17 Ekim 2011 Pazartesi

Acaba ihanet içinde olanlar kimler?

Evet bu şüpheyi ben de hep taşırım.
Acaba çatışmaların sürmesini arzulayan odaklar var mı diye.

  • Tansu Çiller dönemi hariç on yıllardır, bölgede önleyici nitelikte geniş arazi taramaları yapılmamaktadır.
  • Birçok kez kıstırılan gurupların salıverildiği duyumunu alıyorum.
  • Yeri bilinen gurup ve kamplara özellikle operasyon yapılmadığını işitiyorum.
  • PKK'nın finansmanını kesme adına, Kürt mafyasıyla, silah, uyuşturucu madde, her türlü madde kaçakçılığıyla mücadele edilmediğini hatta tam tersine bu kesimlerle menfaat birlikteliği içine girildiğini görüyorum.
  • Yine aynı şekilde vergi, gümrük, ve bankacılık sisteminin bölücülerin finansmanını önleme anlamında asla kullanılmadığını, hatta K. Irak'daki savaş lordlarıyla beraber ortak şirketler kurulduğunu görüyorum.
  • Bölgeye yapılan her türlü atamada bölücülerin arzularına uyum gösterildiğini ve bunu özellikle son birkaç yılda zirveye ulaştığını görüyorum.
  • Şunu unutmayın, bölücüler bölgede yerel yönetimlerde oldum olası hakimdir. Bölgede bütün belediyelerde kendi yandaşlarını on yıllardır istihdam edebilmektedir. Merkezi bütçeden ayrılan kaynakları kendi amaçları için kullanabilmektedir.
  • Bölücüler on yıllardır TBMM'ne bazen merkez sağ partilerin çatısı altında, bazen kendi partileri çatısı altında, temsilci sokmaktadır. Bu temsilciler diğer vekiller gibi kendi yandaşlarını on yıllardır bakanlıklarda istihdam edebilmektedir.
  • Bölücülerin zaman zaman içişleri, savunma bakanı seviyesinde bakanları olmuştur. Buna en güzel örnek şimdiki bakanlardır. Bölücüler vali, kaymakam, hakim, doktor atamaları vb. hemen her türlü merkezi yönetim etkinliklerinde güç sahibidir.
  • Bölücüler hemen her zaman kurulan hükümetlerde sandalye alacak şekilde meclis denklemlerinde etkili olmuştur. BDP'nin şimdiki mecliste oynadığı rolü düşünün.
  • TSK 12 Eylül'den sonra iktidarı sivillere teslim ettiği günlerden bu yana giderek daha fazla oranda kışlasına hapsolmaktadır. Son birkaç yılda ise sivillerin iktidarı neredeyse sınırsızdır.
ASKER SADECE DAĞDAKİLERİN İMHASI, ETKİSİZ HALE GETİRİLMESİNDE FAYDALIDIR VE GEÇMİŞ YILLARDA SİVİL İKTİDARLAR ONAY VERDİĞİNDE, BİRKAÇ KEZ DAĞDAKİ ÖRGÜTÜN DAĞDAKİ KADROLARINI SIFIRLAMIŞTIR.
T. ÇİLLER DÖNEMİ HARİÇ İKTİDARLAR GENİŞ KAPSAMLI YURTİÇİ HAREKATLARA, SINIR ÖTESİ HAREKATLARA, SONUÇ ALICI İMHA OPERASYONLARINA İZİN VERMEMİŞTİR.
YAPILAN HAREKATLAR ÇOĞU ZAMAN PKK'NIN TEMİN ETTİĞİ SICAK TEMASLARIN TAKİBİNDEN İBARETTİR.
DAĞDAKİLERİN YENİDEN PALAZLANMASININ VE KENTLERDE YENİDEN ORGANİZE OLMASININ SORUMLULUĞU SİVİLLER TAŞIMAKTADIR.
O HALDE GERÇEK SORUMLULARI ASKERLER ARASINDA ARAMAKTAN ZİYADE GÖZLERİMİZİ SİYASİ İKTİDARLARA VE SİVİL BÜROKRASİYE ARTIK ÇEVİRMELİYİZ.
ÇÜNKÜ ON YILLARDIR GERÇEK GÜÇ SİVİLLERİN ELİNDE.

Eser KARAKAŞ ekarakas@stargazete.com

Hakkâri Kavaklı rezaleti ve heronlar

Hakkâri'nin Kavaklı Köyü yakınlarında, merkeze otuz kilometre uzaklıkta büyük bir PKK kampı dağıtıldı.

Bugüne kadar neden beklendi, anlamakta zorlanıyorum.

İlginçtir, haber olarak vermediler demiyorum ama, siyasi iktidara hem yakın hem de muhalif basın bu konuyu fazla konuşmadı, tartışmadı.

Haberi ilk okuduğumda, bölgenin uzmanı sayılmam, kampın dağıtılmasını güvenlik güçlerinin sınır ötesi bir operasyonu olarak algıladım.

Kampta 500 PKK'lının bulunduğunu okuduğumda haberin detayına gittim ve söz konusu Kavaklı kampının ülkemiz sınırları içinde bir kamp olduğunu farkettim.

Senelerdir TBMM'den sınır ötesi operasyonlar için izinler alınıyor, kışın en soğuk günlerinde askerler bellerine kadar karda Kuzey Irak'ta operasyonlar yapıyorlar, Büyükanıt Paşa, Kuzey Irak'ın BBG (Biri bizi gözetliyor) evi haline geldiğini söylüyor ama uydu sinyalleri kesilince kös kös geri çekiliyor, ama nedense kimse sınırlarımız içindeki Kavaklı kampına dokunmuyor, dokunulmuyor.

Bu nasıl bir iştir?

Gazete haberlerinde Hakkâri Kavaklı kampının PKK için önemli bir lojistik kamp olduğunu öğreniyoruz da, Kandil'e bayrak dikme tartışılır iken, bu kampın burada varlığına neden senelerdir müsamaha edildiğini anlamakta zorlanıyoruz.

Bir resmi ifade bu kampın daha önce de dağıtılabileceğini ama büyük zayiat verme endişesinden yapılmadığını söylüyor.

Bu ifade de ne anlama gelmektedir, yine anlamakta zorlanıyoruz.

Türk Silahları Kuvvetlerinin senelerdir, zayiat veririz endişesi ile, ülke toprakları içinde bir kampı seyretmesini hiç anlayamıyoruz.

Bütün bunların altında acaba Cumartesi (15 Ekim) günkü yazısında Ahmet Altan'ın söyledikleri mi yatmaktadır?

Vatanseverlik çığlıkları acaba tümüyle parasal rant kaygıları mıdırlar?

Özet olarak, bu Hakkâri Kavaklı meselesini birilerinin bizlere açıklaması gerektiğini düşünüyorum.

Meselenin bir de başka boyutu var.

İngilizlerin ünlü The Economist haftalık dergisinin bir önceki sayısında "İnsansız hava araçları" başlıklı küçük bir araştırma yayınlandı.

Benim gibi silah teknolojilerinden bir şey anlamayan biri için gerçekten çok aydınlatıcı bir küçük araştırma.

Araştırmadan, İsrail yapımlı Heron'ların yanısıra tümü ABD yapımlı ve benzer fonksiyonlar yerine getiren MQ-9 Reaper, RQ-4A Global Hawk, RQ-7B Shadow, MQ-1B Predator, Q47-B gibi insansız hava araçlarının niteliklerini, neler yapabileceklerini, nelere kadir olduklarını okuyorum, öğreniyorum diyemiyorum ama fikir ediniyorum.

Bir "insansız hava aracının" bir günde kaç kilometre kare bölgeyi en küçük detayına kadar nasıl taradığını da okuyorum, öğreniyorum.

Ve şeytan, yine aklımı karıştırıyor.

Bu "insansız hava araçlarından" bir türü, Heronlar, elimizde iken, sınır karakollarına yapılan baskınları anlamakta daha da zorlanıyorum. 

The Economist'te anlatılan "insansız hava araçlarının" özellikleri, ürettikleri bilgiler ile bizim karakollarda, bölgenin ana ya da dağ yollarında verdiğimiz şehitler arasında anlaşılması zor bağlantılar var.

"İnsansız hava araçları" temin edilirken, ABD üretimli daha yetkin türleri de piyasada iken, neden Heron'lar tercih edilmiş?

Bu Heronların ihale süreçlerini, geçmişe yönelik de olsa, biraz daha saydamlaştırmak çok mu zor?

Saydamlıktan, aydınlıktan yarasalar gibi kaçmak ölen gençlerimizin hayatından daha mı önemli?

http://www.stargazete.com/gazete/yazar/eser-karakas.htm

--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Kucuk seylere gereginden cok onem verenler, elinden buyuk is gelmeyenlerdir.  EFLATUN ......................................  Blog sayfam buradad1r: http://orajpoyraz.blogspot.com/  Gurubuma uye olun: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com  Atatürk'ü tan1mam1_ olanlar için: http://www.isteataturk.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder