Bu tabloyu çizerken, şunun için söylüyorum, Türkiye er yada geç ABD'nin desteklediği Kürt gruplarla orada karşı karşıya gelecek ve çatışma olacak."
Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin.
Bu ağır abi böyle söylemiş ve de çok doğru söylemiş.
Amerikanın silahlandırdığı ve desteklediği PKK/PYD ile şiddetli çatışmalar hazırlanmalıyız.
Amerikanın ise devreye doğrudan ve açıktan girmesini önlemek için ittifaklar yapmalı ve caydırıcı olmalıyız.
Amerikaya ve batıya vazgeçilmez olduğumuzu göstermeli ve hatırlatmalıyız.
Bu Amerika'yla olacak kaçınılmaz yüzleşmemizin en hafif seyirli senaryosudur.
Elbette bu yüzleşmeye hazırlanırken mevcut komutan kadrosunu milliyetçidir diye tasfiye etmemiz, yürütülmekte olan silahlanma projelerini savsaklamamız, yapılması gereken seferberlik hazırlıklarını önemsemeyip gözardı etmemiz asla kabul edilemez.
Kiiii, yapılmakta olan tam da budur.
Ordunun üç temel bileşeni vardır, komutan, asker ve silah.
Bunlar olmadan bir hiçtir.
Bizde görünen o ki, asker sebil gibi çok zannediliyor ki, bu büyük yanılgıdır.
Gerçekte top yekün savaşa hazır eğitimli askerimiz azdır.
Komutanlarımız ise orakla ot biçer gibi biçilmektedir.
Balyoz, Ergenekon, ve en son FETÖ derken...
Yerine sanki hemen yaban otu gibi bitecekmiş gibi.
Ordularımızın silahları ise kafa tuttuğumuz düşmanlara göre sayıca ve kalitece zayıftır.
Düşmanlarımızın tek cephede bize saldırmaları imkanı varken, bizim çok cephede hepsiyle birden savaşma ihtimalimiz çok güçlüdür.
Yapılan bolca hamaset, meydan okumalar, kent efsanelerine rağmen uzman gözüyle yapılan kıyaslamalarda ülkemizi doğrudan tehdit eden küresel güçler bir yana, bölgesel güçlerle bile baş etmekte zorlanacağımız çok açıktır.
Yarın büyük umutlarla girilen savaşların sonucunda tıpkı dünya kupası ya da Avrupa kupasındakine benzer ağır sonuçlar yaşandığında elde kalan yalnızca umut kırıklığı olmayacaktır.
Savaşların futbol maçı olmadığını, sonuçlarının da ağır olduğunu bilmek gerekir.
Osmanlı'nın hezimetleriyle dolu son üçyüz yılının tarihi karşımızda duruyor.
Yemen Harekatıyla başlayıp, Kanal ve Filistin cephesi derken, Balkan Savaşı eş zamanlı olarak Kafkasya'da derinleşen çok cepheli Osmanlı'nın yıkım savaşını hatırlamak gerekir.
Hala daha Osmanlı yıkılmadı, durakladı safsatalarını ağzından kaçıran bir genel kurmay başkanımızın olması utanç vericidir.
Tarih okumasını bilmeyene acı acı öğretir.
L2fSIJNoA0xfSNxA
FATİH ERBOZ : ORDUYU KURDULAR SIRA FEDERAL BÖLGEDE...
22.08.2017 10:20
Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, Kuzey Suriye'de 6 kantonu içeren 3 federal bölgenin kurulmasının hedeflendiğini söyledi.
Türkiye'nin olası müdahalesine karşı Suriye'de ABD'nin desteğiyle kurulan sözde Kürt ordusunun ardından 3 federal bölgeden oluşan Kürt yapısı da oluşturulmaya başlanacak.
Genelkurmay eski İstihbarat Başkanı emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, Suriye'nin kuzeyinde YPG'nin içinde olduğu bir ordunun kurulmasının ardından Kuzey Suriye Federal Bölgesi'nin de oluşturulmak istendiğini belirtti.
Pekin, "Rakka operasyonu devam ederken bir sorun çıkmaması için ABD bu orduyu kurdu zaten.
Artık hedef 3 federal bölgenin kurulması.
Bu üç federal bölge ise kendi içinde kantonlardan oluşacak.
Böyle bir planın olduğu açıkça ortaya çıktı" diye konuştu.
Türkiye'nin işte tam da bu noktada uluslararası ilişkileri kullanabilmesi gerektiğini söyleyen Pekin, "Rusya, İran ve Suriye ile bu sorunun çözümünde iş birliği yaparken aynı zamanda ABD'ye de Türkiye'yi kaybetmenin ne anlama geleceğini iyice göstermemiz gerekiyor" dedi.
Türkiye'nin içinden geçtiğimiz süreçte 3 ya da 4 eş güdümlü hamle yapmasının kaçınılmaz olduğunu ifade eden Pekin, şunları kaydetti:
"Birincisi Esad konusundaki tutumunu değiştirmek.
İkincisi Tel Rifat Bölgesini alarak Afrin'in güney ile irtibatını kesecek.
İdlib bölgesini İran ve Rusya ile halledecek.
Yani burada İran, Rusya ve Türkiye arasında ciddi bir iş birliği olacak.
Bunun dışında yeteri kadar gücün bölgeye gönderilmesi gerekiyor.
O bölgeye yığınak yaparsanız güçlü olduğunuz anlaşılır.
Bunu karşıya göstermek zorundasınız."
Kurulması planlanan Kuzey Suriye Federal bölgesinin 3 değişik yapıdan meydana geldiğini bildiren Pekin, şöyle devam etti:
"Bunlardan bir tanesi Kamışlı bölgesi.
Kamışlı bölgesi iki ana bölgeyi hedefliyor.
Kobani ile El Cezire dediğimiz bölge.
Yani burası iki kantonu içine alıyor.
Diğer bölge Fırat bölgesi.
Burası da 2 kanton.
Bunlardan biri Cerablus.
Afrin ise 3'üncü federe bölge.
Burası da 2 kantondan oluşuyor.
Türkiye'nin işte bu konuyu çok iyi incelemesi gerekiyor.
Buna göre önlemlerini alması gerekiyor."
Bu yapının ortaya çıkmasında Rakka operasyonunun kaderinin önemli olduğuna dikkat çeken Pekin, "Küresel güçler kantonlaşmayı Rakka operasyonu bitmeden gerçekleştirmek istemiyor.
Ancak diğer yerel güçler 'Rakka operasyonu biterse bu iş olmaz, ABD bizi satar' düşüncesinde.
ABD kendilerini terk etmeyeceğini göstermek için ordu kurdu.
Onları bir şekilde halletti.
Rakka harekâtı devam ederken bu federal bölgeyi hayata geçirmek istiyorlar, meşru bir yapı olarak dünyaya ilan etmek istiyorlar" şeklinde konuştu.
İsmail Hakkı Pekin, Rakka'nın durumunun belirsizliğini koruduğunu ve yine Suriye'deki bütün aktörlerin birbirlerinin hamlelerini beklediğini aktardı.
Türkiye'nin İdlib'i mutlaka temizlemesi gerektiğini ve Afrin konusunda önlem almasının kaçınılmaz olduğunu söyleyen Pekin sözlerini şöyle tamamladı:
"Bunun nedeni ABD'nin oraya gelmesini engellemek.
Bunu yaparken İran ve Rusya'dan destek alabiliriz.
Ancak bu noktada sorun yine Afrin'e döner.
Burada ise sadece YPG yok, aynı zamanda diğer Kürt grupları da var, Rusya bunlarla görüşüyor, Türkiye de bunlarla görüşmeli.
Bir an önce önlem almalı.
Bu tabloyu çizerken, şunun için söylüyorum, Türkiye er yada geç ABD'nin desteklediği Kürt gruplarla orada karşı karşıya gelecek ve çatışma olacak."
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/orduyu-kurdular-sira-federal-bolgede-171085h.htm
a45UyF587661-170822181756 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2017/08/22 19:21 2 65 alelma@yahoogroups.com
Bir insan hayranlik duyup sevebildigi surece sonsuza kadar genc demektir.
Pablo casals
Duveli Muazzama ile eski dostlugumuzu devam ettirseydik, degil Izmir den hicbir taraftan mahrum kalmayacaktik.
Itilaf devletlerinin itimadini mutarekeden beri cidden kazansaydik, artik bu topraklarda Ittihatci olmadigini ispat edebilseydik, daha uygun sulh sartlari elde edecektik
(ALi KEMAL, Peyami Sabah, 19.2.1920)
Yilmaz Odabasi : Marilyn ve Rabia
Marilyn Monroe, olumunun uzerinden gecen yarim yuzyila ragmen hala bir efsane.
Gayri mesru olarak dunyaya gelen ve annesini timarhanede yitiren Marilyn nin, mutsuz bir cocukluk gecirdigi ve bakimevlerinde istenmeyen bir esya gibi gorulme duygusuyla yasadikca didistigi bilinir.
Rabia yi ise, Diyarbakir da bir asiret reisi olan Haci Huseyin in kizi olmasina ragmen, aile cevresi disinda kimseler tanimaz.
Rabia, Marilyn e kiyasla, ailesiyle birlikte mutlu bir cocukluk gecirmis, bes kardesin en guzeli ve en kucugu olarak bir dedigi iki edilmemistir.
Bu iki kadinin Hollywood kokenlisi, genclik yillarindan itibaren unun doruguna cikmis, bas dondurucu bir populerlik ve servet edinmis, diledigi erkekle birlikte olup firtinali asklar yasamistir.
Rabia ise, ergenlik donemine geldiginde taliplerinden Sefer e, o yillarin torelerine uygun bicimde -baslikla- gelin edilmistir.
Marilyn, uc kez evlenip onlarca erkekle flort ederken, Rabia ise esi Sefer e varligini armagan edip, o gunden itibaren yazgisina itaatle boyun egmistir.
Daha sonra Rabia nin kocasi Sefer, bir omrun yoksullukla gecmeyecegine karar verip, birkac yil icinde Almanya dan zengin bir adam olarak donecegine Rabia yi ikna etmis ve Almanya da otomotiv sektorunde isci olarak calismaya basladiginda, Rabia ise kaynanasi ve iki cocuguyla aci dolu gunleri, yillari saymaya koyulmustur.
Marilyn, genis salonlarda onlarca erkegin iltifatlariyla suh kahkahalar atarken, Rabia ise sirret bir kaynananin bekciliginde her gun aglamayi yazgi bilmistir.
Rabia, evinin perdelerini acamaz, dis kapisinin onunu bile -bir baska erkege bakmasin diye- supuremez olmustur. Kaynanasi ve kayinlari, Rabia, Sefer i namusuyla (!) beklesin diye onu birkac gunde bir tokatlamayi da huy edinmislerdir.
Butun gazeteler Marilyn in bir narsisist oldugunu yazarken, Rabia nin ise hic secmeden, hic istemeden Diyarbakir in varoslarinda bir mazosist olabildigini kimseler bilmemistir...
Uc yil sonra Almanya dan donecegine soz vererek giden sefer, her yil sadece on bes ila yirmi gun tatile gelebilmis ve Rabia nin butun sitemlerine ragmen iki daire ve bir ekmek firini parasi biriktirmeden Diyarbakir a donemeyecegini, soyleyerek ona sadece sabir dilemistir...
Marilyn, firtinali yasamindan dolayi p$ikolojik tedavi gormeye baslarken, Rabia ise bir kaynana ve iki cocugu ile dort duvar arasinda silik ve dingin, bunaltici yillar gecirmekten giderek p$ikolojik bir vaka haline gelmistir.
Onu tedavi eden de olmamis, aradan upuzun on yil gecmis ve Sefer, iki daire, bir de ekmek firini parasi biriktirip nihayet- Almanya dan donmustur.
Kaynanasi ve kayinbiraderleri gorevlerini yapip (!) tam on yil boyunca Rabia nin yanina bir erkek sinegi bile yaklastirmayarak, onun bedenini Sefer adina bir yetkiyle korumuslardir. Bedenini korumuslardir ama, Rabia nin ruhsal durumu yillarca yasadigi intihar boguntulariyla artik paramparcadir...
Marilyn, cevresinde sohreti ve parasi icin dolasan yuzlerce insandan hangisinin gercek dost, hangisinin sevgili oldugunu kalabaligin kusatmasinda anlayamadigi icin tedavi gorurken, Rabia ise on yil suren upuzun bir yalnizlikta sadece Sefer in adini sayiklamaktan bir sizofrendir artik...
Marilyn, Saint Exupery, Dostoyevski, Miller okurken ve Miller le flort ederken, ilkokul cikisli Rabia ise Sefer i bekledigi gunlerdeki yalnizlikta cocuklarinin hikaye kitaplarini okumus, radyo programlari, haberlerden vb yerlerden Napolyon un, Gorbacov un kim olduklarini ogrenmistir.
Diyarbakir a yillar sonra donen Sefer, artik Rabia yi taniyamamaktadir; cunku Rabia, her sabah Napolyon Bonapart in selamini Gorbacov a ulastirmak uzere evden cikmakta ve Sefer in Almanya dan getirdigi fotr sapkayi giyip, dudaklarinin kiyisina bir sigara ilistirip dussel olarak kurguladigi ordulara kendince komutlar vermektedir.
Belki de kendini hep arzuladigi bir ozgurlugun kollarina boyle birakmaktadir; artik suursuzdur...
Rabia yi bir sure gozleyen Sefer, anasina, artik Rabia nin kendisine kadinlik yapamaya cagini, bu yuzden yeni bir evlilik icin genc ve guzel bir kadin bulmasini soyler. Baslik parasi fazlasiyla odenir ve kirk bes yasindaki Sefer e on yedi yaslarinda bir kiz bulunur civar koylerden; incecik, gencecik bir kiz.
Rabia, artik otuz yedi yasina gelmis ve yillarca evde oturmaktan hayli kilo almis bir delidir (!) Sefer, kucuk bir oda tutar Rabia ve cocuklarina; kendisi de genc esiyle yeni aldigi daireye cekilir. Rabia yi baglamak da bir cozum getirmez ve kaldigi evin duvarlari disinda ne varsa her seyi paramparca ederek disari, sokaklara kacar durur...
Rabia, artik Diyarbakir in muhtelif semtlerinde kah Napolyon un askerlerine komutlar verirken, kah yollarda, kaldirimlarda oturup bir basina aglarken gorulmektedir. Artik kocasi Sefer in hicbir isine yaramayan Rabia nin onuru ve delirmis yalnizligi ne kaynanasinin ne kayinbiraderlerin umurunda degildir...
Rabia, bir aksam Diyarbakir in Dagkapi semtinde SSK hastanesi bitisigindeki askeri karargah civarinda yururken, nasilsa kirmizi sapkali kizin buyukanne kiligina giren kurt tarafindan yenmek uzere oldugunu dusler. Kirmizi sapkali kizin kulubesi ise, askeri karargahin icindeki karanlik alandadir.
Rabia, arkasinda yuruduklerine inandigi Napolyon un askerlerine komut verir ve kirmizi sapkali kizi kurtarmak uzere tel orgulerle cevrili yasak alana girer...
Nobetci askere, karargaha parolasiz girmeye kalkan olursa ona vurmasi emredilmistir. Asker uyarir, bagirir, ama kirmizi sapkali kizi kurtarmaya giden Rabia, o an hicbir sey duymaz...
Nobetci askerin once bir, ardindan ik kursun Rabia nin bedenine isabet eder. Rabia, vurulup yere duserken bile hala Napolyon un askerlerine komutlar vermektedir.
Namlusundan dumanlar cikan nobetci er, onun mirildandiklarindan hicbir sey anlamaz.Askerin onun hakkinda bildigi tek sey dur ihtarina uymadigidir...
Nobetci er, siyasal gerilimin alabildigine boyutlandigi o gunlerde olaganustu hal bolgesi kapsamindaki Diyarbakir daki kisla nobetinde, aklinca kendisine verilen emre itaat etmistir(!)
Rabia, sonraki gun sahipsizler mezarligina gomulur ve o yil bazi insan haklari dernek ve kurumlarinin yilliklarinin Guneydogu daki yargisiz infaz lar listesinde adi gecer. Oysa ki olumu degil, asil Rabia nin yasami bir yargisiz infazdir...
Bu iki efsane kadin, benim kalbimde yillar yili ev sahibi gibi oturup kalmislardir ve daha kalmaktalardir. Cunku Marilyn, biricik platonik askim, Rabia ise oz teyzemdi benim...
Sevgili Marilyn, Cemal Sureya nin dedigi gibi, simdi cennette Nietzsche nin metresi olmalidir ; anamin kara gozlu bacisi Rabia ise, belki cennette bile hala Sefer i sayiklamaktadir...
Yilmaz Odabasi - Sevginin Herkesten $ikayeti Var adli kitabindan
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder