Bir dünya savaşı.
Ve biz böyle dağınık, böyle sersem, sepelek gireceğiz bu savaşa.
Oraj POYRAZ ( 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
L2fSIJNoA0xfSNxA
SABAHATTİN ÖNKİBAR: TÜRKİYE 2019'DA SAVAŞA BÖYLE GİRECEK!
Baskın bir erken seçim olmazsa 2019 Mart'ında mahalli genel seçimler var.
Söyleyin bu seçimde iktidar referandumdaki gibi İstanbul ile Ankara'yı kaybederse ne olur?
Kasım'daki büyük seçimi yani Cumhurbaşkanlığını kaybedeceğinin ilanı olur.
Eğer 2019 Mart sonunda böyle bir sonuç alınır ve yaz sonunda Cumhurbaşkanlığı adaylarının ortaya çıkması ile defalarca yaptırılacak kamuoyu araştırmalarında mevcut yönetimin gideceği mutlak olarak anlaşılırsa, işte o an Türkiye'nin savaşa girme ihtimali gündeme gelecektir.
KİMİNLE SAVAŞ MI?
Niye mi?
Kaybedileceği kesin olan seçimi ertelemek için!
Malum savaş durumunda yasal olarak seçim pekala erteleniyor ki geçtiğimiz referandumda bilinen tavırlar sergileyen Yüksek Seçim Kurulu böyle bir tabloda bu kararı anında verecektir.
Peki kiminle savaş mı?
Ondan kolayı ne var!
Nasılsa düşman bulmakta sıkıntı yok, her yanımız onlarla dolu!
Yok Ege'deki 18 adamızın gaspını bahane edip Yunan'a harp ilan edemezler zira ABD ile AB'den korkarlar.
YUNAN DEĞİL, SURİYE-IRAK!
Muhtemelen Suriye ve K.Irak bağlamında bir harekat gündeme gelir.
Mesela oralardan atılacak ve can kayıplarına sebep olacak bir kaç füze savaş sebebi sayılıp Türk ordusu güneyimizdeki sınırı geçebilir.
Keza PKK, Allah korusun metropollerde bombalar patlatıp katliamlar yaparsa Kandil veya Sincar'daki PKK üslerine kolordu seviyesinde çıkarmalar yapılabilir ki bunun adı da elbette savaştır.
Keza PYD bağlamında da benzer adımlar atılabilir.
AMAÇ SEÇİMİ ERTELEMEK
İşte bütün bunlar seçimi erteletir.
Kamuoyu ve ahali yemez demeyin, medya ellerinde, her türlü algıyı oluştururlar.
Savaş başlatılır ve onun yarattığı sonuçlarla iklim ters-yüz edilmeye çalışılır.
Sakın dış dünya'nın tepkisi şu bu demeyin, can telaşında olan iktidar onları değil o gün, bugün bile zerre umursamıyor.
ERTESİ GÜN KORKUSU
Söylemek istediğimiz şudur:
Türkiye'de iktidar değişimi asla ve kat'a ellerde çiçeklerle olmayacak, niye mi?
Devretmenin ertesi günü var da ondan!
Türkiye'yi uzun yıllardır yönetenler, iktidarı kaybettikleri an hesaba çekileceğini biliyor.
Öyle olduğu için de her şeyi göze alabilirler.
Evet AKP yaptığı bunca yıkım sonrasında gitmeden önce de böyle bir tehdidi vadediyor.
Dilerim bu satırlarım benim paranoyalarım olur.
HESAP VERMEMEK İÇİN
Lakin endişeliyim zira mevcut iktidar iradesinin hesap vermeme adına gözünü karartacağını düşünüyorum.
Kuşkusuz bu tabloyu aşmanın yolu elbette sokak değil zira sokak ve onun sebep olacağı kargaşa iç savaş ve bölünme getirir ki emperyaller zaten onun peşinde.
Yasalara uyularak yani kansız bir devir-teslim ülke geleceği adına olmazsa olmazdır.
Son bir şey:
İşte bu yapay savaş ortamı sürecinde Bahçeli yine sahne alabilir.
BAHÇELİ SAHNE ALABİLİR
Mesela savaş ve ülke bekası deyip, "Bu şartlarda seçim olmaz ama Anayasa'yı TBMM'de değiştirip yeni Cumhurbaşkanı'nı eskiden olduğu gibi milletvekilleri seçsin" diyerek sürpriz bir adım atabilir ki emin olun bunun için gereken 367'yi her şeyi seferber edip bulabilirler...
Sakın AKP ile Bahçeli bunu yaparsa kendini inkar eder demeyin, onlar koltuk ve iktidar için her şeyi yaparlar ve bunu savaş şartlarında ülke adına feragat diye de pazarlarlar..
a45UyF587661-170802174232 Oraj Poyraz At 0raj.p0yraz@neomailbox.net 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2017/08/03 03:26 2 65 alelma@yahoogroups.com
Din ve mantik kadar birbiriyle celisen baska iki sey yoktur.
Voltaire
Hadis-i Serif te, Yahudiler, taslarin ve agaclarin arkalarina saklanacaklar, tas veya agaclar Ey Musluman, ey Allahin kulu, iste Yahudi benim arkamdadir.
Gel onu oldur. diyecektir.
Ancak Garkat agaci haric.
Zira o, Yahudi agaclarindandir diyecegi ifade ediliyor.
(Buhari, Tecrid, IX, 73; Tirmizi, Birr, 25; Fiten, 2; et-Tac, I, 25).
Nevzat Evrim Onal : Dindar, kindar ve asalak nesil
05/04/2016 Sali
Ulkenin emegiyle gecinen insanlari olarak sunu hic tereddutsuz soyleyebiliriz: Islamcilar bu topluma yapismis asalaklar. Topluma hicbir faydalari yok; ondan besleniyor ama ona deger katmiyor ve zayif dusurup sagligini bozuyorlar. Bugun ortadan kalksalar toplum zarar gormez, ama her gun emip tukettikleri buyuk miktarda toplumsal kaynak faydali isler icin kullanilabilir.
Ustelik bu, salt son birkac yilin meselesi degil. Asalaklik, islamciligin fitratinda var. Islamci ideolojinin kokeninin dayandigi ulema, Osmanli tarihi boyunca tek bir anlamli ise yaramamis; ancak surekli toplumsal kaynaklardan otlanmis ve otlanamadigi anda kazan kaldirmistir. Imparatorluk maliyesi iflas edip toprak rejimi bozuldugunda ilk isyan edenler, ciftci olup da toprakla ugrasmamak ve bos beles yasamak icin medreselere dolusmus suhtelerdi*. Ulema, imparatorlugu kurtarmak icin yapilan her modernlesme cabasina bencilce direndi, fetva uzerine fetva cikartti ve devrim tarafindan supurulene kadar memleketin kanini emdi. Bu baglamda, gericilerin cumhuriyet devrimlerinden en fazla dillerine doladiklarinin harf devrimi olmasi mantikli; cunku harf devriminin bir hedefi gercekten de ulemanin, yani isi gucu tek bir kitabi okuyup isine geldigi gibi yorumlamak olan, skolastik cag kesislerinden beter asalaklarin toplumsal etkisini kirmakti.
Hazmedemedikleri, bunun basariya ulasmis olmasidir.
Ne var ki bu basari, cumhuriyetin ilericiligi ozel mulkiyet duzeninin sinirlarina carpana kadar surdu. Kapitalizmin issizlik ve sefalete mahkum ettigi toplumsal kesim buyudukce, Marx in Komunist Manifesto da aylaklik icinde curuyen yigin olarak tanimladigi ve gerici entrikalara kendini satmaya yatkin oldugunu vurguladigi lumpen proletarya, islamcilik tarafindan din afyonuyla uyusturulup ucuza satin alinarak bu topraklara uygun bicimde kurgulandi.
Bu kurgunun hamileri, Turkiye nin en gerici mulk sahipleri, haciaga lardi. Uretim namina hicbir isin ucundan tutmayan bu adamlar, zenginliklerini esasen devlet himayesinde gayrimuslimlerin mallarini yagmalayarak, bilhassa Demokrat Parti nin 6-7 Eylul provokasyonu sayesinde edinmisti (ornegin Beyoglu ndaki is hanlarinin cogunun 1955-56 arasinda tuhaf bicimde el degistirdi). Benzer bir surec metropoller goc ile buyurken yasanan gayrimenkul zenginlesmesinde, kamu arazilerine cokulmesiyle isledi. Boylelikle islamci zenginler, kendilerine en uygun para kazanma yontemleri olan rantiyelik, esnaflik ve ticarette hakim hale gelerek kapitalizmin finans haric her uretmeden kazanma yontemlerinde ustalastilar.
Toplam ogrenci sayisi bir milyonu asmis imam hatip sacmaligi buraya oturuyor. Bu kadar imama ihtiyac yok. Halkin bu yonde ozel bir talebi de yok; aksine kontenjanlar bos kaliyor ve insanlar cocuklarini kaydettirsin diye kirk takla atiliyor. En dindar aileler bile imam hatip okullarini son care olarak goruyor ve cocuklarinin gercek bir meslek edinmesini istiyor. Ne var ki islamci para babalarinin, iktidarlarina bekci ve deger uretmeyen getir gotur isleri icin emirlerine amade olacak, kafasi pek calismayan, gerektiginde icinden cihatci devsirilebilecek bir genc lumpen yigina; yeni bir asalak suhte kusagina ihtiyaci var.
Soruyorum: Hirsizlik, tecavuz, subyancilik ve akla gelen her turlu ahlaksizligin buradan fiskirmasinda sasilacak bir sey var mi? Insani ahlakli kilan, her seyden once ozsaygi ve ozguvendir; bunlari da emegiyle deger uretme becerisine sahip oldugunu gormesi saglar. Tek faydali isin ahirette hurilere kavusmak icin ibadet oldugunu dusunen, deger ureten emegi nafile bir caba goren ve islamin iktidari icin her alcakligi mubah sayan insanlar ahlakli olamazlar.
Ve tersi de dogru: Bu ulkenin iscilerinin onemli bir bolumu sagci ideolojilerin etkisinde kendi cikarlarini goremiyor ve savunamiyor olabilir; ama islamci guruhun icinde isciler cok kucuk bir azinlik.
Bugun, bir kez daha, 2013 Hazirani ndaki gibi karsi karsiya duruyoruz. Bir tarafta ulkenin egitimli, aydinliktan yana, dinsel degil modern kurallarla yasamak isteyen, kentli emekcileri var, biz variz. Diger tarafta ise bize hakaret eden, baski ve siddet uygulayan cahil, gerici, asalak lumpenler.
Biz olmasak, bu ulkeyi bir gun dahi donduremezler. Emegimizle bu faydasiz softalari beslemek zorunda degiliz. Imam yetistirmeyen imam hatipler kapatilsin diyen Gericilige Karsi Aydinlanma Hareketi, tam da bu karanliktan cikis yolunu gosteriyor.
evrimonal@gmail.com @nevzatevrimonal www.facebook.com/nevzatevrimonal
Medrese ogrencisi demek olan suhte, ayni zamanda softa kelimesinin kokenidir. Konuyu merak edenler, Celali Isyanlari oncesi ve sirasinda dolup tasan medrese imarethanelerinin nasil bugunku Ensar Vakfi na benzer tecavuz yuvalari olduguna dair tarihsel bilgiler icin Prof. Mustafa Akdag in Turk Halkinin Dirlik ve Duzenlik Kavgasi: Celali Isyanlari eserine bakabilir.
http://haber.sol.org.tr/yazarlar/nevzat-evrim-onal/dindar-kindar-ve-asalak-nesil-151478
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder