Bu sefer doğrusun yazmış. Ülkemiz gerçek üstü bir masallar ülkesi haline geldi. Giderek bu topraklarda akıl azalıyor, iman çoğalıyor. Bilgi kayboluyor, dedikodular, rivayetler, efsaneler onun yerini alıyor.
Saygılar.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
Çetin Altan : Pire berber iken deve tellal iken; dağdan kestim kereste kuş besledim kafeste
c.altan@bnet.net.trTürkiye'de "absürt" denilen türden bir "Tutarsızlıklar Fuarı" açılsaydı da; oraya düğmesine bastıkça karşılıklı konuşan, değişik kimliklerde robotlar yerleştirilseydi...
* * *
Herhalde robotlar arasındaki diyaloglar şöyle olurdu:
- Bu pazar ne yapmayı düşünüyorsun?
- Bizim Tuzla'daki bahçenin etrafına diktiğim, beyaz üstüne siyah mantarlı bayrakları düzelteceğim.
- Allah Allah, niye diktin ki bahçenin etrafına beyaz üstüne siyah mantarlı bayrakları?
- Zürafalar gelip bahçeye girmesin diye.
- Tuzla'da zürafa nasıl gelip de girer senin bahçeye?
- Elbet de gelip giremez, boşuna mı diktik o mantarlı bayrakları.
- Peki, neden bayraklar mantarlı?
- Mantara basmayı hiçbir hayvan istemeyeceği için.
* * *
Bir başka robot diyalogu:
- Şu ortada duran büyük vazodaki çiçekler, ne çiçeği?
- Onlar beyaz güller...
- Ama beyaz değiller ki, hepsi kırmızı.
- Sarı oldukları için hepsi kırmızı.
* * *
Kadıköy'deki dostlarıyla dertleşen emekli bir militer:
- Geçen gün göz doktoruna gittim, demiş; ne zaman çay içmeye kalksam sağ gözüm müthiş acıyordu.
Dostları sormuşlar:
- Doktor ne dedi?
- Çay içerken içindeki kaşığı çıkarınız, dedi.
* * *
İncili Çavuş Nasreddin Hoca'yla konuşurken:
- Biliyor musun Hoca, dedi; küresel ekonomik krizin ağırlığı her gün artarken, en çok parayı yine reklam şirketleri kazanıyormuş. O nedenle istersen gel bir reklam şirketi kuralım seninle.
* * *
Nasreddin Hoca:
- İlahi Çavuş, dedi; burada önüne gelen hem kendi, hem de ülkenin reklamını zaten yapıp duruyor. Eski bir diplomat "AB'nin, 3'üncü kez Viyana'yı kuşatmamızdan korktuğu için, tirtir titrediğini" söylüyor; eski bir rektör "140 bin şehit daha verir Atina'yı alırız" diyor; 59 siyasal partinin lideri "ille de ben, ille de ben" diye göğsünü yumrukluyor; Ergenekon'un sert bakışlı sözcüleri dahi "kodum mu oturturum" demekte... Seninle biz neyin reklâmını yapacağız ki; sahte rakılarla, öğrencileri zehirleyen kokuşmuş yemeklerin mi?
* * *
İncili Çavuş:
- Yok, dedi; biz ürettiğimiz losyonlar sayesinde, Türkiye'de her şeyin de kötü olmadığının reklamını yapacağız.
***
Hoca sordu:
- Nasıl yani?
* * *
İncili Çavuş da anlattı:
- Galata Kulesi'nin tepesinden aşağıya önce kafası çıplak bir manken atacağız, 2 saat sonra da yavaş yavaş saçlar dökeceğiz aşağıya. Sonra da şöyle diyeceğiz:
"- Aşağıya düşen bahtsız vatandaşın, bizim ürettiğimiz saç dökülmesini önleyen bir losyonu kullandığı için saçları geç döküldü.
* * *
Nasreddin Hoca:
- Yok olmaz, dedi; Kabine'den düşmüş olanlar da alınabilir böyle bir reklamdan, Kabine'de kalmış olanlar da.
* * *
İncili Çavuş:
- Neden alınsınlar ki, dedi.
- Kule'den kabak kafalı olarak düşmekten, düşenler alınır; geç düşen saç kırpıntılarından da, Kabine'de kalmış olanlar.
* * *
Bir tren vagonunda karşılıklı oturmuş 2 yolcudan biri, karşısındakine:
- Afedersiniz, demiş; siz hiç T.B.M.M'de bulundunuz mu?
- Hayır bulunmadım.
- Ben de bulunmadım. Demek birbirlerini T.B.M.M'den tanıyan 2 tren yolcusu bizden başkaları.
* * *
İnsanın aklına siyasi parti üyelerini getiren bir fıkra işte.
Malum ya çoğu, birbirini T.B.M.M'de bulunmuş olmaktan tanıyanlardan değil; tanıyanlar her zaman başkaları.
* * *
Kızım Zeynep'in eşi Gürkan Bakan'dan da bir fıkra:
Trafik polisi bir arabayı durdurmuş, direksiyondaki kişiye:
- Neden cep telefonuyla konuşuyorsunuz, demiş; araba sürerken cep telefonuyla konuşmak yasak. Size ceza keseceğim.
* * *
Adam:
- Cep telefonuyla konuşmuyordum memur bey, demiş; telefon çaldı, bir refleksle kulağıma götürüp kapattığım sırada gördünüz siz.
* * *
Adamın yanındaki karısı:
- Yok yok memur bey, demiş; tam yarım saattir konuşuyordu telefonla, o kadar da uyardım kendisini...
* * *
Trafik polisi:
- Bakın kemerinizi de bağlamamışsınız, demiş.
Adam:
- Hayır efendim, demiş; bağlıydı. Sizi görünce açtım kemeri.
* * *
Karısı:
- Evden çıktığımızdan beri söylüyorum kendisine, demiş; şu kemerini bağla diye, dinletemedim bir türlü.
* * *
Trafik polisi arabanın arkasına da şöyle bir bakmış:
- Sol stop lambanız da kırık, demiş.
* * *
Adam da:
- Bindiğimizde kırık mırık değildi, demiş; yolda giderken bir taş fırlamış olmalı.
* * *
Karısı ise:
- 15 gündür yaptır şu stop lambasını diye tutturdum ama, bir türlü dinletemedim, diyormuş.
* * *
O sırada kocanın tepesi iyice atmış ve karısına dönerek:
- Şimdi çakacağım ağzına bir tane, demiş.
* * *
Trafik polisi de sormuş kadına:
- Eşiniz, her zaman böyle öfkeli midir, diye.
* * *
Kadın:
- Hayır memur bey, demiş; sadece içtiği zamanlar oluyor böyle.
* * *
Zeynep:
- Baba, dedi; Gürkan'ın anlattığı fıkradan alınayım mı ben şimdi?
- Hayır kızım, dedim; alınacaklar varsa, birbirlerini sürekli bozum etmeye çalışanlar alınsın; artık onlar kimlerse?..
* * *
Neyzen Tevfik'ten bir şiirle bitirelim yazıyı:
Koşma
Dudağında yangın varmış dediler,
Ta ezelden yaya koşarak geldim.
Alev yanakları sarmış dediler,
Sevda seli oldum, taşarak geldim.
Kapılmışım aşık od'una bir kere,
Katlanırım her cefaya, cevre;
Uğraya uğraya devirden devre
Bütün kâinatı aşarak geldim.
Yapmak yıkmak senin, bu gamıl ömrü,
Ben gönlümü sana verdim götürü.
Sana meftun olduğumdan ötürü,
Sarhoş oldum Neyzen, coşarak geldim.
a45UyF587661-150211110216 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2015/02/11 11:20:00 3 undefined undefined undefined Ciddiyizbiz@googlegroups.com
Din hicbir ise yaramaz;
gece yarisi karanlik bir mahzende orada olmayan siyah kediyi aramaktir.
Robert Heinlein
Allah zamandir.
Muvatta 56/3
EINSTEIN ve MUSEVILIK
Benim icin Yahudilik tum diger dinler gibi en cocukca batil inanclarin vucut bulmus halidir.
For me the Jewish religion like all others is an incarnation of the most childish superstitions.
Kaynak: Albert Einstein in a letter to Beatrice Frohlich, December 17, 1952; Einstein Archive 59-797; from Alice Calaprice, ed., The Expanded Quotable Einstein, Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 2000, p.217.
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder