25 Ağustos 2015 Salı

Değişen yönetim şeklimizin 5 özelliği!

Değişen yönetim şeklimizin 5 özelliği!

DİKKAT Aşağıdaki makale kesinlikle bana ait değildir.
Kaynak bağı makale başlığında yer almaktadır.
Yönetim şeklimizin değiştiği görüşü son dönemlerin popüler gündemlerinden. Birçok uzman tarafından da dile getiriliyor. Ama değişimin ne yönde olduğu konusu hala belirsiz. Değişen yönetim şeklimizin ne olduğu henüz tam olarak ortaya konulmuş değil. Herkesin anladığı bir şeyler var elbette ama değişen gerçekte ne?

Yönetim, düşünme ile başlayan bir aktivite olduğuna göre yönetim sistemindeki değişimin ne olduğunu anlamak için bakmamız gereken ilk yer hiç şüphesiz düşünce şeklidir. Düşünce şeklindeki değişimi anladığımız an yönetim şeklindeki değişimi de büyük ölçüde anlamış oluruz. Öyleyse gelin hep beraber ülkeyi yönetenlerin (ve hatta halkın) düşünce şeklini evrensel ölçütler doğrultusunda anlamaya çalışalım.

Değişen yönetim şeklinin 5 özelliği:

1- İnanç odaklı düşünme şekli

Küresel bir ankette katılımcılara şu soru yöneltilmiş: Gerçekten şeytan diye bir şey var mı? Bu soruya Malta'da %85 oranında evet yanıtı verilirken Letonya'da %9 oranında evet denmiş. Cevabın bu kadar farklı olmasının nedeni açıktı. Maltalılar dindar insanlarken Letonyalılar ateistti. Fakat araştırmacıların kafasını karıştıran başka bir şey vardı. Bu kadar basit bir soruya verilen yanıtlar nasıl bu kadar farklı olabiliyordu? Çünkü şeytanın varlığı gerçeklere dayandırılamayacak kadar uhrevi bir konuydu ve soru şeytana inanıyor musunuz şeklinde sorulmamıştı. Yani aslında verilmesi gereken yanıt her iki ülkede de (ortalama zeka insanlar için) %100 oranında "Bilmiyorum" olmalıydı. Ama maalesef soruyu her iki ülke vatandaşı da inandıkları şekilde algılamıştı.

İşte, inançlar düşünce şekline hakim olduğunda gerçekler anlamını yitirir. Tıpkı 11 Eylül sonrasındaki şu anket sonucundan geriye kalanlar gibi: 11 Eylül'ü Arap grupların yaptığı sizce doğru mu? Amerikalılar, %95 doğru; Endonezyalılar, %20 doğru.

Özetle, inanç odaklı düşünce sistemimiz vatandaştan yöneticiye güçlenmiştir.

2- Hata girişimciliği

Bugün Nobel Ekonomi Ödülüne aday gösterilmesi gereken ilk kişi D.Acemoğlu değil Edward Glaeser'dir bize göre. Hata Girişimcisi (entrepreneurs of error) deyimi son derece çarpıcı bir tanımlamadır. Glaeser'e göre bugün dünyadaki tüm önemli sorular (terörden ırkçılığa, dinden ayrımcılığa kadar) yanlış inançların ipe dizilmesiyle oluşturulmuştur. Amerikanın ne yaptığı ile ne olduğu arasında hiçbir bağlantı yoktur ama insanlar olduğuna inandırılmışlardır. Çünkü yöneticiler insanları öyle olduğuna inandırırlar. Politikacılar, aile, dini liderler ve basın Glaeser'in Hata Girişimciliği dediği inanca yönelik bilgi yayma kurumunun en güçlü merkezleridir. Bu merkezler, gerçeğin dağıtımıyla ilgilenmeleri gerekirken hatanın dağıtımını yapmaktadırlar.

İşte, ülkemizde aileden dini liderlere, politikacılardan medyaya değişen şey hata girişimciliğinin artmasıdır. Sosyal medyayla birlikte hemen herkes hata girişimcisi.

3- Bildiğinden daha fazlasını bilme

Son yılların en etkileyici devlet yönetimi çalışmalarından biri hiç şüphesiz Pennsylvania Üniversitesinden P.Tetlock'un araştırmasıdır. Ülke yönetimine odaklanan Tetlock, kamu yöneticileri, siyaset bilimciler, ulusal güvenlik uzmanları ve iktisatçılardan oluşan yaklaşık 300 uzmanın son yirmi yılda yaptıkları binlerce öngörüyü inceledi. Örneğin önümüzdeki 5 yıl içinde Suriye'de rejim değişecek mi ya da İtalya'da çoğunluk partisi gelecek seçimleri kazanabilecek mi gibi yüzlerce soru üzerinde uzmanların yaptığı tahminlere baktı ve ne tahminlerin ölçüde gerçekleştiklerini saptadı. Öngörüler büyük ölçüde başarısızdı. Ama Tetlock'u şaşırtan asıl şey bu değildi. Uzmanlarla yaptığı görüşmelerde son derece kaygı verici başka bir şey buldu: %96'sı doktora derecesine sahip olan uzmanlar bildiklerinden daha fazlasını bildiklerine inanıyorlardı.

İşte, bugün ülkemizdeki uzmanların da temel sorunu budur: Doğru olduğunu bilmedikleri bir konuda bile savundukları düşüncenin doğru olduğu hususunda sarsılmaz bir inanca sahip olmak.

4- Ultracrepidarianism

Telaffuzu zor bu sözcük hakkında internet üzerinde bir araştırma yaptığımızda, bir popüler sözlük yazarı haricinde kullananını görmedik. Dogmatizmin özel bir yan dalı kabul edebileceğimiz bu sözcüğün anlamı, ülkenin yönetim değişikliğinin de temelini oluşturuyor.

Sözcüğün türetildiği hikaye kısaca şöyle: Antik Yunanlı ressam Apelles, tablosunu eleştiren ayakkabıcıya şöyle der: Ayakkabıcı, sandaletten yukarı çıkma! Yani aslında demek istediği şudur: İnsanlar sadece bilgi sahibi oldukları konuda yorum ya da sistematik eleştiri yapabilirler; her konuda değil.

En sade vatandaştan en tepedeki yöneticiye kadar değişen yönetim şeklimizin temelini bu sözcüğün oluşturduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Kendi bilgi ve uzmanlık alanı dışındaki konularda fikir ve tavsiye verme alışkanlığı patolojik bir durum almış. Ultracrepidarianism artık yeni yönetim şeklimiz.

5- Ahlaki pusula

Herkes, vicdanı ile oluşturduğu bir ahlak anlayışına sahiptir. Bu oldukça doğal bir durumdur. Bazılarında daha güçlü bazılarında ise daha zayıf olabilir. Doğru ile yanlışın arasındaki farkı algılamayanımız yoktur herhalde. Ama iş problem çözmeye geldiğinde ya da ülke yönetmeye, yapmanız gereken ilk şey ahlaki pusulayı bir kenara koymaktır. Neden mi?

Mesela kürtaj konusuna mı eğiliyorsunuz; belli bir konunun ahlaki doğruluğu ya da yanlışlığı üzerine takılıp kalırsanız, konunun esasını kaçırırsınız. Ahlaki pusulanız, öyle olmadığı halde tüm cevapların açık seçik ortada olduğuna, doğru ve yanlış arasında net bir çizgi bulunduğuna ve en kötüsü de bu konu hakkında bilinmesi gereken her şeyi bildiğinize sizi inandırır. Siz de doğal olarak daha fazlasını öğrenmek için çaba sarf etmezsiniz.

Gemiciler de yıllarca pusulaya güvendiler. Ama kemerlerindeki metal tokanın pusulayı bozduğunu yüzyıllar sonra fark ettiler. Bakalım biz ne zaman fark edeceğiz?




a45UyF587661-150825145323 Oraj Poyraz <cimcime@neomailbox.net>
2015/08/26  00:00 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 

Oyle horozlar vardir ki ottukleri icin gunesin dogdugunu sanirlar.

G.DUMANT

...
Ama onda ( Risale-i Nur da) yazilanlar Kuran in malidir.
Hepsi Allahtandir...
Peygamberimiz Kuran-i kerim in sadece bir tercumani idi.
Ustat ta (Said-i Kurdi) Risale-i Nur un sadece bir tercumani gibidir.

Said-i Nursi
Said-i Nursi yazilarinin cogunda kendini kimi yerde ustu kapali, kimi yerde cok acik olarak peygamberle karsilastirir.
Tanriyla dolaysiz konustugunu vurgular.

Safsata [( Ing:Fallacy), (Osm;Kiyasi-i batil)], bir dusunceyi ortaya koyarken ya da anlamaya calisirken yapilan yanlis cikarsamalarin tamamina safsata denir.
Safsatalar, ilk anda gecerli ve ikna edici gibi gozuken ancak yakindan bakildiginda kendilerini ele veren sahte argumanlardir.
Gunumuz Turkce sinde safsata kelimesi kusurlu akil yurutme anlamini kaybetmis, yanlis inanc manasinda kullanilir olmustur.
Oysa, safsata, insanin muhakeme yetisinin yanlis yonde kullanimidir ve cogu kez onyargi, ek$ik bilgi, batil inanclar, duygusallik, yersiz gondermeler, acelecilik, ozensizlik, genelleme, duygu somurusu, Turkce yi kotu kullanma gibi sebeplerden kaynaklanir.
---
Doldurusa Getirme Safsatasi (Poisoning the Well) :
Bir insan hakkinda onceden olumsuz bilgiler (dogru veya yanlis) ileri surerek, onun sonradan soyleyeceklerini gozden dusurmeye ve bir onyargi olusturmaya calisma.
Adam karalama safsatasinin ozel bir seklidir.
Ornek 1:
Biz onun cemaziyel evvelini biliriz.
Ornek 2:
Hasan unlu bir avukat olmus, oyle mi?
Ayol, o iki lafi bir araya getiremezdi.
Guncel Ornek 1:
Gordugunuz gibi, gericilerin sevincten neredeyse $ikir $ikir oynamalari bosuna degil!..
Siz, bir tarikat liderinin tutuklanma karari karsisinda uzuldugunu soyleyen bir basbakanin yonettigi, fikriyle zikri hicbir zaman birbirine uymayan bir partinin ortak oldugu, ummetcilerin oylarina goz kirpan milliyetci partinin bulundugu koalisyonun boyle bir yasayi cikaracagina inaniyor muydunuz yoksa?..
Oyleyse cok safsiniz!..
(Umit Zileli, 24.8.2000, Cumhuriyet)
Yazar koalisyon ortagi partilerin kotu ozelliklerini sayarak soz konusu yasanin neden cikmayacagina dair okur uzerinde bir onyargi olusturmaya calisiyor.
Guncel Ornek 2:
Amerikan delegesi sifatiyla katilacagi o toplantida binbir yalanla birlikte Turkiye yi kotuleyecek, camur atacaktir.
Bu olay, adina Birlesmis Milletler denilen kurulusun ciddiyetsizligini de ortaya koyuyor.
Oyle ya, dinler zirvesinde bula bula bu Merwe yi bulup konusturan bir orgute Ciddi demek mumkun mudur?
Dinimizi temsil etmek, ayakustunde yalan soyleyen Merwe ye mi kalmistir?
(Emin Colasan, 30.8.2000, Hurriyet)
Yazar daha toplanti gerceklesmeden hem Birlesmis Milletler hem de Merve Kavakci hakkinda olumsuz bir onyargi olusturmaya calisiyor.
Guncel Ornek 3:
Deprem, KHK derken gundem biraz seyrelecek ve gozunu sevdigim ulkemin, gozune vurgun oldugum medyasinda, beynine a$ik oldugum tiplerin servisleri yapilacak, davalar acilacak, iddialar sav lanacak, haberler ufurulecek.
(Ferhat Baris , 20.8.2000, Zaman)
Yazar, medyanin tavrini alayci bir uslupla elestirerek, verecegi haberlerin guvenirligi hakkinda okuru sartlandirmaya calisiyor.
Guncel Ornek 4:
On bes yil once Turgut Ozal i Ikinci Ataturk , Tansu Ciller i demir leydi olarak gosteren bizim medya bugun Fatih Terim i vatan kurtaran aslan diye bas taci ediyorsa, bilin ki yakin bir gelecekte ayaklar altina alip ezecektir...
(Hikmet Cetinkaya, 25.4.2000, Cumhuriyet)
Yazar, medyanin bir gun goklere cikardiklarini gelecekte yerin dibine soktugunu soyleyerek medyanin guvenilirligi hakkinda bir onyargi olusturmaya calisiyor.
Guncel Ornek 5:
Tarih Kulturu nde ne buyuk deha (!) olduklarini gosteren Sabah cilar, Cagdas Kultur Gazetesi ile birlikte VCD Seti veriyor!
VCD lerde Macera ve Kesif Ruhu anlatiliyormus!
Bence; bu VCD leri almak bir macera olur!..
Zira; Nasil bir kesif ruhu na sahip olduklari, onceki gunku eklerinde goruldu!..
En az 1930 lu yillar a ait fotografi, 1870 li yillar diye kakaladilar millete!..
Allah bilir, macera lari nasildir?
(Hasan Karakaya 09.10.2000 Akit)
Yazar, Sabah Gazetesinin ekinde yaptigi yanlisliktan dolayi Gazetenin diger verecegi seylerin de kotu olacagi ve dolayisiyla Gazetenin guvenilmez oldugu onyargisi olusturmaya calisiyor.
HATALI SINIFLANDIRMA


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder