31 Ağustos 2015 Pazartesi

Zahide Uçar: TAYYİBİSTAN Sultanlığının Tefecileri

Zahide Uçar: TAYYİBİSTAN Sultanlığının Tefecileri

* * *

Tayyibistan Sultanlığına dönüşen ülkemde, ön saflarda sürekli kaos-kavga yürütülürken, sahne arkasında iri tüyleri çoktan yolunmuş olan halkın kalan ince tüylerini de sultanlık sisteminin resmiyet kazandırdığı tefeciler(bankalar) soyuyor.

* * *

Halk bankaların kurduğu tuzaklar içinde nefes alamazken, şirketler eli ile de cepler boşaltılıyor.

Tayyibistan Bankalarının(hem de devlet bankalarından biri) tefeciliğine bir örnek vereyim.

Tefeci mantığıyla hareket eden bankalar vatandaşı nasıl tuzağa düşürüyor.

* * *

Bir olaya şahit oldum. Devlet bankasından biri küçük bir ilçede 80 yaşın üzerinde emekli maaşı alan, başka hiçbir geliri olmayan kanser hastası bir hanıma kredi verir. Kredi vefatından sonra ödenemez. Kredi verilirken her nasılsa sağlık raporu istenmez. Gene sadece emekli maaşı olan ve birlikte oturduğu kızı kefil yapılır.Belli ki para birlikte oturdukları çocukları tarafından kullanılmıştır. Anne vefat eder. Kredi verirken yüksek bir sigorta yapılmıştır. Sağlık raporu istenmemiştir ama sigorta, "kanser hastasının" ölümünden sonra kalan borcunu sigorta ödemez diye ödemiyor. Kredinin ödenmesi yanında olan çocuklarınca bir süre devam ettirilir. Sonra ödeyemezler ama banka diğer varislere hiçbir bilgi ve uyarı göndermez. Kredi 2013 yılında verilmiştir. Varislere ise daha önce hiçbir uyarı yapılmadan banka doğrudan icra yollar. 2015 Temmuz ayında mahkeme yoluyla varisleri tespit eder. Aynı zamanda icra da gönderir. Üstelik usulsüz tebligat yapılarak…

* * *

Tayyibistan sultanlığında hiç kimse güvende değildir. "Yasalara uyuyorum. Borcumu ödüyorum. Hiçbir yere borcum yok" falan demeyin. Bir gün ummadığınız bir yerden kapınıza icra gelebilir. Çünkü;

Bir başka özel bankanın Genel Müdürlüğünde çalışan Avukat bir kardeşimize bu işlerin nasıl yürütüldüğünü sordum. Tamamı ile TEFECİ mantığıyla çalıştıklarını ifade etti. Yukarıda anlattığım krediyi sordum. "Nasıl oluyor da üzerine hiçbir mal varlığı bulunmayan, 80 yaş üzeri bir insana banka kredi veriyor dedim." Verilen cevap aslında bilindik bir cevap idi. Dedi ki;

Bazı küçük yerlerde banka müdürleri bankanın önüne koyduğu hedefi, yani para satma limitini tutturmak için batık kredi bile veriyormuş…

* * *

"Peki, banka müdürü batık krediden sorumlu olmuyor mu" dedim. Ol-mu-yor-muş…

Yani size ait olmayan bir borç "tefecilerin topuğa sıktırdığı, borçlunun yedi sülalesinin canına okuduğu gibi", banka tarafından iki yıl borç hasıraltı edilip, katlandıktan sonra boynunuza dolanabilir.

İşte "Müslüman(!)" diye kuyruğunda dolaştığınız sultanınızın sistemi… Kara para ile ülke ekonomisi çevirenlerin yaptığı işler de tefecilik olur.

Bir de ödemeyenin Deli Dumrul misali ödeyenden cebren aldığı elektrik paraları var ya? Orada da tuhaf işler dönüyor. Yalova'dan ayrılırken sayacımın son tüketim göstergesini okuyup elektrik şirketine gittim. Üç aylık fatura çıktı önüme(!).. Fatura bedeli düşük olunca tüketiciye gönderilmiyormuş… Belli orana gelince gönderiliyormuş. Bu durumda toplu gelen faturanın KDV'si, vergileri nasıl hesaplanıyor? Vatandaşa bir de bu yöntemle mi giydiriliyor? Ayrıca üç kuruş verdiğiniz emekliye, asgari ücrete mahkum ettiğiniz işçiye toplu fatura yollayıp psikolojik işkence mi yaptırıyorsunuz?

* * *

Daha önce bu olaylar haberleşme alanında yaşanmıştı. Hedefi tutturmak için çalışan personel köyde yaşayan yaşlı teyzeleri bile işyeri tarifelerine geçirmişti(!)…

AK Kırk Haramilerin 13 yıldır kurduğu sistem, ancak bir ülke işgal edildiğinde, işgal güçleri tarafından o ülkenin halkını ezip, susturmak için kurulur. Kara paranın baştacı edildiği, gayri meşrunun, fuhuşun önemli bir kazanç aracı haline getirildiği, her biri derebeyine dönen azgın şirket sahiplerinin elinde halkın acımasızca soydurulduğu, köleleştirildiği, parasız halkın olmayan hukuka bile erişmesinin nerede ise imkansız hale getirildiği bir zulüm sistemidir Tayyibistan sistemi.

* * *

Eli tespihli, başı hörgüçlü, sonradan görme badem bıyıklıların, ülkeyi soyarken gelirden pay kapmak için koşturan akbabaların, çakalların, menfaat guruplarının el birliği ile İslam'ı çiğneye çiğneye "yellendikleri" bir Nemrut sistemini ayakta tutuyor.

Dillerinde yalan, ellerinde tespih, tarikat öğretisi diye, Kabala öğretilerinden (Yahudi mistizmi-karanlık öğreti) beyni çorba olmuş bir takım zavallılar, bu zulüm sultanlığına payanda oluyor.

* * *

Tayyibistan Sultanlığı "din pelerini" ile dine savaş açarak insanları dinden soğutup, uzaklaştırıyor.

Kurduğu sistemi bırakın bir din ile bağdaştırmayı, insanlıkla, batıl dinlerle bile bağdaştıramazsınız.

Halkın üzerine abanıp nefes aldırmayan bu sistem olsa olsa "eşkıya" sistemi olur.Sultanlık için cebimizi boşaltmanın yolu, şirketler, bankalar, verginin vergisinin vergisini de alarak resmiyete bindirmek.

Ne yapalım yani? Bizler de halk olarak dağa mı çıkalım? Osmanlı zulmünde zenginden alıp fakire dağıtan ve isimleri efsane gibi anılan eşkıyaya mı özenelim?

Bu sistemle hukuk yoluyla mücadele etmek nerede ise imkansız olduğuna göre….

Bir bilmecem var: Sultan varlıklarının sadakasını verse, kaç ilçe fakiri o sadaka ile karnını doyurur?


a45UyF587661-150831134900 Oraj Poyraz <oraj_poyraz@alpinaasia.com>
2015/08/31  14:10 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 

28 Kanunisani
. . . . . .
ta ata aa ta ta ha ta tta ta
. . . . . .
tarih
. . . . . .
siniflarin
mucadelesidir
. . . . . .
1921
. . . . . .
kanunisani 28
karadeniz
burjuvazi
biz
. . . . . .
on bes kasap cengelinde sallanan
on bes ke$ik bas
yoldas
. . . . . .
bunlarin sen
. . . . . .
isimlerini aklinda tutma
. . . . . .
fakat
. . . . . .
28 kanunisaniyi unutma!
siyah gece
beyaz kar
ruzgar
ruzgar.
. . . . . .
trabzondan bir motor aciliyor
sa-hil-de-ka-la-ba-lik!
motoru tasliyorlar
son perdeye basliyorlar!
. . . . . .
BURJUVA KEMAL in omuzuna binmis
kemal kumandanin kordonuna
kumandan kahyanin cebine inmis
kahya adamlarinin donuna
uluyorlar
. . . . . .
hav... hav... hak... tu
yoldas unutma bunu burjuvazi
. . . . . .
ne zaman aldatsa bizi
boyle haykirir:
. . . . . .
- hav...hav...hak...tu
. . . . . .
- gordun mu ikinci motoru?
. . . . . .
- icinde kim var?
. . . . . .
- arkalarindan gidiyorlar.
. . . . . .
- ikinci motor birinciye yetisti
. . . . . .
- bordolari bitisti
. . . . . .
- motorler sarsiliyor
. . . . . .
- dalgalar salliyor salliyor dalgalar.
. . . . . .
- hayir
. . . . . .
iki motorde iki sinif carpisiyor
. . . . . .
- biz onlar!
. . . . . .
- biz silahsiz onlar kamali
. . . . . .
- tirnaklanmiz
. . . . . .
- kavga son nefese kadar
. . . . . .
- kavga
. . . . . .
- dislerimiz ellerini kemiriyor
kamanin ucu giriyor
. . . . . .
- girdi...
. . . . . .
- yoldaslar, ey!
. . . . . .
artik luzum yok fazla soze:
. . . . . .
bakin goz goze
. . . . . .
- karadeniz
. . . . . .
on bes kere acti gogsunu,
on bes kere ortuldu.
onbeslerin hepsi
bir komunist gibi oldu

1923 - MOSKOVA

Ahzab Suresi 50.Ayet:

Ey Peygamber!
Mehirlerini verdigin hanimlarini, Allah in sana ganimet olarak verdigi ve elinin altinda bulunan cariyeleri, amcanin, halanin, dayinin ve teyzenin seninle beraber goc eden kizlarini sana helal kildik.
Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istedigi takdirde, kendisini peygambere hibe eden mumin kadini, diger muminlere degil, sirf sana mahsus olmak uzere (helal kildik).
Kuskusuz biz, hanimlari ve ellerinin altinda bulunan cariyeleri hakkinda muminlere neyi farz kildigimizi biliriz.
(Bu hususta ne yapmalari lazim geldigini onlara acikladik) ki, sana bir zorluk olmasin.
Allah bagislayandir, merhamet edendir.

Kur an-i Kerim in bazi ayetlerine iliskin mazeretler:
1- Bu ayetler yanlis tercume edilmis!
2- Bu ayetler yanlis anlasilmaya musait yani herkes anlayamaz!
3- Bu ayetler zaman asimina ugradi yani bugun gecersiz!
4- Bu ayetler cag disi yani Islam da reform yapilmasi lazim!
5- Bu ayetlere iman etmek imkansiz ama yine de ben bir muslumanim!

Mazeretlerin Cevaplari:

1- Diyanet Vakfi Meali ni, konularinda uzman Ilahiyatci Heyet hazirladi. En cok itibar edilen meal. Heyetteki herkesin yanlis tercume yapmasi imkansiz. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
2- Kur an-i Kerim i herkesin anlayabilecegine dair ayetler var* ve zaten bu sebeple indirilmis . Tersi ise adaletsizlik olur cunku herkesin anlayamayacagi ve yanlis anlasilmaya musait bir kutsal kitap gondermek Allah a yakismaz. Bir sakinca da sudur; Muslumanlara siz Kur an i anlamazsiniz, sadece biz anlariz diyen ruhban sinifi olusur ki Islam da ruhbanlik haramdir. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
3- Kur an in, kiyamete kadar , cihansumul(evrensel) yani her zaman ve her yerde hukmunun gecerli olduguna inanmak farzdir. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
4- Allah 21. yuzyilin hayat sartlarini ve yasam bicimini ezelden beri bildigine gore Allah in bu durumu hesaba katmadigi ni iddia etmek Allah a karsi cok buyuk bir iftiradir. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
5- Bu ayetlere iman etmeyenin adi Musluman degil Kafir dir.** Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.

*Bakiniz: Nahl Suresi 89. Ayet, Enam Suresi 38. Ayet, Maide Suresi 15. Ayet, Hac Suresi 16. Ayet.
**Bakiniz: Bakara Suresi 85. Ayet ve Maide Suresi 44. Ayet.

Safsata [( Ing:Fallacy), (Osm;Kiyasi-i batil)], bir dusunceyi ortaya koyarken ya da anlamaya calisirken yapilan yanlis cikarsamalarin tamamina safsata denir.
Safsatalar, ilk anda gecerli ve ikna edici gibi gozuken ancak yakindan bakildiginda kendilerini ele veren sahte argumanlardir.
Gunumuz Turkce sinde safsata kelimesi kusurlu akil yurutme anlamini kaybetmis, yanlis inanc manasinda kullanilir olmustur.
Oysa, safsata, insanin muhakeme yetisinin yanlis yonde kullanimidir ve cogu kez onyargi, ek$ik bilgi, batil inanclar, duygusallik, yersiz gondermeler, acelecilik, ozensizlik, genelleme, duygu somurusu, Turkce yi kotu kullanma gibi sebeplerden kaynaklanir.
---
Ayristirma (Indirgeme) Safsatasi (Fallacy of Division) :
Butun icin dogru olan bir ifadenin butunun her parcasi veya bazi parcalari icin de gecerli olacagini varsaymaktan olusan hata.
Ornek 1:
Turkiye nin uc tarafi denizlerle cevrili, Afyon un iklimi de yumusak olmali.
Ornek 2:
Hamsiyi en iyi Karadenizliler bilir, asci Karadenizli degilse, o balik lokantasinda hamsi yemeyeceksin.
Ornek 3:
Kayserililer islerlerini bilirler, Turgut da , Kayseriliridir, parasiz kalmis olmasi mumkun degil.
Ornek 4:
Kuduz, kopeklerden bulasir, eve kopek sokmayacaksin.
Ornek 5:
Erkekler, kadinlardan daha fazla yuksek egitim yaparlar.
O halde Dr. Ayse, Dr. Erdal dan daha az egitimlidir.
Ornek 6:
Sofra tuzu insanlar icin zararli degildir.
O halde onu olusturan sodyum ve klor elementleri de insana zarar vermez.
Ornek 7:
Oglunu pahali bir kolejde okuttuguna gore sen de zengin olmalisin.
Ornek 8:
Almanlar militan bir millettir.
O halde, Yesiller de militandirlar.
Guncel Ornek 1:
Soru:
Organ satisi caiz midir?
Cevap:...
Insanin kendisinin satilmasi caiz olmadigi gibi, onun bir cuz unun, organinin satilmasi da caiz degildir.
Cunku bu alisveriste insana ve parcaya hakaret, onun serefini dusurme vardir.
(Mehmet Talu, 24.8.2000, Milli Gazete)
Yazar, butun icin dogru olan bir ifadenin, yani insanin kendisini satmasinin yanlis olmasinin, butunu olusturan parcalar, yani organlar icin de gecerli oldugu dusunulerek cikarim yapiyor.


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder