24 Ekim 2011 Pazartesi

[Oraj-48][2011/10/24] Bluebeam Projesi, Kanbağıyla Yönetilen Aileler ve Medya İfşası


Yeni yetme bir zat-ı muhterem.
Yazısında bol bol argo ve küfür kullanmış.
Eğer buna takılmazsanız, İlluminati, kullandığı sembol dili, ve lusiferyanizme giden yol hakkında bilgi edinirsiniz.

michael sikkofield

Son yazı: 

Kaynataya selamlar.

02 Ağustos 2011 Salı

Rothschild, Illuminati, Satanizm ve Yeni Çağ +18

Merhaba kaynatasızlar.

Alın lan playlist'imi paylaşayım sizle, okurken fon müziği yaparsınız, dev hizmet ehehe: http://sikkofield.fizy.com/p/anayunamu

İnsanlara Illuminati'nin ne olduğunu anlatmaya çalışmak, blok flütte "do" sesi çıkarmak gibidir.
Genelde çoğu cıbıliyetsiz serçe parmağı ile o en uçtaki "do" deliğini doğru düzgün kapatamazdı ilkokuldayken, ve do yerine "füüühhhöörk" diye itici bi ses çıkartırdı.
Aha Illuminati de öyle işte, karşınızdakine doğru yerden dem vuramayıp, biraz da bilgi eksikliğinden dolayı saçmalarsanız anında itici gelirsiniz, "komplo teorileri bunlar yeeaa" tavırlarıyla karşı karşıya kalırsınız içi boş sığırların.
Aslında çok ciddi bir konudur, fakat malesef ironik bir şekilde çok fazla ayağa düşmüştür.
Konu hakkındaki tek bilgisi Dan Brown'ın kitaplarından öteye geçemeyen eğitimli sığırların gözünde Illuminati, yeni bir bilim kurgu romanıdır, yeni bir boş hevestir.

Öyle mi?

Senin hayatına yön veren adamlardır Illuminati.
Siyonistlerdir, farmasonlardır, medyaya ve güce sahip olan para babalarıdır.
Senin tesadüf sandığın olayların çıkış kaynağıdır Illuminati.

Sik kafalının teki burada daha 2 hafta önce Stanley Kubrick konulu yazısında overdose'dan ölen genç kadın sanatçıları anlatmışken, şaka gibi bunun üzerine 27 yaşındaki Amy Winehouse'un "overdose" yüzünden öldüğü haberlerini okuyorsan, üzerinde düşünmen gereken konudur Illuminati.

Daha evvelki hafta 90 kişiyi katleden Norveçli teröristin mason olduğunu ve internet sitelerinde İslam karşıtı yazılar yazdığını öğreniyorsan, bu telkinleri vermiş olması muhtemel güç sahipleridir Illuminati.

He belki de adları Illuminati değildir, ne önemi var?
Illuminati, siklüminati, treleyleyoloji olsa ne farkeder?
İsmine takılma salak herif, siyonizmdir Illuminati.
Toplumların hayatına yön veren para babalarıdır.
Luciferianizm'dir Illuminati.

Ah entelektüel özentisi eğitimli sığır ah, sadece Akp'ye oy verenler koyun değil bu ülkede.
Sadece cübbe takanlar yobaz değil bu ülkede.
Onları aklamaya çalışmıyorum fakat çok yobaz tanıyorum converse ayakkabı giyen, "hacı naber yeeaa" diye konuşan, ismi Abdullah değil Berkcan, Ümmü Gülsüm değil de Selin olan...

Kendini sıradışı zannedip, sıradanın önde bayrak flama taşıyanı olan, kendi özgür iradesine göre değil, toplumun yönlendirmelerine göre yaşayan milyonlarca kasıntı Beyaz Türk var bu ülkede.
Ayrıca binlerce dansöz var.

Mesela insanların %90'ının hakkında hiçbir bok bilmediği halde hayranı olduğu kişileri sayayım mı size: Mevlana, Che Guevara, Deniz Gezmiş, Vladimir Lenin, Yunus Emre, ehehe.

Neden?
Çünkü toplumun elit kesimi tarafından takdir edilen kişilerdir bunlar, ve onları savunmak için bilgi sahibi olmaya da gerek yoktur.
Yaranmak istediğin, kendini ispatlamak istediğin kesim seviyordur onları zaten, öyleyse otomatikman sen de sevmek zorundasındır.

He bu ismini saydığım kişilerin arasında şahsen sevdiklerim de var, fakat bir yorum belirtmeyecem bu kişiler hakkında.
Vurgulamak istediğim şey yine gerizekalı insanoğlunun markacılığı.
İsme, etikete ve puta tapma meyillisi gerzekler olduğumuz gerçeği.

Selinsu denen, hayatında 2 kitap okuduğu halde kendini entelektüel sanan öküzler, gider Deniz Gezmiş fotoğrafı paylaşır Facebook'ta.
Sanarsın uzun koyu yeşil parkası var, geceleri aynasızlardan kaçıp duvarlara kahrolsun faşizm yazıyor, bıyık bırakıp Selda Bağcan dinliyor.
La hakkında tek kelime bilmediğin adamın niye hayranı oluyosun e be Nivea lipstick insanı?
İsyanım Deniz Gezmiş'e değil, Selinsu'ya.

Şimdi dayı, iyiden iyiye toplum yönlendirmeleriyle yaşar hale getiriliyoruz.
Şunu farkedin istiyorum, başka da bi şey değil.
Zaten siz bunu farkettiğiniz anda ne Rockefeller kalacak, ne masonluk, ne de onların dayatmaları...
Ama malesef biz ne kadar götümüzü yırtarsak yırtalım bu sığır insanların büyük çoğunluğu onların ortaya attığı süperstar'lara tapmaya devam edecek, onların "elit" diye kakaladığı Starbucks'ta kahve yudumlamayı çok matah bir bokmuş sanmaya devam edecek.
Bu böyle, zira insan öküzdür.
Evrim varsa biz öküzden gelip sığıra gidiyoruz zaten, bu konuda bi anlaşalım.
Bize düşen ise "kalan sağlar bizimdir" felsefesiyle 1 kişi de olsa onu kurtarmaya, uyandırmaya çalışmaktır.
İnanın bu bile yeterli olacaktır zaten, zira nitelik her zaman nicelikten yeğdir.
100 sığırdansa, kafasını kullanabilen 1 insanı tercih ederim.

Sihirli sözcükleri var bu adamların, söylediğin anda akan sular durur, o kelimelere karşı gelen ise dakikasında orospu çocuğu ilan edilir toplum tarafından.
Nedir bu sihirli kelimeler?
Demokrasi, bilim, batı, modernizm...

Size hiç kimse kötüyü "kötü" olarak pazarlamaz zaten.

Tabi ki onu size "iyiymiş gibi" sunarlar, bu yukarıda saydığım etiketlerle size kakalarlar.
Ambalaja, içeriğinden daha fazla önem verir bu adamlar, çünkü hedef kitle olan sığır insanlık sadece ambalaja önem verir.
Yani en basit ifadeyle "halk bunu istiyor"dur.

Arkadaşım sen gavat mısın?

Neden "bilim" diye ortaya atılan her şeyi balıklama kabul etme meylindesin sen?
Zahmet olmazsa azıcık bir sorgula lan.
Sana "internet şeytan icadıdır lililililili" diye zılgıt çek demiyoruz, onu anlıyorsan zaten senin kayınpederini sikeyim ben.
Şunu rica ediyorum senden; sadece sorgula, fazlası değil.
Her sikim hıyar diyene elinde tuz ile koşma, zira "sevgi, barış, kardeşlik"
adı altında senin ananı bellemeye niyetlenmiş kurnaz bir güruh var bu dünya üzerinde.

Bugün "Tanrı yok" demek bilimsellik, pozitiflik, aydınlık ve elitlik oldu.

"Allah var" demek ise dincilik, cemaatçilik, yobazlık ve hatta misyonerlik oldu.

Lan gavat, dini reddeden elit ve cool oluyor da, o dinin aslında ne olduğuna kendi "aklı" ve "vicdanı" ile ulaşan cemaatçi mi oluyor?
Salak mısın lan sen?

Sen her zamanki gibi ambalajın büyüsüne kapılıyorsun.
Dini bu sefer sana kötü ambalajlar ile tanıtıyorlar ve sen de dini o sanıp, edindiğin yüzeysel bilgiler ile ondan uzaklaşıyorsun.

Valla kusura bakma da, Feto'nun yobazlığından, AKP'nin politikasından tiksinip "Allah ne yea, uyutuyolar sizi" triplerine giriyorsan, sen zaten bi zahmet siktir ol git ya.
Valla felsefem bu bak, Mevlana değilim ben, ne olursan ol gelme mına koyim.
Önce azıcık kafayı kullan, olayın arkasını görebilme yeteneğine sahip olmaya çalış, birazcık da olsa sorgula ve ondan sonra gel.

Zira esas uyutulan sensin be evladım, dini sana yobaz ve menfaatçi herifler üzerinden tanıtıyorlar ki ondan uzaklaş diye, "dur lan aslında ne demek istiyomuş burada bi bakayım" diye sorgulama gereği bile görme diye, dinden bahsedeni yobaz, Fetocu, Akp'ci şeklinde yaftala ve geç diye...
Sen de bu oltayı hammm diye yutuyorsun, bi de kendini matah bir bokmuş zannediyorsun.
Halbuki sana da bu hayatın sırf 5 duyu ile algılanabilen bir yer olduğunu, yani materyalizmi doğru bir hayat görüşü olarak kakalıyorlar.
Sen de kendini bilimin izinden giden aydın elit insan zannediyorsun, olay bu.
Halbuki sen "yobaz" dediğin kişilerin yaptığından farklı bir şey yapmıyorsun, sen de rasyonellikten çok uzaktasın, zira din lehine konuşan bir insanın "doğru" söyleme ihtimali dahi yok senin gözünde.
Sen elit değil fanatiksin, olay bundan ibaret.
Sadece ambalajın şaşalı ve "aydın" etiketli.
Etiketine sıçayım...
Sorgulayıp "tercih" edenleri tenzih ederim tabi ki, kulaktan dolma bilgilerle dine bok atan öküz üniversite gençliğine söyledim bunları.
Dini kendine bir statü ve gelir kapısı edinmiş, etik nedir bilmeyen ahlaksız "insan"ların yaptıklarının sorumlusunu "din" zanneden Berkcanlara konuşuyorum.
Ulan her sene trafik kazasında ölen yüz binlerce insanın sorumlusu da İlk Çağ'da icat edilen tekerlek mi?
Sen kafa 1500 vaziyette bariyerlere girdin diye bunun sorumlusu tekerleğin mucidi Ukanga Bukanga mı oldu şimdi?

Neden insanların ambalaja bu kadar önem vermeleri üzerinde durdum biliyor musunuz, çünkü "satanizm" dendiğinde de gözünüzün önünde canlanan satanist imajı şu: siyah giyinen, heavy metal dinleyen ve kedi kesen sik kafalı gençler...

Asıl satanizm o değil lan, valla bak.

Samanyolu TV'nin Don Kişot edasıyla savaş açtığı metal müzik grupları değil satanizm.
Aralarında öyle olanları da var tabi de, birçoğu işin estetiğinde, siktir et takılma onlara.

Şimdi sana satanizmi böyle tanıtıyorlar, sonra biri gelip sana "Rothschild ve Rockefeller aileleri satanisttir" deyince bunu inandırıcı bulmuyorsun haliyle.
Sanıyorsun ki David Rockefeller, üzerinde "SYSTEM SUX" yazan kelime esprili siyah genç tişörtü giyiyor, arkadaşlarıyla toplanıp kedi kesiyor, yerlere balgam atıp yaşasın kötülük diye bağırıyor.
Lan salak, satanist deyince Lucifer'a tapan deyince bunu anlama, bu değil çünkü satanizm.
Bu şey sadece işin vitrini.
Gerçek satanizmi harika bir kamufle yöntemidir günümüzdeki bu satanizm imajı.

Yobaz dinciler de hemen düşerler bu oltaya, sanıyorlar ki 2 black metal grubu konser verince Lucifer'ın ruhu sahneye inecek, dünyaya kötülük hakim olacak.

Dünyaya kötülük hakim olacaksa veya olduysa, bunun gerçek sorumluları gerçek Luciferian'lardır, Marliyn Manson değil.
Satanist öğretiyi başarıyla yıllardır uygulayan Rothschild ailesi ve elit yandaşlarıdır esas satanistler.
Marilyn Manson ise işin en fazla vitrinidir, Avusturya-Macaristan veliahtını öldüren Sırp milliyetçisidir.

Ve sizce bu New Age olayı üzerinde neden bu kadar fazla durma ihtiyacı hissediyorum?
Zira insanların %99'unu "gel Şeytan'a tapacaz" deyince kandıramazsınız, siktir lan derler.
O halde ne yapacaksın?
O şeytani fikirleri, Luciferian öğretileri onların inançlarına, yaşayış tarzlarına çaktırmadan serpiştirivereceksin.

Onlara 99 doğru anlatıp, 1 yalanı araya sıkıştıracaksın.

Maskeler kullanacaksın.

Ahmed Hulusi'yi kullanacaksın (3:12 özellikle).
"Allah hepimizin her zerresinde vardır" deyip, "aslında hepimizin içerisinde bir tanrı var, her şey tanrı" felsefesine ısındıracaksın insanları.

İslam'ı kullanacaksın, içine New Age kırıntıları serpiştirecek, tasavvuf adı altında pazarlayacaksın.
Enel hakk diye uyduruk İslami isimler takacaksın bu "her şeyin Tanrı olduğu" felsefesine.
Bakmayın siz adının "new" age olduğuna, temelleri yüzlerce, hatta binlerce yıl önce atıldı bu öğretinin.

Spiritüalist olacaksın.

Ufo'cu, tek bir millet-tek bir devletçi olacaksın.

Sevgi, dostluk, kardeşlik ayağına gömeceksin Lucifer öğretilerini bu insanlara.

Bunları söyleyen her insan şeytani amaçlar taşıyor demiyorum, amaçları zerre sikimde değil bu kişilerin.
Bilinçli veya bilinçsiz, her ne şekilde olursa olsun bunları yapmayacaksın, kabul edeceksin kendinin sikindirik bir kul olduğunu.
Senin içinde Tanrı falan yok, bunu kabul edeceksin, eğer inancın varsa teslim olacaksın Allah'a.
İstersen SSK'da röntgen çektir, biz de görelim bakalım var mıymış içinde bi Tanrı falan ehehe.

New Age fikirleri çok ama çok tehlikeli canlar.
Zira dediğim gibi "ben Şeytan'a tapıyorum" diyen adamdan korkmaya gerek yok, cürümü bellidir, iyi niyetli insanları kandıramaz bunu dedikten sonra.
Fakat bu şeytani öğretileri doğru bilgilerin arasına sıkıştıranlar tehlikelidir, zira o başkalarını kendi safına çekebilir, kandırabilir.
Artık insanlara "her şeyin ve herkesin Tanrı olduğu" fikri çok normal bir şeymiş gibi kabul ettirilmeye başlandı.
İnançlar dejenere edilmeye başlandı...

Sonra gelsin "seküler yeni dünya düzeni".

Ohh...

Şunu daha önce de demiştim, ve şahsi fikrimdir bu.
Ateizm bana pek de zararı olan bir görüş değildir, zira hiç işin içine katmaz benim inandığım değerleri.
Fakat New Age gibi uyduruk öğretiler bu inanç sistemini ve Allah inancını dejenere etmeye yeltenirler.
Bana ve inancıma bulaşırlar.
Sonra da kendilerinin "aydınlanmış"
olduklarını ileri sürerler.

Eğer adam "ben Tanrı'yım" diyorsa, ve sen de ona "ne diyosun lan salak" diyorsan, sen cahilsindir ona göre.
Onun söylediğindeki ulvi anlamları anlayamıyorsundur, çünkü o aydınlanmıştır, sana hitap etmiyordur.

Siktirsin.

Ben Tanrı'yım demek, ben Tanrı'yım demektir.

Salak salak felsefelere gerek yok.

"Hee ama o öyle demek istemiyo bak..." şeklinde başlayan salak savunmalara gerek yok.
Her şey öyle başlar çünkü.

İnanacaksan tam inan, adam gibi inan, şirk koşmadan Allah'a teslim olup, O'nu kabul ederek inan, yoksa siktir ol git.
Sen Tanrı falan değilsin gerizekalı, değilsin.

Tasavvuf'taki vahdet-i vücud da işte aynen böyle bir aldatmacadır.

Bakın ben tasavvuf alimlerinin kendilerini eleştirmeyecem.
Kendi inançlarını, imanlarını bilemeyiz bu kişilerin, kaldı ki bilsek de bize ne?
Fakat tasavvufun BUGÜNKİ halini, BUGÜN kimler tarafından kullanıldığını ve BUGÜN tasavvufun hangi öğretilerle harmanlandığını izah etmeye çalışacam sizlere.
Yani "sen nasıl olur da İslam alimi hedehödö'ye dil uzatırsın gavat" diye celallenme arkadaşım, senin hocaefendine bulaşmayacam, bildiğin gibi ol...
Bu yazıda ben sana "öğreti"nin ne olduğunu gösterecem, kişilerin değil.
Bugün elimizde bulunan, onlara ait olduğu iddia edilen kitaplarda neler var, onu gör istiyorum.

Diyordum ya size demin, "her bilim, demokrasi, barış diyene atlamayın" diye, heh işte, tasavvuf da böyle suistimale açık bir mevzu.
Her tasavvuf diyene de atlamayın, zira tasavvuf ile ruhçuluk günümüzde malesef neredeyse birebir örtüşüyor.

New Age ve tasavvuf hakkında söylediklerimi asla havada bırakmayacam.
Yazının devamında kaynak ve hatta sayfa numarası belirtip kimlerin bu görüşleri kullandıklarını size çok da güzel izah edecem.
Fakat konuya geçmeden önce belirtmem gereken daha önemli bir konu var.
New age görüşlerinin, inançlı insanları yozlaşmaya çeken bu fikirlerin, aslında ne kadar tehlikeli olduklarını ve ileride malesef çok daha etkili olma potansiyeline sahip olduklarını görmeniz açısından önemli bunlar.
Zira insanlar malesef çok da ciddiye almıyor bu ruhçu elemanların karıştırdıkları haltları, halbuki şirk kadar bir inanç sistemini yozlaştıracak başka bir şey daha yoktur.

Bu başta Rothschild ve Rockefeller dediğimiz elit luciferian ailelerin kendileri de eninde sonunda kaybedecek olan kötü bir Şeytan'a inanmıyorlar, salak değil ya bu adamlar...
Felsefesini oturtmuş durumdalar.
Onlara göre Lucifer, Tanrı'ya isyan edip Adem'i yoldan çıkarınca dünya ile ödüllendirildi.
Yani İblis'in bu isyanı asil bir davranıştı ve dünya ona armağan edilerek ödüllendirildi.
Bu salaklar da işte kendi tanrıları tarafından ödüllendirileceklerine inanıyorlar.

Zira onlar için iyi-kötü ayrımı yok.
Onlara göre İblis, kötü olma rolünü seçmiş "fedakâr" birisidir (ah canııım).
Çünkü onlara göre kötü olmazsa, iyi de varolamaz.
Ve İblis, iyinin varolması için mücadele veren bir gönül dostudur.
Sapıkça di mi?
Ama bunu sana da yutturmaya çalışıyorlar ufaktan, fark etmesen de, içten içe bana "siktir lan" desen de...

Adolf Hitler bile milyonlarca insanı katlederken insanlığın evrimine hizmet ettiğini, ve aslında "iyilik" yaptığını düşünüyordu.

Olum, salak herif, Tanrı bizi sonsuzun sonsuz kombinasyonu şekilde yaratabilirdi.
Sonsuz çeşitli formda var olabilirdik.
Şimdi insan olduğun ve kısıtlı bir dünyada yaşadığın için sanıyorsun ki biz sınav olmak için Lucifer'a muhtacız.
Hatta Allah da bizi sınamak için Lucifer'a muhtaç (haşa).

Siktir oradan.

Öncelikle şunu belirteyim, sonsuz şekilde varolabilirdik dedim, bu da demektir ki sonsuz şekilde sınava tabii tutulabilirdik.
Bizim aklımız şu anki iyi-kötü çatışmasına elveriyor sadece, zira algıları kısıtlı mahlukatlarız, ötesini hayal edemiyoruz.
İşte Şeytan da bu sonsuz ihtimalden herhangi birinin olabileceği gibi sadece bir vesiledir.

Vesile...

Şeytan bir rol falan üstlenmedi.

Şeytan, Allah'a isyan etti ve Şeytan kötüdür.
Nokta.

Bu Şeytan'ın da aslında kötü olmadığı, kötü rolünü üstlenip Allah'a ve insanlara hizmet ettiği düşüncesi çok tehlikeli sikindirik bir ruhçu öğretisidir.
Aman diyeyim, düşülmesin bu tuzağa.
Ve malesef tasavvufta da vardır bu İblis dahil hiçbir şeyin kötü olmadığı fikri.
Bazı şeyler nettir be abicim, tamam sonradan öğrenme diye bir mevzu da söz konusu, misal yılların efsane geyiğinin dediği gibi Almanya'nın bi şehrinde osurmak ayıp bir şey olmayabiliyor, fakat genelde kötü bir şey olarak algılanır toplum içinde osurmak.
Hani bu sonradan öğrenmeyle alakalı bir durum.
Fakat biri gelip senin kolunu keserse, istersen Jüpiterli ol, ahanda bu kötüdür.
Kötü kötüdür dayı, sikindirik felsefeler geliştirmeye gerek yok.
Kötü diye bir şeyin var olmadığını savunan, en yakın kıraathaneye girip "yok mu beni siken şekerleeer" diye bağırmakta serbest.
Denemesi bedava.

Kaldı ki kötü olmadan iyinin olamayacağını nereden biliyorsun ulan salak herif?
Cennette kötü diye bir kavram mı var?
Yok.
Demek ki kötü olmadan da iyi varolabiliyormuş, sadece biz zihnimizde zuhur edemiyoruz bunu.
Allah'ın gücü ve kudreti kötü olmadan iyiyi var etmeye yetemez mi sanıyorsun?
Ulan Allah'ın sana bizzat vaadi bu zaten, kötünün olmadığı, sadece iyinin varolduğu bir cennet vaad etmiyor mu sana?

Sen daha hangi akla hizmet hem "inançlı" olup, hem de kötü olmadan iyinin var olamayacağını iddia edebilirsin lan salak?
Bu, Allah'ın gücünü küçümsemek, ona şirk koşmak değil midir?
Olum 2011 yılındayız, artık puta secde edecek kadar cahil toplumlar pek kalmadı yeryüzünde (gerçi hala Meryem heykellerinin önüne yemek ve çiçek bırakan Romalılar, ineğe tapan Hindular var, o da ayrı bi konu).
Fakat İblis boş durur mu?
Çağa ayak uydurarak senin şirke batman için elinden geleni yine yapar o, putların şekillerini değiştirir, spiritüalizmi ve İblis'in özünde iyi çocuk olduğu görüşünü kakalar sana.
Aynen bugün yaptığı gibi...
İblis de kendini update ediyor sonuçta ehehe.

Ve azıcık uyanıksan, bu öğretiye inanan insanların aslında her yerde olduklarını göreceksin.

Sizce bilişim şirketi Apple, neden Apple?
Hani şu iPhone'u üreten firma, meşhur Apple.
.
.

Şimdi bir sigara yakın, derin nefes alın ve sabırlı olun, peşpeşe deliller ile geliyorum.
Birazdan anlatacaklarımın hepsi %100 gerçektir.

Elma, bildiğiniz gibi Hristiyan ve Yahudi inancında yasaklı meyvedir.

Peki Tanrı, Adem ve Lucifer'ı ne zaman Dünya'ya kovmuştur?

Adem yasaklı elmadan bir ısırık alınca...

Apple'ın logosu sizce neden "ısırılmış elma"?
Yoksa Lucifer'ın dünyayı kazanmasını sembollediği için mi?
Yok canııım, tabi ki bu da bir komplo teorisi...

Peki birazdan aşağıda fotoğrafını göstereceğim bu abi kim?
Peki babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi?

Apple firmasının kurucusu Steve Wozniak'tır bu abimiz.
Kendisi Polonya kökenli bir masondur.
Bu bir sır da değil zaten, şekil A'da gözüktüğü üzere.

Allah Allah, olacak şey değil, masonmuş demek he?

 

Apple'ın sattığı ilk bilgisayarların fiyatı bilin bakalım neydi?

Sembolik olarak 666,66 dolar.

Al bak güzelim, belgesi ve broşürü de mevcut...
Size daha önce dünyayı semboller ile yönettiklerini söylemiş miydim?

Peki Apple, yani elma, neden gökkuşağı renklerinde?
Kubrick konulu yazıda bahsetmiştik gökkuşağı konusundan.
Şimdi bu gökkuşağı mevzunun nereden geldiğine bir bakalım.

 

Hatırladınız mı?
Bir çocuk/korku romanı ve filmi olan Oz Büyücüsü.

 

Bunu da hatırladınız di mi?
Pink Floyd albüm kapağı.

 

Olay şundan ibaret, fizikçiler bilir.

Üçgen prizmaya ışık vurursanız eğer, bu ışığın kırılması sonucu gökkuşağı elde edersiniz.
Aynı üstteki resimlerde görüldüğü gibi.

Lucifer'ın latince "ışık getiren" demek olduğunu ve illuminati'nin de "aydınlanmışlar" olduğunu bilmeyen kaldı mı hala?

Yani sevgili sığırcığım, Apple sana şunu demek istiyor; biz Lucifer'ın ışığı ile aydınlandık, Adem'in ısırdığı elmaya da bunu yansıttık.

Allright?

Bu Pamuk Prenses ve 7 Cüceler adlı çocuk masalı da 1800'lü yıllarda kabalacı Alman Grimm Kardeşler tarafından kaleme alınmıştır.
Orada da prensesin elmayı ısırınca babalara gelmesi yine bu olayla alakalıdır.

Da Vinci'nin kripteksi gibi, kabala da belli bir sayısal düzen, kod ve sembollerle yazıldığından ve öğretilerini büyük bir gizlilikle korumalarının sırrı bu sembollerde saklı olduğudan dolayı semboloji bu dayılar için çok ama çok önemli.
Bu cümleyi de zaten 745 defa kurmuşumdur, olsun ehehe.

Matrix'in yönetmen ve yapımcıları olan Watchowski Biraderler, Polonya asıllı yahudilerdir.
Tamam burada sıkıntı yok, yahudiyse yahudi, ne yapalım yani?
Fakat Matrix'in 2.ve 3.filmlerinde, hayatta kalan son insan şehrinin ismi neden Zion'du hiç düşündün mü bunu?

Zion, Kudüs'ün eski adıdır.
İncil'de de Zion'dan son şehir olarak bahsedilir.

Siyonizm = Zionism.

Siyonizmin amacı, dünya nüfusunu inanılmaz ölçüde azalttıktan sonra kendi yandaşlarıyla beraber Zion'da son dünya devletini kurmaktır.
Şu meşhur tek dünya devletinden bahsetmiyorum bakın, bu farklı.
Dünyada bir avuç insan kaldıktan sonra bu arkadaşlar Zion'da (Kudüs) toplanacaklarına inanıyorlar.
Çok sonrayı hedefleyen bir proje yani.

Asırlık emel.

Matrix gibi milyonlarca kişiye ulaşmış bir filmde adamlar siyonizmin propagandasını böyle yapıyorlar işte.

Son insan şehrinin adına Zion diyorlar.

Seninle taşak geçiyorlar, sen de "ehüheü Zion ehüheüehğ" diye hiçbi sikim anlamadan seyrediyorsun o filmi.
Yok seyret tabi, bi şey demiyorum biz de seyrettik, hobi olarak yine seyret ama bari ne seyrettiğini anla be sığır.
Seninle taşak geçiyorlar lan adamlar, ama sen hiç oralı bile değilsin.

Bak kaynatasız ekstra bir şey söyleyecem fakat bu lafımı unutma: Sadece salak ve cahil insan bir şeyin hemen olmasını ister.

Fakat hayatta hiçbir şey sırf sen istedin diye hemen gerçekleşmez.
Bu herifler de bunun farkındalar işte, o yüzden seni alıştıra alıştıra asimile ediyorlar.
Seni bir anda kültüründen, yaşayış tarzından ve inancından koparamazlar.
O yüzden çaktırmadan aşama aşama yapıyorlar bunu, zamanla, dayatmalarla, 99 doğru 1 yanlışla, ısındırma turlarıyla...

Bir çocuğa integral hesaplarını öğretmek için önce türevi öğretirler lisede.
Ondan önce ortaokulda denklemleri öğretmeleri gerekir.
Ondan da önce ilkokulda dört işlemi öğretirler ki ileride integrale geçebilsin bu çocuk.
Her şey aşama aşama...
Bir anda ol dersin ve olur diye bir şey yok, yok öyle bir dünya.

O yüzden dayatmalarına karşı ayık olacaksın.
"Senin içinde Tanrı var" diyen adamın ağzına mavi banyo terliğiyle vuracaksın.
Senden Tanrı falan olmaz güzelim.
Uçlu kalemin ucuyla tırnak pisliğini temizleyen, çorabını çıkardığında ilk iş terli ayak parmaklarının arasındaki çorap tüylerini ayıklayan, ilkokuldaki blok flütünün ucundan leş gibi tükürük kokulu su damlayan dangalak sen değil miydin olum?
Ulan böyle Tanrı mı olur?
Siktir lan.

New Age konusuna yazının ilerleyen kısımlarında geçecem, şimdi bir gezintiye çıkacaz beraber, gel bakalım.

 

Bu fotoğrafı birkaç ay önce Estonya'da çekti bir arkadaşım.
Burası bir kilise.
İsa mı yoksa bir aziz mi olduğunu çözemediğimiz bu emminin verdiği poz size birisini hatırlattı mı?

 

Aziz - Baphomet - George Washington

Burası bir kilise lan, kilise.

Arsız sarmaşığın dalları gibi nerelere kadar sızdıklarını görebiliyor musun?

Bunlarda bir şey yok hadi, birazdan göstereceğim ve "haassssktir" tepkisi vereceğiniz onlarca görüntüye ulaşabilmeniz için ülke ülke, cadde cadde dolaşmanıza da gerek yok.
O kadar arsızlar ki, ve yaptıklarına o kadar kolay ulaşabilirsiniz ki, bunun için elinizin altındaki internet'ten biraz olsun faydalanmanız kâfi olacak.
Zira zaten resmi kaynaklarda kendileri yayınlıyorlar bunları.
Şu amına kodumun internetini Behzat Ç'nin son bölümünü indirmek dışında başka bir işte kullanırsanız siz de ulaşabileceksiniz birazdan göstereceklerime.

Gel şimdi ABD hükümetine bağlı RESMİ internet sitesine girecez: http://www.nro.gov/about/launches/index.html

NRO = National Reconnaissance Office (Ulusal Keşif Ofisi)

Virginia'da bulunan bu istihbarat ofisinin görevi casus uydular tasarlamak ve faaliyete koymaktır.
Şimdi bu RESMİ siteden alınmış görüntülere bir bakalım, son yıllarda fırlattıkları uydulara...
NRO'nun 50.yılı olduğu için ritüelistik bir şekilde ne anlamlar yüklemişler bu uydulara gelin görün bakalım, nasıl kutlamışlar 50.
yıllarını...

NRO 50.
yılında, tam "6" uydu fırlattı uzaya.
Bunlardan birkaçı;

 

Kasım 2010'da fırlatılan NROL-32 adlı casus uydu.
Her şey yolunda gözüküyor he?

 

Uydunun logosu size de biraz tuhaf gelmedi mi?
Biraz yakından baksak mı?

 

Nrol-32 uydusunun RESMİ logosu.

 

Uzaya fırlattıkları casus uyduya, Horus'un her şeyi gören gözünü koymaktan çekinmiyorlar.

Seni izledikleri o göz, Illuminati'nin, Lucifer'ın gözü...

Senden çekineceklerini mi sandın yoksa, ey hayatındaki tüm bilgileri okuldan ve altyazılı Cnbc-e dizilerinden öğrendikleriyle kısıtlı olan tecrübesiz sığır ekşici?

Komplo teorisi he?
Öyle mi?

Teorini sikerim senin yavşak, bak şimdi gerçek KOMPLOYU gör, teoriyi değil...

Yine istihbarat örgütü NRO'nun kendi sitesinden paylaştığı resmi fotoğraflar bunlar;

 

6 Şubat 2011'de fırlatılan NROL-66 Uydusu.

 

Eee 6 Şubat'ta fırlatılan, 66 numaralı uyduda Tanrılarını anmayı es geçemezlerdi di mi?

 

Kaç delil daha lazım?

Bu muazzam güce sahip insanların, bu gücü kullananların, pagan kökenli Luciferian inanca sahip bir grup ruh hastası olduğunu anlaman için o gerizekâlı beynine kaç balyoz darbesi daha yemen lazım?

 

Tam belli olmuyor sanırım uydunun üzerindeki logo, gel gel göstereyim ne olduğunu.

 

Ocak 2011'de fırlatılan NROL-49 uydusu, ve bu da amblemi.

 

Logoda bulunan latince yazı "Melior DIABOLUS Quem Scies".

Diabolus'un Şeytan olduğunu, diablo/diabolic'ten gelmiş olduğunu anlamak için Latince bilmeye gerek yok, orta kapasite bir İngilizce ve orta kapasite bir beyin ile de anlarsın bunu.
Ama yine de baktım ben ne anlama geliyomuş bu laf diye.

Meali: Better the Devil you know.

Bu bir deyim olan "better the devil you know than the devil you don't" (bildiğin şeytan bilmediğin şeytandan yeğdir) sözünün kısa hali.
Eğer başka bir kelime oyunu yoksa içinde, amblemde yazan kısaltılmış halinin "bildiğin şeytan iyidir" gibi bir manası var.

Ve bu söz, bir Amerikan istihbarat ve araştırma ofisinin uzaya göndermiş olduğu casus uydunun üzerinde yazılı.
Milyar dolarlık proje bunlar.

Lan dedim, bu Amerikalı vatandaşlar hiç mi tepki göstermemişler bu olaya, bir kişi de mi çıkıp "aga bu nedir?" diye sormamış?
Baktım, tam hatırlamıyorum Yahoo ya da Wikianswers'ta bu sözün anlamını sormuş birisi, altına da "aa uydunun üstünde mi yazıyo bu söz?
çok ilginçmiş gerçekten :))))"
yazıp durmuşlar."çok ilginçmiş :)"

İlginç mi?

Vay amına koyayım arkadaş, bu insanlık ne zaman önündekini dahi göremeyecek kadar körleştirildi, hangi ara bu kadar mal oldu bu insanlar?
Ders kitabında ya da televizyonda görmedikçe hiçbir şeyi gerçek kabul edecek cesaretiniz kalmadı mı sizin?
Kendi aklınıza ve vicdanınıza hiç mi güveniniz kalmadı artık?
Hangi ara bu hale geldiniz ulan?

Amerikalıya diyorum, ekşici sığır sen anla.

Yıllar önce Google Earth ilk çıktığında ne kadar da şaşırmıştık.
Ve şimdi düşünün, bizimle paylaştıkları bu kadarıysa, kendi sahip oldukları ne kadardır bir hayal etmeye çalışın.
Türksat-2b uydusu değil o üzerine Lucifer koyup uzaya gönderdikleri şeyler, süs olsun diye üretmiyorlar o casus uyduları.

Ve tabi ki bununla da sınırlı değil, Amerikan hükümetinin tam 16 istihbarat örgütü var, NRO gibi.

Bu istihbarat örgütleri ve daha fazlası onların elinde.
Ve bunu ben söylemiyorum, 50 yıl önce Kennedy söyledi bunu, hemen ardından da suikaste uğradı.

Tesadüf işte, olur böyle şeyler.

Mesela ülkü ocağına girip sarı-yeşil-kırmızı bayrak açın, Pkk yanlısı sloganlar atıp derinden bi zılgıt çekin, ananızı oracıkta tesadüfen sikerler.
Hep tesadüf bu olaylar.

Ya da Erivan'da System of a Down konserine gidip Kazım Karabekir posteri açın, muhtemelen sizi de orada tesadüfen kazığa oturturlar.

Hayat tesadüflerden ibaret lan, sebep-sonuç ilişkisi diye bir şey yok dünyada, saçmalamayın.

Neyse konuyu fazla dağıtmadan Kennedy'nin son konuşmasından birkaç parça alıntı yapacam.
O meşhur konuşmanın en önemli kısmının ses kaydı da burada, yalnız İngilizce gerektirir: http://www.youtube.com/watch?v=6fOkx-k8a5c

"The very word "secrecy" is repugnant in a free and open society; and we are as a people inherently and historically opposed to secret societies, to secret oaths and to secret proceedings.

"Meali: "Bağımsız ve şeffaf bir toplumda gizlilik kelimesinin bizzat kendisi iğrençtir.
Biz ki, ezelden beri gizli örgütlere, gizli yeminlere, gizli davalara karşı bir toplum olduk."

Ve son olarak: "It is a system which has conscripted vast human and material resources into the building of a tightly knit, highly efficient machine that combines military, diplomatic, intelligence, economic, scientific and political operations"

Meali: Bu sistem, muazzam bir insan ve materyal kaynağını, askeri, diplomatik, istihbarat, ekonomik, bilimsel ve politik faaliyetleri bünyesinde birleştiren, sıkıca kaynaşmış ve randımanı yüksek makine gibi çalışan bir sistemdir.

Ve Kennedy, hayatta kaldığı sürece heryere sızmış olan bu gizli örgütlerin karşısında olacağını söylüyor konuşmasında.

Askeri, diplomatik, istihbarat, ekonomik, bilimsel ve politik...
Her alana sızmış bir örgüt...

 

Askeri (NATO)

 

Diplomatik - Birleşmiş Milletler

 

İstihbarat (CIA)

 

Ekonomik (Federal Rezerv: ABD dolarını basma yetkisine sahip ÖZEL bir Kuruluştur.
Yani ABD merkez bankası devlete değil, KİŞİLERE aittir.
ABD dolarını basanlar yahudi bankerlerdir.)

 

Bilimsel (NASA ve az önce gördüğümüz NRO'yu da ekleyebilirsiniz)

 

Politik (CFR, Bilderberg, ve Kennedy'nin zamanından sonra Rockefeller tarafından kurulan Trilateral Komisyonu da ekleyin)

 

Kennedy, ABD halkının sevdiği son başkanıydı.
Bir duruş sahibi olduğu için mi seviliyordu sizce, yoksa seçimlerden önce Arizona halkına kömür dağıttığı için mi?

Bunları "bakın la çok güçlüler, boku yedik laa" diye umutsuzluğa kapılmanız için anlatmıyorum, sadece düşmanı ciddiye alın ve belli başlı şeylerin tesadüf eseri olmadığını "idrak" edin diye izah ediyorum.
Atatürk bu yola çıktığında milyon dolarları, füzeleri falan mı vardı sanıyorsunuz?
Dehasıyla halkı organize etti, "birlik" haline getirdi, Kuvay-ı Milliye ekiplerini bir araya getirdi, cemiyetleri birleştirdi ve sonuç ortada...

Birlik.
Olay burada bitiyor.
Siyonist yahudiler ve evanjelistler şu an ortak amaçta oldukları için al gülüm ver gülüm takılıyorlar, fakat gül-haç kardeşliği de bozulacak.
Onlar da tam anlamıyla bir birlik değiller, zira özellikle şu günlerde bu elit aileler arasında müthiş bir rekabet var.
Arap devrimleri sonucu oluşan pazarlara sahip olabilmek için birbirlerini yiyorlar şu anda, işte bizim birbirimizi yemememiz lazım.
Farkı onunla kapatmamız lazım, "birlik" olarak...

New Age konusuna geçmeden önce birkaç kare daha göstermem lazım.
Şimdi kameralarımızı İstanbul gecelerinden, Kanada'ya doğru çeviriyoruz.

 

Kanada - Toronto burası.
Kraliyet arması ve "mason tapınağı" yazısı bulunan bu bina bir mason locası felan değil.
Kadrajı azıcık yukarı kaldıralım mı?

 

Yaa...
Anladın mı neymiş MTV?
Ünlü yapmak istediklerini üne kavuşturdukları, 1 numaralı zihin kontrolü araçları MTV'nin açılımı şuymuş yani güzelim: Masonic Temple Vision.
Aldı mı bunu o kıt kafan?

 

Al al tam haline bak, montaj falan dersin sen şimdi yoksa, sığırsın ya inanmazsın...
Büyüt de bak hatta, için rahat etsin.

 

MTV İtalya'nın 2008 yılbaşı için verdiği satanist mesajı izlemiş miydiniz?
Bak bu bir noel temennisi, MTV tarafından insanlara verilen...

 

H.g.Baphomet abi.

 

Arkada "Jingle Bells" çalıyo, sanki o kadar normal ki her şey.

 

Sostan ziyade kızın üzerindeki kandır, temsili küçük kız kurban etme ritüeli bu.
Belki de JonBenet Ramsey'in başına geldiği gibi.

 

 

"Mtv mutlu noeller diler"

 

Ah canım, mutlu noeller...

Tüm bunlar neden oluyor biliyor musun?
Neden yapıyorlar bunları, ne için yapıyorlar?
Dünyayı kimler yönetiyor görmek istiyor musun?

1972'de Rothschild'lerin verdiği seremoniden birkaç kare gösterecem.

 

Bu görüntüleri götümden uydurmadım, ya da aralarına sızarak ben çekmedim, gerçekler gözünüzün önünde, eğer azıcık da olsa içinizde onu görebilme isteği varsa.
.
.

 

Bu kişiler Salvador Dali esintili pagan maskesiyle boy gösteren abimiz Baron Alexis ve Helene de Rothschild.
Buraya kadar "ee ne var ki" dedin belki de, gel alttaki fotoğrafa bak ne varmış ne yokmuş.

 

Milyar dolarları aşan, hesaplanamayacak miktarda servete sahip insanlar bunlar.
Ve Luciferian'lar, inançları gereği ritüellerini gerçekleştiriyorlar.

 

Üzgünüm ama dünyayı hasta ruhlu insanlar yönetiyor.

Sen ne kadar görmezden gelmek istesen de sevgili sığır, senin haberlerde tesadüf eseri "geliştiğini" sandığın olayların tetikleyicileri bu insanlar.

Dünyayı döndüren onlar değil, fakat sistemin çarklarını döndürenler onlar.

Pagan inancına sahip bir avuç hasta ruhlu luciferian...

Yoksa sen tüm bu savaşlara, krizlere, yapılan gizli antlaşmalara yol açanın sadece ülkelerin meclislerinde aldıkları kararlar olduğunu mu sanıyorsun?

Ya da dünyayı başı boş bıraktıklarını mı zannediyorsun?

Altın fiyatlarının bu ivmede artması da tesadüftür sana göre...

Neredeyse tüm bunları hazırlayanlar devletler üstü güçlerdir, siyonizmdir...
Illuminati'dir.

Sana haberlerde yansıyan sadece işin magazin ve vitrin kısmı.
Rothschild ismine sahip hiç kimse Forbes'in her sene açıkladığı en zengin 100 kişi listesinde bulunmaz.
Çünkü onlar zaten klasman dışıdır bu konuda...

Ve öğretileri heryere sızmış durumda, şimdi sizi belki de çok daha fazla ilgilendiren yerlere değinecem.
Zira "bilinçli" veya "bilinçsiz" farketmez, eğer onların şeytani öğretilerinden etkilenirseniz, bu kadar anlatacağım şey boşa gitmiş demektir.
Neye karşı önlem almanız, neye karşı tavır almanız gerektiğini bilin diye anlatacam bunları.
Yoksa kimse size elinizde bazukayla Rothschild malikânesini basın demiyor, size düşen EN ÖNEMLİ şey, doğruların arasında size kakalamaya çalıştıkları şeytani fikirlerden etkilenmemektir.
"İyi" ve "kötü" anlayaşınızı dejenere etmelerine, ahlakınızı ve inancınızı yozlaştırmalarına izin vermemektir size düşen İLK iş.

Yoksa yakında "tek dünya devleti iyi aslında ya" diye düşünüp onlara razı gelen, normal olmayan şeyleri normal karşılayan, sığır bir jenerasyon yetişecek, bunu önlemektir sizin yükümlülüğünüz.
Bu Luciferian tohumlar serpili fikirleri görünce "siktir lan ben biliyorum senin ne mal olduğunu" demeniz lazım ki siz de Lucifer'ın oyuncağı olmayın, onların çabalarını boşa çıkartın.

"Şimdi new age kitabı okudum diye satanist mi olacam", eğer hala kafanız buysa, düşünceniz buysa, lütfen kapatır mısınız bu amına kodumun blog'unu?
Lütfen, güzellikten anlamıyorsan siktir git amına kodumun çocuğu seni.

Hayattaki her şeyi ya bembeyaz ya da simsiyah sanan gerizekalı, onların öğretilerinden etkilendiğin anda Şeytan'a tapmış olmasan da rengin griye çalmaya başlar.
Anlatabildim mi?

"Normal olmayan şeyleri normal karşılamaya başlamak".
Bu çok ama çok tehlikeli bir olay.

"Duyarsızlaştırma", yapmaya çalıştıkları şey bu.
İlk hastasını kaybeden doktor ile 20.hastasını kaybeden doktorun davranışları arasında çok fark vardır.
İlk hastasını kaybeden doktor o gün kolay kolay yemek yiyemez, uyuyamaz ama 20.hastasını kaybeden doktor akşam arkadaşlarıyla içmeye gidebilir.
He bu kötü bir şey değil tabi, o meslek için gerekli bu yoksa kafayı yer adamlar, örnek olsun diye anlattım bunu.

Sigaraya yeni başladığınızda babanızın yanında sigara içemezsiniz belki de, ama bir süre sonra karşılıklı fosur fosur tüttürürsünüz, çünkü babanız bu durumu "normal karşılamaya başlamıştır".

Çıkan savaşlara, ölen insanlara, verilen şehitlere de gittikçe duyarsızlaşıyorsanız, orada sorun var demektir.
Zira bunlar normal karşılanacak şeyler değildir, o ölen sen ya da hayatta en sevdiğin kişi de olabilirdi, öyle düşün.

Bunun bir sonraki seviyesi nedir biliyor musunuz?
Şudur:

"İyi de değişen yeni dünya düzeninin oluşumu için gerekli ve normal şeyler bunlar".

Bu kafada daha şimdiden çok insan var, hem de çok.
Ve kendilerini de çok aydın, olaylara çok rasyonel bakabilen, ileri tekamül seviyesindeki insanlar olarak görür bu arsız pezevenkler.

Gel götüne el bombası sokup patlatayım da gör o zaman "normal ve gerekli"yi amına koduğumun çocuğu seni, ölenler nasılsa başkaları, atıp tutmak kolay di mi?

Ayık olun canlar, ayık olun ciğerler.
Bu duyarsızlaştırmayı ve dejenerasyonu medya ile, MTV ile, doğru ve yanlışların harmanlanmasından oluşan ruhçu öğretilerle yapıyorlar.

Bu New Age denen olayda muazzam bir şekilde "her şey Tanrı ve dolayısıyla her şey iyi, Şeytan da iyi" görüşü hakim.
Yani kötü diye bir şey yok, Lucifer aslında çok fedakâr birisi, hatta o kadar iyi ki kötü rolünü üstlenmeyi bile kabul etmiş (!).
E satanizm dediğimiz olay, siyah giyinip Slayer konserinde röaahhröööghh diye bağırmak değil zaten, kötülüğe de iyilik anlamı yüklemeye çalışmak, anormal şeyleri "aslında o da normal" diye kakalamaya çalışmaktır Luciferian öğreti.
New Age de tamamen bunun üzerine kurulu, "iyi" ambalajlanmış sakat ve çürük bir felsefe.
Doğan görünümlü şahin bir nevi.

Şimdi gelelim son zamanlarda Türkiye'de bu ruhçu öğretinin ekmeğini en fazla yiyenlerden birine...
 İnsanlar "İslam'ı sizden öğrendik çok teşekkür ederiz Burak beğeeey :)))" şeklinde yavşıyorlar bu arkadaşa, zira çok takipçisi var.
Ekşiciler de çok sever kendisini tabi ki, eksik kalırlar mı?

"Tanrı'nın doğum günü" adında popüler bi kitabı var Burak Özdemir'in.

Kitabın sloganı "Tanrı bana gelsin, onu yeniden bir numara yapayım".
Konsept ise şu; arkadaşımız msn'de Tanrı ile konuşuyor.
.
.

Şimdi "abuuu bakın şuna" demeyecem tabi, bir kitap sonuçta ve Tanrı ile msn'de konuşmak enteresan bi fikirmiş, eyvallah.
Kitabın amacı ise kendi iddiasına göre "çarpıtılan Tanrı ve İslam anlayışını düzeltmek"miş.

Peki bu arkadaş Tanrı anlayışını düzeltiyor mu, yoksa uyduruk new age görüşlerinin etkisinde kalarak daha da mı çarpıtıyor beni bu ilgilendiriyor.
Zira 2 saattir yukarıda "yapmayın, etmeyin" dediğim şeyler harfiyen yapılmış durumda bu kitapta ve bu kitabı okuyan 10 insandan 9'u da "ayyy ne kadar güzel anlatmış hayalimdeki Tanrı'yı :))))" modunda.

Şimdi parça parça alıntı yapacam bu arkadaştan, lütfen üşenmeden okuyun.
Msn'de Tanrı'nın nick'i "Dona" ve Tanrı ile Burak Özdemir'in msn konuşmasından bir parça bu da;

Tanrı'nın Doğum Günü Sayfa 69-70
"Dona: Şeytana gelince...
Elbette şımartmadım onu.
O şımarmayacak kadar olgun bir ruhtu.

Ben: Tanrı şeytandan övgü ile bahsediyor!
Hayretten ölmek üzereyim.
Şeytan olgun bir ruh muydu?
Şeytan senin ve dolayısıyla insanların düşmanı değil miydi?
Şeytanın günahını mı alıyoruz milyonlarca yıldır?

Dona: İblis bir sembol olmayı sevgiyle kabul etti.
Hepsi bu.

Ben: Kötü adam rolünü mü teklif ettin ona?

Dona: Alemde hep beraberdik.
Tüm ruhlar, sen ve ben.
Ben ruhumdan bir parçanın tekamül etmesine karar verdim.
Bu serüvende kimlerin yer almak istediğini sordum.

Ben: Şeytanın rolü neydi tam olarak?

Dona: Tekamül serüveninde iyinin karşıtının yani kötünün de olması gerekiyordu.
Şeytanın ve ekip arkadaşlarının görevi ise insanlık tarihi boyunca kötüyü temsil etmekti…"

Şimdi...
Falcı dükkanı falan mı açsam n'apsam bilemedim, ne anlattıysam bir bir çıkıyor ağzına sıçtımın yerinde.
Neresinden başlayayım bilemedim, o yüzden sıra sıra gidelim.

Varan 1: Şeytan'ın kendisi kötü değilmiş, özünde iyi çocukmuş.
Şeytan sadece kötü olma rolünü "sevgi" ile kabul etmiş Burak Özdemir'e göre.

Şimdi bazı komik haberler olur ya, şu Uğur Dündar'ın pastane baskınları gibi falan.
Hani bunların üzerine yapılan espriler orijinali kadar komik olmaz, çünkü haberin aslı şakasından daha komiktir gerçekten.
Şimdi ben Şeytan'ın kötü olma rolünü "sevgi" ile kabul ettiğini ileri süren bi kitabın neresini eleştireyim olum?
Ne söylesem bunun kadar açıklayıcı olmayacak zaten.

Varan 2: Bu Şeytan nasıl "şımarmayacak kadar olgun bir ruh" oluyor da, aynı zamanda KİBİR yüzünden Allah'ın emrine karşı gelerek Adem'e secde etmeyi reddediyor.
Anlayan varsa beri gelsin.

Varan 3: Şeytan'ın görevi sadece "temsilen" kötü olmakmış.
Yani Şeytan'ın Allah'a karşı bir isyanı yok.
Şeytan'a "kötü rolünü oynar mısın" diye teklif ediyor Allah, olgun bir mizaca sahip olan Şeytan da bunu sevgi ile kabul ediyor.
Hani Allah'ın Şeytan'ı kovması gibi bir durum söz konusu değil Burak Özdemir arkadaşımıza göre.

Şeytan'ı bilirsiniz, çok olgundur.
Yalan söylemeyi hiç sevmez.
Borcunu zamanında öder, ağzına sigara bile sürmez, kızım olsa veririm ha o derece.

Varan 4: Burak Özdemir'e göre Allah kendi ruhundan bir parçayı tekamül ettirmiş ve Şeytan oluşmuş.
Yani Şeytan, mutlak doğru ve mutlak adil olan Allah'ın ruhundan kopan bir parçaymış...

He koçuma, he tosunuma, he Burak'ıma benim he.

Arkadaşım, sevgili Burak Özdemir, sen gergedanları bilir misin?
Penis boyları 40 ila 60 cm arası değişirmiş bu hayvanların, genel kültür olsun diye söyleyeyim dedim, lazım olur.

Olum bakın, bu New Age denen dalga bir ısındırma turu işte.
Bu fikirleri kabul eden birisinin, hangi şeytani fikir ve yanlışları da doğru kabul edebileceğini, nelere açık hale gelebileceğini düşünebiliyor musunuz?
"Normal olmayan şeyleri normalmiş gibi karşılamaya başlamak", bunun tohumlarıdır bu fikirler.

Bakalım şimdi Allah, Şeytan'a nasıl teklif etmiş (!) kötü olma rolünü:

"Allah, "Öyleyse çık oradan, çünkü sen kovuldun.
Şüphesiz hesap gününe kadar lânet senin üzerinedir" dedi."
- Hicr 34,35

"Allah buyurdu: "Çık oradan, yenik düşmüş ve kovulmuş olarak.
Onlardan sana uyan olursa yemin olsun ki, cehennemi tamamen sizden dolduracağım.""
- Araf 18

Bu nasıl teklif olum?

Aklınızı mı kaçırdınız siz arkadaşım?

Dini nasıl uyduruyorsunuz kendinize göre siz böyle?
İsteyen istediğine inanmakta serbest ama benim inancımı dejenere etmeye çalışan herifin suratına sevgi dolu tükürürüm ben.

Yasin suresi 60.ayette ne deniyor bir bakın: "Ey âdemoğulları!
Ben size, "Şeytana kulluk etmeyin, o sizin için açık bir düşmandır!
"
demedim mi?..."."...
o sizin açık bir düşmandır!"
denmiş, sen daha kim oluyosun, ne oluyosun da yok çok olgunmuş, kötü olmayı sevgi ile kabul etmişmiş diye element uyduruyorsun bir taraflarından arkadaşım?

Olum bu "Tanrı'nın doğum günü" denen kitap 40 baskıya yakın satmıştı, belki de geçmiştir.

Ve sığır mekanı Ekşi Sözlük'te bu adamı eleştirmeye kalkarsanız zamanın ötesine gönderiliyorsunuz.
Çok seveni var arkadaşın, maşallah.

Ayık olun, yapmayın, adamı hasta etmeyin.

He yani İblis ve onun kulu olan şeytanlar (cinler veya insanlar) aslında kötü olmayı tercih ederek fedakârlık yapan gerçek iyiler öyle mi?
Olum bu felsefe "kötü" diye bir kavram bırakmaz ortada, Filistinli kadına tecavüz eden Amerikalı'yı da, Tibetli rahibin cinsel organını kesen Çinli'yi de aklar bu düşünce.

Rockefeller ve Rothschild dediğimiz şeytani şahıslar da bu felsefeye sahipler, daha uçuk olanına fakat aynı prensibe bağlı olanına...
Hiçbir fark yok mantık olarak arada.

New Age bu yüzden tehlikeli işte.
STV'nin savaş açtığı Satanist Evlat Arif'in kedi kesme psikopatlığı değil Luciferianism, esas Luciferianism işte bu.
Ta kendisi.

Dur daha, bitmiyor bu arkadaşın marifetleri, Hasan Mezarcı var karşımızda Hasan Mezarcı...

Zira bilen bilir, bu arkadaş mehdi olduğunu ileri sürüyordu en son, ehehe ciddiyim.
Herneyse şimdi kendisinin şahsi blog sitesinden bir yazısını paylaşacam, en azından işaretlediğim kısımlarını bir okur musunuz;

Cinleri görüyormuş, Tanrı'nın Doğum Günü'nü bizden önce onlara anlatmış.
Cinler gelip Burak Özdemir'i dinlemişler, hepsi de çok şeker tiplermiş, muhabbetleri iyiymiş.

Böyle diyor Burak Özdemir.

Hmmm...

Sevgili Burak Özdemir, sen balinaları bilir misin?
Yetişkin balinaların penis boyları 1 buçuk ila 2 buçuk metre arasında değişiyormuş, geçen Discovery Channel'da seyrettim, faydalı bilgiler bunlar.

Yalnız balinayı da tükettik, ondan ötesi yok bak.
Bi dahakine ne diyecem bilemiyorum, üretim kısırlığına soktun beni Burak Özdemir.

Olum, ehehehe.
Kuran'da cin suresinde, Hz Muhammed'in dahi kendini dinlemeye gelen cinleri görmediği, bunun kendisine vahiy olarak bildirildiği anlatılıyor.
Fakat Burak arkadaşımızda nasıl bir cevher varsa cinleri görüp onlarla sohbet ediyormuş, şeker tiplermiş, yakışıklı değil ama sempatiklermiş.
Ehehe mehehe.

Ey sığır ekşici, ey kandırılmış ruhçu, gel bak kimin kitaplarını okuyorsun.
Gel bi gör o hayranı olduğun, savunduğun, ve sana İslam'ı öğrettiğini ileri sürdüğün herif ne ayakmış, gel bi bak.

Ruhçu bir dergi olan "Sevgi Dünyası"nın Burak Özdemir'le yaptığı röportajdan bir kesit:

Neymiş neymiş?

Burak Özdemir bu kitabı yazarken "Tanrı'nın eli" hep onun elinin üzerindeymiş, bu kitabın yazarı aslında kendisi değilmiş, bir başka güç yazdırmış bu kitabı ona...
"Başkalarından" ilham almış bu kitabı yazarken...

Sevgili Burak Özdemir, sen dinozorları bilir misin?

Onlar da güzel hayvanlardır.

Seversin.

Olum bu adamın Hasan Mezarcı ile arasındaki tek fark "ambalaj"ı.

Bu adamı neden ciddiye alıyorlar?
Çünkü kendisi rock dinleyen genç ve modern müslüman profilinde, hani milletimizin o ihtiyacını gideren bir arkadaş kendisi.
Hee bak bu çocuk genç, Pink Floyd da dinliyomuş, hem de müslüman laaa.
Biliyodur bu herif işin doğrusunu, "modern"dir bu...

Hıhı.

Kim nerede ki dini değiştirir, Kuran ayetlerini kendine göre yorumlar, dinin özüne "gelenekçi" yaftası vurup ona yeni anlamlar katmaya çalışır, o kişi "modern" olur.

Kim kaynak olarak Kuran'ı önerir, o da cemaatçi yobaz olur.

Bu işler böyle.
Ambalaj şaşalı olduktan sonra kim sikler içeriği?

Burak Özdemir hakkında bir sığır entry'si göstereyim mi size ekşi'den?
Sadece ilk 2 cümlesi bak:

Yaa...

Eğer ruhçu saçmalıklarla dini dejenere ederseniz, "sevgi, dostluk, iyilik" adı altında laflarınızı yeterince süslerseniz, böyle sığırlar takılır peşinize.

Kendinizi mehdi ilan etseniz bile "iyi niyetli" olduğunuz sanılır.

Ulan "DİN"i kendisine bir statü ve çıkar kapısı edinmiş birisi ne kadar iyi niyetli olabilir?
"Ben mehdiyim"
diyen birisi ne kadar iyi niyetli olabilir lan?
Siz dangalak mısınız arkadaşım?
Cevap vermeyin, retorik bi soruydu o, biliyorum yoksa dangalak olduğunuzu.

Malesef böyle.

Ben aha burada kıçımı yırtıyorum, din hakkında konuşmam gerekirse Kuran'a uygun olmayan tek bir söz etmiyorum, zira belki de tek korkumdur Allah'ı ve dini asılsız argümanlara dayanarak yorumlamak, ama buna rağmen ne şakirtliğim kalıyor, ne artniyetliliğim.
Yediğim lafın haddi hesabı yok.
Neden?
Çünkü yıl olmuş 2011, hala Kuran diyorum, olacak şey değil...

Ama beyimiz "sevgi, dostluk, kardeşlik, ehelehey" adı altında Lucifer'ın Tanrının ruhundan oluştuğunu söylesin, Kuran'da yazanın aksine Lucifer'ın kötü olmadığını ve hatta olgun bir ruh olduğunu söylesin, daha da ileri gidip mehdi olduğunu söylesin, o kitapları kendisine yazdıranın başka güçler olduğunu söylesin, sonra da "iyi niyetli abisi yaa, canım benim canım :)))" ilan edilsin.

Bu işler böyle malesef.

Salak salak "enerji, meditasyon, aura" muhabbeti yapan insanlar bu ülkede ayda onbinlerce dolar kazanır.

Çünkü böyle ekşici sığırlar, zorlama aydınlar, kasıntı Beyaz Türkler çok var bu ülkede.
Aşağılık kompleksi dolu, "modern" olacam diye götüne Vileda sopası bile sokmaya hazır denyolar var bu ülkede.

Lanetler olsun size yobaz sürüsü.
Asıl bu milletin ağzına sıçan gerçek yobazlar sizlersiniz, Avrupai yobazlarsınız.
Dinci yobazlara diyecek kelime yok zaten, fakat onlar ayrı sığır, siz ayrı sığır...
Başkalarına koyun derken, kendisinin o koyunlardan 3 kat daha besili bir koyun olduğunun farkında olmayan ahmak sürülerisiniz siz.

Çekeceğiniz var lan benden, Allah ömür verirse inşallah.

Şimdi çok fantastik bir video seyrettirecem size.
Bu Burak Özdemir adlı şahıs kendisine başka bir şeylerin "ilham" verdiğini söylüyordu ya, aynı şeyi Lady Gaga da söyleyecek, tabi anlayana.
Sadece 10 saniyelik kısmını seyretmenizi istiyorum.

Video'nun 30.ve 40.saniyeleri arasını izleyin.

Paris Hilton: What is your inspiration for your music?
(Müziğinde nelerden ilham alıyorsun?)

Lady Gaga: I'm very very inspired by "my friends".
(Dostlarımdan çok ilham alıyorum)

Dostlarından ilham alıyormuş Lady Gaga.
Peki "dostlarım"
derken ne yaptığını gördünüz mü?

 

Burada kekeliyor ve kafasını kaşıyormuş gibi yapıyor.
Fakat bir saniye sonra ne yapacağına bakın.

 

"My friends" (dostlarım) derken bariz bir şekilde tek gözünü kapatıyor eliyle.

 

Bu nedir?

Sizce bunu Illuminati üyesi büyüklerine saygı ibaresi olsun diye mi yapıyor?
Birkaç mason üstad için sembol mü yapıyor sizce burada Lady Gaga?

Hayır.

Bu hareketi istemsiz yapıyor.

Tekrar seyredin isterseniz video'nun bu kısmını, 30.saniyeden 40.saniyeye kadar.

Britney Spears da bir röportajın ortasında durup dururken "birilerini" görmüşcesine "aman Tanrım hoşgeldiniz" deyip ağlamaya başlıyordu, hatırladınız mı?
Önceki yazılarda 3-4 kere verdim link'ini o video'nun.

Eğer sadece bu yazımı okuyorsanız, bu okuduğunuz ilk yazımsa, muhtemelen şu an bana "siktir lan" diyorsunuz.
Fakat bir bütünlük halinde hepsini okuduysanız anlarsınız.

Anlarsınız tüm bunların tesadüf olamayacağını.

Birleştirebiliyor musunuz şimdi parçaları?

Bu Lady Gaga video'su da 14 milyon kere izlenmiş, zira bir Nokia tanıtım video'su ve içinde Paris Hilton da var.
Eh normal yani 14 milyon kere izlenmiş olması.

Peki kaç kişi yakalamıştır bu detayı?

100 kişi?

Belki.

14 milyon içerisinde kaç kişi görebiliyor bunları?
"Kaçınız Tyler'ı iş başındayken yakalayabilirsiniz?"

Burak Özdemir'in gerçekten böyle bir ilham alma olayı varsa bile, bunun kimler olabileceğini anladınız mı?
"Tanrı'nın eli"
üzerindeymişmiş beyfendinin, Maradona mısın lan sen?

En'am suresi 121.
ayetin bir kısmında çok ince bir mesaj, çok ince bir uyarı var: "...
Şeytanlar kendi evliyasına/dostuna ve destekçilerine sizinle mücadele etmeleri için elbette ki vahiy gönderirler.
O şeytan evliyasına boyun eğerseniz kesinlikle müşrikler oldunuz demektir.
"

Şeytanlar kendi dost ve destekçilerine vahiy gönderirler...

Anladınız mı neymiş, kimlerdenmiş o "ilham"?

Niçin verirlermiş peki bu ilhamı?"...sizinle mücadele etmeleri için..."

O yüzden tekrarlıyorum; ayık olun canlar, ayık olun ciğerler.
Üçkağıtçılara pabuç bırakmayın.
Hz Muhammed son nebidir, nokta.
Her kim ki "vahiy" aldığını iddia ediyorsa ve üstüne bir de müslüman olduğunu ileri sürüyorsa, ona lütfen okkalı bir "SİKTİR" çekin.
Hatta ağzına da terlikle vurun ki sesini çıkaramasın, eğitimli cahillerin kanına giremesin.
Allah belasını versin diyorum o eğitimli cahillerin ama lanet olsun içimdeki sığır sevgisine, onları da kollamak lazım.

Hala cinlerin bu hayata etki etmediğini mi sanıyorsunuz?
İstediğiniz şeye inanmakta serbestsiniz, bu konuda bir baskı yapmak haddime değil, sadece elimden geldiğince yol gösterebilirim size.
Gerisi size ve muhakeme yeteneğinize kalmış.

Gelin bakalım şimdi, Arrivals adlı belgeselin bir bölümünü verecem size.
Bu konuyla ilgilenenlerin muhtemelen seyretmiş olabileceği meşhur bir röportajı yayınlamışlar bu bölümde.
Boş bir vaktinizde seyredersiniz: http://www.youtube.com/watch?v=BzsGT4E_mZg

Size bu röportajı özet geçeyim, Roger adında tonton bir amca bu elit ailelerin arasına katılıyor ve "başka varlıklarla" iletişim kurabildiklerini, bu imkâna sahip olduklarını itiraf ediyor.
Belki bu abimiz onların bilinçli ifşa çalışmalarının bir ürünüdür, yani belki onlardandır, belki de tamamen saftır, ama buna kafa patlatacak değiliz.
Sonuç olarak siz bu emminin dediklerini kendi süzgecinizden geçirerek anlamaya çalışın sadece;

 

Fakat size şunu belirtmek istiyorum.
Bu dünyada gezinen ölü ruh diye bir şey yok.
Ölülerin ruhları yok bu dünyada.
Hatta Kuran'a göre insanın da "ruhu" yok, "nefs" (can) var.
Ruh, Kuran'da "vahiy meleği"nin adıdır.
Filmlerde gördüğünüz yarı saydam beyaz hayalet gibi ruhlarımız yok.
Bu insanların iletişime geçtikleri varlıklar ise cinlerden başkası değil.
Şeytani cinler bu insanlara, kendileini "ruh" şeklinde tanıtıyorlar.
Şimdi neden hem bu ruhçu arkadaşlara, hem Illuminati'ye "kandırılmış aptallar" dediğimi anlıyor musunuz?
Dönecem bu konuya.

 

Bu kadar yeter, merak ettiyseniz bir kısmını verdiğim link'ten seyredebilirsiniz, çok meşhur bir video'dur bu.

Şimdi önceki yazılarda bu Illuminati'nin ve elit örgütlerin niçin "ölümsüzlüğe" ve "sonsuzluğa" vurgulamalar yaptıklarını irdelemiştik.

Evet, Luciferianist'ler (bu dünyada) sonsuz bir hayat yaşayacaklarına inanıyorlar.

Kandırılmışlar, salaklar, fakat eninde sonunda kaybedecek olan bir Şeytan'a inanacak kadar da salak değiller.
Bu insanlar ebediyen cehenneme atılacaklarını bile bile bu bokları yemiyorlar.
Onlar "sonsuz" ve asil bir hayat yaşayacaklarına inanıyorlar, çünkü onlar iyiliğin varolması için kötü rolünü üstlenen "gerçek" ve fedakâr "iyiler" olduklarına inanıyorlar.

Çünkü onlar "aydınlanmış" kimseler.
Hem de Lucifer'ın ışığında aydınlanmış olan kimseler.

Illuminati = Aydınlanmışlar.

 

Şimdi bakın, bu şahıs Rockefeller Company'nin şu anki lideri David Rockefeller.
Ve kendisi bir ruha tapınma seansında...

 

...Yıllar önce kaybettiği babası John D.Rockefeller (resimdeki) ile irtibat kurabildiğine inanıyor.
Fakat iletişim kurduğu kişi, kendisini John D.
Rockefeller'ın ruhu olarak tanıtan bir cin/şeytandan başkası değil.

 

 

Anladın mı neden "kandırılmışlar" olduklarını?

Anladın mı neden ölmüş yakınlarının dahi aslında "sonsuzluğa" eriştiğine inandıklarını?
Ah David'cim, senin baban şu an Allah'ın "adalet" dolu ellerinde desem bana inanır mıydın?
Ehehe.

Araf suresi 30.ayet: "...Onlar, Allah'ı bırakıp ŞEYTANLARI DOSTLAR edinmişlerdi.
Bir de kendilerinin hidayet üzere olduklarını sanırlar."

"Bir de kendilerinin hidayet üzere olduklarını sanırlar"

Aydınlanmış demiyor mu olum bu adamlar kendilerine?
He pardon, Kuran'dan ayet verince yobaz ve şakirt oluyorduk di mi?
Kuran'ı, Hz Muhammed kendisi yazmıştı fazladan 2-3 kadınla nikahlanabilmek için di mi?
He tosunlarım, hee...

Bakın Kubrick'in muhtemel ölüm sebebi olan Eyes Wide Shut filmini incelediğim yazının sonlarını, kıyak kafayla yazmış olduğumdan filmin son sahnesindeki çok önemli bir diyaloğu es geçmişim, fakat iyi ki de geçmişim.
Zira burada kullanmam çok daha açıklayıcı olacak.
Bakın şimdi, filmin sonunda Stanley Kubrick bize ne diyor.
.
.

Unutmayın, filmin son sahnesi, son diyaloğu bunlar.
.
.
Ve Kubrick'in bu filmde peşpeşe "tekrar tekrar" kullandığı her cümle, her kelime bir anlama sahipti, Kubrick konulu yazıda bunları incelemiştik:

"Sonsuzluk" vurgusu dikkatinizi çekmediyse kafanıza tekme atarım sizin.

"Sonsuzluk deme, beni korkutuyor..."

Kubrick bu filmin çekimlerini tamamladıktan 4 gün sonra öldü biliyorsunuz di mi?

Aralarındaydı, bu filmin çekiminde onların da izni ve katkısı vardı, fakat Kubrick bu filmde göstermesi gerekenden fazlasını gösterdi.
Tabi anlayana gösterdi, orası ayrı.
Ve "onlar" tabi ki de anladılar bunu...

Tüm bu kaosa, vahşete, savaşlara, ölümlere, hastalıklara sadece maddi güce sahip olmak için yol açtıklarını mı düşünüyorsunuz?

Tüm bu yaşananların tek amacı sadece "para" mı?

Kusura bakmayın da, eğer bunu düşünüyorsanız sahiden çok dar ve materyalist bir kafa yapınız var demektir.

Gerçek "satanizm"in ne olduğunu yavaş yavaş anlayabiliyor musunuz?
Bize yansıtılandan ne kadar farklı ve kendi içinde oturmuş bir felsefesi olduğunu görebiliyor musunuz?
Bu yüzden ayık olacaksınız kaynatasızlar, "aman benim ne işim olur satanizmle" demeyeceksiniz, Lucifer'ın öğretileri aslında o kadar da uzak değil size, heryere sızmış durumda.

50 kere dedim, bu da 51 olsun: Luciferanism kedi kesen sik kafalı psikopat gençlerin yaptığı şey değildir.
Keşke sadece o olsaydı, o zaman gerçekten de ciddiye alınacak değerde olmazdı.
Fakat o göründüğünden çok daha fazla sizi "kandırabilme" potansiyeline sahip, sapkın ve alçak bir öğreti.

Bu "Emmanuel'in Kitabı" da bitmek tükenmek bilmeyen kıytırık, uyduruk, skindirik ruhçu kitaplarından bir tanesi.
Kitaptan ufak bir alıntı yapıp kafanıza bu ruhçuluğun ne mal olduğunu iyice kazımak istiyorum.

Emmanuel adında aşmış bir ışık varlığı varmış, sorularımızı cevaplıyor bu kitapta kendisi.
Burak Özdemir'in Dona'sı gibi bir şey yani, bakalım Emmanuel "çocuk istismarı" hakkında neler yumurtlamış:

"Bu insanlık tabiriyle hoş görülmeyecek bir durumdur.
Ancak kayıtsızlıkla değil, şefkatle ve her ruhun bilgeliğine derin bir inançla bunun ötesine bakalım.
Yalnızca çocuk için değil, aile için bu deneyimden öğrenilecek ne var?
Kötü harekete maruz kalmış hatta bu şekilde hayatını kaybetmiş bir çocuk, ailesine büyük bir sevgi ve özveri armağanı vermiş olur, tabi onlar bu hediyeyi almak istiyorlarsa.
Böyle saldırıları yaşayan ruhlar yalnızca kendilerinin ve rehberlerinin bildiği nedenler yüzünden onu seçmişlerdir… Olayları Tanrı'nın gördüğü gibi görmeniz pek mümkün değildir.
Yargılarınızı Tanrı'nın ellerine bırakın."
(Emmanuel'in Kitabı s.240-241.)

Hey maşallah, çocuk tecavüzüne böyle bir bakış açısı görmüş müydünüz daha önce siz?

Yani çocuğu tecavüze uğrayan aile aslında şanslıymış, çünkü böyle "olgunlaştırıcı" bir "deneyim" yakalama şansına sahip olmuşlarmışmış.

He bi de bunları anlatmadan önce şöyle bir girizgah yapıyor: "çocuk istismarı insanlık tabiriyle hoş görülmeyecek bir durumdur, ancak aslında öyle değil...
", zira arkadaş bunları diyerek şuna zemin hazırlamak istiyor: Hani ben bir şeyler saçmalayacam, siz ola ki bana karşı gelirseniz, bunun sebebi sizin "tekamül" edememiş, basit, avam insanlar olmanızdır.
Yoksa benim anlattıklarım çok hidayet dolu şeylerdir...

Lan ruhçular, sizin alayınızı hidayete kavuştururum bakın adamı hasta etmeyin.

Ya lütfen, sizden rica etmeyi bırak, size yalvarıyorum, şu spritiüalist derneklere giden, şifa reiki bilmem ne olaylarına giren yakınlarınız varsa engel olun.
Sütten ağzı yanmış biri anlatıyor bunları ya, size yemin ederim ki bir bok değil bunlar.
Kendilerini "aydınlanmış" olarak görme merakındaki, çürük ve altyapısız bi felsefeye sahip 3-5 salağın ikna edici konuşmalar yaptığı kıytırık dernekleri var bu adamların.
Sayıları da çok fazla, ayık olun ve pabuç vermeyin şunlara ya.
Allah rızası için.

Neyse.

Gel bak şimdi "Mevlana" adı altında ne haltlar karıştırdıklarını da kendi gözlerinle gör...

"Dünya Kardeşlik Birliği" ya da nam-ı diğer "Mevlana Yüce Vakfı"nı duymuş muydunuz?
Internet'te şu adreste ikamet ediyorlar: http://www.dkb-mevlana.org.tr/ana.html

Şimdi malumunuz bu üçgen/piramit artık "aydınlanmış" arkadaşların popüler kültüre kabul ettirdiği bir sembol oldu, o yüzden bu tür ruhçu oluşumlarda da sık sık görürsünüz bu sembolü, şekil A'da görüldüğü üzere.
Fakat ben artık sembolünden de geçtim, bu herifler nasıl sapkın fikirlerle beyin yıkıyorlar onları izah edecem ben sadece.

Şimdi Bağdat Caddeli kokoş teyzeler arasında pek yaygın olan bir "Altın Çağ Bilgi Kitabı" var bu arkadaşların, oradan alıntı yapacam.

Altın Çağ Bilgi Kitabı 1986 beşinci Ay Fasikül 17.Sy: 151

"İslâmın kitabını, islâm dostlarımız bilinçli bir şekilde okumuşlarsa, onun size vermiş olduğu mesajı çok iyi bileceklerdir.
Bu mesajın özü, sevgi, hoşgörü, sabır ve bir şeyi anlamadan, onun bilincine varmadan ön yargılı olarak inkâr etmemenizdir.
Bazı köklenmiş bağnaz düşünceler, hâlâ ruh yoktur, reenkarnasyon yâni yeniden doğuş yoktur, cin vardır, şeytan vardır demektedirler."

Dur dur, ehehehehehehe.

Şimdi diyorlar ki, bu çağda hala "ruh yoktur" ve "reenkarnasyon yoktur" diyenler bağnazlarmış.

Reenkarnasyona inanmıyorsanız yobaz piçsiniz yani.
Çünkü biz anlayamıyoruz arkadaşların aydınlanmışlık seviyelerini, onlar görmüşler işin özünü, fakat biz "avam" ve "bağnaz" olduğumuz için bunu göremeyip reenkarnasyon diye bir şeyin olmadığını zannediyormuşuz.
Reenkarnasyonla bilmem kim şahsın, bilmem kaçıncı bedeni olduğunu iddia eden Said Nursi gibi arkadaşlar çok ilim dolu "aydın" kişiler oldukları için biz onların söylediklerini anlayamıyoruz malesef...

Devam edelim kitaptan, şimdi biraz uzun bir alıntı yapacam fakat lütfen "MEVLANA" adı altında size neler dayatmak istediklerini kendi gözünüzle görmek istiyorsanız üşenmeyin ve okuyun...
Okuyun ki şimdiye kadar anlattığım Luciferian fikirlerle harmanlanmış bu sapkın New Age görüşlerinin ne bok olduğunu kendi gözlerinizle görün:

"Bir zamanlar bazı kişiler, İslâm'ın peygamberi için "cinlenmiş şair" diyorlardı.
İslam'ın kitabında, "cin"i kötü olarak tanıtan sûrelerin yanlış anlaşılması, İslâm toplumunu bu hâle getirmiştir.
"Cin" de Allah'ın bir varlığıdır!..

...
Unutmayın ki, İslâm'ın kitabında bahsedilen "cinler", sizlere hakiki yolu gösteren yüce varlıklardır ve rabbin emrinde hareket eden dostlardır...

Yine sizi kurtaracak olan, rabbinizin ilâhî emri ile "cinler" olacaktır.
Bizimle irtibatta bulunan yüce görevliler, sizlere, bizi anlatmakla, tanıtmakla mükelleftirler......
İslâm'ın kitabında 7-181 âyet şöyle der: Yarattıklarımızdan öyle bir ümmet vardır ki hakka iletirler - hak ile adalet yaparlar.
İşte bunlar bizleriz.
Yani uzaylı dediğiniz dostlar."

Okudunuz mu?

"Mevlana" adı altında bu yapılanın, Lucifer öğretileriyle dolu New Age fikirlerinden ne farkı var?
Tek bir fark gösterin bana Allah rızası için ya?

Şimdi bu arkadaşlar bunları anlatıyorlar, cinlerin bize "hakiki" yolu gösteren "yüce" varlıklar olduğunu söylüyorlar, arada "uzaylı dostlar" fikrini de gömüyorlar ve diyorlar ki "kurtuluşumuz yüce cinlerde, ruhlarda ve uzaylı dostlarımızdadır".

Aynen bunu diyorlar, ben götümden uydurmuyorum, kaynak ismi ve sayfa numarası bile belirttim daha ne yapayım?

Şimdi bakın, cinler belki özünde iyi çocuklardır, aralarında müslüman olanı, sizin gibi spiritüalist ahmak olanı, ateist olanı, satanist olanı da vardır, bu doğrudur.
Fakat insanlarla irtibat halinde olan cinler, bu hayata müdahale etme çabasında olan cinler kötüdür, Allah'ın emrine karşı gelmişlerdir ve şeytan olmuşlardır.
Bunu ben değil Kuran söylüyor.
Hani adını andığın, kendi gerzekçe fikirlerine alet etmekten çekinmediğin Kuran var ya, işte o diyor bunları.

Cinlerden korkmayın tabi, neyinden korkacan, bu kısma katılıyorum.
İyi de korkmuyorum diye niye bağrıma basayım la elin cinini?
Niye yüce varlık olsun olum cinler?
Manyak mısınız lan siz?

Alın sevgili Mevlana adı altında kıytırık ruhçu öğretilere inanan kardeşlerim, okuyun lazım olur bunlar:

"...
Melekler derler ki: Tespih ederiz seni!
Bizim Veli'miz sendin, onlar değil.
Doğrusu şu ki, onlar cinlere tapıyorlardı.
Onların çoğu cinlere iman etmekteydi."
(Sebe, 40, 41)

"İşte böyle, biz peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık.
Bunlar aldatmak için birbirlerine lafın yaldızlısını fısıldarlar.
Rabbin dileseydi onu yapamazlardı.
Bırak onları, düzdükleri iftiralarla başbaşa kalsınlar." 
(En'am Suresi 6:112)

Tamam mı güzelim?
Eğer "müslümanım" diyorsanız ve sonra da elin cinlerine bu tür abidik gubidik anlamlar yüklüyorsanız, belki birkaçınız denk gelir de şu blog'u okur ve kafasına bazı şeyler dank eder diye anlatıyorum bunları.
Gerçi bu tür kıytırık cin muhabbetlerine girecek olan "akıllı" insan önce dur bi Kuran ne diyormuş diye bakıp onu okur, ama çok aydınsınız ya tabi, gerek yok sizin Kuran'ı da okumanıza.
Afferin oğlum, good boy.

Gel gel, bitmez bu ruhçuların yaptıkları.


"Mevlana Şems'in yanına girdi.
Şems şahane bir çadırda oturmuş Kimya Hatun ile oynaşıyordu.
Mevlana dışarı çıktı.
Bu karı koca oynaşmalarına mani olmamak için medresede aşağı yukarı dolaştı.
Sonra Şems (Mevlâna'ya) içeri gel diye seslendi.
Mevlana içeri girdiğinde Şems'ten başkasını görmedi.
Kimya nereye gitti?
dedi.
Şems 'Yüce Tanrı beni o kadar sever ki, istediğim şekilde yanıma gelir.
Şu anda da Kimya Hatun şeklinde geldi' buyurdu
.
"
Kaynak: Ahmet Eflaki.Menakibul Arifin - 11/56/57.Haksöz Dergisi, Nisan 93

 

Ne diyeyim lan ben bunun üstüne?
Şems Tanrı ile sevişiyormuş, bak bak bak.
Hulül inancı bu.
Bu inanışa göre Allah insanın bedenine girer, Allah'ın bedenine girdiği insan tanrılık niteliklerini alır.
Bu iddia da tam bir dinden sapmadır, sapıklıktır, quentin'liktir, tarantino'luktur.

İbn Arabi ise şunları der mesela:


"Varlığımız onun varlığıdır.
Varlığımız açısından biz O'na muhtaç, nefsinden zuhuru için O bize muhtaçtır"

"O bana hamd eder, ben ona hamd ederim; O bana ibadet eder, ben O'na ibadet ederim"
(Fususu'l Hikem, 1/83, el Halebi baskısı)

 

Fazla söze-yoruma gerek yok heralde, Allah kullara muhtaçmış İbn Arabi'ye gore ve Allah bize ibadet ediyormuş.
Hmm ehehe.

İbn Arabi'den kısa kısa inciler gösterecem şimdi:

"İnsan, Allah'ın sureti; alemler, bu suretin kendisinde yansıdığı ayna; Allah da, insanın sureti olduğu Zat'tır.
Şu halde biz, Hakk'ı, hangi vasıf ile nitelemiş isek, bizde de o vasıf vardır.
Çünkü suretleri farklı olsa bile, dua eden, icabet edenin aynısıdır."

Al sana "enel hakk" kavramı (İbn Arabi, Heme O'st (her şey Allah'tır) der, mantık olarak o da enel hakk'tır).
Enel hakk nedir?
"Ben Tanrı'yım" demenin tasavvufi yoludur.

Bakın güzeller, bir öğretinin 12.
yüzyılda doğmuş olması, çok eski olması, onun doğru olduğu anlamına gelmez.
Bu uyduruk ruhçular, ve Ashtar Galaktik Kumandanı denen oluşum da "ben Tanrı'yım" diyor.
E onlar da mı hidayete ermiş aydın kişiler şimdi?
Aralarındaki tek fark biri 2011'de yaşıyor, biri 12.
yüzyılda, başka da hiçbir fark yok.
Gözünüzü boyamasın "tasavvuf" adı altında, "islam alimi" olduğu ileri sürülen kişilere maledilen saçmalıklar.
Bu kadar markacı ve etiketçi olmayın, isimlere değil fikirlerdeki çarpıklıkları görmeye odaklanın.

Devam edelim biz, bak bak, Arabi in the club:

"O halde, dini anlamıyla, ahiret hayatında bir azap ve mükafat yoktur.
"
(Yani cennet ve cehennem yokmuş Arabi'ye göre, Kuran bize yalan söylüyormuş, e bu matematik bizi kandırıyor hocam)

Satanizm neymiş, esintileri nerelerde varmış görebiliyor musunuz?
Satanizm kedi kesmek değildir lafını kaç kere daha tekrar etmem lazım?
Asıl satanizm işte budur, BU.

Bunlar da New Age'ci arkadaşlar tarafından öyle güzel kullanılıyor ki, öyle güzel alet ediliyor ki...
Daha sayısız örnek gösterebilirim size, fakat ben de insan evladıyım, yavaş yavaş sonlandıracam yazıyı.
Burada rol model olarak Mevlana Kardeşlik Vakfı'nı ve İbn Arabi'yi seçtim fakat siz isimleri boşverin, bu spiritüalizm denen öğretinin ne haltlar karıştırdığını, doğrularla beraber nasıl şeytani ve yozlaşmış fikirleri size kakalamaya çalıştığını anlayın istiyorum.
Tek derdim o.

Son olarak "İslam" adını kullanan bu arkadaşlara bir ayet göstermek istiyor ve çekiliyorum:

"Yazıklar olsun o kişilere ki, Kitap'ı kendi elleriyle yazarlar da sonra onunla basit bir karşılık satın alsınlar diye, "İşte bu, Allah katındandır!" derler.
Vay haline onların, ellerinin yazdıkları yüzünden!
Vay haline onların, kazanıp durdukları yüzünden!" (Bakara Suresi 2:79)

Hz Muhammed de heralde Nostradamus'la akraba falan, 1400 yıl sonrasını bile görebilen şeyler yazmış (!) baksana...

Böyle yani, anlaştık mı kaynatasızlar ehehe.

Ve ayrıca her "Illuminati " adı altında kurulan internet sitesine de "abuuu" diye atlamayın.
Mesela bi site çıkmış geçenlerde, neymiş efendim Illuminati tarafından kurulmuş bir siteymiş de, geri sayım yapıyormuş da, 7 Aralık 2011'de bitiyormuş o sayım da...

Asparagas olum bunlar, geçin, tamah etmeyin.
İşgüzar adamdan bol ne var piyasada?

Hem bir şey söyleyeyim size, bugün bir şey olma ihtimali, 7 Aralık 2011'de veya 21 Aralık 2012'de bir şey olma ihtimaliyle aynı.
Bu tür şeylere inanır ve ortalığı galeyana getirirseniz sadece onların korku politikalarının işe yaradığını göstermiş olursunuz.
Yapmayın etmeyin.
Bir sikim olmayacak 21 Aralık'ta korkmayın, he tabi olabilir de ama bugünden veya yarından ekstra bir ihtimali yok gözümde, onu demek istiyorum.

Her gördüğünüz sembole de öyle "aha bu Lucifer sembolü, masonik sembol abooo" diye atlamayın.
Sembolizm asırlardan beri vardı, olmaya da devam edecek.
Sembol kullandığını farkettiğiniz kitap, metin, klip veya filme balıklama atlamayın, "öğreti"si ne ona bakın, eğer ikisi birleşiyorsa o zaman o sembolün bir amaca hizmet ettiği sonucuna varın.
Zira şüphecilik ve paranoya arasında ince bir çizgi vardır, o çizgiyi aşmayın, yoksa hayattan zevk alamazsınız.

Şimdiye kadarki hem en uzun, hem de bazıları için "hazmetmesi" en zor yazım bu oldu sanırım, fakat yine her şeyi delilleriyle ve olabildiğince sade anlattım.
Önyargılarından ve saplandığı fikirlerinden kurtularak tarafsızca okuyanlar yine kapmışlardır anlatmaya çalıştığım şeyleri, -izm'lerin kölesi olmuş sığır ve yobaz kitleye ise yapacak bir şey yok.

Hadi sığır ekşici, özgürsün, şimdi buradan öğrendiğin argümanların üzerine 2-3 sikindirik elitist yaklaşım ekleyerek sağda solda "uydurmuş saçmalamış cahil yeeaaa" diye sikim sikim konuş, Selinsu'ya yaranmaya çalış, hayatta sebep-sonuç ilişkisi hiç yokmuşcasına öküz gibi yaşamaya devam et.
Devam et çünkü böyle yapınca verecek Selin sana, o verince zaten hayattaki tüm misyonunu da tamamlamış olacaksın, hadi aslanım göreyim seni.
Küflenmiş beyin nöronlarını siktiğimin salağı seni.

Ve son olarak, bu yazının başlığı aslında "Satanizm ve New Age Volume 2" olacaktı, fakat dedik ya sığırlar için ambalaj her zaman içeriğin önündedir diye.
Kuru kuru "satanizm" desek ciddiye almayacaktı bu sığırlar, o yüzden Rothschild diye gömdüm onlara bu yazıyı, hadi geçmiş olsun ehehe.

Sevgi ve ışığın gücü adına.

Şaka lan şaka, sıçarım ışığınıza şimdi hadi yallah ehehe.

http://michaelsikkofield.blogspot.com/2011/08/rothschild-illuminati-satanizm-ve-yeni.html



--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Sinirsizca sev, her gonulde cicek olacagina bir gonulde buket ol.  Anonim Nasihat   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/

1 yorum:

  1. Evet milletleri yobazlaştırıp asimile ettikleri doğrudur. Seni yobazlaştırdıkları gibi... Ne de güzel hiç çekinmeden küfürler ediyorsun!..

    YanıtlaSil