4 Ekim 2011 Salı

POLITIK - Prof.Dr. Celal Şengör' ün Muhteşem Yüzyıl için yazdıkları...

Prof.Dr. Celal Şengör' ün Muhteşem Yüzyıl için yazdıkları...

Bu toplumun hemen hiçbir değeri kalmadı:

Tek değer, kişilerin ve/veyagrupların hak etmedikleri şeylere uzanmak için olabilen her yoludenemesinin en makbul marifet sayılmasıdır.

Türkiye rüşvet vehırsızlıkta Avrupa birincisi, dünya dördüncüsüdür.

Dünya ülkeleriarasında cahillik düzeyiyle en ön saflarda yer alıyor, dünyaüniversiteleri arasında adı anılabilecek ilk 500 arasında hiçbir üniversitesi yoktur.

Başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere devleti yönetenlerin hakkında bulunan suç dosyaları nedeniyle dünya birincisidir (Kemal Baytaş, Sözcü 13 Şubat 2011).

İçeri atılan gazetecilerin sayısıyla dile gelen aykırı fikre tahammülde, nihayet İran ve Çin'in bile gerisine düşerek sondan birinciliği kaptı.

Gün geçmiyor ki ırzına geçilen kadın, cinsiyet nedeniyle veya tore denen ahlaksızlıklar yüzünden öldürülen kız ve kadın haberleri gazetelerimizde, televizyonlarımızda yer almasın.

En son öğrencilerimizi hatta devlete ait kurumlar ve devletin memurları eliyle harcamak, onların hayatlarını karartmak sıradan olay oldu,bunları yapan ve kötü niyetleri artık her gün dile gelen akıl ve beceri fakirleri devletin ve hükümetin güvencesi altına alındı.

MHPGrup Başkanvekili Oktay Vural Bey bu konuda devlet görevlilerinin tatmin olduk sözlerinde suç ortaklığının dile geldiğini televizyonlardan haykırdı.

Tüm bunlar ne zaman oluyor?
Muhafazakâr değerlerimizin şahlandığı,Atatürk'ün getirdiği akılcılıktan hızla uzaklaştığımız bir dönemde;Türkiye halkı tamamen keçileri kaçırdı mı, yoksa bu ahlaksızlıklar zümresi onun gerçek değerlerini mi yansıtıyor?
Bence ne biri ne diğeri.

Halk o kadar cahilleşti ki, yaptığı şeylerin veya kendisineyapılanların çoğunun ahlaksızlık olduğunu, bu ahlaksızlıkların er veyageç kendisini zarara uğratacağını, çoluk-çocuğunu süründüreceğini göremez hale geldi, safsatayla uyutulmayı tercih eder oldu.

Türkiyehalkı kravat takar, lüks otomobillerde dolaşır, bikinili hatunları sosyetik plajları doldurur veya şehirlerini şekilsiz gökdelenlerledoldurup oraları <<modernize>> ederek yaşanmaz hale getirir ama tüm buhalk zenginiyle fakiriyle, şehirlisiyle köylüsüyle zır cahildir.

Kendi tarihinden habersizdir.

Aslında ne dilini, ne dinini bilir, ne geleneklerini tanır, ne de toplumsal değerlerinin evriminden haberdardır.

Muhteşem Yüzyıl diye televizyonlarda alkışladığı dönemde,devletinde Amerika'dan gelen gümüşün ilk enflâsyonu başlattığını bilmez[1] (çünkü Avrupalı <<gâvur>> dünyayı keşfederken, muhteşem [!]padişahları hareminde gönül eğlendirmekte, dünyayı öğrenelim diyenPirî Reis'in kafasını vurdurmaktadır).

Muhteşem (!) yüzyılda Anadolu'da medrese o kadar ayağa düşmüştür ki, öğrenci haydutluğa başlamıştır (buna softa şekâveti denir).

Avrupa'dailk yenilgimizi Muhteşem (!) Süleyman devrinde aldığımız gibi (I.

Viyana bozgunu: 1529), Hint Okyanusuna her çıkışımızda mini mini Portekiz'den sopayı yeyip Kızıldeniz'e veya Basra Körfezi'netıkılışımız da bu büyük (!) padişah efendimizin devrindedir.

Gene onun zamanında dünya keşfedilirken, Hint Okyanusu'na kadırga denen sandallarla[2] açılan ve 1554'te Hindistan'da karaya vuran büyük (!)bir amiralimiz, yürüyerek üç senede Hindistan'dan Edirne'ye gelmiş ve meşhur bir kitap (Mirât-ül Memâlik) yazmıştı.

El alemin dünyayı öğrendiği bu dönemde Seydî Ali Reis gazel söyleyip, eğlence partilerini anlatmaktan başka tek bir detaylı coğrafya bilgisi toplamayı gerekli bulmamıştı.

Büyük (!) Sultanımız Süleyman'ın Fransakralı I. François'yı hapisten bir mektupla kurtardığını okurduk mektepte.

O François'nın kurduğu Collège de France bugün dünyanın enönemli araştırma kurumlarından biridir.

Bizimkinin hangi kurumu ayakta kaldı? Hangi kurumunun insanlığa beş paralık bir faydası oldu?
Tekbecerdiği kalıcı şey, aklı başında öz oğlu Şehzade Mustafa'yı Hürrem uğruna katlettirip, devleti bir ayyaşa teslim ederek halkının geleceğini karartmak oldu.

Artık yeter!
Bu ve benzeri rezillikleriyalanlarla bezeyip yücelten, buna karşılık bize bütün dünyada saygınlık kazandıran, aklımızı kullanıp onurlu insanlar olmamızı sağlayan Atatürk'ü aşağılayan âlim pozlu, ukala tavırlı zır cahilleri her gün halkın karşısına diken televizyon kanallarından ve gazetelerden gına geldi.

Yükselen ahlaksızlık grafiğimiz kimin eseridir sanıyorsunuz?
Cehalet tüm fenalıkların anasıdır.

Biz de o anayı besleyip duruyor, onun tosuncuklarına oylar veriyoruz.

Artıkyeter!
Memleketimde her elimi attığım yerde cehalet çirkefine bulaşmaktan bıktım.

Celal Şengör, Bilim Teknoloji (Cumhuriyet) sayı:1258

--  -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Humanius est deridere vitam quam deplorare Hayata gülmek hayat için ağlamaktan daha insani bir davranıştır. I [değiştir]  Latin Atasözü ......................................  Blog sayfam buradad1r: http://orajpoyraz.blogspot.com/  Gurubuma uye olun: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder