27 Ağustos 2015 Perşembe

Uğur Dündar: AKP, PKK’yla hiçbir zaman mücadele etmedi

Uğur Dündar: AKP, PKK'yla hiçbir zaman mücadele etmedi

Efsane İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'dan şok çıkış:

"Şehit haberleri gelmesin, kan akmasın, anaların gözyaşları dursun" denilerek başlatılan çözüm sürecinin geldiği yerde sadece analar değil, tüm Türkiye ağlıyor, yürekler yanıyor. Şimdi herkesin zihninde aynı zor soru: "Nereye gidiyoruz? Çatışma ve şiddetin sebep olduğu kaos ortamında seçim nasıl yapılacak?"

Bu soruları birkaç gündür sık sık konuştuğum İçişleri eski Bakanı, Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan'a yönelttim.

Dürüstlüğüyle ünlü, efsanevi polis şefi Tantan, çok endişeli ve üzgün olduğunu söyleyerek şu cevabı verdi:

"PKK'nin çatı örgütü KCK, 2005 yılında "Öz Savunma Birlikleri" kurma kararını aldı. Bu yapılanma kapsamında örgüt, kırsaldan çok şehir savaşı için çalışmalara başladı. Her mahallede, köyde yani en küçük yerleşim birimlerinde bile 'Öz Savunma' adı altında bir örgütlenmeye girdiler. Her evden bir asker, her evden bir canlı istihbarat elemanı, her evden doktor vs. alarak bunları kırsaldan çok şehirde infazlar yapmak için eğittiler…"

* * *

Bu çarpıcı ve toplumca pek bilinmeyen bilgilerin ardından Tantan "Peki şehirlerde örgütlenen PKK'ya karşı şehirde nasıl mücadele edilecek?" şeklindeki sorumu da şöyle cevapladı:

"Asıl sorun da bu. Terör örgütü ve onu kullananlar askeri şehrin içine sokup 'Sivil halk öldürülüyor, soykırım yapılıyor' propagandasına yönelecekler. Bunu yazmaya çizmeye de başladılar zaten… Burada kastım jandarma değil kışladaki zırhlı askeri birliklerin şehre inmesi. O zaman da askerin katliamcı olduğunu Batı dünyasına anlatacaklar. Terörist kışkırtmalarıyla yaratılan toplumsal kargaşayla mücadeleyi, sanki sivil halka karşı yapılan baskı gibi gösterecekler. Sonrasında evlerinden göç edenlerin kampanyası başlatılacak. Kürt ulusal varlığına ve özgürlüğüne kast eden ırkçı bir saldırı var denilecek.

Şimdi gelelim asıl soruya: Peki bununla nasıl mücadele edilecek? ABD'nin özel birliği Delta Force'un eğittiği bu yapı 2002'den bu yana daha da deneyimli oldu. Aynı zamanda organize suç örgütü olan bu yapıyla güçlendirilmiş polis teşkilatının mücadele etmesi gerekir. Keza jandarma… Şehir savaşını bilen polis ve jandarma örgütlenmesiyle mücadele edilecek. Ama hukuk içerisinde kalma koşuluyla. Tabii ki bu süreçte devletin halkı da mutlaka yanına alması gerekecek.

ARINÇ VE DİĞER İSİMLER YARGILANMALI

Hatırlayın, daha geçen günlerde Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç şöyle konuştu:'Her şeyden haberimiz vardı. Üzerinde silah olan bu PKK'lı teröristler karakolun önünden geçiyorlar, onlara el sallıyorlardı. Asker de onlara hiçbir şey yapmıyordu. Durum biraz böyleydi. Ama bunun bir tek sebebi vardı. Tekrar terörün hortlamaması, siyasi görüşmelerin bir sonuca ulaşması içindi.'

Dikkatinizi çekerim. Bu Arınç'ın yargılanmasını gerektiren açık bir itiraftır. Zira mevcut yasalara göre, hangi makamda bulunursa bulunsun hiç kimse, 'Terör örgütüyle mücadele edemezsin' diyemez."

* * *

Tantan'a "Valilerin ve diğer mülki amirlerin siyasi baskı altında olmaları da güvenlik güçlerinin ellerinin kollarının bağlanmasına neden olmadı mı?" diye sordum.

"O zaman size bazı bilgiler aktarayım" diyerek başladığı konuşmasına şu çok önemli tespitlerle devam etti:

"Bir komutan valiyle konuşuyor, bölgedeki PKK yapılanmasının hangi boyutta olduğuna dair raporlar sunuyor. Vali de diyor ki, "Operasyon yapma yetkisi sizde ben bir emir veremem ama eğer operasyon yaparsanız çözüm sürecini bozarsınız, siz bilirsiniz…"

Bir vali böyle konuşabilir mi? Bu cümleleri birkaç ay öncesinde bölgedeki hangi subaya anlatsanız, sizi doğrulardı. Şimdi de aynı valiler 'operasyon yapın' diyerek sözlü emir veriyorlar. 2011'den bu yana yüzlerce rapor hazırlandığını ama bunların tümünün 'çözüm' adı altında sümenaltı edildiğini biliyoruz. Ayrıca halk o askerler veya polislere hemen "Ergenekoncu" denildiğini de unutmadı. Peki şimdi ne oldu da tavır değişti?"

- Evet Sayın Tantan ben de size soruyorum. Ne oldu da "çözüm" süreci bir anda bu noktaya geldi?

HER SEÇİM ÖNCESİ BİR DÜŞMAN YARATIYORLAR

"2002'den bu yana yaşanan sürece bakalım. AKP üçlü devlet algısını yarattı. Cemaatler devleti, PKK devleti ve AKP devleti… Bunları kısa kısa anlatayım:

2007'den bu yana yapılan operasyonlar, devletin bütün kurumlarını yerle bir etti. Zira o süreçte bugün 'paralel' dedikleri yapıyla birlikte hareket ettiler. Düşman da Ergenekon, Balyoz vs idi. Sonra 'paralel' diye bir düşman yaratıldı. Bu seçimlere giderken de düşman PKK oldu. Yani AKP, her seçim öncesi düşmanlarla beslendi. Ortada hiçbir süreç olmadığı halde birileri bize önce 'oturun', sonra da 'kalkın' dedi… Yani kendi irademizle bir durum oluşmadı. Kısacası kendi gücüyle iktidara gelmeyen AKP, iktidarda kalabilmek için kendisine dayatılanları kullandı. PKK'yla da hiçbir zaman mücadele etmedi. Sadece "mış" gibi yaptı. Şimdi de yapılan mücadele değil. Örneğin PKK'nın mali varlığı: Biz hep PKK'nın mal varlıklarına el koymaları gerektiğini söyledik. Ama ısrarla yapmadılar!"

Ne kadar paraya hükmediyor PKK?

YILDA 100 MİLYON EURO GELİRLERİ VAR

"Raporlara da yansıyan bilgilere göre terör örgütü, Avrupa'daki faaliyetlerinden yıllık 20 milyon Euro gelir sağlıyor. Avrupa ülkelerindeki paravan şirketler, dernekler vs. farklı isimler altında yardım topluyorlar. Ayrıca vermeyenden haraç alıyorlar. Bu kuruluşlar PKK/KCK'nın kara para ve göçmen trafiğini kontrol ve koordine ediyor. Ayrıca Irak topraklarında Haftanin, Derari, Ore, Hakurk, Nazdur bölgeleri ile İran'da ise Şehidan, Tise, Harçini, Erbila, Urumiye ve Makü'de sözde gümrük noktaları bulunuyor. Bunlara ilaveten Keleşin, Zele, Dole Tue (Dut Vadisi), Kuzinebölgelerinde de gümrük noktaları mevcut. Bu noktaların her birinden örgüt yıllık 3 milyon Euro gelir sağlıyor. Bu da yıllık 72 milyon Euro'ya denk geliyor. Diğer kazançlarla birlikte ortalama 100 milyon Euro!

OSLO SES KAYITLARININ TAMAMI AÇIKLANMALI

Bu günlerde terör örgütüne atıp tutanlara sizin aracılığınızla bu köşeden seslenmiş,"Oslo'daki görüşmelerde suç işliyorsunuz" demiştik. Bizi dinlemediler. PKK ise barış müzakerelerinin düşeceğini biliyor ve o süreçte büyümeyi ve daha şehirlerde örgütlenmeyi amaçlıyordu. Nitekim palazlandılar ve örgütlendiler. Oslo'yu neden hatırlattım. Çünkü PKK'yla oturulan masada bir istihbarat görevlisi ile terörist arasında şu konuşma geçiyordu:

S.O: Bizim güçler her tarafta var onu söyleyelim. Türkiye'nin her tarafında var Karadeniz'de de var Toroslar'da da var.

A.G: Biliyoruz metropolleri de doldurdunuz bu arada patlayıcılarla doldurdunuz.

S.O: Yok canım.

A.G.: Hepsini biliyoruz.

Şimdi o patlayıcılar 56 canımıza mal oldu. Buradan da o dönemde bu soruşturmayı yürüten savcılara sesleniyorum: Oslo'daki ses kaydının tamamı açıklansın. Türk Milleti de görsün. Ayrıca sorumluların tümü yargılansın.

Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan'a son olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın erken seçim kararını nasıl değerlendirdiğini sordum. Hiç düşünmeden şu sarsıcı cevabı verdi:

MECLİS DURUMA EL KOYUP SEÇİM HÜKÜMETİNİ KURMALI

"Halkımız, seçtiği milletvekillerine baskı yaparak, seçim hükümetinin kurulmasını sağlamalı. Halkın isteği doğrultusunda kurulacak hükümet de Cumhurbaşkanı'nın yetki ve sorumluluklarının yeniden belirlenmesini sağlamalı.Yani Saray'ın arzusu doğrultusunda değil, onun inisiyatifine bırakmadan, güvenliği sağlayacak bir hükümet Meclis'ten çıkmalı. Bu Meclis bunu yapmazsa, halk nezdinde yargılanmaktan kurtulamaz…"



a45UyF587661-150827161959 Oraj Poyraz <oraj_poyraz@alpinaasia.com>
2015/08/27  19:00 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 

Ayakta olmek diz ustu yasamaktan daha iyidir.

F.D.
ROOSEVELT

Islam da zorlama yoktur (K.BAKARA 256)
***
Islam dan gayri bir dine yonelenler sapiktir! (K.IMRAN 85; Tevbe 33 ),
Musrikleri nerede gorurseniz oldurun! (K.TEVBE, 5
Ya da Islam a aykiri bir inanista ise analariniz, babalariniz, yakinlariniz icin magfiret dilemeyin, onlarin namazini kilmayin vs.. (ornegin K.TEVBE 23, 84, 113; AZHAB 60-61)

Muhammed in koydugu esaslarin toplu oldugu kitaba Kur an denir.
Islam ananesinde bu ayetlerin Muhammed e Cebrail adinda bir melek vasitasiyla Allah tarafindan vahiy, yani ilham edildigi kabul olunur.
Muhammed birdenbire Allah in Resuluyum diyerek ortaya cikmamistir.
O, Araplarin ahlak ve adetlerinin pek fena ve iptidai ve islaha muhtac oldugunu anlamis, bunlari islah icin tenha yerlere cekilerek senelerce dusunmus ve yillarca tefekkurden sonra kendisinde vahiy ve ilham fikri dogmustur

ATATURK, 1931, Lise icin yazdigi Tarih kitabi


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder