9 Ekim 2017 Pazartesi

İLAHİYATÇI CEMİL KILIÇ : MÜFREDAT LAİK DEVLETE KARŞI

 


İLAHİYATÇI CEMİL KILIÇ : MÜFREDAT LAİK DEVLETE KARŞI

09.09.2017

Okullarımızda şu adlarla dini dersler veriliyor.

  • Temel Dini Bilgiler İlköğretim 1- 2

  • Temel Dini Bilgiler (İmam Hatip Ortaokulu)

  • Temel Dini Bilgiler Ortaöğretim ( 1- 2 )

  • Peygamberimizin Hayatı (İlköğretim)

  • Peygamberimizin Hayatı (Ortaöğretim)

  • Kur'an – ı Kerim (İlköğretim ve Ortaöğretim)

  • Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ( İlköğretim ve Ortaöğretim )

Bunlardan sadece biri zorunlu diğerleri ise seçmelidir. Zorunlu olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleridir. Öncelikle şunu belirteyim; Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin yeni müfredatı henüz yok. Taslak müfredat, HENÜZ kesin müfredat olarak açıklanmış değil. Okulların açılmasına birkaç gün kala kesin müfredatın açıklanması sürpriz olmaz. Lakin açıklanmazsa bu sene okutulacak olan müfredat geçen yılki müfredat olacaktır. O müfredat da zaten AİHM tarafından mahkum edilmiş bir müfredattır. Bu konuda 2014 yılı AİHM kararına başvurulabilir. Kararda özetle; Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin Türkiye'deki inançsal çeşitliliği yansıtmadığı ve bu nedenle de zorunlu olamayacağı vurgulanıyor. AİHM tarafından insan haklarına aykırı olduğu hükmü verilmiş olan bir müfredat yaklaşık 2 yıldır uygulanmaya devam ediyor. Diğer bir ifadeyle karar fiilen tanınmamış haldedir.

Kur'an – ı Kerim ders müfredatı ile ilgili de herhangi bir açıklama yapılmış değil. Bakanlıkça verilen müfredatla ilgili bağlantılarda hem Kur'an – ı Kerim derslerinin hem de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin öğretim programları yer almıyor.

Ben bu vesiyleyle başta eğitim sendikaları olmak üzere, demokratik kitle örgütlerini / sivil toplum kuruluşlarını müfredata karşı dava açmaya çağırıyorum.

"Temel Dini Bilgiler","Peygamberimizin Hayatı" İmam Hatip Liselerinde okutulan "Akaid ve Kelam" adlı derslerle ilgili olarak şu konular esas alınmak suretiyle dava açılabilir:

1. Ders müfredatları, yalnızca bir mezhebin bakış açısına göre hazırlanmıştır.

2. Ders müfredatları, Türkiye'deki inançsal ve mezhepsel çeşitliliği yansıtmamaktadır.

3. Ders müfredatları, devletin laiklik ilkesine aykırı unsurlar barındırmaktadır.

a. Cihad kavramının müfredatta yer alması ve bu kavram işlenirken silah kullanma yetkisinden bahsedilmesi laikliğe aykırıdır. (Cihad kavramının öğretilmesinden vazgeçildiği yönündeki haberler gerçeği yansıtmamaktadır.)

b. "Ateist, Deist, Mürted ve Müşriklerle evlenilmez!" ifadelerinin yer aldığı Peygamberimizin Hayatı adlı ders, din ve inanç özgürlüğü bağlamında temel bir insan hakkı ihlalini içermekte ve büyük bir suç unsuru teşkil etmektedir.

c. Ders müfredatında kullanılan dil ve terminoloji indokrine edici olup "Din Öğretimi" kavramının dışına taşmakta ve belli bir din ve mezhebin empoze edilmesini amaçlamaktadır. Böylece Milli Eğitim Temel Kanununa pek açok açıdan aykırılık teşkil etmektedir. Malumunuz Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde "Din Öğretimi Genel Müdürlüğü" mevcut ama din eğitimi ile ilgili bir müdürlük söz konusu değildir. Zira böylesi bir müdürlük, laiklik ilkesine aykırıdır.

d. Ders müfredatlarında Atatürk, Cumhuriyet ve Laiklikle ilgili hçbir ünite ve konu bulunmamakta, bu da açıkça laiklik ilkesinin çiğnenmesi anlamına gelmektedir.

e. Derslerin seçmeli olması demek, yukarıda ifade edilen esas ve ilkelere karşı muafiyet sahibi olması anlamına gelemez.

Gelen tepkiler üzerine dini derslerin müfredatından had cezası, ukubat ve muamelat gibi başlıkların çıkarıldığı anlaşılıyor. Ancak; "İslam ve Toplum", "İslam ve Ekonomi", "İslam ve Hukuk" gibi ünitelerin içeriğinde ümmet toplumu ve şeriat yasaları propagandasının halen yapılmakta olduğu görülüyor.

Özellikle Peygamberimizin Hayatı adlı dersin 10. Sınıf müfredatında yer alan "Medine İslam Devleti" başlığı altında laik devlet düşüncesine karşı İslam Devleti ideolojisinin propagandası yapılmaktadır.

Bütün dini derslerin müfredatlarında ve konu anlatımlarında; "İslam Devleti", "İslam Toplumu", "İslam Hukuku" gibi ifadeler ümmet ideolojisini esas alan bir söylemi işaret etmektedir.

İmam Hatip Liselerinin ders müfredatında yer alan "Akaid ve Kelam" dersinde Sekülerizm ve dünyevileşmenin (laikliğin) bir inanç problemi ve ahlakî yozlaşma sebebi olarak gösterilmesi anayasanın; din, inanç ve vicdan özgürlüğü ile ilgili maddelerine yönelik alenen aykırılık içermektedir.

Anlaşılan o ki, Milli Eğitim Bakanlığı yoluyla Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Laiklik ilkesi aşındırılmak ve nihayetinde bu ilkenin içi tümüyle boşaltılmak isteniyor.

Buna yönelik itirazların sonuç alamaması durumunda kısa ve orta vadede Türkiye'nin SOFT BİR DİN DEVLETİNE DÖNÜŞMESİ kaçınılmazdır.

Cemil Kılıç

Odatv.com

http://odatv.com/egitim-sendikalari-ve-sivil-toplum-kuruluslari-mufredata-dava-acin-0909171200.html

 
a45UyF587661-170910183119 Oraj Poyraz At Alpinaasia oraj_poyraz@alpinaasia.com
2017/09/10  19:27 2  65  alelma@yahoogroups.com


 

Tanri dunyamizdan kotulukleri ya atmak istiyor da atamiyor, ya atabilir ama atmak istemiyor, ya ne atabiliyor ve
atmak istiyor.

Papaz Lactantius

Resulullah sav buyurdular ki:
Sayet ben bir insanin baska bir insana secde etmesini emredecek olsaydim, kadina, kocasina secde etmesini emrederdim.

Tirmizi, Rada 10, 1159

Kur an daki Celiskileri Goz Ardi Etme Cabalarinin Yeni Celiskilere Neden Olmasi

Muhammed in, Tanri dan geldi diyerek yerlestirdigi hukumlerin celiskili ya da birbirleriyle tutarsiz olmasi, bir aralik oylesine goze batar ve oylesine halkin tuhafina gider olmustur ki, gerek Araplar, gerek Yahudiler ve Hiristiyanlar onu alaya almislardir. Tanri nin asla hata yapmayacagini, Kur an i sil boz tahtasi haline sokmayacagini, celiskili hukumler koymayacagini soyleyerek, Muhammed i uydurmacilikla damgalayanlar olmustur. Onlarin bu sekilde konusmalarina karsi Muhammed, Kur an i uydurmadigina dair Tanri dan vahiy geldigini soyleyerek isin icinden siyrilmaya calismistir. Bu amacla Kur an koydugu ayetlerden biri soyledir:

Ey Muhammed sana, Kur an i kendiliginden uydurdu derler; de ki, Uydurdumsa sucu bana aittir ... (Hud Suresi, ayet 35).

Bunu yaparken, Kur an da, celiski bulunmadigini, cunku celiski ve tutarsizlik gibi seylerin insana ozgu olup, ancak insan yapisi kitaplarda (sozlerde) bulunabilecegini, oysa ki, Tanri dan sadir olan sozlerde boyle bir sey olamayacagini anlatmak uzere su ayeti koymustur:

(Eger Kur an) Tanri dan baska bir yerden gelseydi, onda birbirini tutmaz bircok (celisme) olurdu (Nisa Suresi, ayet 82).

Fakat, isi biraz daha saglama almak icin, ayetlerin zamana ve ihtiyaca gore Tanri tarafindan degistirildigini soyleyerek, celiskili gibi gorunen ayetlerin kaldirilmis oldugu kanisina yer vermistir. Nahl Suresi ne koydugu su ayeti okuyalim:

Bir ayetin yerini bir baska, ayetle degistirdigimizde -ki Allah indirdigini gayet iyi bilir onlar Muhammed e, Sen sadece uyduruyorsun derler. Hayir, oyle degildir (Nahl Suresi, ayet 101).

Bunu pekistirmek uzere de, Allah diledigini mahveder, diledigini birakir (Rad Suresi, ayet 39) seklindeki ayetleri ornek vermistir. Anlatmak istemistir ki, Tanri, her yarattigini diledigi gibi yok edebildigi gibi, diledigi ayetleri nesh eder , yani kaldirir ya da degistirip yerine bir baskasini koyar veya oldugu gibi birakir. Bu dogrultuda olmak uzere, Kur an koydugu ayetlerden bir digeri soyledir:

Herhangi bir ayetin hukmunu yururlukten kaldirir veya unut-tufursak, onun yerine daha hayirlisini veya benzetini getiririz... (Bakara Suresi, ayet 106).

Yani Tanri, koymus oldugu ayetlerden herhangi birini kaldirmak istedigi zaman, onun yerine daha iyisini , daha hayirlisini ya da benzerini koymakta oldugunu bildiriyor! Ancak, Muhammed, bu tur ayetleri one surerek Kur an da celiski olamazmis, yani Tanri celiskili hukum koymazmis kanisini yaratmaya calisirken, cok daha sakincali celiskilere neden olmustur. Bir yandan Tanri yi, Hic yanilmayan, din gununun sahibi olan, her seyin hakimi, ilim ve hikmetin kokeni, ebediyetler ve ezeliyetler boyunca hata islemez olan, her seyi en mukemmel bir sekilde onceden hesaplayan, her yaratigin kaderini daha dogmadan once deftere yazan olarak tanimlarken, yani Tanri nin asla yanilmaz, asla hata yapmaz, her seyi en mukemmel ve ek$iksiz, en hayirli sekliyle dusunur ve yapar oldugunu belirtirken, diger yandan bu ayni Tanri nin, her seyi en iyi sekliyle dusunemedigini, en isabetli sekilde karar veremedigini, hayirli hukmun ne oldugunu bilemedigini, hata isleyebildigim ve bundan dolayi koydugu ayetlerin hukmunu yururlukten kaldirip, yerine daha hayirlisini veya benzerini koydugunu soylemistir.

Tanri yi hem hata yapmaz hem de hata yapar sekilde, tanimlamakla yeni celiskilere sebebiyet vermistir. Fakat, Kur an in uydurma olmadigini ve celiskili hukumler kapsamadigini belirtmek amaciyla, Tanri dan vahiy geldigini soylemesine ve ornegin, (Eger Kur an) Tanri dan baska bir yerden gelseydi, onda birbirini tutmaz bircok (celisme) olurdu (Nisa Suresi, ayet 82) seklinde ayetler yerlestirmesine ragmen, Muhammed, halktan kisilerin kendisi hakkinda yalanci , uydurucu ya da meczub diye konusmalarini onleyememistir. Onleyebilmek icin, iyice guclenmeyi beklemistir. Nitekim, Medine ye gecip de, taraftarlarinin sayisinin arttigini ve giderek guclendigini gordugu an, kendi aleyhinde konusanlari kilic yoluyla susturmaktan geri kalmamistir. Yaratmis oldugu korku ve dehset havasi sayesinde, artik hic kimsenin kendisini uydurmacilikla ya da celiskili hukumler koymakla damgalamaya cesaret gosteremeyecegini dusunmustur.
https://kuranelestirisi.wordpress.com/2011/12/30/kurandaki-celiskileri-goz-ardi-etme-cabalarinin-yeni-celiskilere-neden-olmasi/


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder