RIFAT SERDAROĞLU : SAFLIK MI HAİNLİK Mİ?
Saflık; Kolayca aldatılabilme durumu, aldanma!
Hainlik: Kutsal sayılanlara el uzatma, kötülük etme, görevi kötüye kullanma, aldatma!
Tarih 20 Şubat 2014, dönemin Başbakanı Erdoğan, Memur-Sen tarafından Ankara'da düzenlenen toplantıda konuşuyordu;
"Biz bu paralel örgütü 12 Eylül'de darbeci paşalara yaptığı yalakalıktan,
28 Şubat'ta sırtımıza sapladığı hançerden, "beceremediniz artık bırakın" manşetlerinden biliriz. Ama inanın bu kadar büyük bir düşkünlüğün, bu kadar büyük bir ihanetin içinde olmamışlardı. Aldanmışız, gerçekten çok safmışız!"
Bu cümle dikkatlice okunursa, Erdoğan'ın durumunun salt saflıkla açıklanamayacağı anlaşılır.
Hem FETÖ'nün ne olduğunu 34 yıl önceki 12 Eylül'deki ve 17 yıl önceki 28 Şubat'taki davranışlarından bildiğinizi ve örgütü tanıdığınızı, bıçaklandığınızı 2014'te söyleyeceksiniz ama yine de FETÖ ile yıllarca iş birliği yapacaksınız.
Bu davranışın karşılığının adı dünyada mevcut 8 bin kadar dilin hepsinde saflık olarak değil, ihanet olarak geçer…
Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesinin hedefinin ne olduğunu bildiğiniz halde, bu projeye "Eşbaşkan" olmanın ve tüm İslam ülkelerinde projenin uygulanmasına ortak olmanın adı da bütün dillerde saflık değil, ihanet olarak geçer…
Biz bu satırlarda yıllardır, Erdoğan'ı ve Türk Devletinin karar vericilerini uyarmaya çalıştık.
Devletimizin değerli bürokratlarını dinleyin, yakın tarih uzmanlarımızla konuşun dedik ama onlar CIA beslemesi, Ortadoğu uzmanı, AKP yalakası hainleri dinlemeyi tercih ettiler, televizyonlara hep bu hainleri-pislikleri çıkarttılar!
Dedik ki, "Çözüm Süreci" dediğiniz bu süreç Türk Devletine kurulmuş bir tuzaktır, ihanet sürecidir sakın bu yola girmeyin, dinlemedikleri gibi bizlere kendi Savcılarının olduğu mahkemelerde çile çektirdiler!
Abdullah Gül ve Erdoğan'a "Her şey çok güzel olacak" dedirttiler ve ülkeyi "Çözüm Süreci" denen kör kuyuya attılar.
Ne kadar hain ve oğlak varsa (şarkıcı-türkücü) Akil İnsanlar diye Türk Milletinin üstüne saldılar. Erdoğan "Nobel Barış Ödülü alacaksın" diye avutulurken, PKK ülke içindeki silahlı örgütlenmesini tamamladı.
Erdoğan Başbakanlık koltuğunda otururken bu ülkede PKK yol kontrolü yaptı, vergi adı altında haraç topladı, Askerlik Şubesi gibi çalışıp, dağa adam topladı.
Güvenlik güçlerimiz Başbakan tarafından birliklerinden çıkamaz hale getirildi.
PKK içte böyle çalışırken, dışta ise hem siyasal etkinliğini arttırdı hem de tüm gücüyle Suriye'de savaştı ve Kürt Kantonları kuruldu. Akdeniz'e çıkacak "Kürt Koridorunun" önü açıldı.
Şimdi, Türkiye'yi vatan bilen vicdan sahiplerine soruyorum;
Üst üste, bilerek, yıllarca sürdürülen bu feci durumu sadece "Saflık" ile değerlendirmek yeterli midir?
Bu stratejik Körlüğün adı, tüm devletlerde "İhanet" değil midir?
Değerli Okurlar;
Ben bu yazıları tarihe not düşmek ve Türk Devletinin namuslu-vatansever bürokratlarını uyarmak için yazıyorum. Bu ülkede yaşayan hiç kimse Büyük Atatürk'ün şu sözünü unutmamalıdır;
"İhanetin nedeni olmaz, bedeli olur. O bedel bir gün mutlaka sorulur…"
Not;
Erdoğan, bölgemizde 2. İsrail olarak görev yapacak Kürdistan Devletinin kurulması için yapılan referandum gününde "Bir gece ansızın gelebiliriz" dedi!
Tabii ki gidebilir. Ne de olsa Barzani tüm AKP'lilerin "ONUR KONUĞU ve Türkiye'nin gurur duyduğu dostları!"
Sadece giderken Başdanışman İbrahim Kalın ve bağlamasını da götürsün.
Eee Erbil'de Barzani ile karşılıklı "Sıra Gecesi" eğlencesi yakışır, şahsına!
Sağlık ve başarı dileklerimle 26 Eylül 2017
Rifat Serdaroğlu
Rifat Serdaroglu | 26 September 2017 at 3:49
a45UyF587661-171011234945 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2017/10/13 04:06 1 39 3-ekim-dernegi@googlegroups.com
Iyi olmak kolaydir, zor olan adil olmak.
Victor Hugo
Risale-i nur oyle degerli bir kitaptir ki ,kuranin onda yansiyan nurlarina hizmet etmek ,askerlikten ve kutsal savastan daha ustundur.
benim elimde firsat ve param olsa, Risale i nur hizmetinde olan degerli kardeslerimi askerlikten kurtarmak icin; bin lira karsiliginda bile olsa bedeli oder ve kurtaririm onlari.
Lemalar | On Altinci LemA a | 156
Said-i Nursi
Turan DURSUN: Kabe Guvenli Bir Yer mi?
Kabe, beytullah adiyla da anilir. Allahin Evi anlamina gelen beytullah, cevresi daglik olan bir bolgede, dusuk seviyedeki bir yere insa edilmistir. Bu nedenle tarihte cok kez yukaridaki tepelerden akip gelen sel nedeniyle yikilmis bazen ise su altinda kalmistir:
Kabe, bunun disinda cesitli savaslarda, ornegin manciniklar tarafindan da yikilmistir. Depremlerde zarar gordugu de biliniyor.
Kabe, eger siradan bir insaat olsaydi tum bunlari normal sayabilirdik. Ancak Kabe, Islam inancina gore Allahin Evi dir, Allah tarafindan korunmaktadir. Bu durum ozellikle Al-i Imran ve Fil Suresi nden anlasilmaktadir. Al-i Imran Suresi 97. ayet:
Orada apacik nisaneler, (ayrica) Ibrahim in makami vardir. Oraya giren emniyette olur.
Goruldugu gibi Kuran, Kabeyi guvenli bir yer olarak tasvir ediyor. Zaten Fil Suresi nde anlatilan Ebabil Kuslari hikayesi de bu fikri destekliyor. Oysaki Kabenin tarihi bunun tam tersini soyluyor:
Halife Abdullah Bin Zubeyr, Haccac komutasindaki Emevi ordusu Mekke yi kusatinca son care olarak Kabe nin icine giriyor. Abdullah Bin Zubeyr in Kabe ye siginmasinda Al-i Imran Suresi nin 97. ayetine olan inancinin etkisinin oldugunu tahmin etmek zor degil cunku o bir halife. Ancak Kabe manciniklarla tasa tutuluyor, hem Kabe yikiliyor hem de icindeki halife oluyor. Boylece Al-i Imran Suresi nin 97. ayetindeki iddia asilsiz cikiyor.
Al-i Imran Suresi 97. ayetindeki gercekligi olmayan iddiayi perdelemek icin bazi Islamcilar guvenlik kelimesinin anlamini bozarak burada ruhsal huzur gibi bir anlamin kasdedildigini soylemektedir. Oysa pek cok mealde gecen kelime guvenlik tir. Ornek olarak asagidaki Arapca-Turkce kelime mealini inceleyebilirsiniz:
929 yilinda Abbasi yonetimine isyan eden Karmati mezhebinin lideri Ebu Tahir Mekke yi ele gecirdi. Hac mevsiminde, tavaf eden Hacilari, Kabe nin kapisina oturtup kilicla kesti. Karmati Lideri, Ben Allah im, Allah layim, yaratan da, yok eden de benim! diyordu. Hacilar kacip Kabe nin ortusune yapisiyor ama o halde olduruluyorlardi.
Ebu Tahir oldurdugu hacilari Zemzem kuyusuna doldurttu. Zemzem kuyusunun ustundeki kubbeyi yiktiran Ebu Tahir Kabe nin ortusunu parcalatip askerlere dagitti. Kabe nin kapisini sokturdu.
Ebu Tahir, bununla yetinmedi. Hacerulesved in sokulmesini emretti ve bunu balyozla sokturtup yani sira goturdu. Hacerulesved, 22 sene disarida kaldi.(Ibn Kesir, c. 11,s. 282)
Hacerulesved, 1022 yilinda da saldiriya ugradi. Misirli birisi hacilarla gelip Kabe yi tavaf etti ve Hacerulesved i opecegi sirada elindeki gurzle o mubarek tasa tam uc kez vurdu. Adam, Ne zamana kadar su tasa ibadet edecegiz. Ne Muhammet ne de Ali beni yapacagim isten alikoyamayacaktir. Bugun su Beyt i (evi) yikacagim dedi. Bunun uzerine Yemenli birisi onu oldurdu, adamlari da oldurulduler. (Ibn Kesir, c.12, s. 84)
http://www.turandursun.com/bilgi-arsivi/biliyormuydunuz/669-kabe-guvenli-bir-yer-mi
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder