30 Ekim 2017 Pazartesi

NURİYE VE SEMİH'İN DOKTORUNDAN ÖNEMLİ UYARI: HER AN HER ŞEY OLABİLİR

Şu vakitten sonra her türlü taviz verilebilir.
Sonuçta bu insanların talepleri marjinal ve radikal talepler değildir.
Göz göre göre bu insanlar yaşamlarını yitirmektedir.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      


NURİYE VE SEMİH'İN DOKTORUNDAN ÖNEMLİ UYARI: HER AN HER ŞEY OLABİLİR

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'yı, 236 gündür süren açlık grevlerinin başından beri takip eden Dr. Onur Karahancı, "Böyle örnekler çok nadir. Her an her şey olabilir" uyarısını yaptı.

30 Ekim 2017 Pazartesi, 10:41

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça, işlerine geri dönebilmek için başlattıkları açlık grevinin 236'ncı günündeler. Özakça, 150 günlük tutukluluğun ardından 20 Ekim'deki duruşmada tahliye edildi. Savunma yapması için üç duruşmaya da getirilmeyen Gülmen, Numune Hastanesi'nin mahkum koğuşunda tutuluyor. Kız kardeşi Beyza Gülmen, yanında refakatçi olarak kalıyor. Hastanenin dışında ise baba Şaban Gülmen, gece gündüz iki kızını bekliyor.

Son olarak 38 kiloya düşen Gülmen'i önceki gün 20 dakika görebilen baba Gülmen, "Düşünme kabiliyeti duruyor ama fiziken çökmüş. Birbirimizi görünce, Nuriye de, ben de bir müddet konuşamadık. Görüşmemiz kapıda oluyor. Nuriye'yi sedyeyle getirdiler. Aramızda demir kapı olduğu için ne sarılabildim ne dokunabildim" dedi.

Deutsche Welle Türkçe'den Aslı Işık'ın haberine göre kızını bir aydır ilk kez görebildiğini söyleyen baba, 5 dakikalık görüşme süreleri nedeniyle görüş haklarını avukatlara verdiklerini, Nuriye'nin ya avukatlarla ya da aileyle görüştürüldüğünü söyledi.

"Mahkemeler süreci uzattığı için tedirginiz"

Kızının mahkemeye getirilmemesinin tedirginliklerini artırdığını ve iki duruşma arasının çok uzun olduğunu belirten Şaban Gülmen, "Çocuğun mahkemeye getirilmemesi, sıkıntılarının artmasına neden olacak, bu da tehlike arz ediyor. Çocuğa bir şey olursa bizde de büyük sıkıntı olacak. İnsan çileden çıkıyor. İster baba ister anne ol, insan kendini kaybediyor. Bunun bize getirdiği problemler var" diye konuştu.

Nuriye'nin, Sincan Hapishanesi ve Numune'nin mahkum koğuşlarında 31 gün, refakatsiz bırakıldığını belirten baba Gülmen, "Burada eziyet ediyorlar. O çocuk dermansiz, halsiz. Sağından soluna dönemeyecek insanı burada 18 gün tek başına bıraktılar. Refakatçiye izin vermediler. Avrupa'dan baskı olmasaydı, bu süreyi uzatacaklardı" dedi.

Güneş ve havalandırma yok

Hastane'nin bodrum katındaki mahkum koğuşunda tutulan Nuriye'nin refakatçisi olarak kalan kız kardeşi Beyza, ablasının uyanır uyanmaz B1 vitamini içtiğini anlattı. Ablasının en çok, gün ışığı olmadığı için 24 saat açık tutulan florasan lambadan rahatsız olduğunu belirten Beyza Gülmen, ışığın gücünü azaltmak için lambayı plastik poşetle kapattığını ve her gece yatakları ışıktan en uzak köşeye çektiklerini söyledi.

Beyza Gülmen, ablasını her gün bir doktor grubunun ziyaret ederek, 'İstediğiniz bir şey var mı, tedavi olmak ister misiniz?' diye sorduklarını belirterek, ablasının onlardan tek isteğinin, "Bu kişi hasta değil, bu kişinin burada tutulmasına gerek yok" şeklinde bir rapor olduğunu vurguladı.

"Sinir sisteminin harap olacağı dönemdeler"

Açlık grevinin ilk gününden beri Nuriye ve Semih'i takip eden üç doktordan biri olan Dr. Onur Karahancı, tahliye sonrasında her gün Semih ve Esra'yı takip için evlerine gidiyor. Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi olan Dr. Karahancı, açlık grevinin bir hastalık olmadığını ve çözümünün de tıbbi olmadığını vurguladı. Hekimler olarak nabız, tansiyon ve ateş ölçümü yapıp, kendilerine 'Açlık grevlerine devam etmeyi düşünüyor musunuz?' diye sorduklarını anlatan Dr. Karahancı, Semih Özakça'nın durumuyla ilgili olarak şu bilgiyi verdi:

"Semih'in enfeksiyona açık bir durumu var. Semih için ani değişiklikler olmadı. Ancak açlık grevlerinde yüz günün üzeri sinir sisteminin harap olacağı dönemdir. Çok tetikte ve dikkatli oluruz. Her an her şeyin olabileceği, bir gün ile diğer günün arasında çok farklılıkların olacağı bir dönem. Geçmiş örnekler gösteriyor ki 100 gün üzerinde ani ölümler de dahil her şey yaşanmış. Birçok deneyimimiz var. Alarm durumunda olduğumuz bir dönemdeler. Biz sadece saygı gösterebiliyoruz."

"Nuriye'nin durumunu daha da kötüleştirdiler"

Nuriye'nin durumunu yetkililerin katbekat zorlaştırdığını ve kötüleştirdiğini ifade eden Dr. Karahancı, İnsan Hakları Komisyonu olarak mahkum koğuşlarını her sene denetlediklerini, özellikle Numune'nin mahkum koğuşlarının kesinlikle uygun koğuşlar olmadığını anlattı.

Hastane'nin bodrum katında bulunan mahkum koğuşlarının güneş görmediğini, havalandırmasının ve hareket alanının olmadığını belirten Karahancı, "Sağlık sadece medikal bir şey değildir, aynı zamanda sosyal ve psikolojik iyilik halidir. Nuriye için net olarak tecrit hali oluşturdular. Kaş yapayım derken göz çıkardılar. Sağlık açısından daha iyi yaptık diyemiyorlar ve sorumluluğu kimse almıyor" dedi.

"B1 vitamini, su ve şekerle mucize olmaz"

Nuriye ile görüşmek için yaptıkları başvuruların hiçbirine yanıt alamadıklarını söyleyen Dr. Karahancı, "Yaşamsal riskini artırıyorlar. O koşullarda tutulmasının sağlık gerekçesiyle yapıldığını kimse kabul edemez. Hiçbir şey iyiye gitmiyor, daha da kötüleştiriliyor. Yetkililerin bu koşullardan vazgeçmeleri gerekir" ifadesini kullandı.

Geçmiş deneyimler ve bulgulara göre 235 günlük açlık grevi için, "Böyle örnekler çok nadir. (293 günle) Behiç Aşçı örneği var" diyen Dr. Karahancı, şunları söyledi:

"Bu durum, hem onları takip eden sağlık heyeti olarak bizim için çok ciddi psikolojik yük hem de onların bakımını üstlenenler ve buna tanık olan toplum için bir travma. Kanıta dayalı tıpla takip ettiğimizde, 100 günün üzerinde her an her şey olabilir. Sadece B1, su ve şekerle bizden mucize yaratmamız bekleniyor. Bilişsel düzey sağlam olabilir ama fizyolojinin bu kadar süre aynı şekilde ona eşlik etmesi mümkün değildir."

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/855763/Nuriye_ve_Semih_in_doktorundan_onemli_uyari__Her_an_her_sey_olabilir.html#

 
a45UyF587661-171030161958 Oraj Poyraz At 0raj.p0yraz@neomailbox.net 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2017/10/30  17:05 1  39  3-ekim-dernegi@googlegroups.com


 

Biliyorsun, ben hangi sehirdeysem yalnizligin baskenti orasi.
Ve yine sevgili cocuk, biliyorsun, kisi tutkulariyla yalnizligini adlandiriyor o kadar.

Cemal SUREYYA

Iste, Fatih in Avni adiyla kaleme aldigi, Bir gunes yuzlu Melek misraiyla baslayip Galata daki genc bir papazdan soz eden ve bes bucuk asir sonra sansure ugrayan gazeli.
Yorum, yine sizlere ait.

Bu 14 yasindaki papaz yamagi, Nasturas in ogludur.
Fatih in sarayina gitmedigi icin, Fatih tarafindan boynu vurdurulmustur.
Cani pahasina namusunu kurtarmis oldugunu babasi yazmaktadir.

Fatih sultan Mehmet in divanindaki 72 siirin 27 si oglanlara aittir.
Bu Divan;
1959 yilinda Sayin Ahmed Aymutlu tarafindan aciklamali olarak yayimlanmistir.
Bu siir aruz vezni ile yazilmistir.

AVNÎ GAZEL INCELEME

Failatun, failatun, failatun, failun

Bir melek yuzlu gunes gordum ki alem mahidur
Ol kara sunbulleri a$iklarinun ahidir

Bir gunes yuzlu melek gordum ki cihan onun aynidir.
O kara sumbulleri a$iklarinin ahidir

Sair gordugu ve siirine konu edindigi sahsi, yuzunun nur gibi parlakligini ifade icin gunes yuzlu bir melege benzetiyor ( istiare). Bu yuz oyle bir gunestir ki (tesbih) butun alem onun ayi gibidir. Ay nasil isigini gunesten aliyorsa; cihan da isigini onun gunes gibi parlak yuzunden almaktadir. Kara sumbullerle kastedilen yarin saclaridir (istiare). Bu benzetme, hem sumbulun koyu renkli bir cicek olmasindan kaynaklanmaktadir hem de o devirde insanlarin saclarina guzel kokular surduklerine isaret etmektedir. Koku surulen kivrimli saclar sekil itibariyle kivircik bir saci andiran sumbullere benzetilmislerdir (istiare). Sair, sumbul kelimesiyle ifade ettigi saclari, soz konusu guzelin a$iklarinin ahina benzetmektedir.

Kareler giymis meh-i zaban gibi ol serv-i naz
Mulk-i Efrengun meyerkim husn icinde sahidur

O nazli servi parlayan bir ay gibi karalar giyinmis, sanki guzellikte Frenk ulkesinin padisahidir.

Sevgilinin nazli bir serviye benzetilmesi (istiare) daha cok endamin mutenasip olusu ve naz ile salinarak yuruyusu, aya benzetilmesi karalar giymesi sebebiyledir. Soz konusu guzel, Galata da yasayan bir gayrimuslim olup, onun siyahlar giymesi buyuk bir ihtimale kiliseye mensup biri olabilecegini gostermektedir. Galata da azinliklar yasarmis ve buraya Frengistan denirmis. Bu guzel anlasildigi uzere mukemmel bir gorunuse sahipmis ki Avni ye siir yazdirmis.



Ukde-i zunnarina her kimse kim dil baglamaz
Ehl-i iman olmaz ol a$iklarun gum rahidur

Zunnarin dugumune gonul baglamayan kimse iman ehli olamaz; o, a$iklarin yoldan cikmisidir.

Ukde-i zunnar , papazlarin ve belki de o devirde yasayan dindar Hiristiyanlarin bellerine bagladiklari kil veya ibrisimden mamul parmak kalinliginda bir ipin dugumudur. Bu, ayni zamanda bir kimsenin Hiristiyan dinine mensup oldugunun gostergesiymis. Sair eger bir a$ik onun zunnarinin dugumune gonlunu baglamazsa asilarin yoldan cikmisi olur demektedir. Sair onun zunnarina gonul baglamayan kimse iman ehli olamaz demekle aslinda ask yolunun iman ehlinden olamaz demek istemistir.
Zunnar kelimesi guzelligi ovulen sahsin sacini kastetmek icin kullanilmistir (istiare). Yani sair kim onun ukde-i zunnarina gonul vermezse a$iklarin yolundan cikmistir demektedir.


Gamzesi oldurdugine lebleri canlar virur
Var ise ol ruh-bahsun din-i Isa rahidur

Gamzesinin oldurdugune dudaklari canlar verir. Galiba o can bahsedicinin yolu Isa nin dinidir

Bu beyitte sevgilinin celali (ofke, kahir) ile cemali (lutuf) bir arada kullanilmaktadir. Sevgilinin aldiris etmez bakisi, asiginin olum nedenine, dudagi ise cana can katan hayat suyunun kaynagina veya Hz. Isa nin nefesine benzetilmistir. Soz konusu guzel, dudagi ile can bagislamasi bakimindan Hz. Isa nin mucize meslegini surduren ve boylece onun dinin yolunda giden bir kimse olarak gosterilmektedir.

Avniya kilma guman kim sana ram ola nigar
Sen Sitanbul sahisin ol Kalatanun sahidur

Ey Avni! Sevgilinin sana ram olacagini sanma; sen Istanbul sahisin, o Galatanin sahidir.

Soz konusu sevgili bir gayrimuslimdir. Yani toplumda Musluman bir insanin sahip oldugu hakka sahip degildir. Ona a$ik olan da bir buyuk hukumdardir. Fatih e gore ask o kadar yucedir ki sinif ve din farki yapmaz. A$ik, dunyanin en kuvvetli kisisi olsa ve sevgilisi kulu kolesi olsa da aski ugruna aglayip sizlamak zorundadir.

Uzun zamandir senato, meclis, hukumet binalari ve belediyelerin sahipleriler.
Hakimler arka ceplerinde.
Butun buyuk medya ve haber sirketlerinin sahipleriler.
Her sene milyarlarca dolari lobilesmek icin kullaniyorlar.
Onlar tek birsey istemiyorlar.
Elestirel dusunen vatandas istemiyorlar.
Iyi derecede bilgilendirilmis ve egitim gormus insanlar istemiyorlar.
Cunku onlarin cikarlarina aykiri.

George Carlin


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder