderek yükseltilen otoriter bir rejimin uygulanmaya başlanması
○ Ekonomiden güvenliğe "muhalefetin yaşama olanaklarının" yavaş yavaş yok edilmesi demokrasiye dönüşün yolunu kapatmanın araçları olmuyor mu?
○ Bahçeli'nin "seçim ve sonrası" ile ilgili açıklamaları olağanüstü halin tekrar uzatılması antidemokratik güdülerin egemen olmasına ve demokrasiye dönüşü psikolojik ve fiili olarak ortadan kaldırmaya yönelik uygulamalar değil mi?
○ Ekonomik kaynakların kullanımındaki "planlı denetimsizlik" ve iktisadi gücün antidemokratik merkezlerde birikmesi "demokrasiye dönüşteki en büyük engellemelerden birisi olmuştur". Bu iktisadi güç odakları "sağladıkları haksız kazanımları ellerinden bırakmamak için demokrasiye dönüşü engellemek isteyeceklerdir". İş yerel ve ulusal düzeyden öteye dış güç odaklarına kadar da taşınmıştır.
Kimi uluslararası kurumlara sağlanan "ulusal çıkarlarımızla çelişen imtiyazlar" özellikle sunulmakta ve onların iktidar için desteği alınmak istenmektedir.
○ İçeride ve dışarıda iktidarın yaptığı hukuk dışı hatalar iktidar için büyük bir risk oluşturuyor. İktidardan düşülürse içeride ve dışarıda büyük hukuki sorunlarla karşı karşıya kalacaklardır.
Bütün bunlar iktidarın "her ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak" gibi bir hedefe yönelmesine yol açıyor.
Yıllardır üzerinde durduğum ve yazılarımda değerlendirdiğim "sürdürülebilir üstünlükler kuramı" AKP'yi bütün gemileri yakmaya zorlamıştır: "Ya hep ya hiç veya her şey ya da hiçbir şey" olarak tanımlayacağımız bir durumdur bu: çıtayı "sürekli yükseltmek" AKP için kaçınılmaz hale gelmiştir. İşte bu nedenle gerek iç gerekse dış ilişkilerde inanılmaz yanlış uygulamalar ile yüz yüze geliyoruz.
Bir yanlışın başka bir yanlışla çözülmesi gibi bir sarmal ve hatalar zinciri ortaya çıkıyor. Aynen Prof. Brian Arthur'un "karmaşa" kuramında olduğu gibi. Faul yaptıktan sonra hakeme de itiraz ederek kırmızı kart gören futbolcunun durumu gibi: halk istemese de zorla yapılmak istenen İstanbul Kanalı gibi…
EVET TOP GERÇEKTEN MUHALEFETTE…
Eğer muhalefet yüz yüze geldiğimiz bu olağanüstü koşullarda bile "demokrasi cephesinde her türlü özveride bulunarak birleşemiyorsa: parti içi hesaplarda ve parti içi liderlik kavgalarında kalıyorsa" onlar da en az iktidar kadar suçlu duruma düşeceklerdir.
Ve doğal olarak tüm sivil toplum kurumlarının: çiftçiden esnafa işçiden işsize öğretmenden doktora iş insanından sanatçıya ama herkesin demokrasiye dönüş için elini taşın altına koymaları gerekir. HDP ile İYİ Parti demokrasi cephesi için işbirliği yapamıyorlarsa aman "taban ne der" korkusuna girmişlerse her iki parti yönetimi de en az AKP yönetimi kadar suçlu duruma düşerler. Çünkü esas olan demokrasiye ulaşmaktır.
Tuhaf gelecek ama bugün demokrasiye en fazla gereksinimi olan AKP'dir. Çünkü demokrasiden 2002'den beri adım adım uzaklaşarak 83 milyonun bugün yaşamakta olduğu olağanüstü krizle karşı karşıya gelmesine yol açmışlardır.
Geçen hafta nefretle andığımız 15 Temmuz darbe girişimi "emperyalizmin FETÖ üzerinden siyasal İslamı kullanarak Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmak için" yapılmıştı. Demokrasiye dönüş emperyalizmin ve siyasal İslamın hâlâ sürdürmek istediği bu süreci de ortadan kaldıracaktır.
İnsanoğlu için hatadan dönmek en büyük erdemdir. Hâlâ 1 Mart 2003 tezkeresinde "kimi AKP'liler de karşı oy kullanabildiler diye" onlarla iftihar ediyoruz. Hatadan dönme erdemini gösterebilen birkaç kişi için... Zaten ABD'nin ve emrindeki siyasal İslamcı FETÖ'cülerin 15 Temmuz'a getiren süreci TBMM'nin bu ret kararından sonra Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı hızlandırılmadı mı... İktidardaki AKP kadar muhalefetin de 15 Temmuz darbesini kınarken bu gerçeği iyi görmesi gerekir…
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/erol-manisali/akp-butun-gemileri-yakti-mi-1853899
- - - - - - - - - - - - - - - -
Yuksek fikirler, yuksek daglara benzer, alisik olmayanlari urkutur.
CENAP SAHABETTIN
- - - - - - - - - - - - - - - -
Bir babanin cocuklarina verebilecegi en buyuk hediye annelerini sevmektir.
Anonim
- - - - - - - - - - - - - - - -
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz.
Ugur mumcu
- - - - - - - - - - - - - - - -
Sen Varsın Orda
Aşkımın temeli sen bir alemsin
Sevgi muhabbetsin dilde kelamsın
Merhabasın dosttan gelen selamsın
Duyarak alırım sen varsın orda
Saklarım gözümde güzelliğini
Her neye bakarsam sen varsın orda
Kalbimde gizlerim muhabbetini
Koymam yabancıyı sen varsın orda
Çeşitli çiçekler yeşil yapraklar
Renklerin içinde nakşını saklar
Karanlık geceler aydın şafaklar
Uyanır cümlâlem sen varsın orda
Mevcudiyette olan kudreti kuvvet
Senden hasıl oldu sen verdin hayat
Yoktur senden başka ilânihayet
İnanıp kanmışım sen varsın orda
Hu çeker iniler çalınan sazlar
Kükremiş dalgalar coşar denizler
Güneş doğar perdelenir yıldızlar
Saçar kıvılcımlar sen varsın orda
Veysel'i söyleten sen oldun mutlak
Gezer daldan dala yorulur ahmak
Sen ağaç misali biz dalda yaprak
Meyva çekirdeksin sen varsın orda
Aşık Veysel
- - - - - - - - - - - - - - - -
Ömer Hayyam Bütün Dörtlükler [ 52. - 389 ]
Dünya üç beş bilgisizin elinde;
Onlarca her bilgi kendilerinde.
Üzülme; eşek eşeği beğenir:
Hayır var sana kötü demelerinde.
ŞARAB: Arapça, içecek şey, anlamında bir kelime. Aşk ve mahabbet anlamına kullanılır. Coşkun aşk halleri ki, bu durumdaki kişi aşkta sadakat imtihanından geçer. Kemale erenlerin hali budur. Bu kelimeyle ilgili bazı deyimler şunlardır:
Şaraphane : Melekût âlemi, kâmil arifin iç dünyası.
Şarab-ı Puhte: Yıllanmış, kıvamını bulmuş şarap. Her türlü kayıttan, sınırlamadan kurtulmuş saf ve mücerred zevk.
Şarab-ı ham : Çiğ şarap. Dünyevî zevk ile karışık hayat.
Şarap-ı Tevhîd : Allahın zâtında mahvolup, her türlü maddî bağdan kurtulma.
İki türlü şarap vardır: Biri maddî, dünyevi, alkol ihtiva eden içilmesi haram olan içki, ki bu insanı içince sarhoş eder. Diğer şarap ise, aşk şarabıdır. Allahı sevmekten kaynaklanan zevkin sonucu olarak ortaya çıkan bir tür mestlik, melankoli hâli. Sûfîler bu bakımdan, içmeden sarhoş olanlardır, diye tanımlanır. Marifet, içmeden, manâ sarhoşu olmaktadır. Her iki sarhoşta ortak bazı özellikler vardır. Bunlardan biri, her ikisi için dış âlemin bir anlamı yoktur; sarhoşluk, her iki grubu dış dünya ile alakalı bir takım ilgilerden kesmiştir, ikisi arasındaki pek çok farktan bir diğeri de, şudur: : Mânâ sarhoşunda, karaciğerden kaynaklandığı söylenen bir tür iç hararet, maddî şarab içende bulunmaz.
- - - - - - - - - - - - - - - -
Goz kirpacak kadar bir zamanda her sey degisebilir. Ama merak etme, Tanri asla goz kirpmaz
Ohio'lu 90 yasindaki Regina Brett'in kaleminden
- - - - - - - - - - - - - - - -
ASK -Asktir sadeden gonulleri
Perisan, berbat eden gonulleri
Ask soyletir en yanik turkuleri
Ay buluta girdigi gecelerde
Cahit Sitki TARANCI
- - - - - - - - - - - - - - - -
Gerçek; susuz yenen bir portakaldır.
Charles Bukowski Sözleri / Heinrich Karl Bukowski / Bilge Sözleri
- - - - - - - - - - - - - - - -
Insanlara yapilacak en buyuk iyilik, onlara akillarini kullanmayi
ogretmektir.
Molliere
0
- - - - - - - - - - - - -
Bilgeligin baslangici, bir tanrinin ya da tanrilarin bizi yarattigina dair yeterli kanit olmadiginin farkindaligina ve kaderimizin kendi ellerimizde oldugunun bilincine sahip olmaktir.
KURTZ,PAUL (1925) ABD'li filozof ve yazar.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner
- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 8 Yer bakimindan uygulama
1) Turkiye de islenen suclar hakkinda Turk kanunlari uygulanir. Fiilin kismen veya tamamen Turkiye de islenmesi veya neticenin Turkiye de gerceklesmesi halinde suc Turkiye de islenmis sayilir.
2) Suc
a Turk kara ve hava sahalari ile Turk karasularinda
b Acik denizde ve bunun uzerindeki hava sahasinda Turk deniz ve hava araclarinda veya bu araclarla
c Turk deniz ve hava savas araclarinda veya bu araclarla
d Turkiye nin kit a sahanliginda veya munhasir ekonomik bolgesinde tesis edilmis sabit platformlarda veya bunlara karsi
Islendiginde Turkiye de islenmis sayilir.
- - - - - - - - - - - - -
Nefi
Bize kafir demis mufti efendi
Dutalim ben ana diyem Muselman
Varildikta yarin divan-i Hakk'a
Ikimiz de cikariz anda yalan.
- - - - - - - - - - - - -
0
- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur-gundem@googlegroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc |
Grup Sayfamiz | : | https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum. Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim. Videolar, resimler, makaleler falan. | : | http://insulaelibertatis.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder