Benim zaman içerisinde guruplarda yayınlamış olduğum epostalardan bir demet bulacaksınız
24 Kasım 2011 Perşembe
POLITIK - İskilipli Atıf Hoca'nın da itibarı iade ediliyor. Bir anıt mezar inşaa edilecek..
Fakat tam bu sıralar cereyan eden bir başka hadise, hocanın idam edilmesinde mühim bir amil (sebep) olmuştur.
İstanbul hükûmeti Anadolu'daki Kuvva-i Milliye (milli kuvvetler) hareketine karşı halkın teveccühünü (yönelişini) kırmak için bir fetva yayınlamış, ama Anadolu ulemasının (alimlerinin) karşı fetvası bunu boşa çıkarmıştı.
Bunun üzerine Şeyhülislam Mustafa Sabri efendinin marifetiyle Teali-i İslam Cemiyeti namına yazılmış ve bastırılmış bir beyanname zorla Teali-i İslam Cemiyeti idare heyetine imzalatılmaya çalışılmıştı.
Ama Atıf Hoca ve Tahir-ül Mevlevi'nin şiddetle karşı koymaları üzerine de mühürsüz olarak Yunan uçaklarınca Anadolu'ya atıldı.
Buna karşın, o zamanın Vakit Gazetesinde, Atıf Hoca tekzibname (yalanlama) yayınladıysa da, Ankara İstiklal Mahkemesi zabıtlarında okuduğumuza göre, bu beyanname Hocaefendi'ye karşı güdülen kinin mühim bir amili (sebebi) olarak zihinlerde kaldı[2]. ..........................
Şapka İnkılabı ve tepkiler
1 Kasım 1925'te kabul edilen şapka kanunu, Anadolu'da yer yer protestolara sebep olunca, hükümet demir yumruğunu kullanmaya karar verdi.
Konya, Maraş, Giresun, Rize, Erzurum, Kayseri gibi şehirlerde halkın şapkaya direnmesi, buralarda gezici İstiklal Mahkemeleri'nin dolaşmasına sebep oldu.
Bu mahkemeler sadece Erzurum'da 30 kadar idam hükmü verdi.
Bu arada şapka olaylarında etkili olduğu gerekçesi ile Frenk mukallitliği (taklitçiliği) ve şapka kitabı toplatıldı ve müellifi (yazarı) hakkında inceleme başlatıldı.
Halbuki, müellif bu eseri Şapka Kanunundan evvel neşretmişti (yayınlamıştı).
Kanunların ise geçmişe yönelik işlememesi bütün hukuk sistemlerinde en temel bir esastı ve bu bir güzel çiğnenecekti.
Atıf Hocanın mazlumiyet, mağduriyet, mahkumiyet dakikaları artık gün sayıyordu...
Bir devrim ve cumhuriyet düşmanının daha itibarı iade ediliyor. Kimdir diye baktığımızda, ilahi bilimlerde şöyleşmiş, böyleymiş bir sürü laf var. Ancak dikkate çeken noktalar şunlar.
1. Adamımız Osmanlı döneminde de çıkıntılık yapıyor ve sürülüyor. 2. Peki ya hangi konularda çıkıntılık yapıyor derseniz, hep dini bakışının siyasetle çelişmesi nedeniyle ofsayta düşüyor. Buradan şimdiki şeriatçılar gibi politik sünni islam anlayışa sahip olduğu anlaşılıyor. 3. Kurucusu ve mensubu bulunduğu İslamı Yüceltme Cemiyeti tıpkı şimdiki şeriatçılar gibi işgalcilerle işbirliği içine giriyor. Ve Anadoluda Kuvva-i Milliye güçleri aleyine bir fetvaa yayınlanıyor. Bir sürü kıvırtma manevrasına rağmen, bu en önemli nokta. 4. Adamımız takip eden zaman içinde Cumhuriyet Devrimlerine de muhalefet ediyor. Bu da ikinci önemli nokta.
Efendim, İstiklal Mahkemeleri hukuksuzmuş, yapılan duruşmalar genel hukuk nosyonuna uymuyormuş, şekil, usül hataları varmış ve daha bir sürü laf.
Bir imparatorluk yıkılıyor, bir bağımsızlık ve kurtuluş savaşı veriliyor, yeni bir cumhuriyet kuruluyor, bir sürü iç isyan var. Oluk oluk kan akıyor. Ortalık toz duman içinde, her taraf kan ve barut kokuyor.
Bir devletin kuruluşuna ve devrimlere muhalefet. Olacak şey mi bu? Bundan büyük suç mu olur?
Bunun dışındaki her şey ayrıntıdır. Pek ala yargılanmayıp, bir tetikçiye vurdurulabilirdi de. O şekilde öldürülenler de vardır. Arayın bulursunuz. Boru değil, bir devlet kuruyorsunuz. Atıf Hoca değil, onun gibi binlercesi ona kurban olsun.
BAŞKAN SEZER; ''TARİHİ SORUMLULUĞUMUZU YERİNE GETİRİYORUZ.''
Belediye Başkanımız Numan Sezer bir açıklama yaparak uzun süredir Türk basınının ve kamuoyunun gündeminde olan İskilipli Atıf Hoca Anıt Mezarının yapımına başlanacağını beyan etti. Sezer açıklamasında ''Havaların normalleşmesi ile birlikte başlanacak olan anıt mezarı hocamızın tarihten gelen manevi hatırasına yakışır bir şekilde inşa edeceğiz. Anıt mezarı mütevazı ve anlamlı bir projeden yola çıkarak yapım aşamasına getirdik. 2010 Yılı sonlarında karşılıklı fikir alışverişlerinde bulunduktan sonra projesi hazırlandı. Havaların ısınması ile birlikte inşaatına başlayacak olduğumuz anıt mezarı titizlikle ve hızlı bir çalışma temposu ile tamamlayacağız.'' dedi. Anıt mezarın, İslam felsefesine uygun, yaşanmış olan tarihi ve hazin olayı sembolize edecek bir şekilde tasarlanarak projelendirildiğinin altını çizen Sezer bu çalışma ile tarihi bir sorumluluğu yerine getirecek olmanın heyecanı içinde olduklarını beyan etti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder