29 Kasım 2011 Salı

ATMA HAMİDİYE ATMA


ATMA  HAMİDİYE  ATMA

Günün modası özür dilemek oldu ya, tarihi(!)  bir olayı  anlatalım da, belki Atatürk’ü suçlayacak bir konu daha bulunur  ve bizim “Tarikatçı-Kürdistancı- Liberal  takıma yeni iş çıkar.
Eşbaşkan-Başbakan-Özürcübaşı  Erdoğan’da özür diler ve AKP’liler de  bol bol alkışlarlar…

Cumhuriyetin ilk yılları. Kurtuluş Savaşında dünyanın emperyalist devletlerini yenmiş ve Türkiye Cumhuriyetini kurmuş olan Atatürk ve arkadaşları tüm ülkede devlet otoritesini kurma gayreti içindedirler. Gerek dıştan tahriklerle, gerek içerdeki feodal yapının Cumhuriyete direnmesiyle ülkenin birçok yerinde patlak veren başkaldırılar-isyanlarla uğraşılmaktadır. Devlet otoritesini, milletin can ve mal güvenliğini sağlamak gayretiyle çırpınıp duran Atatürk’e yeni bir isyan haberini bildiren telgraf gelir.

Rize İlinin Potamya bölgesinde(şimdiki adı Güneysu İlçesi)  ahali isyan etmiş, devlet otoritesini tanımayacaklarını, kanun-nizam dinlemeyeceklerini, vergi vermeyeceklerini ilan etmişlerdir. Kendilerine yapılan nasihatleri de dinlemeyen isyancılar silahlanmışlar ve Potamya deresinin  geçtiği vadiye sığınmışlardır.

Atatürk, bu durum üzerine ünlü “Hamidiye Kruvazörüne  emir vererek Potamya önlerine gönderir. Hamidiye Zırhlısı, kuru sıkı(!) mermi dolu toplarla, Potamya vadisinde saklanan isyancıların üzerine top ateşine başlar!...
Bir müddet sonra, top seslerinden ödleri patlayan Potamyalı kahraman isyancılar(!)  silahlarını atarak, koşar adımla bu günkü Sanayi Sitesi ve Stadın olduğu deniz kıyısına,  adı  “Askoroz” olan yere gelirler ve hep beraber bağırmaya başlarlar:

“Atma Hamidiye Atma—Vergi de vereceyük—İstersen şapka da giyeceyük…   

Bu tarihi ve gerçek olayın geçtiği yer Başbakan Erdoğan’ın memleketidir. Başbakan Erdoğan her fırsatta ilçesine gider ve orada yaptırdığı villasında Potamya havası alır, kafasını dinler. Başbakan, Dersim olayı ile yaptığı konuşmasında, Cumhuriyetin ilk yıllarında vatandaşlara yapılan zulmü, babasından ve dedesinden dinlediğini söyledi. Rahmetli babasının yaşı itibarıyla bu olaya yetişmesi çok zor, fakat rahmetli dedesi bizzat bu olayı yaşamış ve “Kuru sıkı top ateşi” işkencesine maruz kalmış olabilir.

Tarihimizle yüzleşmek ve tarihimizin bu kapkara sayfasını “AK” hale getirmek için benim önerim şudur;
*Devletimiz adına, Cumhurbaşkanı Gül derhal Potamyalı cesur direnişçilerden özür dilemelidir.
*Askoroz bölgesine, elinde çakaralmaz tek kırmasıyla bir Potamya direnişçisinin anıtı dikilmelidir ve heykelin göğsüne “Rum-Pontus’tan” kalan dandik bir madalya takılmalıdır.
*Hamidiye Zırhlısı artık olmadığı için Hamit,  Hamdi  ve Hamdiye  isimleri sözlüklerden silinmelidir…

Oh be, tarihimizin karanlık bir sayfasıyla yüzleşince, insan rahatlıyor, kuş gibi oluyor …


İKİ  CAMİ  ARASINDA  BEYNAMAZ
Beynamaz; Namaz Kılmayan Kimse

Aydınlık Gazetesi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün,  Başbakan Erdoğan için söylediklerini, geçen hafta cezaevinde şüpheli bir şekilde ölen Kaşif Kozinoğlu’na dayanarak yayınladı.
Üst düzey MİT Görevlisi Kaşif Kozinoğlu, ölmeden önce Aydınlık’a yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Gül’ün  Tayyip Erdoğan için; “İki cami arasında beynamaz. Bir şahsa ya da ülkeye mi bağırıp çağırıyor, peşinden gizli-gizli “Nasıl barışırım” çarelerini arayacaktır. İleride örnekleri görülmüştür. Örneğin  Davos’ta “Van Münits” dedikten sonra, Türkiye’ye döner dönmez Dışişlerine verdiği ilk emir, “İsrail’le nasıl barışırız, araştırın”  olmuştur.Şimdi Suriye’ye yükleniyor. Füze kalkanı kime yarayacak; İsrail’e…
Kozinoğlu, bu bilgilerin kaynağının Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu olduğunu da açıklıyor…

Eğer bu yazılanlar doğru ise, yakın tarihimizin karanlık bir sayfası daha  “AK” olacaktır. Ak olmasına olacaktır ama, ortalık çok karışacaktır.  Bu dünyada, koskoca   İstanbul İmamına”  , Bülent abisinin “Civanım Delikanlısına” , bastığı yeri titreten “Kasımpaşa’nın Gür Sesine kim,  namaz kılmaz- korkak-İsrail’e yardım ediyor diyebilir?

Bu hesap öyle bir “özür” ile, anıt ile, toprak vermeyle kapatılamaz. Konu için, önce Pensilvanya’ya sonra da Cübbeli Hoca’ya danışılmalı ve problem “İktisatçı Başkan” Haşim Bey tarafından karara bağlanmalıdır…

Yarın yine yüzleşelim be uşağum, böylesi çok güzel oluyor…

Sağlık ve başarı dileklerimle  29 Kasım 2011

RİFAT SERDAROĞLU
rifatserdaroglu@gmail.com
twitter.com/rifatserdaroglu
0 532 211 00 11

 

 




--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Baba Erenler bir gün camiye gitmiş, cemaate karışmış namaz kılıyor.  Cemaat durumdan gayet memnun, sürekli Bektaşi'ye gaz vermekteler;  -Bak birde camiye gitmez diyorlar, hey mubarek nede güzel namaz kılıyor.  Bu kadar iltifat üzerine Bektaşi'nin koltukları kabarmış,  -Daha bu neki?, sizde birde benim abdestli namazımı görseniz, demiş.  Bektasiler   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder