Ali Rıza İZGİ : Paralel Devlet ve Hablemitoğlu
Necip Hablemitoğlu 18 Aralık 2002'de faili meçhul bir suikasta kurban gitmişti.
Ölümünün üzerinden geçen 11 seneye rağmen, failler hakkındaki tespitler rivayetten ileri gidemedi.
Kimdir bu Necip Hablemitoğlu?
Hablemitoğlu, 1977 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu'ndan mezun oldu.
1977-1978 yıllarında "Dilde, Fikirde, İşde Birlik" adlı aylık bir dergi yayımladı.
Uzun yıllar çeşitli kuruluşlarda basın müşaviri olarak çalıştıktan sonra Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü'nde yüksek lisans ve doktora yaptı.
Türk azınlıkları, Türkiye dışındaki Türk topluluklarının yakın tarihi ile ilgili olarak çalışmalar yapan Hablemitoğlu, Orta Avrupa ve Balkanlar'da Türk eserleri, Türk azınlıkları ve Türk şehitlikleri konularında alan çalışmaları yürüttü.
Bu çalışmalar çeşitli gazetelerde yazı dizisi olarak yayınlandı.
1995-1996 yılları arasında Birleşmiş Milletler'in UNDP projesinde görev alarak Moldova'da Gagauz Türkleri'nin Latin alfabesine geçişi ile ilgili olarak danışmanlık hizmeti verdi.
Buradaki görevi sırasında, Cumhuriyet döneminin başında bölgede Atatürk tarafından görevlendirilen öğretmenlerin bulunduğunu belirleyerek, bu öğretmenlerin bugün yaşayan öğrencilerinin anılarını derledi ve bir kısmını "Kemal'in Öğretmenleri" başlığı ile yayınladı.
Çalışma alanına ilişkin çok sayıda kitap ve makalesi bulunan Hablemitoğlu, öldürüldüğü 18 Aralık 2002 tarihine kadar Ankara Üniversitesi'nde doktor öğretim görevlisi olarak yirmi yıl süresince Atatürk ilkeleri ve devrim tarihi derslerini verdi.
İlk kitabı, II.Dünya Savaşı sırasında Sovyet Rusya tarafından Kırım Türkleri'nin kendi topraklarından zorunlu göç ettirilişini anlatan ve 1974 yılında yayımlanan "Yüzbinlerin Sürgünü"'dür.
Önemli eserlerinden birisi Alman vakıfları ve Bergama dosyası; Türkiye'de ve yurt dışında faaliyet gösteren bölücü terör örgütleri ve Alman vakıfları ile Avrupa Birliği uyum yasaları içinde yer alan vakıflar yasası konularında çeşitli araştırmaları kapsar.
Diğer önemli bir eseri ise "Köstebek" kitabıdır.
Öldürüldüğü için tamamlayamadığı Köstebek isimli araştırma kitabında Gülen hareketinin örgütlenmesini yazdı.
Kitap, vefatından sonra bitirilememiş haliyle yayınlandı.
Bu kitabında hareket mensuplarının yabancı devletler adına gönüllü casusluk yaptıklarını iddia etmiştir.
Hablemitoğlu bu eserinde, Gülen Cemaatinin Emniyet Teşkilatı, Milli Eğitim, Yargı ve Devletin bir çok kademesinde kadrolaşma ve teşkilatlanma çabalarını, araştırmaları sonunda elde ettiği belge ve bilgiler ışığında ortaya koymuştur.
Kitabın bazı bölümlerinde Fethullah Gülen'in yazılarından, konuşmalarından, vaizlerinden ve bazı eserlerinden alıntılara da yer verilmiştir.
Şimdi bu eserden bazı alıntılarla yazımıza devam edelim.
(Birharf Yayıncılık, İstanbul,2006, 2.Basım)
"Adliye'de, Mülkiye'de veya başka bir hayati müessesede bizim arkadaşlarımızın mevcudiyeti, öyle ferdi mevcudiyetler şeklinde ele alınıp değerlendirilmemelidir.
Yani bunlar gelecek adına bizim o ünitelerde garantimizdir.
Bir ölçüde onlar bizim varlığımızın teminatıdır".
"Şeyhleri ABD'de yaşayan, ancak kendi ülkesinde Devlet Güvenlik Mahkeme'sinde yargılanan; CIA, MI6 ve BND gibi yabancı istihbarat örgütlerine taşeronluk yapan bir cemaate mensup müritlerin, asli görevleri kendileri ile mücadele etmek olan istihbarat birimlerinde kadrolaşabileceğini, devletin gücünü, devleti savunanlara karşı kullanabilecek düzeye gelebileceklerini kim tahmin edebilir ki?(Sh.11)"
Nihai hedefe ulaşana kadar, yani sonuca ulaşıncaya kadar, her yöntem, her yol mubahtır.
Bunun içerisine yalan söylemek te, insanları aldatmak ta girer "Siz bir sivilsiniz, silahınız yok, kuvvet ve kudretiniz de sermayeniz kadar…
oysa askerde tek başına bile olsanız, silahınız, ferdi kabiliyet ve cesaretinizin yanı sıra, içinde bulunduğunuz birliğin kuvvet ve iktidarını da yanınızda bulur ve yerinde bir paşayı, hatta bir orduyu bile esir edebilirsiniz".(Sh.27)
Dönemin Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral'ın Emniyet Genel Müdürlüğü'ne yapmış olduğu suç duyurusu hakkında bir alıntı:
"Işık Tarikatı adı altında örgütlenen Fethullah Gülen ve teşkilatımız içerisindeki uzantılarının Polis Koleji, Polis Akademisi ve Emniyet Teşkilatı içerisindeki örgütlenmesi ile ilgiliyapılan çalışmalarda; Polis Kolejine ve Polis Akademisi'ne daha önceden özel olarak eğitilmiş örgüt içerisinde yer alan şahısların rahatlıkla girebildikleri, bu şahısların okul içerisindeki öğrenciler tarafından "imam" olarak adlandırıldıkları ve mezkur yapılanma içerisinde…"(Sh.69)nin
Hablemitoğlu'nun bu eserinde, Gülen Cemaatinin A'dan Z'ye bilgileri mevcut.
Hablemitoğlu yaşasaydı, aradan geçen 11 senede bu kitabına pek çok ilaveler yapma imkânını bulacağı beklenebilirdi…
Hablemitoğlu'nu zamansız ölümü, yaptığı son çalışmanın Cemaati hedef alıyor olması, Cemaatin kendini savunma hakkını doğurdu.
Fethullah Gülen adına vekili olarak avukatının yaptığı açıklama manidardır: (http://tr.fgulen.com/content/view/3646/123/)
"Doç.Dr.Necip Hablemitoğlu'na 18.12.2002 günü yapılan menfur saldırı, esasen ülkemizdeki toplumsal barışı, demokrasiyi ve hukuk devletini sarsmaya yönelik bir suikasttır.
Dileğimiz ve ümidimiz olayın bir an önce bütün yönleriyle aydınlatılarak faillerin adalet önünde hesap vermesidir.
Ancak bunun yanında, böyle hain cinayetler sonrasında olayla ilgisi olamayacak şahsiyetleri zan altında bırakma çabalarına da dikkat etmek gerekir.
Nitekim, geçmişte meydana gelen bir çok cinayet sonrasında da bu tür saptırmalar yaşanmış, olayla ilgisiz kişiler töhmet altına sokularak mağdur edilmeye çalışılmıştır.
Toplum olarak, geçmişte yaşanan acı olaylardan gerekli dersi alıp, terörü kullananların oyununu bozmalı, terör bahanesiyle masum insanların iftiraya maruz bırakılmasının teröre hizmet etmek anlamına geldiğinin bilincinde olmalıyız.
Bu suikast sonrası bazı medya kuruluşlarında yer alan 'Necip Hablemitoğlu'nun; Fethullah Gülen davasına müdahil olarak katıldığı, davada aleyhte tanıklık yaptığı, Gülen davasına rapor yazdığı, verdiği bilgilerle Gülen hakkında ek iddianame hazırlandığı'' gibi iddialar gerçek dışıdır.
Bu iddialarla kamuoyu yanıltılarak sevgi ve barışın simgesi olan müvekkilim hakkında kuşku uyandırılması hiçbir insaf ölçüsüyle bağdaştırılamaz.
Kamu oyu tarafından yakinen bilindiği üzere, ülkemizde esenliğin, istikrarın, birlik ve beraberliğin kök salmasını istemeyen bir takım şer odakları belli dönemlerde sahneye çıkmaktadır.
Bu odaklar ülkemizde iç karışıklık ve güvensizlik ortamı oluşturmaya yönelik suikastler düzenleyerek toplum barışına darbe vurmaktadırlar.
Doç.Dr.Hablemitoğlu'na düzenlenen saldırı ile bu şer güçlerin meş'um amaçlarla yeniden sahneye çıktığı görülmektedir.
Aslında, Hablemitoğlu'na sıkılan kurşun toplum barışına, ülke huzuruna sıkılmıştır.
Bütün Türkiye'nin bu tür karanlık oyunlar karşısında uyanık ve sağduyulu olması, biran önce bu cinayetlerin çözülmesi için üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerekir.
Özellikle basın yayın organlarının böyle dönemlerde daha fazla sorumluluk bilinci içinde hareket etmesi, bu alçak saldırıyı istismar etmek isteyenlerin oyununa gelmemesi gerekirken, hoşgörü ve uzlaşmanın öncüsü mümtaz şahsiyetleri töhmet altında bırakabilecek yayınlar yapılması hedef saptırmaktan başka bir anlam ifade etmemektedir.
Müvekkilim muhterem Fethullah Gülen ülkemizde ve dünyada, özellikle hoşgörü, diyalog, sevgi, toplum barışı ana temasındaki fikir ve çalışmaları ile tanınmış, devlet adamları, siyasetçiler, sanatçılar, işadamları, farklı din mensupları ile her kesimden bir çok insanın teveccühüne mazhar olmuş bir kişidir.
Ömrünü sevgi, hoşgörü ve diyaloğa adamış, terörün her türlüsüne karşı durmuş böylesine mümtaz bir şahsiyeti zan altında bırakmaya yönelik yayınların amacını aziz Türk Milletinin en iyi şekilde takdir edeceğine inanıyor, bu menfur cinayeti kınıyor, Doç.Dr.Hablemitoğlu'nun ailesine başsağlığı diliyoruz".
Fethullah Gülen Vekili Av.Orhan Erdemli.
Bugüne geldiğimizde, Fethullah Gülen'e atfedilen bu yapı Başbakan tarafından "Paralel Devlet" olarak nitelendiriliyor.
Her ne kadar isim telaffuz edilmese de adres Gülen'i işaret ediyor.
Dershane tartışmalarıyla başlayan çatışma, yolsuzluk gözaltıları ve tutuklamaları neticesinde iki tarafın restleşmesiyle devam etti ve yıllardan beri var olan birlikteliğin kopma noktasına geldiğini, milyonlarca insan hayretler içerisinde günlerce televizyonlardan izledi.
Başbakan'ın ima ettiği Paralel Devlet yapılanması, Hablemitoğlu'nun tespitlerine göre 1980'lere dayanıyor.
Son 12 yıllık AKP iktidarı döneminde ise, daha etkin bir yapı haline geldiği iddia edilen bu "Çete"nin varlığının ( Başbakan'ın 28.12.2013 tarihinde Manisa'da yaptığı konuşma:
"Maalesef devletin içinde yapılaşmaya giden bir örgüt, bir çete var.
Bunlar mahremiyet diye bir şey tanımıyor.
İzlemekse izlemek, dinlemekse dinlemek.
Maalesef belli bir örgüt anlayışı içerisinde, görev alanının dışına çıkmak suretiyle, bazı medya gruplarını da yanına alarak, medyaya gizlilik kaydı olan evrakları servis yapmak suretiyle, masum insanları lekeleme gayreti içerisinde olan yargı mensupları var.
Aynı şekilde yürütme mensupları da var, bu da polisin içinde var.
Oradan da bu tür servisler yapılıyor" ) Başbakan ve AKP Hükümeti tarafından bilinmemesi imkânsız.
12 yıllık iktidar döneminde bu yapının önemli desteğini almış olan AKP Hükümetinin, 2014 yerel seçimleri ve 2015 genel seçimlerinde cemaat desteği olmadan ayakta kalması imkansız.
Üstelik ABD desteğinin de olmayacağı kesin gözüküyor.
Yer yarılıp gök kubbe delinmedikçe,(yani Cemaat ile ve ABD ile yeni köprüler kurulmadıkça- ki bu, yaşanan süreçte söylenen sözlerin unutulması ve ithamlardan, iddialardan vazgeçilmesi anlamına gelir-genel seçimlerde AKP'nin oyları, tarihinde olmadığı kadar düşük gerçekleşecektir.
2014 yılının ve gelecek yılların hepinize, hepimize sağlık, mutluluk ve huzur getirmesi dileğimle…
Ali Rıza İZGİ
a45UyF587661-201307301451-10
Akilli, dusmaninsa bile danis, bilgisiz dostun fikrini gec.
Hz.Ali
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder