Perinçek'in 16 yıl ceza alan hakaretleri
++++++++++++++++++++++++++++++
Ali Serdar Bolat 13 Ocak 2012
“Ergenekon Davası”nda Savunma Suç Oldu
Savunma yapmanın bedeli: 40 YIL HAPİS!"
Savunma yapmanın bedeli: 40 YIL HAPİS!"
Ergenekon mahkemesinde yaptığı savunmalar için Doğu Perinçek'e
5 ayrı davada toplam 16 yıl 7 ay 28 gün hapis cezası verildi.
Yine aynı nedenlerle açılan ve devam etmekte olan diğer 6 davada,
14 yıldan 26 yıla kadar hapis cezası daha isteniyor.
Ayrıca, Perinçek hakkında savunmasında söylediği sözlere ilişkin, henüz dava aşamasına gelmemiş çok sayıda soruşturma da devam ediyor.
Ayrıca, Perinçek hakkında savunmasında söylediği sözlere ilişkin, henüz dava aşamasına gelmemiş çok sayıda soruşturma da devam ediyor.
Yani, savunma yapmanın bedeli, şimdilik 40 yıl hapis! İleride bunun kaç yıla çıkacağı belli değil!
Hapis cezalarının bahanesi: Hakaret
+++++++++++++++++++++++++++++++
Perinçek’in “Ergenekon davası”nda yaptığı savunmalarında,
“Ergenekon davası” hâkim ve savcılarına, Abdullah Gül'e, Tayyip Erdoğan'a
ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a hakaret ettiği iddia ediliyor.
Türk Ceza Kanunu’nun, “savunma dokunulmazlığı”na ilişkin 128. maddesi:
“Yargı mercileri veya idari makamlar nezdinde yapılan
yazılı veya sözlü başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında,
kişilerle ilgili olarak somut isnatlarda ya da olumsuz değerlendirmelerde
bulunulması halinde ceza verilmez”.
demesine rağmen, savunmasında söyledikleri için dava açıp mahkumiyet verdiler.
Ergenekon hakim ve savcıları, Gül, Tayyip ve Haşim Kılıç için yaptığı
somut isnatları ve olumsuz değerlendirmeleri
elçabukluğu ile "hakaret" kapsamına alıverdiler.
Şimdi bakalım, bu değerlendirmeler hakaret mi, değil mi
Danıştay katiline "katil" demek "hakaret" midir?
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
Mahkemelerde yargılananların sıfatları sadece "sanık"tır. Güncel deyimle "şüpheli"
Savcılar ve hakimler, "sanık Perinçek", "sanık Başbuğ" diye hitap edebilirler.
"Perinçek Bey", "Orgeneral Başbuğ", "Sayın Çeloğlu" gibi hitaplar yapamazlar.
Gelgelelim, Ergenekon hakimi, Danıştay saldırısı faili Osman Yıldırım'a 36 kez "Osman Bey" diye hitap edince, Doğu Perinçek dayanamadı ve itiraz etti.
"Danıştay katili olduğu mahkeme kararı ile saptanmış olan Osman Yıldırım'a "Bey" diyemezsiniz" dedi.
İşte, bu sözünden dolayı Perinçek'in Osman Yıldırım'a hakaret ettiğine karar verilmiştir.
Elinizi vicdanınıza koyun. Katile katil demek ne zamandan beri hakarettir?
-Kasten adam öldürmeye teşebbüsten ve ruhsatsız silah taşımaktan 9 yıl hapis yiten
-Ablasını öldürmekten 20 yıla hüküm giyen
-Öz yeğenine fuhuş yaptırmaktan 2 yıl 6 aya mahkum olan
-Nüfus kağıdında sahtecilik yapmaktan mahkum olan
-Cumhuriyet gazetesini bombalayan
-Danıştay cinayetinden müebbet hapse mahkum olan
-Atatürk'e "İngiliz piçi" diyen
-"Türkiye Cumhuriyeti devletini tanımıyorum" diyen
Osman Yıldırım, hakimin gözünde "Bey", savcıların gözünde ise "Osmanım" olmuştu.
Haşim Kılıç'a hakaret
++++++++++++++++++
Şimdiki Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç,
terör örgütü İBDA-C'nin yayın organı olan
Gölge Dergisinin Ankara temsilcisi idi.
Doğu Perinçek'in, mahkemede yaptığı savunmada bunu söylemesi, "hakaret" sayıldı.
Konuşmada 3 Ergenekon Savcısının da adı geçtiği için, toplam 4 kişiye hakaretten
her biri için 1 Yıl 9 ay olmak üzere toplam 5 yıl hapis cezası verildi.
Terör örgütü yayın organının temsilcisi olmak "hakaret" kabul edilecek kadar kötü bir fiil ise, Haşim Kılıç nasıl Anayasa Mahkemesi Başkanı olabiliyor?
Daha varlığı bile kanıtlanmamış olan "Ergenekon" adlı hayali terör örgütüne üye olma suçlaması ile insanlar yıllarca hapiste ve hücrede yatarken, varlığı bilinen ve yöneticileri ömür boyu hapis cezası çekmekte olan bir gerçek terör örgütünün üyesi nasıl Anayasa Mahkemesi Başkanı olabiliyor?
Soruyorum: Gerçekleri söylemek ne zamandan beri hakarettir?
Bu kararda kanun, hukuk, vicdan var mıdır?
Terör örgütünün yayın organında Temsilciliklerimiz sayfasında Ankara: Haşim Kılıç yazıyor.
22 Şubat 1976
Abdullah Gül'e hakaret 1
++++++++++++++++++++++
Doğu Perinçek 08.03.2010 günlü duruşmada şunları söylemişti:
“…Burada bir Türk yargısı Cumhuriyet yargısının yürütülmediğini kanıtlarıyla göstereceğim.
Birinci kanıt: Abdullah Gül, 17 Mayıs 2006, bu Danıştay olayından sonra ne diyor?
Topluyor, ‘Bana anlattıklarınızı delillendirip savcıya da anlatın, savcı bulun, hepsi yakalansın yargılansın.
'Savcı bulun’ diyor, ‘savcıya anlatın’ diyor. ‘Delillendirin’ diyor, delil imal edin diyor.
Yani buraya getirilen deliller Abdullah Gül’ün emrettiği,
‘savcılarını bulun’ dediği savcıların imal ettiği deliller ...”
Bu sözler üzerine Abdullah Gül dava açıyor. İstenen ceza, 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapis!
Bunun neresi hakaret?
Bir kişinin söylediği sözlerin tekrarı ne zamandan beri o kişiye hakaret?
"Sen şunu söylemiştin" diyorsun, "Vay bana hakaret ettin" diyor.
"Savcı bulun, savcıya anlatın, delillendirin" dedin mi? Dedin.
O sözler o kadar kötü ise, neden söyledin?
Abdullah Gül'e hakaret 2
+++++++++++++++++++++
Perinçek savunmasında şunları söylemişti:
“…Türkiye’de Cumhuriyet yıkılmıştır. Cumhuriyet yıkıcıları iktidara gelmiştir.
Bunu ben söylemiyorum. Anayasa Mahkemesi bunu hükümle saptadı.
Ne dedi? ‘Laiklik karşıtı faaliyetin odağı haline gelmiştir’ dedi bugünkü iktidar sahipleri hakkında.
Ve o Siyasi Partiler Kanunu’nda,
‘laiklik karşıtı faaliyet’ hangi üst bölüm başlığının altındadır?:
‘Cumhuriyet karşıtı faaliyetler’.
Cumhuriyeti yıkmaktan Anayasa Mahkemesi hükmüyle hüküm giymiş olanlar Türkiye’yi yönetiyor artık.
Cumhuriyet var mı? İşte görüyorsunuz bütün bu toplanan deliller, belgeler. Bu bir mafya yönetimidir.
Ve Cumhuriyet makamlarının içi boşaltılmış, Başbakanlık diye bildiğimiz,
Cumhurbaşkanlığı diye bildiğimiz makamlar
Büyük Ortadoğu Projesi eşbaşkanlığına ve sözleşmeli personel konumlarına dönüştürülmüştür.
Abdullah Gül de diyor ki, ben, Amerika ile gizli 2 sayfa 9 maddelik anlaşma yaptım.
Bu bir hizmet sözleşmesi.
Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan şahıs, Amerika ile bir hizmet sözleşmesi yaptığını,
Amerika’ya bağlandığını kendi ağzıyla itiraf ediyor sözleşmeli personel.
İspatlı. Vatan gazetesinde kendi ağzından manşet oldu. 24 Mayıs 2003...”
Bu sözlerden dolayı istenen ceza da, 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapis!
Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararı tekrarlamak ne zamandan beri hakaret?
Kanun var mı, hukuk var mı, vizdan var mı?
Abdullah Gül, Dışişleri Bakanı iken, ABD Dışişleri Bakanı ile gizli bir anlaşma yaptığını gazeteci Sedat Sertoğlu'na açıklamadı mı?
Bu açıklama Vatan gazetesinde manşet olmadı mı? (24 Mayıs 2003)
Bunu söylemek niçin hakaret? Yapılmış olan bir şeyi söylemek ne zamandan beri hakaret?
Abdullah Gül, gazetecilere: "BOP içinde ABD ile birlikte hareket ediyoruz" demedi mi?
Bu demeci başta Radikal olmak üzere gazetelerde yayımlanmadı mı?
Bunu söylemek şimdi niçin hakaret?
Tayyip Erdoğan'a hakaret
++++++++++++++++++++
Fehmi Koru söyledi, cezayı Doğu Perinçek aldı.
Yeni Şafak gaz tenekesindeki köşe yazısında, Fehmi Koru,
"Ergenekon soruşturmasının düğmesine Kasım 2007'de
ABD Başkanı Buş ile Tayyip Erdoğan arasına Oval Ofis'te yapılan görüşmede basıldığını"
yazdı, daha sonra bu açıklamasını televizyonda tekrarladı.
Doğu Perinçek, savunmasında bunu söylediği için, Tayyip Erdoğan'a hakaretten istenen ceza 1 yıl 2 ay - 2 yıl 4 ay arası.
Fehmi Koru'nun söylediği bu söz yüzünden Doğu Perinçek hapis yatacak.
Kanun var mı, hukuk var mı, vicdan var mı?
"Ergenekon soruşturmasının düğmesine Buş ile Tayyip Bey'in toplantısında basıldı" demek eğer Tayyip Bey'e hakaret ise, niçin Fehmi Koru bunu söylediği için yargılanmıyor da, Fehmi Koru'nun bu sözlerini tekrarlayan Doğu Perinçek hapis cezası alıyor?
Kanun var mı?
Perinçek, savunmasında şöyle demişti:
“…Fehmi Koru diyor: Kasım 2007 günü Oval Ofiste basıldı Ergenekon soruşturmasının düğmesine,
Hangi ceza muhakemeleri usül kanununda bir soruşturmanın düğmesine, ABD başkanı basıyor.
Amerikan kanununda bile bu yoktur. Amerikan kanununda bile Amerikan başkanı bir soruşturma düğmesine basamaz.
Ama bir düğmeye basıyor. İşte bu çadır mahkemesinin düğmesine orada basılmış.
Çadır mahkemesinin düğmesine.
Ben ‘çadır mahkemesi’ demiyorum. Tayyip Erdoğan ‘çadır mahkemesi’ diyor...”
"Çadır mahkemesi" diyen Tayyip Bey, bu sözden dolayı ceza alan Doğu Perinçek.
İstenen ceza, 1 yıl 2 aydan 2 yıl 4 aya kadar hapis!
Kanun var mı, hukuk var mı, vicdan var mı?
Hakime hakaret
++++++++++++
Perinçek, savunmasında:
“Ergenekon davası”na bakan Özel Görevli Mahkeme Hâkimlerinin tarafsız olmadıklarını, Özel Görevli Savcıların Cumhuriyet adına değil, Fethullah adına görev yaptıklarını"
söyledi ve "reddi hakim" talebinde bulundu.
Perinçek, şöyle dedi:
“... İki yargı var bakın. Bir Türk yargısı var, Türk yargısında ne oluyor?
AKP, Cumhuriyet yıkıcısı olduğu için mahkûm ediliyor.
Ben de o AKP’ye sırtını dayayan,
AKP’nin Amerika’ya yaslanarak Türkiye’ye karşı yürüttüğü operasyonda sorumluluk üstlenen,
inatla o sorumluluğu yerine getiren hâkimi reddediyorum…”
Bu sözlerin cezası, 1 yıl 9 ay hapis!
Fehmi Koru açıklamadı mı Tayyip Bey'in Ergenekon Operasyonu'nu Amerika'ya yaslanarak yürüttüğünü?
Niçin Fehmi Koru değil de Perinçek cezalandırılıyor?
YARGILAMA DEĞİL, CIMBIZLAMA!
+++++++++++++++++++++++++++
İşçi Partisi Genel Başkanvekili Av. Hasan Basri Özbey:
"Sayın Perinçek’in, mahkemedeki savunmalarından adeta cımbızla çekilen bu ve benzeri sözleri nedeniyle dava açılması ve bunlar bütününden koparılarak yargılama konusu yapılıp cezalar verilmesi, asalında Silivri’de bir yargılama yapılmadığını göstermektedir. Ayda 15 dakika savunma için söz vereceksiniz. Bu 15 dakikada söylenen sözler için onlarca yıl hapis cezası isteyeceksiniz. Buna “savunma” denmez. Savunmanın “suç” sayıldığı bir yargılama olmaz.
İşin aslı şudur:
Sayın Perinçek, Türkiye’nin milli güçlerine karşı düzenlenen ve bir düşman operasyonu olan tertip kapsamında yaklaşık 4 yıldır tutuklu, 10 aydan bu yana 3,5 metrekarelik hücrede!
Sürdürülen yargılamada, iddialar, uydurmalar, iftiralar tek tek çürütüldü.
Artık, bu iddialara dayalı olarak ceza verilmesi mümkün değil.
Öyleyse, tutuklu bulundurulduğu süreyi, hücrede gerçekleştirilen bu yargısız infazı karşılayacak başkaca cezalar üretilmesi gerekiyor.
İşte, tertipçilerin telaşı budur!
Sayın Perinçek, Türkiye’nin milli güçlerine karşı düzenlenen ve bir düşman operasyonu olan tertip kapsamında yaklaşık 4 yıldır tutuklu, 10 aydan bu yana 3,5 metrekarelik hücrede!
Sürdürülen yargılamada, iddialar, uydurmalar, iftiralar tek tek çürütüldü.
Artık, bu iddialara dayalı olarak ceza verilmesi mümkün değil.
Öyleyse, tutuklu bulundurulduğu süreyi, hücrede gerçekleştirilen bu yargısız infazı karşılayacak başkaca cezalar üretilmesi gerekiyor.
İşte, tertipçilerin telaşı budur!
Onun içindir ki, savunmaları nedeniyle Doğu Perinçek’e verilen bu ceza kararlarının hepsinin altında, yeni HSYK tarafından atanan aynı yargıcın imzası bulunmaktadır.
Bu kararlar Türk Yargısının, Türk Hukukunun kararları değildir. Uygulanan Gladyo hukukudur, faşizmin kurallarıdır.
Bu kararlar Türk Yargısının, Türk Hukukunun kararları değildir. Uygulanan Gladyo hukukudur, faşizmin kurallarıdır.
Sayın Perinçek’e verilen bu cezalar, hukuksuzluğun, kanunsuzluğun Silivri Kal’asının duvarlarını aşıp ülke sathına yayıldığını bir kez daha göstermektedir.
Ancak, tertipçilerin çabaları boşunadır. BOP Eşbaşkanlığı yıkılacak, Türkiye ABD güdümünden kurtulacak ve Silivri-Hasdal Duvarları yıkılarak Perinçek ve tüm yurtseverler özgürlüklerine kavuşacaklardır."
*********
*********
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder