11 Kasım 2011 Cuma

POLITIK - Türk Ordusu Nasıl Kuruldu?

Türk Ordusu Nasıl Kuruldu?

Türk ordusu Türk Milletinin yüreğidir,  ufuklardan her gün doğan güneşidir...

Gülsev Eyüboğlu İrhan

İstanbul Hükümeti, o günün Genelkurmayı, savunma Bakanı ve tüm Bakan ve Bürokratlarıyla elbirliği içinde 30 Ekim 1918 Tarihinda Mondros Anlaşmasını imzaladı.

Mondros anlaşması hükümleri gereği, hükümet ve genelkurmay başkanlığı, Orduyu lağvettiler.
Askerler terhis oldu, subayların ilişiği kesildi.
Dağıtılan Ordunun yerine, 50700 kişiyle sınırlı ve subay kadrosu içinde 1500 işgal devletlerinin müfettişleri denetiminde, Jandarma Birliği kuruldu.

Ordunun elindeki tüm silah ve techizat işgalcilere devredilecek.
Silah üretimi ve ithalatı kesinlikle yasaklandı.
Donanmada ise 6 torpito ve 7 hücümbot bırakıldı.

Tüm bunlar olurken İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Curzon "Türkler için askerlik tümüyle kapanmıştır.
Lakin Türkler askerlik yapmak isterlerse, Türkiye sınırları dışına gideceklerdir.
Mesela Fransız lejyonu onları kabul eder.
Ancak İngiltere buna kesinlikle izin vermeyecektir.
Çünkü Türkler, öteki düşmanlarımızdan çok farklıdır.
Başka bir yerde askerlik yapmaları bile tehlikelidir.
Türkiye ye dönüp yeni bir askerlik örgütü kurabilirler.
"
diye beyanatta bulundu.

İtilaf Devletleri(ABD, İngiltere, Fransa, İtalya..), "yerli misyonerler"le elele, dizdize TÜRK DEVLETİ Osmanlı İmparatorluğunu dünyadan sildiler.
Üstelik bu "yerli misyonerler" Ordunun elinde bulunan tüm silah ve techizatı da, yine Orduya taşıttırarak İşgal güçlerine teslim edilmesi emrini verdiler.

Ancak asil TÜRK Subayları üstlerinden gelen bu emirleri dinlemediler.
Bulundukları vilayetlerde,  halkla birlikte taşıyabildikleri tüm silah ve cephaneyi sakladılar.
Ve bu nitelikte çok sayıda genç subay,  kah dağlardan saklanarak, kah yürüyerek, kah kağnılarla gizlenerek bir yolunu bulup ANKARA ya geldiler.

Ankara, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK önderliğinde yeniden düzenli Ordu kurmak istiyordu.
Ancak, Ankara ya gelen çok sayıda genç subaya rağmen Ordu yönetecek general ve savaşacak er sayısı çok azdı.
Osmanlı Ordusundan rütbelerini geri vererek Ankara ya gelen generalsayısı Mustafa Kemal dahil sadece 5 kişiydi.

Asker sayıları 15-25 e düşen alaylar, 150-200 e düşen kolordular, er sayısı 9000 olması gereken 7.tümen 1100, 8.tümen 1800 kadardı.Bölük başına 10-15, tabur başına 35-40 er düşüyordu.

Savaşı, Orduyu ve halkı işgale karşı örgütlemenin tüm yükü rütbesi yüksek olmayan(yüzbaşı, binbaşı, yarbay..)genç subayların omuzlarındaydı.
Bu genç subayların her alanda hizmetleri dolayısıyla askeri kaynaklarda "İstiklal Savaşımıza Subay Harbi"denilir.

Askerlik tarihinde en uzun süren meydan savaşı(22 gün)Sakarya meydan savaşında;askerin sadece yüzde beşi üniformalı, yüzde yirmibeşinin ayakları tümüyle çıplak, yüzde yetmişinin ise bir ayağında çarık diğer ayağında eski ayakkabı vardı.
(ağlıyorum biraz müsaade)

18 kasım 1921 tarihli ABD istihbarat raporu "Türk askerlerinin çoğunluğunun üniforması yok.
Orduya evlerinden gelip katıldıkları yamalı eski elbiseleriyle cephedeler.
Bazılarıda Fransız, ingiliz üniforması giyiyor"

Asil TÜRK Ulusu;yoksul, aç, çıplak ancak Gazi Mustafa Kemal'e derinden bağlı.
Gazi Mustafa Kemal'de milletiyle birlikte yoksulluğu yaşıyor.
Çünkü 1919 haziranında istifa etmiş hiç bir geliri yok.
Aynı zamanda,  İmparatorluğa karşı çete kurarak isyan başlattığı vatan hainliği suçundan idam cezasına çarptırılmış ve görüldüğü yerde tutuklanacak eğer karşı gelirse silahla ölü veya diri yakalanacaktır.

Sade ve temiz bir avcı ceketi,  eskidikce tamir edilen bir çift siyah çizmesi ve İstiklal Savaşı boyunca giydiği belden kemerli açık renk bir tane paltosu.
Ankara nın üç kışını da o paltoyla geçirdi,  cephelerede o paltoyla katıldı.
(ağlıyorum biraz müsaade)..

Yırtık yamalı elbiseleri,  yalın ayak yada teki başka çarıklarıyla bir avuç yoksul TÜRK;muzaffer zengin her türlü imkana sahip işgalci güçler ve onlarla her türlü konuda işbirliği içinde iç hainlere karşı ölüm kalım savaşı veriyordu.
Gazi Mustafa Kemal ve TÜRK Ulusu,  hem vatanın dört bir yanında savaşıyor,  hem de tekrar düzenli ordu kurmak için çalışıyordu.
Başkomutan Gazi Mustafa Kemal; Genelkurmay ve milli savunma Bakanlığını Başkomutanlıkla birleştirdi, diğer bakanlıklarla da eşgüdüm sağlayan yeni bürokrat yapılanmayı kurdu.

Düzenli Orduyu kurabilmek için, 7 ağustos tekalif-i Milliye emri, 8 ağustos ta tekalif-i milliye komisyonu kurdu.
On maddelik buyruk yayınladı.
1-Milletten ellerinde ordunun işine yarayacak ne varsa
2-Tüm yurtta her aileden,  bir kat çamaşır, bir çift çorap, bir çift çarık istedi.
3-bez,  kaput bezi, pamuk, yıkanmış yada yıkanmamış yün, kumaş, kösele, sarı yada siyah deri, dikilmiş yada dikilmemiş çarık, potin, ayakkabı çivisi, tel çivi, saraç ipi, mıh, yem torbası, demir, nal, yular, kolon, kaşağı, eğer, un, arpa, fasulye, bulgur, nohut, mercimek, kasaplık hayvan, şeker, gaz, mum, tuz, pirinç, sabun, yağ, zeytinyağı, çay.
Ve tüm bu istenilenler için bedeli sonra ödenmek üzere makbuz verilecek.
Ancak asil TÜRK Milleti,  para istemiyor.
İstememesine rağmen millet yoksul olduğu için, makbuz almayanın malı alınmıyor.
Bunun üzerine makbuz almak zorunda kalıyordu.
4-5-6-7 ve 8.ci buyruklarda savaşa elverişli silah ve cephane, benzin, vazelin, gres yağı, makine yağı, araba lastiği, lastik yapıştırıcı, buji, soğuk tutkal, telefon makinesi, kablo, kablo, pil..
9-Demirci,  marangoz,  döküm ustası, saraç, arabacılar, imalethanelerin listesi, kasatura, kılıç, mızrak yapacak ustalar.
10-Dört tekerlekli yaylı araba,  dört tekerlekli at, öküz arabası, kağnı donanımları ve hayvanları, binek yada top çekecek atlar, katırlar, develer ve eşeklerin yüzde yirmibeşinin orduya teslimi.
12 ağustos 1921 kurban bayramının birinci günü,  Başkomutan Gazi Mustafa Kemal;Hacı Bayram Camiinde yaklaşık beş bin kişiyle bayram namazını kılıyor ve hemen o gün cepheye hareket ediyor.
Cephelere gidenler gitti.
Geride kalan kadınlar,  çocuklar ve ihtiyarlar;fişek dolduruyor, sargı bezi hazırlıyor, iç çamaşırı, çarık dikiyor.
Yiyecekler topluyor,  düşmandan elde edilen silahlar.
Yine kadınlar,  çocuklar ve yaşlılar vasıtasıyla cepheye götürülüyordu.
Tutsak olmayacağını,  her türlü ağır şartlara rağmen tüm dünyaya haykıran BÜYÜK TÜRK ULUSU;dünyada hiç bir millette görülmemiş olağanüstü bir dayanışmayla, yoksulluklar, yokluklar içinden 200 bin kişilik yeni ORDUSU nu kurdu ve onu savaşa hazırladı.
Sıkıntılar,  alınterleri ve gözyaşlarıyla;vatanı işgal ettiren ve orduyu dağıtan İstanbul hükümetine rağmen, 10 bin, 15 bin kadar, üzerinde yırtık yamalı elbiseleri, yalınayak , yırtık çarıklarıyla Vatan savunmasına koşan evlatlarından, 200bin kişilik silahlı, muzaffer, yiğit TÜRK ORDUSU nu yarattı.

Üstelik tüm bu inanılmaz seferberliğin içinde kahraman TÜRK kadınları,  tarlalarını işlediler cephedeki ORDUSU na yiyecek sağladılar.
Ve bizzat cephelerde göğüs göğüse savaştılar.
Çünkü kurulan ORDU Türk Analarının kınalı kuzusuydu ve halen daha Kahraman TÜRK ORDUSU Türk Anasının kınalı kuzusudur.
İşte, TÜRK DEVLETİ Türkiye Cumhuriyetinin kahraman ORDUSU böyle kuruldu.
Siz bakmayın o sefil kalemlere, o sefil asker düşmanlarına, o sefil bölücülere, o sefil TÜRK düşmanlarına.
Onlar, geçmişte düşmanla işbirliği ederek TÜRK ORDUSU nu dağıttıran sefillerin torunlarıdır.
Şimdi anladınız mı?
Koro halinde TÜRK ORDUsuna, Komutanına, Subayına, Astsubayına, Erine "iftira" atanları...........
Yine korolar halinde Ordumuzun çok hantal olduğunu, küçültülmesini profesyonel olması gerektiğini bu haliyle bütçeye çok ağır maliyet getirdiğini sefilce arsızca söyleyenleri.
SANA NEE BE SEFİL SANA NE.
O bütçe TÜRK Ulusundan toplanan vergilerle oluşuyor.
Asıl nereye gittiği belli olmayan vergilerimiz..
Türk Milletini yoksullaştıran İMF ciler TÜRK ORDUSU na giden paralarımızda gözleri var..
TÜRK ORDUSUNA giden her kuruşumuz, liramız
HELAL OLSUN-HELALOLSUN-HELAL OLSUNNN.
Ak sütlerimiz gibi..

Ama o birilerinin kursaklarına giden, peşkeş çektirilen vergilerimizin her kuruşu, lirası,  
HARAM OLSUN-HARAM OLSUN-HARAM OLSUN..

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE..
İNADINA..
İLELEBET
saygıyla
Gülsev Eyüboğlu

http://www.internetajans.com/default.asp?nid=77729
--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Durmak azaptir, varmaya az kalmissa...  Anonim Nasihat   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder