30 Ekim 2015 Cuma

İsviçreli Doktor Açıkalın: Erdoğan epilepsi hastasıdır.

İsviçreli Doktor Açıkalın: Erdoğan epilepsi hastasıdır.

ERDOĞAN EPİLEPSİDEN KAYNAKLI BİRÇOK KİŞİSEL BOZUKLUK YAŞIYOR
'EPİLEPSİ HASTALARINDA SOSYO-PSİKOLOJİK PROBLEMLER YAŞANIR'
EPİLEPSİ HASTALARIN ÖZELLİKLERİ
'ERDOĞAN EPİLEPSİYLE BAĞLANTILI OLABİLECEK BİRÇOK HASTALIĞA SAHİP'
'HASTALIK ERDOĞAN'DA ÇOK KOLAY KENDİSİNİ DIŞA VURUYOR'
'ERDOĞAN'IN DOKTORU NEDEN ÖLDÜ İYİ ARAŞTIRILMALI'
'ERDOĞAN EPİLEPSİ OLMASINA GÜVENİYOR'
'AKSİNİ İDDİA EDEN VARSA ÇIKSIN AÇIKLAMA YAPSIN'

Ekim 29, 2015

İsviçreli Dr. Hakkı Açıkalın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıktan Epilepsi (Sara) hastası olduğunu iddia etti. Erdoğan'ın uzun yıllardan beridir bu hastalığa sahip olduğunu ifade eden Açıkalın, Erdoğan'ı bir defa muayene etme şansı olan Ankara Güven Hastanesi Doktorlarından 42 yaşındaki Nörolog Sümer Güllap'ın, denilenin aksine neden öldüğünün iyi araştırılması gerektiğini söyledi.

İsviçreli Psikiyatr, Psiko-geriatre uzmanı Dr. Hakkı Açıkalın Cumhurbaşkanı Erdoğan'da yaşanan davranış bozukluklarının ne anlama geldiğini ANF'ye değerlendirdi.

ERDOĞAN EPİLEPSİDEN KAYNAKLI BİRÇOK KİŞİSEL BOZUKLUK YAŞIYOR

Erdoğan'ın sahip olduğu Epilepsi (Sara) hastalığından kaynaklı birçok kişilik bozukluğu içinde olduğu dile getiren Dr. Açıkalın, Erdoğan'da beliren birçok özellikte Epilepsinin büyük etkisinin olduğunu söyledi. "Beyin içinde bulunan sinir hücrelerinin olağan dışı bir elektro-kimyasal boşalma yapması sonucu ortaya çıkan nörolojik bozuklardır" diyerek hastalığı tanımlayan Açıkalın, Epilepsi nöbetlerinin farklı şekillerde ortaya çıktığını söyledi. Açıkalın hastalığa bağlı gelişen nöbet anlarında neler yaşandığını şöyle ifade etti: "Bazı nöbetlerden önce korku hissi gibi olağan dışı algılamalar ortaya çıkarken, bazı nöbetlerde kişi yere düşebilir. Bazen de ağzı köpürebilir ve buna bağlı ağır kazalar yaşanabilir."

Semptomları itibari ile birçok başka hastalığa bağlı olarak Epilepsinin ortaya çıkabildiğini ifade eden Açıkalın, Epilepsinin kendiliğinden ortaya çıkabildiği (idoopatik) gibi genetik olarak da ortaya çıkabildiğini belirtti.

'EPİLEPSİ HASTALARINDA SOSYO-PSİKOLOJİK PROBLEMLER YAŞANIR'

"Epileptik hastalarda psikiyatrik ve sosyo-psikolojik problemlerinin görülme sıklığı tam olarak bilinmese de bu hastalıktan kaynaklı yüzde 20-25 arasında sosyo-psikolojik sorunların yaşandığı tahmin edilmektedir" diyen Açıkalın, hastalığa sahip kişilerde nelerin yaşandığını şu şekilde sıraladı: "Bu hastalar işsizlik veya işlerinde verimsizlik sorunları da yaşamaktadırlar. Hastaların yüzde 10 civarındaki bir bölümü psiko-mental defektler ve bozuklukları nedeniyle psikiyatrinin süjeleri olmaktadırlar. Bu hastaların sosyal ilişkilerinde de arkadaş çevreleri, eş ve çocuklar, akrabalar ve iş bağlamında da çok ciddi sıkıntıları vardır. Epilepsi hastalarında hem nevrotik bozukluklara hem entelektüel kifayetsizliklere hem de kişilik bozukluklarına rastlanmaktadır. Epileptik hastaların saldırgan bir karakterleri vardır."

Hastalığa sahip kişilerin devamlı kullanması gereken Antikonvulsivan ilaçların kullanımı entelektüel uyuşukluğa neden olduğunu söyleyen Açıkalın, "Bu ilaçların entelektüel yetilerde olumsuz etkileri, özellikle entelektüel yavaşlamaya yol acıktıkları perseverasyonlara (bir sözcük veya sözcük dizilesinin hastanın iradesi dışında sürekli olarak kullanılması) ve hafıza bozukluklarına sebep oldukları gözlenmiş durumdadır" dedi.

EPİLEPSİ HASTALARIN ÖZELLİKLERİ

Açıkalın, Epilepsi (Sara) hastalığına içerisine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı da dâhil ederek sahip kişilerde görülen hastalıktan kaynaklı yaşanan kişilik bozukluklarını şu şekilde anlattı:

"Epileptiklerdeki kişilik problemleri değişik formlarda ortaya çıkabilir. Bu kişiler itaate yatkındır fakat itaatkârlarının altında müthiş bir persecution (gadre, zulme uğramışlık duygusu) ve kuvvetli paranoid duygular yatar. Bu hastalar bazen tehlikeli agresif davranışlarla seyreden duygu değişiklikleri olabilir. Bu hastalar genellikle egosantrik (ben merkezci), irritabl (aşırı tepki veren, kolayca sinirlenen), exigeant (ısrarla isteyen) ve kestirilmeyen agresif davranışları yaygındır. Ağır, hantal perseverasyonları olan kişiler olup düşünceleri sabit, stereotipik (tekrar edici) ve katıdır."

Erdoğan'ı doğrudan muayene etme şansı olmadığı için kesin verilere dayanmamakla beraber Erdoğan'ın içinde bulunduğu durumun büyük bir ihtimalle Epilepsi (Sara) hastası olduğunu kanıtlar nitelikte olduğunu söyleyen Açıkalın, "Toplum Erdoğan'ın davranışlarını siyaset gereği yaptığını düşünse de biz hekimler olarak duruma bilimsel yolla bakmak zorundayız. Buradan hareketle açıkça diyebilirim ki Erdoğan içinde bulunduğu durumda Epilepsi hastası olmasının büyük bir etkisi var" şeklinde konuştu.

'ERDOĞAN EPİLEPSİYLE BAĞLANTILI OLABİLECEK BİRÇOK HASTALIĞA SAHİP'

Doğrudan ve dolaylı yollardan Epilepsiye bağlı olarak Erdoğan'da birçok hastalığın geliştiğini de ifade eden Açıkalın, Erdoğan'da epilepsi ve diğer hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkan kişisel ve davranış bozukluklarını ise şu şekilde sıraladı:

"Erdoğan'ın siyasete başladığı yıllardan beri kirli bir ağıza sahip olması, insanlara hakaret etmesi ve insanlara karşı saldırgan bir dil kullanması, anormal derecede agresif bir kişiliğe sahip olması, gün içerisin de ve ya kısa dönemlerde yaşanan kişilik değişikliği veya davranış değişikliği, sık sık tehditkar bir üslup kullanması, kendisinden beklenmeyen bir davranış sergilemesi, bir fikri sık sık tekrar etmesi, olumsuz düşüncelere sahip olması veya paranoyaklık, etrafındaki en yakın insanlardan başlayarak herkese karşı büyük bir güvensizlik içinde olması, yine yalan söyleme ve söyledikleri kısa bir süre sonra inkar etme, kendi söylediği yalan bir süre sonra kendisinin inanması, lükse ve ihtişama düşkünlük vb."

'HASTALIK ERDOĞAN'DA ÇOK KOLAY KENDİSİNİ DIŞA VURUYOR'

El kol hareketlerinden tutun da yürüyüşüne kadar bir bütün olarak ele alındığında Erdoğan'ın bu hastalıklara bağlı olarak davranış bozukluğu içinde olduğunu bu konuda uzman olan herkesin iyi bildiğini ve gördüğünü dile getiren Açıkalın, Erdoğan'ın doktorları veya yakınındaki adamlar tarafından bu durum ne kadar gizletilmeye çalışılsa da hastalığın Erdoğan'da kendisini çok kolayca açığa vurduğunu vurguladı.

Düzenli ilaç kullanılsa bile Epilepsiye bağlı nöbet veya krizlerinde yaşandığını ve bu kriz devrelerinde kısa süreli hafıza kaybının da yaşandığını ifade eden Açıkalın, Erdoğan'ın içinde bulunduğu durumdan kaynaklı bu krizleri geçirdiğinin muhtemel olduğunu belirtti. Açıkalın "Erdoğan'ın belli aralıklar ile ortadan kaybolması veya birkaç gün dışarı çıkmaması bu nöbetlerin yaşandığını büyük göstergesidir" dedi.

'ERDOĞAN'IN DOKTORU NEDEN ÖLDÜ İYİ ARAŞTIRILMALI'

Erdoğan'ın 2006 yılında makam aracında kilitli kaldığı için fenalaştığı olayı hatırlatan Açıkalın, Erdoğan'ın o gün büyük ihtimalle Epilepsi nöbeti geçirdiğini söyledi. Yine o olayın ardından Erdoğan'a kaldırıldığı Ankara Güven Hastanesinde ilk müdahaleyi yapan hastanenin 2008 yılında hayatını kaybeden Nüroloji Anabilim dalı Uzmanı Dr. Fethiye Sümer Güllap olduğunu hatırlattı. 42 yaşında hayatını kaybeden Güllap'ın gribal enfeksiyon yüzünden hayatını kaybettiği söylense de bu ölümün neden yaşandığının iyi araştırılması gerektiğini dile getirdi. Açıkalın, Erdoğan'ı o an muayene etme şansı bulan Güllap'ın o gün Erdoğan'ın aslında neden makam aracında fenalaştığını iyi bildiğini söyledi. Açıkalın "Erdoğan o gün o hastanede muayene edilmesine rağmen bu durum hastanenin resmi kayıtlarına düşürülmüş mü buda araştırılmalı" dedi.

'ERDOĞAN EPİLEPSİ OLMASINA GÜVENİYOR'

"Erdoğan aslında bugün birazda epilepsi olmasına güveniyor çünkü yarın ülkede bir şeyler değişirde Erdoğan'a yargılama yolu açılırsa, Erdoğan kendisini Epilepsi hastası olmasına dayandırarak savunacak" diyen Açıkalın, Epilepsi hastalığı kanıtlanmış bir kişinin yargı önünde cezalandırılmasının zor olduğunu söyledi.

'AKSİNİ İDDİA EDEN VARSA ÇIKSIN AÇIKLAMA YAPSIN'

Böyle bir hastalığa sahip bir kişinin asla sağlıklı kararlar alamayacağından kaynaklı ülkenin başında olmasının anlaşılmaz olduğunu söyleyen Açıkalın, Erdoğan'ın hastalığının bilinçli bir şekilde üzerinin kapatıldığını belirtti.

Açıkalın "Ben alanımda uzman bir doktor olarak Erdoğan'ın hangi hastalıklara sahip olduğunu söyledim bunun aksini iddia eden birileri varsa çıkıp açıklama yapabilir" dedi.

(BERN – SERKAN DEMİREL-ANF)

http://www.turkishnews.com/content/2015/10/30/isvicreli-doktor-acikalin-erdogan-epilepsi-hastasidir/


a45UyF587661-151030095840 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2015/10/30  10:00 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 
--

Degisime karsi cikan cagin nabzini tutamayan statukonun kibirli mensuplari artik halki ikna edememektedir

Hasim KILIC, Anayasa Mahkemesi Baskani

Sicak siddetlendigi vakitte salat(-i Zuhru) (namaz kilmayi) serinlige birakiniz.
Zira sicagin siddeti Cehennem in kaynamasindandir.
Nar(-i Cehennem) Rabbine ($ikayette bulundu, ve):
- Ya Rab, beni ben yiyorum.(izin ver) - dedi.
Allahu Teala da iki def a nefes almasina izin verdi.
Nefesin biri kisin, digeri yazin.
En cok maruz oldugumuz sicak ile sizi en ziyade usuten zemherir (iste budur)

Buhari nin Ebu Hureyre den rivayeti icin, Diyanet yayinlarindan Bkz.Sahih-i Buhari Muhtasari ...
cilt 2, sh.476 H.321

DOGA YASALARI UZERINE DUSUNCELER -10-

Simdi cift yarik deneyinin dalgalarla yapilan versiyonuna geldik. Sahilde, bir su dalgasini gozlemlediginizi dusunun, neler gorursunuz? Dalganin belli bir hizi vardir, dalganin tepesinin belli bir yuksekligi bulunur ve dalganin bir seferde katettigi bir mesafe bulunmaktadir. TV ve radyo teknolojilerinde, uzay arastirmalarinda kullanilan elektromanyetik dalgalar da benzer ozellikler tasirlar. Tek fark sudur ki, su dalgasinin kendi seviyesinden asagi dogru bir hareketi yokken elektromanyetik dalganin veya elektrik dalgalarinin arti ve eksi degerler alabilen tepe ve cukur salinimlari bulunur. Buna sinuzoidal dalga salinimi denir.

Ust resimde iki dalganin tepeleri veya cukur dipleri arasindaki mesafe dalga boyu olarak adlandirilir ve lamda ? sembolu ile gosterilir. Dalga yuksekligi dalganin tepeye veya dibe kadar alabildigi maksimum mesafedir. Dalga gucu veya dalga genligi de denir. Dalganin 0 seviyesinden baslayip yeniden ayni seviyeye gelmesi bir tam devirdir ve bunun saniyedeki hizi dalga frekansini verir. Frekans (Hertz) birimi ile ve Hz kisaltmasi ile ifade edilir. Dalga frekansi aslinda gundelik hayattan da asina oldugunuz bir kavramdir. Bir radyo kanali size hangi frekanstan yayin yaptigini soyluyorsa kendi yayininin saniyedeki devir sayisini soyluyor demektir. Dalga frekanslari ELF (Extremely low frequency) seviyesinden baslarlar. Saniyede 3 Hz ile 30 Hz arasinda titresirler. EHF, (Extremely high frequency) seviyesinde frekanslari saniyede 30 Ghz ile 300 Ghz (milyar Hertz) arasinda degisir. Radyo ve TV yayinlarinda duydugunuz VHF (Very high frequency) saniyede 30 Mhz ile 300 Mhz (30 milyon-300 milyon Hertz) ile titresirken, UHF (Ultra high frequency) ise saniyede 300 Mhz - 3 Ghz arasinda titresir. Bunlarin dalga tepeleri arasindaki mesafe de (yani dalga boylari da) degismektedir. VHF dalgalarin dalga boylari 1 m ile 10 m arasinda iken UHF dalgalarin dalga boylari 10 cm ile 100 cm arasinda degisir.

Yuksek frekansli seste dalga tepeleri arasindaki mesafe birbirine yakinken, alcak frekansli seste ise uzaktir. Frekans, dalga analizinde onemli bir kavramdir. Mesela muzikte akort yapmak icin verilen la notasi 440 Hz frekansa sahip bir titresimdir ve ULF (Ultra low frequency) grubuna girer. Insan kulagi ise 20-20,000 Hz araligindaki titresimleri duyabilir.

Birbiri ile karsilasan dalgalar iki tur etki gosterirler. Iki dalganin tepesi veya dibi birbiri ustune biniyorsa daha buyuk bir dalga olusur ve ortaya bir dalga girisimi cikar. Eger birinin dalga tepesi oburunun cukuruna denk geliyorsa bu sefer dalga siddetleri birbirlerini gotururler ve dalga yok olur. Aslinda her sey bu kadar basit degil. Ses dalgalari, elektrik dalgalari ve elektromanyetik dalga kuramlarinda daha pek cok kavram ve faktor bulunmaktadir ve hepsi baslibasina muhendislik alanlaridir. Bu on bilgilerden sonra, cift yarik deneyinin su dalgalari ile gerceklesen versiyonuna gecebiliriz.

Resimde, iki yariktan gecen su dalgalari bir girisim olustururlar ve gozlem ekraninda bir oruntu meydana gelir. Dalgalarin cakistigi noktalarda aydinlik bir bant olusurken cakisma olmayan dalgalar karanlik bir bant olustururlar. Iste Thomas Young un i$ikla yaptigi deneyde de ortaya cikan boyle bir tablodur, bu yuzden isigin da bir dalga gibi hareket ettigi sonucuna ulasilmistir. Fakat bunun matematigi biraz daha degi$iktir.

Yariklardan birini kapayip tekini acik tuttugumuzda farkli dalga tepe boylari elde ederiz. Bu sistemdeki toplam dalga enerjisi, yariklardan tek tek gelen dalgalarin enerjilerinin toplamina esit degildir, bundan daha buyuktur. Bir nolu yariktan gelen dalganin genligine h1 diyelim, iki nolu yariktan gelen ise h2 olsun. Her iki yarik acikken, toplam dalga genligi h1+h2 olacaktir. Simdi dalga enerjisini I ile gosterelim. Birinci yariktan tek basina gelen dalganin enerjisi dalga genliginin dagiliminin karesidir.

I1= h12

Ayni sekilde, ikinci yariktan tek basina gelen dalganin enerjisi de onun genliginin dagiliminin karesi olacaktir.

I2= h22

Toplam dalga enerjisine I12¨ diyelim. Toplam enerjinin hesaplanmasi soyle bir yol izler. I12 enerjisi, I1 ve I2 enerjilerinin toplaminin karesi olacaktir.

I12= (h1+h2)2

Burdan yola cikarak;

I12= (h1+h2)(h1+h2) veya

I12= h12 + h22 + 2h1h2

sekline gelir. Bu ise I1 ve I2 nin toplamindan buyuktur. Yani;

I12 > I1+I2

sonucuna varilir.

Su dalgalari ile yapilan cift yarik deneyinin kabaca sonuclari bunlar. Bu deneyde dikkat edilmesi gereken en onemli nokta sudur. Herhangi bir yarik tek basina acikken elde edilen desen, her iki yarik birlikte acikken elde edilen desenden farklidir. Oysa elektronlar ve fotonlarla (i$ik kuantumlari ile veya i$ik enerji paketcikleriyle) cift yarik deneyi gerceklestirildiginde farkli sonuclara ulasilmistir. Su ana kadar bir kutlesi olan toplarla ve su dalgalari ile cift yarik deneyi gerceklestirildi. Simdi fotonlarin ve elektronlarin dunyasina girelim.

Eger i$ik, kucuk topcuklar gibi parcaciklar halinde gelseydi, ust sol resimdeki gibi bir desen elde edecektik. Yariklardan gecen i$ik, iki ayri bolgede aydinlik bir cizgi olusturacakti. Oysa perdedeki manzara bundan farklidir. I$ik bir koyu bir acik seklinde bant deseni olusturmustur. Bu, tipik bir dalga ozelligidir. Dalgalar birbirleri ile carpisirlarken bazi yerlerde dalga tepeleri cakisir ve dalgalar guclenir, bazi yerlerde ise bir dalganin tepesi ile cukuru cakisir ve dalgalar birbirini yok eder. Bu yuzden ekranda koyu ve acik bantlar olusur. Buraya kadar i$ik dalgalari ile su dalgalari sanki benzer mantikla hareket ederler. Fakat simdi bu mantiktan ayriliyoruz. Peki, i$ik fotonlarini (enerji paketciklerini) bir i$ik kaynagindan birlikte gondermez de tek tek gonderirsek ne olur? Ortaya cikan sonuc cok sasirticidir. Bir tek foton dahi ortaya dalgaciklarin cikardigi girisim oruntusunu cikarmaktadir. Sanki bir tek foton, ayni anda her iki yariktan da geciyor gibidir. Bu nasil olabilir? Fotonlar yerine, cift yarik deneyinde, simdi elektronlari gonderelim.

Fotonlar kutlesiz ve yuksuz iken, elektron belli bir kutleye ve yuke sahiptir.

Bir elektron tabancasi ile, elektronlar birer birer gonderildiginde bile, ortaya bir girisimden kaynaklanan desen cikar. Her elektron iki yariktan ayni anda geciyor ve kendisiyle bir girisim olusturuyor gibidir. Bu sonuctan kacis yoktur. Deney dunyanin her yerinde binlerce defa tekrarlanmis ve ayni sonuc alinmistir. Feynman bu durumu kla$ik yolla aciklanmasi imkansiz, kesinlikle imkansiz bir fenomen olarak dile getirmistir. Farkli bir aciklama olabilir mi? Normalde bir parcacik ya bir yariktan gececektir veya oburunden. Sagduyumuz bunu gerektirir. Madem ki durum kla$ik fizik ile aciklanamiyor, o zaman kla$ik fizigin dusunce biciminden ayrilmamiz gerekmektedir.

Peki ya bir elektronun hareketi kla$ik bir kutle hareketi degil, bir olasilik dalgasi ise o zaman ne olur? Simdi, Schrodinger in Kedisinin Pesinde kitabindan John Gribbin in deney hakkinda yazdiklarini alintiliyorum.

Cift yarik deneyinin i$ikla ve elektronlarla yapildigi durumlari ele alalim. Cift yarik deneyi i$ikla ve elektronlarla pek cok defa ayni sekilde yapilmistir ve tipki dalga orneginde oldugu gibi kirinim oruntuleri elde edilmistir. Elektron deneyleri ise, kristallerdeki atomlardan elektron demetleri sacmak yolu ile gerceklestirilmistir. Oykuyu teknik ayrintilardan aritip basitlestirmek icin, ortaya cikan sonuclari soyle ifade edebilirim. Tipki i$ik gibi elektronlar da kirinim oruntusu gosterirler. Peki ne var bunda? Bu fenomen tipik parcacik/dalga ikiligi degil midir? Fakat artik daha derinlerde yatan sonuclara bakabiliriz. Schrodinger in dalga denklemindeki degisken ? (Psi) fonksiyonunun elektronla bir ilgisi vardir.

(? Psi veya dalga fonksiyonu Schrodinger denklemini saglayan ve parcacigin enerjisi, momentumu gibi bilgileri icinde barindiran bir fonksiyondur ve dalgacik mekanigindeki olasilik hesaplamalarinda kullanilir.)

? bir dalga ise kirinip girisim oruntusu olusturmasina sasmamak gerekir ve ? Psi nin dalganin genligi gibi davrandigini ve ? karesinin siddeti gibi davrandigini gostermek kolay bir asamadir. Elektronla yapilan cift yarik (iki delik de denir) deneyinin kirinim oruntusu bir ? kare oruntusudur.

Gayet mantikli. Tipki su dalgalarinda oldugu gibi genlik kare hesaplamasina gidiliyor.

Demette pek cok elektron varsa bunun basit bir yorumu vardir. ? kare bir elektronun belli bir yerde bulunma olasiligini temsil eder. Binlerce elektron iki delik icinden hizla gecer ve ? dalgasi yorumunu kullanarak istatistiksel anlamda nerde bulunacaklari tahmin edilebilir. Fakat tek tek her bir elektronun basina ne gelir?

Bir dalganin -mesela su dalgasi- perdedeki iki delikten de gecebilecegini kolayca anlayabiliriz. Dalga, yayilan bir seydir. Fakat bir elektron, dalga gibi ozelliklerle bagdastirilabilse bile hala bir parcacik gibi gorunmektedir. Her bir elektronun ya bir delikten ya da otekinden gecmek zorunda olduguna inanmak gayet dogaldir. (...) Fakat elektron tabancamizi her seferinde tek bir elektron gecirecek sekilde yavaslatsak bile yine bir dalga oruntusu elde ederiz. Normalde, bir elektron sadece bir delikten gecer ve dedektorumuze ulasir, diye tahmin ederiz; sonra bir elektron daha birakilir ve boyle devam eder. Gercekten de elektronlar ve fotonlarla ayni deneyi bin farkli laboratuvarda gerceklestirsek ve her deneyde sadece tek bir parcacik gecirsek ve bin farkli sonucu toplasak yine kirinimi gosteren bir toplam dagilim oruntusu elde ederdik. Sanki bir tek elektroni degil de binlerce elektronu birlikte geciriyormusuz gibi tuhaf bir durum. Tek bir elektron ya da tek bir foton duvardaki deliklerden birine giderken ancak oteki deligin acik olup olmadigini bildigi takdirde uygulanabilir olan istatistik yasalarina uyar. Bu, kuantum dunyasinin merkezindeki gizemdir.

Artik kuantumun garipliklerine girdik. Bir elektron, diger deligin acik olup olmadigini nasil bilebilir ? Ilk ortaya cikan sonuc sudur. Bir elektron, bizim, Newton yasalarina uyan kla$ik dunyamizdaki bir top, misket vs gibi bir parcacik degildir. Kismen su dalgasi gibi davranabilir ama oyle de degildir. Bir elektron, olasilik dalgasi denilen ve kla$ik fizik ile aciklanamayan bir davranis gosterir. Bir hedefe varmak icin, ayni anda, olasi tum yollari kullanir ve bu sekilde, kullanmadigi yollarin bilgisini de tasir. Ama bitmedi, dahasi var. Oyle gorunmekte ki, elektron, gozlenip gozlenmedigini de anlar. Alintiya devam ediyorum.

Elektronu yaniltmak icin hile yapmayi deneyebiliriz. Elektron duzenek icinde yol alirken deliklerden birini cabucak kapatabilir ya da acabiliriz. Ama ise yaramaz! Elektronun gectigi anda perdedeki oruntu hep ayni sekilde cikar. Elektronun hangi delikten gectigini gormek icin caktirmadan gozlemlemeyi deneyebiliriz. Bu deney yapildiginda sonuc daha da acaip olur. Elektronun hangi delikten (veya yariktan) gectigini kaydeden ama arkadaki dedektorun, elektronun perdeye gidisine izin veren bir duzenek hayal edin. O zaman elektronlar normal, akilli uslu her gunki parcaciklar gibi davranirlar. Daima bir delikte ya da otekinde bir elektron goruruz, ama asla ikisini birden degil. Dedektor perdesinde olusan oruntu, sanki mermilerin olusturdugu oruntuyle tipatip aynidir, girisimden eser yoktur. Elektronlar iki deligin birden acik olup olmadigini bilmekle kalmaz, onlari seyredip seyretmedigimizi de bilirler ve hareketlerini de ona gore ayarlarlar. Gozlemcinin (bizim) deneyle etkilesiminde dair bundan daha acik bir ornek yoktur. Etrafa yayilan elektron dalgalarina bakmaya calistigimizda elektron belli bir parcacik haline gelir, fakat biz ona bakmazken hareket seceneklerini acik tutar. Farkli ifade edersek, elektron, bizim olcumumuzden dolayi bir dizi olasilik icinden tek bir gidisati secmeye zorlanmaktadir. Bir delikten gecmesi icin belli bir olasilik vardir ve otekinde gecmesi icin de ayni oranda bir olasilik vardir. Oysa, elektronun yerini tesbit ettigimizde sadece tek bir yerde olabilir ve bu da onun gelecekteki davranisinin olasilik oruntusunu degistirir; cunku artik onun hangi delikten gectigi kesindir. Fakat hic kimse, bakmadigi surece, elektronun hangi delikten gectigini bilmez.

Bunlar cok sasirtici sonuclar. Birkac faktor dikkat cekmekte:

Elektronlar bir olasi yol bilgisine sahiptirler veya oyle gorunmektedir.

Elektronlarin hareketi bir gozlemcinin varligina bagli olarak degisir.

Elektronlar gozlemlenmediginde kimse onlarin tercihlerini onceden bilemez.

Ne oluyor? Oz buyucusu filminde oldugu gibi hokus pokuslarla cevrili bir dunyaya mi giriyoruz? Aslinda su ana kadar anlatilanlar, kuantum fizigindeki garipliklere sadece bir giristir. Zira, cift yarik (veya cift delik) deneyinin sonuclari bizleri farkli dunya yorumlarina goturecek kadar zengindir. 3 nolu maddeye donersem; bir elektron gozlemlenmediginde ne olur? Ortaya sonsuz sayida evrenler mi cikar? Bu mumkun olabilir mi?

Ama neden olmasin? Biz bir evrende, bir gerceklik durumunda yasiyor isek, bizimkinden farkli -veya fiziksel yasalar acisindan farkli olmasa da ayri geleceklerin yasandigi- evrenlerin olmadigini neye dayanarak one surebiliriz? Bizim gercekligimiz, bir baska gercekligin hayali olamaz mi?

Gelecek bolumde cift yarik deneyini Dr Stephen Hawking in nasil yorumladigini anlatacagim. Bu bolumde, bazi yerlerde, konuyu anlatan baska bir web sitesinden alintilar yaptim. Site sahibine haksizlik yapmis olmamak icin kaynagi vermem bir ahlak borcudur.

Kaynak: http://atominsan.net/bilim-ve-yasam/cift-yarik-deneyi.html

-devam edecek-

Levent ERTURK
LEVENTERTURK1961
https://leventerturk1961.wordpress.com/


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder