NEVAL KAVCAR
"Düşmanlar, Teşkilat-ı Milliye'den İyidir"
Yazar E-posta:nevalkavcar@yahoo.com
Ali Kemal için "resmi tarihin haini" diyor bir kesim.
Tarihimiz bu manada ikiye ayrılıyor-muş efendim.
Resmi tarih, üfürme tarih.
Acınacak haldeyiz.
"Resmi tarih yanlış, doğrusu şudur" diye kulaklara üfleyenler, Sevr'i dayatanlardan başkaları değil.
Yerel ayaklarını yazmaya bu köşe yetmez.
İşgalcilerin işbirlikçisi Ali Kemal resmi tarihe göre hainse, işgalcilerin tarihine göre kahraman demektir.
Günümüzde o role soyunmuş olanlar, tekzibini şimdiden ceplerine koyuyor gördüğünüz gibi.
Mondros ve Sevr'in ardından Anadolu'yu işgal eden devletleri "Türkleri kurtarmaya gelen kahraman", vatan müdafaası yapanlara, "çapulcu/ hayalperest" olarak suçlayan, işbirlikçiler onlar.
Mazlum Türkler, savaştan savaşa koşmaktan yılgındı.
Açtı, perişandı.
Vatanlarıysa adım adım işgal ediliyordu.
Gözler İstanbul hükümetindeydi.
Oradan da, ferahlatan haber gelmiyordu.
Payitaht 1918 Kasımında işgal edildi.
1919 Mayısında da Yunan, İzmir'e girdi.
İhanetin kol gezdiği yıllar başlamıştı.
İzmir katliamlarla sarsıldı.
İnsanlar yollarda, koyun boğazlanır gibi kesildi.
Hareket eden her canlıya ateş ediyordu Yunanlı.
Kadınlar, kızlar toparlanıp Yunan askerlerine teslim edilmişti.
Kapkara günler başlamıştı.
İşte o günlerde kalleşler, işgalcilere destek, millî müdafaacılara köstek oluyordu.
Şimdi onlara, "resmi tarihin mazlumu" diyen var.
Mazlum aranıyorsa, babasının gözü önünde Yunanlı askerlerin tecavüz ettiği gencecik Türk kızlarıdır mazlum.
Sevr benzeri günlerde gibiyiz.
Topla tüfekle girilemeyen yerler, AB müktesebatı ile el değiştirdi.
Ali Kemal'lerden ve Tekzipçi Atıf hocalardan geçilmiyor etraf.
***
Ali Kemal, Mustafa Sabrilerin Önüne Atılan Yem
Mustafa Kemal'in öngörüsü ile "bağımsız ve Misak-ı millî sınırları içinde devlet"i hayal görüp, "Sevr'in Türklere bıraktığı yem" ile yetinmek istiyorlardı.
Batı kanlı ve kirli kesenin ağzını açmıştı işbirlikçileri için.
Yazmaya, konuşmaya, beyanname yayınlamaya başladılar.
İşgalcilere ait mütareke basınının, parçası olmuştu her biri.
Ali Kemal, Atıf Efendi günah keçisi mi diyen var.
Haklılar, bir vesile ile pekmeze üşüşen sinekler gibi paraya, ihtişama üşüşen insanlar her dönemde var.
Nasıl ki İstiklâl Savaşın denilince akla Mustafa Kemal geliyorsa, işbirlikçi olanlarda hain olarak gönlümüzün tarihinde ebediyete kadar kalacaktır.
Hiçbir af onları aklayamaz.
***
Ali Kemal Yazıları
"Avrupa ile zıt gitmek, hele tepişmek bu devlete hiçbir zaman fayda temin etmedi, lakin daima zararlar iras eyledi" (30 Ocak 1920)
"Düşmanlar, Teşkilat-ı Milliye'den bin kere daha iyidir" (23 Nisan 1920)
"İdam, idam, idam!
Mustafa Kemal cezasını bulacak!" (25 Nisan 1920)
"Mustafa Kemal'in maskaralıkları" (7 Mayıs 1920)
"Büyük Millet Meclisi, küçük heriflerin esiridir" (28 Mayıs 1920)
"Mukadderatımızı Ankara'ya bırakmamalıyız" (1 Ocak 1922)
Okuduklarınız resmi tarih bilgileri değil, kendi yazdığı gazete köşesinden efendim.
Bugün "Ali Kemal yanlış taraftaydı sadece" diyerek olayı farklılaştırmaya çalışıyorlar.
Ali Kemal ve diğer işbirlikçi vatan hainleri, parti propagandası yapmıyorlardı.
İşgalcilerle işbirliği içindeydiler.
Ülke seçimde değil, savaştaydı.
***
Vatan Toprağı Onu Kabul Etmez
İstiklâl Savaşının kazanıldığı anlaşılınca, Ali Kemal İstanbul'dan İzmit'e kaçırılmış, orada linç edilmiştir.
Yerli halk İzmit'e gömülmesini istemez.
O linçin ardından, işbirlikçi kesimde büyük korku başlar.
Vatan topraklarını terk ederler.
150'likler listesi çıktığında, pek çoğu yurt dışına çoktan kaçmıştı.
1938'de 150'liklerin af kanunu TBMM'de görüşülürken, üzüntüden ağlayanlar, isyan edenlerin olduğunu biliyoruz.
Bursa milletvekili Dr.
Sadi Konuk'un "Bu çok tarihî konuşmalarımızın memleket gençliğinde ebedî bir hatıra olarak kalması için aynen, yüz binlerce tabedilerek tevzi edilmesini teklif ediyorum." (29 Haziran 1938 Çarşamba)
29 Haziran 1938 günü TBMM'de bulunan, 150'liklere af yasasını çıkaran vekillere kalsa o yasa çıkmayacaktı.
Dr.
Sadi Konuk'un sözünü ettiği tarihi konuşmaları bir gün köşemde sunacağım.
O kahramanların ruhları, huzur bulsun diye.
***
"Tüm bu fonksiyonları ile küreselleşmeci NGO'lar, kendilerini yöneten/yönlendiren ülke silahlı kuvvetlerinin, casuslarının yapamayacakları tüm alanlarda hizmet sunmaya, dolayısıyla da kendi devletine yönelik çok yönlü vatana ihanet suçunu 'hem de alenen' işlemeye devam etmektedirler.
Satın alınmanın adı, "proje bedeli" olmuştur."
Dr.Necip Hablemitoğlu
-- . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Iki sey aklin eksikligini gosterir: konusulacak yerde susmak, susulacak yerde konusmak. Sadi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur. Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder