26 Temmuz 2021 Pazartesi

HABİP HAMZA ERDEM : SURİYE’DEN BETER

HABİP HAMZA ERDEM : SURİYE'DEN BETER

HABİPHAMZA@GMAİL. COM

Kim ne derse desin Türkiye 'Suriye'den beter olmuştur' nokta.

Bunu LEVENT GÜLTEKİN gibi kimi gazeteciler dillendiriyorlar diye söylemiyorum.

Ne de SEDAT PEKER'in açıklamaları üzerine aklıma gelen bir şey değil.

Tam on yıldır benzer şeyleri düşünüyor ve kimi zaman yazıyordum.

Ama aklıevvel ya da akılları başlarının beş parmak üzerinde olan koca koca adamalar gülüp geçiyorlardı.

Siyasetçi mi dersiniz asker mi gazetece mi yoksa 'siyaset bilimci'ler mi ne; hepsini toplasanız bir...

Bir aklıbaşında adam etmez.

On yıldır yazıyordun da niye on yıl boyunca olmadı diyebilirler.

Oysa oldu ama siz göremediniz.

Gerçi 'beterin beteri de var' ve siz onu bekliyor olabilirsiniz.

Örnek olsun 17-25 oldu mu olmadı mı?

MİT tırları SEDAT PEKER tırları SADAT tırları oldu mu olmadı mı?

Birleşmiş Devletler'de (kimileri Milletler diyor ki çok uygun değildir) BİLAL ERDOĞAN tırları belgeli ve kayıtlı mıdır değil midir?

YAŞAR (songülen iyi) LER Jandarma Genel Komutanı ve ardından Genelkurmay Başkanı oldu mu olmadı mı?

HULUSİ (derinden) AKAR Genelkurmay başkanı ve sonra Başkomutan birinci yardımcısı oldu mu olmadı mı?

İkinci en büyük üçkâğıtçı uyuşturucu kaçakçısı MURDAR BİNALİ bu ülkede 'Başbakan' oldu mu olmadı mı?

SOYSUZ SÜLEYMAN İçişleri Bakanı oldu mu olmadı mı?

Silivri'den 'Kınından çıkmış kılıç' gibi olanlar kılıcı SOYSUZ SÜLEYMAN'ın eline verdiler mi vermediler mi?

Sahte 15 Temmuz Darbesi oldu mu olmadı mı?

Bu 'DARBE PALAVRASI' dolayısıyla yüzbinlerce silah ve mühimmat bu 'VATAN VE MİLLET DÜŞMANLARI'na dağıtıldı mı dağıtılmadı mı?

Bunların içinden bir 'KANCIK' en az elli komşusunu vuracağını alenen dillendirdi mi dilendirmedi mi?

Çalıp-çırpma ve talanı ise saymakla bitmez.

Anayasadışılık ve yasadışılıkta hiçbir ülke Türkiye ile yarışamıyor zaten.

Demek ki 'Suriye'den beter' olmuşuz da siz ayırdına varamamışsınız.

Şu farkla ki bugün BEŞAR ESAD iktidarı muhalefete devretse köşesine çekilerek çoluk-çocuğu ile bir düzen kurup 'Eski Devlet Başkanı' diye anılabilir.

Ancak ve ne var ki onca yalvarmasına para-pul (ki ganimettir) önermesine; olmadı her türlü 'HİLE VE DESİSE'ye yönelmesine giderek kumpaslar ve şantajlar kotarmasına karşın Sizinki 'Eski Devlet Başkanı' olarak anılabilecek midir?

Hiç zannetmiyorum.

Demek ki şu anda bile 'Suriye'den beter' olmuşsunuz da haberiniz yok.

Gelelim bu yazının biçemine. .

Efendim 'akademik bir üslûp' olmamış diyenleriniz olacaktır.

Eskiler 'Böyle başa böyle tarak' derler ya tam da öyle işte.

'Erken seçim' olacak mı olmayacak mı Alaca Karanlık Partisi'nin oyları düştü mü düşmedi mi 'Devlet'in onuru kaldı mı kalmadı mı borsa/dolar indi mi kalktı mı türü 'terane'lerle uğraşmak yerine tam on yıldır bu herifleri iktidardan indirmenin bir yolunu bulacaktınız.

Ki tam on kez iktidardan düşürme fırsatı doğmuştu.

Onunu da boşa harcadınız.

Korkarım onbirincisini de boşa harcayacaksınız.

Şimdi kalkıp bana 'aile terbiyesi' 'akademik terbiye' 'Devlet terbiyesi' vermeye kalkmayın sakın.

Yüzon kez yazdım yüzonbirincisi olsun; siz bu 'İktidara müstehaktınız' hakketiğinizi çekiyorsunuz.

Türkiye'yi 'Suriye'den beter' duruma düşürmekte hepinizin payı var.

Çünkü ne 'hayatta en hakiki mürşid' olarak 'BİLİM'i kavradınız; ne 'KEMALİZMİN İLKELERİ'ni anladınız; ne 'DEMOKRASİ'NİN ERDEM'lerinden haberiniz oldu ve ne de 'ÇAĞDAŞ'lık nedir tasarlayabiliyorsunuz.

'İNSANLIK ONURU' denilen 'şey'e girmiyorum.

Çok ağır olacak biliyorum ama pek nasiplenmemişsiniz be birader.

Önce kendimizi sorgulamayı öğrenelim diyorum.

Sahte burjuva kavramlarının gerisine saklanmadan ama. .

Gerisi kediliğinden gelecektir inanın.

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ars artis gratia
* * *
Sanat sanat icindir.

Latin Atasozu

- - - - - - - - - - - - - - - -

Belki Yine Gelirim

(Cemile Çakır hocaya)

Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü
Bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa
bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse
ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de
yırtılan ve parçalanan birşeyler olmalı mutlaka
hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler

Oysa ne kadar sakin bu sokaklar ve bu kent
ne kadar dingin görünüyor bana şimdi gökyüzü

Gidenler nerde kaldılar, özledim gülüşlerini
bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki
onlardı çocuklara ve aşka ölesiye bağlanan
kadınları güzelleştiren herhalde onlardı
"Tükürsem cinayet sayılır" diyordu birisi
tükürsek cinayet sayılıyor artık
ama nerde kaldılar, özledim gülüşlerini onların

Uzun uzun bakıyorum kıvrılan sokaklara
tek yaprak bile kımıldamıyor nedense
ve tek tek söndürüyor ışıklarını varoşlar
alnımı kırık bir cama yaslıyorum, kanıyor
kanımın pıhtılarında güllerin serinliği
ve fakat bir cellat gibi yetişiyor pusudaki
Dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

Yaşamak neleri öğretiyor, düşünüyorum
okuduğum bütün kitaplar paramparça
çıkıp dolaşıyorum akşamüstleri bir başıma
bir uçtan bir uca yalnızlıklar oluyor kent
bulvar kahvelerinin önünden geçiyorum
sırnaşık aydınlar, arabesk hüzünler
bir gazete sayfasında sereserpe bir yosma

Sesler gittikçe azalıyor, kuşlar azalıyor
ve ne zaman yolum düşse vurulduğun yere
kızgın bir halka oluyor boynumda o sokak
Hüznü yalnız atlarımız duyuyor artık
biz çoktan unutmuşuz böyle şeyleri
ama içimde bir sırtlanın dalgın duruşu
ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

İçimde zaptedilmez bir kırma isteği
dizginlerini koparan bir at sanki bu
soluksoluğa kalıyorum her sonbahar
ve sevgilim ne zaman hoşgörülü olsa
bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum
bütün gençliğim böylece geçip gitti işte
ama hala bir şeyler var vazgeçemediğim

Hangi duvar yıkılmaz sorular doğruysa
birgün gelirsek hangi kent güzelleşmez
şiirlerim bir dostun vurulduğu yerde yakıldı
geri almıyorum külleri yangınlar çıksın diye
Devriyeler çıkart şimdi, bütün ışıklarını söndür
sorduğum hiçbir soruyu geri almıyorum ey sokak
ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa
bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem
oysa ne kadar sakin sokaklar, kent ve bütün yeryüzü
ipince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne
sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz
Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün

Ahmet Telli

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Yaratılışçılık yanlıştır.
Tümüyle, açıkça ve kesinlikle yanlıştır.
Daha da gidebilirim.
Yanlışlığın dereceleri vardır.
Yaratılışçılar ölçeğin en dibindedir.
Kendi pozisyonlarının doğruluğunu iddia edebilmek için, bilinen tüm entrikaları kullanırlar.
Hatta pek çok kez, açıkça, dürüstlükten uzaklaşırlar.
Bilimsel yaratılışçılık sadece yanlış değildir, aptalca bir şekilde imkânsızdır.
İnsan düşüncesinin grotesk bir parodisi ve insan zekâsının açık bir yanlış kullanımıdır.
Kısacası, inançlı biri için, yaratılışçılık teorisi Tanrı'ya hakarettir."

Michael Ruse

- - - - - - - - - - - - - - - -

Boş bir çuvalın dik durması zordur.

Benjamin Franklin

- - - - - - - - - - - - - - - -

Sorun bana beni yitirmeden; Cunku andolsun Allah'a, Kur'an'da hicbir ayet yoktur ki nicin ve kimin hakkinda indi, nerde indi, duzlukte mi, daglikta mi, hepsini de en iyi bilenim ben.

Hz.Ali

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Erdem ve kabiliyet yönünden üstün olan kimselerin arkasından gitmek ve onlara uymak doğrudur."

Aristo

- - - - - - - - - - - - - - - -

Otur oturduğun yerde, sen benim memurumsun

Bülent ARINÇ, Başbakan Yardımcısı

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Sizden önce geçen İns-ü Cin topluluklarıyla birlikte ateşe girin," dedi.
Her ne zaman bir topluluk girdiyse bir öncekine lanet etti.
Hepsi oraya vardığında sonrakiler öncekiler için:
"Rabbimiz, bizi bunlar saptırdı.
Bunlara ateşten bir kat daha fazla azap ver," dediler.
"Hepsi için iki kat vardır. Ancak bilmezsiniz," dedi.

A'râf / 38

- - - - - - - - - - - - - - - -

Barbarus hic ego sum quia non intellegor ulli
Beni burda barbar sayiyorlar, cunku beni anlamiyorlar.

Latin Atasozu
OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
0
- - - - - - - - - - - - -
Bilgeligin baslangici, bir tanrinin ya da tanrilarin bizi yarattigina dair yeterli kanit olmadiginin farkindaligina ve kaderimizin kendi ellerimizde oldugunun bilincine sahip olmaktir.

KURTZ,PAUL (1925) ABD'li filozof ve yazar.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 8 Yer bakimindan uygulama

1) Turkiye de islenen suclar hakkinda Turk kanunlari uygulanir. Fiilin kismen veya tamamen Turkiye de islenmesi veya neticenin Turkiye de gerceklesmesi halinde suc Turkiye de islenmis sayilir.
2) Suc
a Turk kara ve hava sahalari ile Turk karasularinda
b Acik denizde ve bunun uzerindeki hava sahasinda Turk deniz ve hava araclarinda veya bu araclarla
c Turk deniz ve hava savas araclarinda veya bu araclarla
d Turkiye nin kit a sahanliginda veya munhasir ekonomik bolgesinde tesis edilmis sabit platformlarda veya bunlara karsi
Islendiginde Turkiye de islenmis sayilir.


- - - - - - - - - - - - -
Nefi

Bize kafir demis mufti efendi
Dutalim ben ana diyem Muselman
Varildikta yarin divan-i Hakk'a
Ikimiz de cikariz anda yalan.

- - - - - - - - - - - - -
0
- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder