24 Ekim 2011 Pazartesi

[Oraj-69][2011/10/25] Bir şehit cenazesi bakın ne kadar sıkıntıya sebep oluyor...


Hedef Fırat Üniversitesi Mi?

Şehit cenazesine katılmak suç mu?

Ü

lkemizde sağduyunun sesi olmuş olan Fırat Üniversitesi son günlerde basının hedefi oluyor.
Fırat üniversitesini ve Fırat Üniversitesi öğretim üyelerini hedef gösterenler içinde Zaman Gazetesi'nin de var olması herkesi şaşırtıyor...
İşte o haberler ve Fırat Üniversitesi'nin açıklaması...

24 Ekim 2011 Pazartesi 19:45

ZAMAN GAZETESİ'NİN HABERİ;

Hakkari Çukurca'daki menfur saldırının ardından yapılan protesto yürüyüşü Elazığ'da provokatif bir niteliğe büründü.

Şehit düşen iki askerin memleketi Elazığ'da, İzzetpaşa Camii önünde toplanan bir grup, ellerinde Türk bayraklarıyla BDP il binasına yürümek istedi.
Buna güvenlik güçleri izin vermedi.
BDP binasının da bulunduğu taraftaki başka bir grup ile bu grup birbirlerine cisim atınca polis müdahale etti.
Tuncelililerin yaşadığı Hozat Garajı bölgesinde de esnaf saldırıya uğradı.
Akşam saatlerinde BDP binasına molotof atıldı.
İddialara göre olaylar, Elazığ Fırat Üniversitesi'ndeki bazı öğretim üyelerince tırmandırıldı.

Önceki gün üniversite camiinde okutulan mevlitte ilahiyat fakültesi öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr.S.Ü.'nün, kışkırtıcı bir konuşma yaptığı öne sürüldü.
Cenaze namazları için de rektörlükçe araçlar kaldırıldı.
Üniversite personeline atılan toplu e-postalarla cenazeler için duyuru yapıldı.
Dün çıkan olaylarda ise tıp fakültesi öğretim görevlisi K.K.ve Tarih Bölümü Araştırma Görevlisi Y.H.'nin de yer aldığı ileri sürüldü.
K.K.'nin eski Elazığ Ülkü Ocakları yöneticisi, Y.H.'nin ise rektör yardımcılarından birinin asistanı olduğu bildirildi.

Olaylar sırasında bazı kişilerin yaralandığı görüldü.
Bölgeye gelen Elazığ Valisi Muammer Erol ile Emniyet Müdürü Fahrettin Coşkun da vatandaşları sakinleştirmeye çalıştı.
BDP il binasına atılan molotofun ardından olay daha da büyümeden müdahale edildi.
Öte yandan Tunceli Milletvekili Kamer Genç, dün TBMM'de düzenlediği basın toplantısında yaşanan olaylara değindi.
Sivas ve Maraş olaylarına benzer bir girişimde bulunulduğunu iddia eden Genç, Elazığ'da katliam yapılmak istendiğini ileri sürerek devletin gerekli tedbirleri almasını belirtti.
Genç, "Elazığ'da şehit cenazeleri kaldırılınca bir kısım insanlar Hozat Garajı diye bir yer var, buraya saldırmışlar.
Esnafa saldırmışlar, camları kırmışlar.
Vatandaşlar işyerlerini kapatıp gitmişler.
Bugün buraya çok sayıda insan gelmiş, burayı abluka altına almış.
" şeklinde ifadeler kullandı.
Bu arada bugün şehir merkezinde geniş çaplı bir eylem için de hazırlık yapıldığı öğrenildi.

http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1193570

ÖZGÜR GÜNDEM GAZETESİNİN HABERİ;

İç savaş provası

Colemêrg'in (Hakkari) Çelê (Çukurca) ilçesinde meydana gelen ve çok sayıda askerin ölümüne neden olan çatışmayı bahane eden ülkücü gruplar, Hozat Garajı mevkiinde bulunan BDP Xarpêt (Elazığ) il binasına saldırarak Molotof kokteyli attı.
Irkçılar ayrıca esnafa da saldırdı.

Öğretim üyeleri kışkırttı

İddialara göre olaylar, Elazığ Fırat Üniversitesi'ndeki bazı öğretim üyelerince tırmandırıldı.
Önceki gün üniversite caminde İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.
Doç.Dr.S.Ü'nün kışkırtıcı bir konuşma yaptığı öne sürüldü.
Saldırganlar içinde Tıp Fakültesi Öğretim Görevlisi K.K.ile Tarih Bölümü Araştırma Görevlisi Y.H'nin yer aldığı da ileri sürüldü.K.K'nin eski Elazığ Ülkü Ocakları yöneticisi, Y.H'nin ise rektör yardımcılarından birinin asistanı olduğu bildirildi.

Polis bize müdahale etti

Olayı duyan BDP'liler de ırkçı güruha tepki gösterdi.
Olaylar sırasında polisin tavrının saldırıyı kışkırtma maksadı taşıdığını ifade eden BDP İl Başkanı Mehmet Kılıçtepe, polisin olaylar sırasında ülkücülerden çok kendilerine müdahalede bulunduğunu vurguladı.
Kılıçtepe, "Şu ana kadar saldırılarda mağdur olan taraf biz olmamıza rağmen polis tarafından en sert müdahaleye maruz kalan taraf da biz olduk.
Yani insanlar tedirgin.
Linç edilme tehlikesi ile karşı karşıya kalan insanımız kendini korumak için refleks gösteriyor, fakat emniyetin müdahalesine maruz kalıyor" diye konuştu.

İstanbul'da da BDP'ye yönelik saldırılar devam ediyor.
Yaklaşık 20 kişilik bir grup önceki gece BDP Sarıyer ilçe binasına taşlı sopalı saldırı gerçekleştirdi.
Bina içinde bulunan yöneticiler çıktıktan sonra bina önüne gelen grup, burada binanın alt katında bulunan işyerinin kepenklerine çıkarak ikinci katta bulunan ilçe binasının camlarını taş ve sopalarla kırdı.

Irkçılar öğrencilere saldırdı

İstanbul Üniversitesi'nin Beyazıt'ta bulunan Merkez Kampüsü'nde Colemêrg'de yaşanan olayları bahane ederek Kürt ve solcu öğrencilere saldırıda bulunulmasına tepki göstermek amacıyla okuldan toplu çıkış yapan öğrencilere ülkücü bir grup saldırdı.
Polisin de müdahale ettiği olaylarda gruplar arasında başlayan çatışma ara sokaklara yayıldı.
Polisle öğrenciler arasındaki olaylar Yenikapı'ya kadar devam etti.
Polisin gaz bombaları kullandığı ve bir saat devam eden olaylar öğrencilerin ara sokaklara dağılmasıyla sona erdi.
Olaylarda en az 5 öğrencinin gözaltına alındığı ve yaralı öğrencilerin de olduğu bildirildi.

http://www.ozgur-gundem.com/?haberID=23498&haberBaslik=%C4%B0%C3%A7%20sava%C5%9F%20provas%C4%B1&action=haber_detay&module=nuce

PKK'YA YAKINLIĞI İLE BİLİNEN BİR HABER AJANSI İSE;

Öte yandan PKK'ya ykınlığı ile bilinen bir haber ajansı, "Alevi vatandaşlara yönelik kışkırtmaların F.Ü İlahiyat Fakültesi personelleri ile Fırat Üniversitesi hastanesinden bir personelin organize ettiğini, söz konusu şahıslardan birinin , üniversite camiinde bir vaazda Kürt Aleviler hakkında menfi konuşmalar yaptığını duyurdu.
Ajans yaptığı haberde Milli Eğitime bağlı lise okullardaki öğrencilerin organizeli bir şekilde camiye gönderildiğini" haber yaparak yine Fırat Üniversitesi'ni hedef aldı...

FIRAT ÜNİVERSİTESİ`NDEN İDDİALARA YANIT

Fırat Üniversitesi Rektörlüğü, 21 Ekim 2011 günü Elazığ'da meydana gelen olaylarla ilgili olarak Zaman Gazetesi kaynaklı; 22 Ekim 2011 tarihinde Ahmet Dönmez, 23 Ekim 2011 tarihinde ise Nurullah Kaya tarafından yapılan ve bazı medya organlarında yayınlanan haberler üzerine açıklama yaptı.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:"20 Ekim 2011 Perşembe günü Elazığlı 2 şehidin cenaze namazından önce Üniversite personelinin bir kısmı öğlen namazını müteakip cenaze namazına katılmak için idari izin istemişler, gelen yoğun talep üzerine Şehit Mehmet AĞGEDİK'in, İzzetpaşa Camii'nde kılınacak cenaze namazına kontrollü gidiş-gelişi sağlamak maksadıyla bir aracın personel için kaldırılacağı duyurulmuştur.
Kovancılar'da aynı gün defnedilecek şehidimiz Reşit ERCAN'ın, aynı zamanda üniversitemiz Şube müdürlerinin birinin akrabası olması sebebiyle, bütün personel yakınlarının cenazesinde yapılan uygulama tekrar edilmiş ve Kovancılar'da kılınacak cenaze namazına katılmak isteyen personel için de bir araç çıkarılacağı bildirilmiştir.
Bu duyuru saat 11.10 sıralarında yapılmış ve 11.30'da aracın kaldırılacağı bildirilmiştir.
Zamanın darlığı ve trafiğin yoğun olması sebebiyle öğlen namazında kaldırılan şehit Mehmet AĞGEDİK'in cenaze namazına araç kaldırılamamıştır.
Kovancılara ise bir minübüsle üniversitemizin yayın organı olan Fırat Televizyonu muhabiri ve kameramanı gitmiştir.
Bunun dışında haberde iddia edildiği gibi planlı bir çalışma yapılmamış, atılan ikinci e-posta Kovancılar'a gidecek aracın saat değişikliğini bildirmiştir.

21 Ekim Cuma günü yani olayların olduğu gün ise Üniversitemizden İzzetpaşa Camii'ne veya şehirdeki başka bir yere herhangi bir araç kaldırılması da söz konusu değildir.
Üniversite yönetimi olarak bütün milletimizi ve en üst düzeyden devlet büyüklerimizi de derinden üzen bu olayla ilgili olarak, Üniversite personelimizden cenaze namazına katılmak isteyen sadece bir otobüs sayısı kadar personelin cenaze namazı için İzzzetpaşa Camii'ne götürülüp getirilmesi idari bir tasarruf olup,
vatan için canını feda eden aziz şehitlerimiz için bir araç kaldırmak suç ise bu suçu peşinen ve şerefle kabul ettiğimizin altını çizmek istiyoruz.
Bununla ilgili verilecek bir hesap varsa, bunun hesabını her zaman vermeye hazır olduğumuzu belirtmek istiyoruz.
Bu konuda açıklama yapmak zorunda bırakılmamızı bile aziz şehitlerimize yapılmış en büyük haksızlık olarak görüyor manevi huzurlarında bir kez daha saygıyla eğiliyoruz.

23 Ekim 2011 tarihinde Nurullah Kaya imzalı ve Zaman Gazetesi kaynaklı haberde, gazeteye bilgi verilmesine rağmen, Üniversiteden duyurusu yapılan araç kaldırma işinin olayların olduğu 21 Ekim 2011 tarihinde olduğunu kasıtlı olarak yazmasını basın ahlak anlayışına ve takdirini kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz.
 19 Ekim günü Hakkari'de terör örgütü tarafından yapılan saldırılarda 24 askerimizin şehit olması ile ilgili olarak bütün yöneticiler gibi Fırat Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.A.Feyzi BİNGÖL de bir mesaj yayınlamış ve mesajında aynen şu ifadeler yer almıştır.

 "Hakkâri'de gerçekleşen ve 24 vatan evladının şehit olmasına, 18 askerimizin yaralanmasına yol açan alçakça saldırı ve Bitlis'te 5 polisimizin ve 4 vatandaşımızın şehit olmasına yol açan hain tuzak bizleri derinden üzmüştür.
Birlik ve bütünlüğümüzü hedef alan, amacı sadece şiddet olan terör örgütü, son günlerdeki saldırılarıyla çirkin yüzünü göstermeye devam etmektedir.
Yaşanan terör saldırılarıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bölmek isteyen hainlerin emellerine asla ulaşamayacaklarına ve Milletimizin her bir bireyiyle tek bir yumruk halinde hareket edip bu hain saldırılara karşı duracak güçte, kararlılıkta ve azimde olduğuna olan inancım sonsuzdur.
Aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, kederli ailelerine sabır, milletimize başsağlığı diliyorum.
Vatan uğrunda canını ortaya koymak için bir an bile tereddüt etmeyen gazilerimize ise acil şifalar diliyorum".
19 Ekim'deki cenaze namazından önce Üniversitemiz öğrencilerinin bir provokasyona gelmemeleri için Üniversitemiz girişindeki Sağlık Kültür ve Spor Dairesi binasının girişine dev bir pankart asılmış bu pankartta M.
Kemal ATATÜRK'ün
"Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı, doğulusu, batılısı hep bu milletin evladı aynı cevherin damarlarıdır" vecizesi kullanılmış ve öğrencilerimiz sağduyuya çağrılmıştır.
Rektör vekili ve aynı zamanda Rektör Yardımcısı olan Prof.Dr.Orhan KILIÇ, cenaze namazı öncesi yaptığı açıklamada; başbakanımızın sükûnet ve birliktelik çağrısına kurumsal destek verdiklerine vurgu yaparak, "Bizim millet olarak bu konuda bugün çok daha birliğe beraberliğe ihtiyacımız var.
Çok fazla siyasi hesap yapmadan el ele birlikte bu işin üstesinden nasıl gelirizin hesabını yapmamız lazım.
Bugün hamaset günü değildir.
Bugün bir olma birlik olma günüdür.
Mustafa Kemal ATATÜRK'ün belirttiği gibi Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı, doğulusu batılısı hep bu milletin evladı aynı cevherin damarlarıdır.
Mustafa Kemal ATATÜRK'ün bu veciz sözünü dev bir pankartla Üniversitemize astık.
Fırat Üniversitesi camiası olarak aziz şehitlerimizi bu anlayış içerisinde anmayı uygun gördük.
Üniversite öğrencilerimizden bütün milletimizden beklentimiz de odur ki, lütfen bu konuda oyuna gelmeyelim bir olalım birlik olalım" demiştir.
Asılan pankart ve yapılan açıklama "Fırat Üniversitesi'nden Sükûnet ve Birliktelik Çağrısı" başlıklı bir haber olarak yerel ve ulusal medyada geniş yer bulmuş, hatta Zaman Gazetesi'nin de içinde bulunduğu birçok internet haber sitesinde ve gazetelerde yayınlanmıştır.

Fırat Üniversitesi yönetimi 30.000'e yakın öğrencisinin provokasyonlara gelmemesi için sağduyulu davranması konusunda bu derece hassas davranmasına rağmen, yapılan haberde öğretim elemanlarının birkaçının kişisel olarak bir gün sonra 21 Ekim 2011 günü meydana gelen olayların içinde yer almış olabilecekleri, haberde de belirtildiği gibi kaynağı belli olmayan bir iddiadan ibarettir.
Bu konuda Üniversitemize emniyet ve adli makamlarca da herhangi bir bilgi verilmemiştir.
İlgili makamların talebi halinde ortada bir suç ve suçlular varsa gerekli idari ve cezai soruşturmanın başlatılacağından da kimsenin şüphesi olmamalıdır.
Ayrıca, Üniversitemiz Rektör Yardımcılarından hiçbirinin adı ve soyadı Y.H.ile başlayan bir asistanı ve lisansüstü öğrencisi de bulunmamaktadır.
Bu bilgi de tamamen asılsız ve yalandır
.
Kaldı ki, her birey kendi yaptığı fiilden sorumludur.
Haberin bu kısmı da olayla ilgili olmamasına rağmen tamamen maksatlı olarak yapılmıştır.

Bu vesile ile şu hususu bir daha belirtmekte yarar görüyoruz.
Fırat Üniversitesi yönetimi her kurum gibi ülkemizin birlik ve beraberliği konusunda her zaman devletimizin yanındadır ve yanında olmaya devam edecektir.
Hiçbir parti, dernek ve Sivil Toplum örgütü ile siyasi ve ideolojik yakınlığımız olmamıştır ve olamaz.
İdari konularda bilim ve aklın gerekleri neyi emrediyorsa o yapılmaktadır.
Başka hiçbir rehberimiz de yoktur.
Üniversitedeki idari ve akademik personelin siyasi düşünce ve tercihlerine de şiddet içermedikçe herkes saygı duymalıdır.
Üniversitemiz girişine astığımız dev pankartta da belirttiğimiz gibi, ülkemizin hangi bölgesinde yaşıyorsa yaşasın, hangi etnik kimlik veya mezhebe mensup olursa olsun herkesi aynı cevherin damarları olarak görmekteyiz.
Üniversite olarak Alevi vatandaşlarımız ve derneklerimiz ile yakın ilişki içerisindeyiz ve birlikte önemli toplantılar gerçekleştirmekteyiz.
02 Mart 2010 tarihinde Türkiye'de belki de ilk olarak Alevi dedesi araştırmacı Ali Yüce ve Tunceli Hozat Sarısaltuk dedesi Ahmet Saltık'ın katılımıyla "Dedelerin Dilinden Alevilik" isimli panel düzenlenmiştir.
Aksi davranışların ülkemizi bölmek isteyenlerin emellerine ulaşmasına yardımcı olacaklarını düşünüyoruz.
Üniversite öğrencilerimize, Fırat Üniversitesi camiamıza ve bütün milletimize belki de en anlamlı şekilde birliktelik ve sükûnet çağrısı yaptık ve yapmaya devam ediyoruz.

Meydana gelen olaylara çok sayıda kişinin katıldığı bilinmesine rağmen, sadece Fırat Üniversitesi mensuplarından birkaç kişinin isminin ön plana çıkarılarak kurumsal kimliğimizi zedelemeye yönelik bu haberler gerçekleri yansıtmamaktadır.
Bu haberler sadece 2012 yılında yapılacak Rektörlük seçimleri için idari ihtirasları olan bir takım kişilerin yaptıkları kara bir propaganda ve onların ilişki içerisinde oldukları bir kısım muhabirlerin mensup oldukları güzide haber organlarını da küçük düşürerek, bu propagandaya destek vererek tamamen yanlı ve basın etiğine yakışmayan fiilerinden ibarettir.

Olayda ismi geçen kurumumuzdan hiçbir bilgi alınmadan, ismi geçen şahısların bilgisine başvurulmadan böylesine hassas bir konuda kişi ve kurumları hedef göstermenin vicdan sahibi hiç kimsenin yapacağı bir iş olmayacağını düşünüyoruz.
Bu konu en kısa zamanda yargıya taşınacak ve bağımsız yargı önünde hesap verilecektir.
Hukukun temel prensibi olan "suçsuzluk karinesi"ni görmezden gelerek, insanları ve kurumları insafsızca hedef gösterenler ileride bu insanların ve kurumların yaşamaları muhtemel olan her türlü olumsuzluğun da müsebbibi olacaklardır.
Hiç kimsenin daha önceki açıklamalarımızda da belirttiğimiz üzere, bu konuyu şahsi çıkarları, siyasi ve idari ihtirasları için istismar etmemelerini özellikle istiyor ve diliyoruz.
Haber kurumlarımızın da bu tür hassas haberleri yaparken bir gün önceki haberlerini tekzip edercesine, yanlı ve maksatlı yapılan bir haberi aynen taklit etmesini doğru bulmadığımızı belirtmek isteriz."

 www.kamugazetesi.com/

Özel Haber

http://www.kamugazetesi.com/haber/hedef-firat-universitesi-mi-sehit-cenazesine-katilmak-suc-mu-9157.html

--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Ayakta olmek, diz ustu yasamaktan daha iyidir.  G.washington   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .  Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder