23 Ağustos 2017 Çarşamba

ÖMER DEMİR : HANGİ KUR’AN?



ÖMER DEMİR : HANGİ KUR'AN?

turkiye.net - 17 Mayıs, 2016



AutoResizeImage.http://turkiye.net/wp-content/uploads/2017/08/taskent-kurani-740x347.jpg"Kur'an'da yazıyorsa doğrudur".

İster Kur'an'ı okumuş olsun, ister okumamış, hemen her Müslüman değişik bir soru karşısında Kur'an'dan âyetleri referans gösterir.

Kur'an'da yazılı olduğu söylenen âyetler gerçekten Allah'ın emri mi?

Bu yazılı metinlerin doğruluğu araştırılamaz mı? Tartışılamaz mı?

Kağıda basılı bu kitabı kim kaleme almış?

KUR'AN DEĞİŞTİRİLDİ Mİ?

Hemen baştan söyleyeyim, burada Kur'an derken Hz Peygamber'e Cebrail aracılığıyla gelen Allah'ın emirlerini (vahiy) ve onların doğruluğunu tartışmıyorum (Hâşâ).

Bugün elimizde bulunan, çeşitli dillerde mealleri bulunan, hattâ internetten de erişilebilen, içinde Hz Peygamberin sözleri, dolayısıyla Allah'ın sözleri olduğu söylenen ve kutsal kabul edilen, tartışılması bile kabul edilmeyen BASILI KİTAPTAN bahsediyorum.

Benim için asıl kutsal olan Allah'ın Hz. Peygamber yoluyla bize ilettiği emirlerdir.

O emirler (vahiyler), 22 Aralık 609 tarihinden itibaren 23 yıl boyunca (632 yılına kadar) vahiy şeklinde, Cebrail tarafından Hz Peygambere iletilmiştir. Bazılarının sandığı gibi Allah o emirleri basılı veya yazılı bir kitap halinde değil, vahiy yoluyla, yani kutsal bir düşünce şeklinde Hz. Muhammed'e iletmiştir.

KUR'AN'IN EZBERLENMESİ

Hz Muhammed okuma-yazma bilmezdi. Cebrail yoluyla gelen emirleri (vahiyleri) hiç bir yere yazmadı. Vahiy'den sonra o sözleri yüksek sesle dile getirdi, etrafında bulunan hâfızlar (kurralar) bunları ezberlediler.

O zamanlar resmi yazılı kayıtlar olmadığı için bundan sonraki bilgiler hadislerden öğreniliyor ki, bazı hadislerin de doğruluğu, veya yazılan hadislerin sonradan ayıklanması, doğru veya şüpheli hadislerin neye göre tasnif edildikleri de tartışmalıdır. Buradaki bilgilerde, dünyada en çok kabul olan ve doğru oldukları geniş kitleler tarafından kabul edilen bazı hadislerden yola çıkacağız.

1- Buhari, Fadailu'l-Kur'an 8 hadisinde Amr İbnu'l-Ass şöyle der: Peygamberin "Kur'an'ı dört kişiden alın, Abdullah Ibn Mes'ud, Sâlim, Muaz ve Ubeyy Ibn Ka'n'den".

2- Gene Buhari'de Enes söyle der: "Peygamber öldüğünde, dört kişiden başka Kur'an'ı tümüyle ezberlemiş olan yoktu. Ebu'd-Derda, Muaz Ibn Cebel, Zeyd Ibn Sabit ve Ebu Zeyd".

3- Buhari Muslim 2405 Hadisinde ise Katade şöyle der: "Malik oğlu Enes'e sordum: Peygamber döneminde Kur'an'ı tümüyle ezberleyenler kimlerdir?". Cevap: "Dört kişi: Hepsi Medine'li olan Ubeyy Ibn Ka'b, Muaz Ibn Cebel, Zeyd Ibn Sabit ve Ebu Zeyd".

Bu üç hadisteki isimleri topladığımızda ortaya 7 (yedi) kişi çıkıyor: Abdullah, Ebu'd Derda, Muaz, Zeyd ibn Sabit, Übeyy, Salim ve Ebu Zeyd.

Bu ezberlemeler yapılırken bir yandan da bazı ayetler deri (rıka), tahta (usub), yaprak, kumaş, kemik (ektaf), küçük taşlar (lihaf) üzerine notlar halinde alınıyordu.

KUR'AN'IN YAZILMASI

Hz Muhammed öldükten sonra karışıklık çıkar. Dinden dönme hareketleri (ridde) ve isyanlar başlar. Kur'an'ı ezberleyen kişiler gerek savaş nedeniyle gerekse de tabii ölüm nedeniyle yok olmaya başlayınca Hz. Ömer halife Ebubekir'e: "Kurra'nın da katıldığı savaşlar şiddetlendi. Kurra'lar yok oldukça Kur'an'ın zayi olacağından endişe ediyorum. Bu nedenle Kur'an'ın cem edilmesini emretmeni uygun görüyorum" der.

Ebubekir "Resullullah'ın yapmadığı bir şeyi ben nasıl yaparım?" dese de, Hz. Ömer onu ikna eder ve Ebubekir Zeyd Ibn Sabit'e Kur'an'ı toplatma görevini verir.

Ebubekir bu yazılan ilk Kur'an'ı ölünceye kadar saklar. Bu derlemenin, Hz Muhammed'in okuduklarından eksik olduğu rivayet edilir. Örneğin Recm ayetinin olmadığını bizzat Hz Ayşe söylemiştir (Dar-e Kutni, c:4, s: 105, Ibn'i Mâce, c:1, s:625, Muslim c:4, s:167, Tırmızî, c:2, s:309, Kenz-ül Ummâl, c.2, s.567, Ed-Dürr-ül Mensûr (Suyûtî), c.5, s180).

İLK KUR'AN'IN YAKILMASI VE YENİDEN YAZILMASI

Kur'an, Halife Ebubekir öldükten sonra Hz Ömer tarafından muhafazaya alınır. Ömer öldükten sonra Ömer'in kızı Hafsa muhafaza etmeye başlar. Ancak Halife Mervan İbn Hakem bu Kur'an'ı Hafsa'dan alıp yakar ve gerekçesini şöyle açıklar: "Onda yazılı olanlar, Osman tarafından yazdırılan Mushaflara geçmiştir. Artık ona gerek kalmamıştır. Yakılıp yok edilmeseydi, zamanla kuşkulara yol açılabilir, ondan alınarak yazılan Mushaflar çevresindeki kuşkuları önlenemeyebilirdi. Bundan korktum, o nedenle yaktırdım." (Kaynak: İb Ebi Davud, Leiden 1937, yay.,s.243-Suphi e's-Salih Mebahis Fi ulûm-il Kuran).

Halife Osman döneminde eldeki Kur'anların farklı olmasından ve yanlış okunmasından şikayetler başlar. Huzeyfe'nin şikayeti üzerine Osman Hafsa'daki suhufları (Kur'an'ın oluşturulduğu notlar) ister, yeni bir Kur'an'ın yazılmasına Zeyd bin Sabit başkanlığında Kureyş lisanı kullanılarak başlanır (Kütübü Sitte, Hadis 945).

Burada da bir Ahzab suresinin bir ayetinin eksik olduğu söylenir (Ahzab 23). Ayrıca Zeyd, ilk derlemede de Tevbe suresinin son kısmının sadece Huzeyme'de bulunduğunu söylemiştir.

Osman'ın yazdırdığı Kur'an'ların sayısı 4 olarak kabul edilir. Birinin kendinde kaldığı, diğerlerinin Şam'a, Basra'ya ve Küfe'ye gönderildiği söylenir. Kimileri bu sayıyı 5-7 adet olarak öne sürer ve Mekke, Yemen ve Bahreyn"e de gönderildiğini söyler. Ayrıca Osman'ın bu Kur'an'ların aynısının kopyalanabileceğine izin verdiği de söylenir.

Ayrıca Osman bu Mushaflar haricinde elde bulunan tüm suhuf ve kitapların yakılmasını emreder ve kendisi de çevresindekileri yakar. (Suyutî, İtkan, I/134; Subhi Salih, el-Mebahis, s. 78-85.)

Osman, farklılıkları ortadan kaldırıp tüm Müslümanları tek bir kitapta birleştirmek amacıyla başka bütün mushafların ve Kur'an parçalarının yakılmasını emretmiştir. (Beyhekî, es-Sunen, Kitabu's-Salât, 2/42)

Osman'ın Mushafları yaktırması büyük tepki çekmiş, öldürülmesindeki nedenlerden birinin bu olduğu bilinmektedir.

Bu arada bazı mushafların da yakılmadan kurtarılıp saklandığı söylenir. Bu mushafların da hepsi birbirlerinden farklı ve değişik oldukları söylenir, ama biz bu konunun üzerinde fazla durmayacağız. Bu tartışmalar diyanet işleri başkanlığı mensupları tarafından yapılmaktadır, isteyen oradaki kaynaklardan Kur'an'in yazıldığı dil, sonradan eklenen noktalar ve Elif harfleri konusunu da inceleyebilir.

Bilinen bir gerçek, bugün Osman'ın yazdırdığı Mushaflardan hiçbirinin ortada olmadığıdır. Topkapı, Taşkent ve Kahire'deki Kur'an'ların Osman'ın yazdırdıkları olmadığı ortaya çıkmıştır, çünkü kullanılan noktalama işaretleri (hareke ve nokta) o tarihte yoktu (Prof. Dr. Suphi es-Salih kitabı).

Üstelik, Halife Osman devrindeki derlemeden sonra Ibn'i Ömer söyle der: "Hiçbiriniz Kur'an'ın tümünü aldım (elimde bulunduruyorum) demesin. Bilemez ki, Kur'an'ın çoğu yok olup gitmiştir. 'Ne kadar ortada varsa o kadarını elimde tutuyorum' desin yalnızca." (Suyuti, El İtkan, 2/32.)

SONUÇ

Görüldüğü gibi Hz Muhammed'e vahiy yoluyla gelen Allah'ın emirleri, o ölene kadar yazılmamış, ezberden ezbere geçmiş, daha sonra bir kitap haline getirildiyse de ilk yazılan Kur'an yakılmış, ikinci de yakılmış, üçüncü yazılanlar da ortada yoktur.

Günümüzde Kur'an'ın orijinal nüshalarına yönelik kapsamlı bir çalışma Dr. Tayyar Altıkulaç tarafından yapılmış ve Türk ve İslâm Eserleri Müzesi ve İSAM tarafından yayımlanmıştır. Dr. Altıkulaç daha önceki bir çalışmasında Suudi Arabistan'da yayımlanan Fehd Mushafı ile Türk ve İslam Eserleri Müzesi nüshası dil ve imla özellik ve ayrılıkları karşılaştırılmış ve farklılıklar sayfaların altında gösterilmiştir.

Onun içindir ki günümüzde dahi değişik alimler değişik yorumlar yapıyorlar, kaynakların bile tek olmadığı bir ortamda bize yorumlar sunulmaktadır. Kaldı ki, değişik mezheplerin, örneğin Şii'lerin, Hanefi'lerin, Sünni'lerin yorumları da değişiktir.

Ben kendim, her ne kadar Allah'ın Hz Muhammed'e vahiy yoluyla yolladıklarına inansam da onların 1500 yıl boyunca hiç değişmeden günümüze kadar doğru aktarıldığına güvenemiyorum.

Ben burada Allah'ın bana verdiği kendi vicdanıma, aklıma güvenerek dinimi sürdürüyorum.

Saygılarımı sunarım.

Ömer Demir

http://turkiye.net/kultur-sanat/hangi-kuran/

 
a45UyF587661-170823154053 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2017/08/23  16:25 2  65  alelma@yahoogroups.com


 

Rast gele konusmak aklin israfidir.

Alaaddin Basar

Size gelen musibet, islediginiz (gunahlar) yuzundendir..

(Sura, 42/30)
Lutfen bundan sonra Muslumanlardan eza, cefa ceken, basina bir musibet gelenler aglayip, zirlamasin.
Cunku baslarina gelen her turlu olumsuzluk onlarin Allahin sevgili kullarindan oldugunu gosteriyor.
Ben demiyorum, hadisler, ayetler boyle soyluyor.

Kur an daki Celiskiler Ve Nedenleri (4)
Kur an da Celiski Olmadigini, Celiskili Bir Mantikla One Surme Kurnazligi!

Fransizlar, Le coeur a sa raison, que la raison ne connait pas! derler ki, Kalbin kendine ozgu bir mantigi vardir ki, mantik dahi onu tanimaz anlamindadir. Kur an da celisme bulunmadigi iddiasina sarilan Islamcilar, hani sanki bu yukaridaki formulu dogrularcasma, kalp denen organin iyi ve kotu yonde belli bir gorus ve bilgilere sahip oldugunu, bu gorus ve bilgilerin oraya Tanri tarafindan kondugunu ve iste kalbin bunlardan birine dogru egilim gostermesiyle, kisinin dogru yola ya da aksine sapikliga suruklendigini soylerler. Hani sanki kalp denen sey, aklin gorevini ustlenmis gibidir ve bu niteligiyle iyi ya da kotu olandan birini secmektedir ya da akil denen sey, insandaki bes duyunun algilarinin varip dayandigi algilama yolunu aydinlatmaktadir.(1)

Seriatcilar, bu gorusu acikliga kavusturmak amaciyla, Enam Suresi nin 125. ayetini ornek alirlar. Bircok kez belirttigimiz gibi, bu ayet aynen soyledir:

Allah kimi dogru yola koymak isterse onun kalbini Islamiyete acar. Kimi de saptirmak isterse, goge yukseliyormus gibi kalbini dar ve $ikintili kilar. Allah inanmayanlari, kufur batakliginda birakir (Enam Suresi, ayet 125).

Dikkat edilecegi gibi, bu ayetin tumceleri celismeyle doludur: Tanri, diledigini Musluman, diledigini de saptirip kafir yapiyor ve kafir yaptigini kufur batakligina sokuyor! Yani kisiyi kafir yapan da Tanri dir, kafir dirler diye kufur batakliginda birakan da odur. Ve iste bu celismeyi ortbas edebilmek icin, Fahruddin Razi gibi yorumcular soyle derler: Tanri insanin kalbinde, hem iman m iyi hem de imansizligin kotu bir sey olduguna dair gorus ve bilgiler yaratir. Bu ikisinden birini secmek kalbin isidir. Daha baska bir deyimle, Tanri, insanda iman olmasini murat ettigi zaman, onun kalbinde buna iliskin egilim olusturup guclendirir. Tersini murat ettigi zaman da tersini yapar . (2) Ve iste guya kalp, bu iki egilimden dogru olani, yani Islama yonelik olani sectigi zaman, kendi yararina is gormus olur; aksini yaptigi zaman ise, kendisi icin kotu olur. Daha baska bir deyimle, Islamcilara gore, eger kalp gecerli bir akla sahipse iman yolunu secer; sahip degilse, Tanri nin gosterdigini anlayamayacagi icin inanmaz . Soylemeye gerek yoktur ki, butun bu laf cambazliklarinin altinda, kalbin kendine gore ve kendisinin de anlayamayacagi bir mantigi bulundugu safsatalari yatar. Daha baska bir deyimle, seriatcilar, Kur an da celiski olmadigini, celiskili bir mantikla kanitlama yolunu secmislerdir. Enam Suresi nin yukaridaki ayeti vesilesiyle one surdukleri goruslerin safsata oldugunu ortaya koyan olaylar vardir ki, bunlardan biri, ilerideki sayfalarda ele alacagimiz Ebu Talib olayidir. Cunku, Islam kaynaklarinin bildirmesine gore, bu ayet, Ebu Talib le ilgili olarak, daha dogrusu onun olumu sirasinda konmustur. Daha once deginmis olmakla beraber tekrar belirtelim ki, Ebu Talib, Muhammed in amcalarindan biri olup, onu kendi oglu gibi yetistiren bir kimseydi. Kureys in ileri gelenlerinden biri oldugu icin, Muhammed onu Musluman yapmak icin cok ugrasmistir. Ebu Talib olum dosegindeyken, onun basucuna giderek Musluman olmasi icin cok yalvarmis, fakat basari saglayamamistir. Saglayamayinca, cevresindekilere karsi kendisini temize cikarmak uzere sorumlulugu Tanri ya yuklemis ve Tanri diledigini Islama sokar, diledigini sokmaz seklindeki ayeti Kur an a yerlestirmistir. Yani demek istemistir ki, Ebu Talib in Islam olmadan olmesini Tanri istemistir! Bu dogrultuda olmak uzere Kur an a. koydugu ayetler arasinda, Tanri nin iman denen seyi insanin kalbine suslu (sevimli) bir sekilde yerlestirip, onu insana sevdirdigini (ornegin, Mucadele Suresi, ayet 22) ya da aksini yapip insanlarin kalplerini muhurledigini, kulaklarini perdeledigini (Bakara Suresi, ayet 6-7; Nahl Suresi, ayet 106-109; Casiye Suresi, ayet 23 vd...) ve Ey Muhammed! Tanri dilese nenin kalbini de muhurler... (Sura Suresi, ayet 24) dedigini yansitanlar vardir. ote yandan, yine Muhammed in soylemesine gore, Tanri, diledigini dogru yola soktugunu anlatmak uzere soyle demistir:

(Ey Muhammed!... (Taun) seni yetim bulup barindirmadi mi? Sasirmis bulup da yol gostermedi mi? Seni fakir bulup zengin etmedi mi?.. (Duha Suresi, ayet 6-8).

Yine bunun gibi, Tanri, iman etmek konusunda tereddut eden kimseleri, diledigi zaman inandirma yoluna gitmistir. Ornegin, Kur an da Ibrahim in, Tanri ya inanmak konusunda tereddut gosterdigi, tereddudunu gidermek icin ondan oluleri nasil dirilttigini bana goster! .diye mucize bekledigi, bunun uzerine Tanri nin, (Sen) Bana inanmadin mi? demekle beraber mucize gosterme yoluna gittigi yazilidir (Bakara Suresi, ayet 260). Yine bunun gibi Isa nin havarilerinin de, Tanri ya inanabilmek icin, Ey Meryem oglu Isa, Rabbin bize gokten donatilmis bir sofra indirebilir mi? diye Tanri dan mucize bekledikleri ve Tanri nin da onlari inandirmak icin gokten sofra indirdigi yazilidir (Maide Suresi, ayet 111-115).

Muhammed in Kur an olarak ve Kur an olmayarak ortaya koydugu yukaridakilere benzer hukumlerden anlasilan su ki, kisileri diledigi gibi dogru yola sokan ya da saptiran ne akildir ne de kalptir; sadece ve sadece Tanri dir. Ve Tanri, yine Muhammed in soylemesine gore, dogru yola soktuklarini mukafatlandirmakta, saptirdiklarini da azaba sokmaktadir. Nereden geliyor bu celiski? diye sorulacak olursa, cevabini asagida ozetleyecegiz.

Dipnotlar;

1) Bu konuda bkz. Turan Dursun, Kur an An$iklopedisi. Kaynak Yayinlan, Istanbul, 1994, c.l,s.295

2)Fahruddin Razi den bu alinti icin bkz. Turan Dursun, Kur an An$iklopedisi. Kaynak Yayinlari, istanbul,1994, c.l, s.308.
https://kuranelestirisi.wordpress.com/2011/11/25/kurandaki-celiskiler-ve-nedenleri-4/


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder