25 Ekim 2015 Pazar

Mustafa Mutlu: Birilerine olan sevgisini biraz (!) kaybeden adam!

Mustafa Mutlu: Birilerine olan sevgisini biraz (!) kaybeden adam!

24 Eki, 2015

Tam 13 yıl Devlet Bakanlığı, Başbakan Yardımcılığı ve Meclis Başkanlığı yapan, olur olmaz yerde ağlamasıyla, kadınlara yönelik çirkin tavırlarıyla ve Recep Tayyip Erdoğan aşkıyla koltuğunu koruyan Bülent Arınç bir televizyona çıkmış…

"Neden aday olmadınız?" sorusuna, "Aday gösterdiler de olmadım mı?" diyeceğine, "Birilerine olan sevgimi biraz kaybetmiş olabilirim.

İnsan, yol arkadaşlarını çok iyi seçmeli…" demiş…

***

İşte bunların anlayışı bu:

Bu adam, bugün beğenmediği "yol arkadaşları" sayesinde o koltuklarda oturdu…

Onların kendisine verdiği görevler sayesinde yıllarca işkence edebildi bize…

Çok merak ediyorum, yanında o "yol arkadaşları" olmasaydı, oturduğu o koltukları rüyasında görebilir miydi?

Lütfen düşünün:

Tam 13 yıl boyunca dişe dokunur tek icraatını anımsayacak mısınız?

Yok…

Çünkü böyle bir icraat yapmadı!

Sadece laf üretti.

Konuştu, saçmaladı, ağladı…

Hepsi bu!

Sinirlerimizi zıplattı, hayatımızı zindan etti.

***

Hiçbir liyakatı yoktu…

Hiçbir başarısı yoktu…

Hiçbir ehliyeti yoktu…

Tek özelliği dini istismar etmesiydi ve yanındaki yol arkadaşlarıydı…

Şimdi, "Fethullahçı olduğu için" kenara itildi…

Adı, "beşinci parti"yi kuracakların arasında geçiyor…

Ama o tüm bunları söylemiyor…

Bu dönem parlamentoda olmayı sanki kendisi istememiş gibi, birilerine olan sevgisini kaybetmesini gerekçe olarak gösteriyor…

Yani hâlâ kandırmaya, gerçekleri işine geldiği gibi saptırmaya devam ediyor.

***

Dikkat edin;

"birilerine olan sevgisini kaybetmiş" ama…

"Biraz!"

Neden mi biraz?

Çünkü siyaset bu, açık kapı bırakmak lazım!

"Biraz" diyecek ki, sevgisini kaybettiği adam da "Aaaa, olur mu Bülent Abi…

Biz seni hâlâ çok seviyoruz" diye yeniden baş tacı edecek…

***

Bülent Arınç…

Allah'ı, peygamberi, halifeleri seviyorsan, Recep Tayyip Erdoğan'ı, Abdullah Gül'ü ve bütün yol arkadaşlarını (!) da al;

mümkünse bir dağ başında inzivaya çekil…

Kendini dine ver…

Eğer gerçekten inanıyorsan, siyaset yaptığın yıllarda işlediğin günahlar için Allah'tan af dile…

Neymiş;

biraz dinlenecekmiş de…

Sonrasına bakacakmış…

Allah gözünü doyursun!

Bu ne hırs be kardeşim, daha ne kadar zulmedeceksin?

Ne Hint kumaşıymışsın da haberimiz yokmuş…

***

Kısacası git artık…

Gitmiyorsan da biraz sus…

Bizdeki de sabır taşı değil be adam;

yürek…

Çatlatma!

BİLMECE!

Okurlarımızdan Ozan Akar yazmış aşağıdaki "Bir Bilmece" isimli şiiri…

Gerçekten çok beğendim…

Yayınlamamak olmazdı!

***

Ahir ki!

Göreceğimiz…

Biri uzun, biri kısa.

Kimdir oy vereceğimiz?

Biri uzun, biri kısa.

Birisi padişah!

Yarı…

Birisi ona soytarı…

Yetim hakkı ortak kârı…

Biri uzun, biri kısa.

Biri yer, biri yutar…

Biri çalar, biri örter…

Biri alır, biri satar…

Biri uzun, biri kısa.

Biri imam, biri hoca…

Biri kukla, bağlı uca…

Elbet bir gün çıkar taca…

Biri uzun, biri kısa.

Dillerinde hep bismillah…

Götürmede yallah, yallah…

Artık bunlardan illallah!

Biri uzun, biri kısa.

Ozan der ki, bunlar yaman!

Ateş var da çıkmaz duman…

Sermayesi 'yalan iman!

'

Biri uzun, biri kısa.

GÜNÜN SORUSU

1 Kasım seçimlerine sadece bir hafta kaldı.

Sorum size:

Birilerini mi kaçıracaksınız, keçileri mi?

SÖZ SİZDE (156+151)

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e soru sorma sırası İzmir'den Kadife Güzel'de:

"Abdullah Bey…

Size hakaret edenlerin eleştirilerini, sorularını duyuyor ve anında cevap veriyorsunuz…

Ama sorulması gereken soruları adam gibi soran gazeteciyi duymuyorsunuz…

O, yazmaktan bıkıp sözü okurlarına bırakıyor;

şimdi biz, yani sıradan vatandaşlar, yani seçmenler soruyoruz…

Bizi de duymuyorsunuz…

Bizi de duymanız ve sorularımıza yanıt vermeniz için ille iftira atmamız, hakaret ya da küfür etmemiz mi gerekiyor?

Siz nasıl siyasetçiniz beyefendi?

Siz nasıl devlet adamısınız?

Siz nasıl cumhurbaşkanlığı yaptınız bu ülkeye?"

GÜNÜN İSYANI

Fethullah Gülen cemaatinin bankası Bank Asya'ya el konulduğu günlerde dini bütün vatandaşlara, "Evini, yüzüğünü sat, Bank Asya'ya yatır.

Sakın hesabını kapatma" diye çağrıda bulunan Fethullahçı Hakan Şükür, bu bankadaki 5,3 milyon lirasını "sıfırlamış…

"

İsyanım kendisine:

Para, hoca efendiden daha mı tatlı geldi şekoş?

Aydınlık


a45UyF587661-151025140351 Oraj Poyraz At Openmail oraj.poyraz@openmail.cc
2015/10/25  15:10 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 

Yolumuzun ortasinda inek oturmus, yolumuzu kapatiyor, menzile ulasmamizi engelliyor.
Inegi yolumuzdan once lafla, usul usul, sonra evvelallah sizlerin yardimiyla, artik nasil olursa, nasil denk gelirse kaldiracagiz.
Inek olarak Laik Cumhuriyeti ve AtaTurk devrimlerini kastediyor.
O donem yaninda oldugu Erbakan hocasinin kanli mi olacak, kansiz mi soylemini bir baska sekilde seslendiriyor...

Recep Tayyip Erdogan.
Basbakan olduktan sonra

Maide Suresi 38.Ayet:

Hirsizlik eden erkek ve kadinin, yaptiklarina karsilik bir ceza ve Allah tan bir ibret olmak uzere ellerini kesin.

Kur an-i Kerim in bazi ayetlerine iliskin mazeretler:
1- Bu ayetler yanlis tercume edilmis!
2- Bu ayetler yanlis anlasilmaya musait yani herkes anlayamaz!
3- Bu ayetler zaman asimina ugradi yani bugun gecersiz!
4- Bu ayetler cag disi yani Islam da reform yapilmasi lazim!
5- Bu ayetlere iman etmek imkansiz ama yine de ben bir muslumanim!

Mazeretlerin Cevaplari:

1- Diyanet Vakfi Meali ni, konularinda uzman Ilahiyatci Heyet hazirladi. En cok itibar edilen meal. Heyetteki herkesin yanlis tercume yapmasi imkansiz. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
2- Kur an-i Kerim i herkesin anlayabilecegine dair ayetler var* ve zaten bu sebeple indirilmis . Tersi ise adaletsizlik olur cunku herkesin anlayamayacagi ve yanlis anlasilmaya musait bir kutsal kitap gondermek Allah a yakismaz. Bir sakinca da sudur; Muslumanlara siz Kur an i anlamazsiniz, sadece biz anlariz diyen ruhban sinifi olusur ki Islam da ruhbanlik haramdir. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
3- Kur an in, kiyamete kadar , cihansumul(evrensel) yani her zaman ve her yerde hukmunun gecerli olduguna inanmak farzdir. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
4- Allah 21. yuzyilin hayat sartlarini ve yasam bicimini ezelden beri bildigine gore Allah in bu durumu hesaba katmadigi ni iddia etmek Allah a karsi cok buyuk bir iftiradir. Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.
5- Bu ayetlere iman etmeyenin adi Musluman degil Kafir dir.** Hal boyle iken bu mazeret gecersizdir.

*Bakiniz: Nahl Suresi 89. Ayet, Enam Suresi 38. Ayet, Maide Suresi 15. Ayet, Hac Suresi 16. Ayet.
**Bakiniz: Bakara Suresi 85. Ayet ve Maide Suresi 44. Ayet.

Cuneyt Suavi : Bir haftalik evliyalik.

Televizyonda dini bir program seyrediyorum. Ekrandaki kisi, Ilahiyat fakultelerinin birinde dekan olmali. Eski asirlardaki maneviyat buyuklerinden bahsederken:

- Onlar, goz ucuyla da olsa nisa taifesine bakmazlarmis, diyor. Nerde simdi o buyuk evliyalar?

Duydugum sozler, damarima dokunuyor. Ve her muslumanin yapmasi gereken bir seyin hic yapilmiyormus gibi gosterilmesi, beni ta can evimden vuruyor. Biraz dusundukten sonra muthis bir karar aliyor ve kendi kendime soz veriyorum: Hocanin nisa taifesi dedigi hanimlara, konusmak icin bile olsa bir hafta boyunca bakmayacak ve zamanimizda da buyuk evliyalar oldugunu ispatlayacagim. Program bittikten sonra ekmek almak uzere disari cikiyorum. Daha merdivenlerden inerken, alt kata yeni tasindigi soylenen kiracilarla karsilasiyorum. Evde ne kadar kadin, kiz, coluk, cocuk varsa hepsi kapida. Hanimlardan biri, benim Turkiye sinirlarini asan sohretimi duymus olmali. Daha gorur gormez:

- Vayyyy!... Cuneyd bey, diyor. Kizlarimin tarifinden tanidim. Cay icmeye gelecegiz ins.

Ben aldigim karar geregi hemen basimi egerken:

- Hosgeldiniz efendim, diyorum. Ins memnun kalirsiniz komsulugumuzdan. Duydugum seslerden, kalabaligin icinde bir de erkek cocuk oldugu anlasiliyor. Ona bakayim derken kazayla hanimlari gorurum diye gozlerimi kaldiramiyorum yerden. Cocuk, ablasi olacak kizlardan birine fisildayip:

- Ben sana, bu adamin kendini begenmis bir zuppe oldugunu soylemistim, diyor. Yuzumuze bile bakmiyor.

Hemen arkasindan yasli bir kadin sesi:

- Vah evladim vah, diyor. Ne kadar da mahcupmus zavallicik. Anlasilan kucukken cok dovmusler.

Her evliyanin basina gelen $ikintilar benim de basima geliyor tabi ki. Aceleyle merdivenlerden iniyor ve sokaga atiyorum kendimi. Metodum gayet basit: Yururken sadece yere bakacak ve bana dogru yaklasan kisilerin ayakkabilarindan erkek oldugunu anladigimda, basimi kaldirip rahatca yuruyecegim. Bu buyuk bulusumu uygulamak uzere daha birkac adim attigimda, neye ugradigima sasiriyorum. Moda midir nedir bilmiyorum ama, hanimlarin onunda pantolon var. Altlarinda da aynen benimkiler gibi ucu kut, tabani genis erkek ayakkabisi veya koca koca asker postallari. Anlasilan dikkatli olmaliyim. Basimi hic kaldirmadan giderken, yanimdan gecen kadinlarin seslerini duyuyorum. Bir tanesi arkadasina hitaben:

- Bu adamda bir tuhaflik var ayol, diyor. Bosuna dememisler dost basa, dusman ayaga bakar diye.

Diger kadin, daha farkli goruste. Benden uzaklasip duvar dibine kacarken:

- Benim de gozum tutmadi kardes, diyor. Belli ki capkinin teki. Yere bakan, yurek yakan cinsindendir mutlaka. Ben, yine evliya sabriyla ve ayni sekilde yururken, birden ne oldugumu anlayamadan kendimden geciyor ve ilac kokulu bir yerde gozlerimi aciyorum. Yattigim yerin etrafinda, beyaz elbiseli genc kizlar dolaniyor. Verdigim soz geregi hemen gozlerimi kapatarak nerede oldugumu kestirmeye calisirken, hastanede bulundugumu anliyor ve basucumdaki hemsirelerin konusmalarina kulak veriyorum. Kizlardan biri, gozlerimin kapandigini farkedince:

- Yine kendinden gecti zavalli, diyor. Bu ucuncu bayilisi. Onundeki elektrik diregini gormemis.

Hemsirelerin yaninda bir de erkek hasta bakici olmali. Sinir sinir gulup:

- Biraz onceki elektrik kesintisi, demek ki bu yuzdenmis, diyor. Adamin kafasindaki sislige bakilirsa, Allah bilir devirmistir diregi. Ayaga bir kalkabilsem, ben neyi devirecegimi cok iyi biliyorum ama ne mumkun. Basim donme dolap gibi donuyor, beynim feci zonkluyor.

Biraz sonra erkek doktor geliyor yanima. Ve beni gorur gormez:

- Gecmis olsun Cuneyd abi, diyor. Cok fena carptigin icin sag gozunu bandajladik. Bir muddet tek gozle idare et. Neyse, zor da olsa biraz sonra cikiyorum oradan. Ama artik akillandigim icin yere falan bakmak yok. Yeni metoduma gore saglam kalan gozumle yol kenarindaki apartmanlarin ust katlarina bakacak ve karsimdan gelen insanlari siluet(goruntu) olarak farkedip yolumu bulacagim. Planimin oldukca basarili oldugunu dusunurken, seslerinden anladigim kadariyla manavdan alisveris yapan bir kadin, yanindaki arkadasina beni gosterip:

- Su terbiyesize bak, diyor. Tek gozlu olduguna aldirmadan balkondaki kizlari seyrediyor. Obur gozun de kor olsun ins. Can $ikintisindan sicak sular bosaliyor tepemden. Ne kadar masum oldugumu nerden bilsin zavalli. Ben, soylenenlere sabretmeye calisarak yine ust katlara bakarken, sanki o yukseklerden dusuyormus gibi bir halle tekrar geciyorum kendimden.

Anlasilan yine hastanedeyim. Biraz onceki hemsirelerden biri:

- Hayret ya! diyor. Bu yine ayni adam. Kanalizasyon cukuruna dusmus bu sefer.

Bir anda anliyorum basima gelen felaketi. Ustum basim copluklerden beter kokuyor. Butun kemiklerimle birlikte saglam zannettigim gozum de sizliyor. Hastaneden bir an once kacabilmek ve eve donup temizlenebilmek icin saga sola bakinirken, bir turlu goremiyorum etrafimi. Yine ayni doktor:

- Bosuna ugrasma abi, diyor. Morardigi icin obur gozunu de bandajladik. Bir haftacik sabretmen gerekiyor. Ben, bu sure icinde ne yapacagimi dusunurken, daha onceki hasta bakici, hemsirelere laf atarak:

- Cuneyd abi size fena tutuldu, diyor. Baksaniza saatte bir ugruyor. Bu adama sinirimden atesler basiyor yuzumu. Iyilesir iyilesmez hastaneye ucuncu kez ugrayip onun gozlerini de benimkine benzetecegim kesin. Her neyse, beni bir ambulansa bindirip eve gonderdiklerinde alt kattaki komsularimiza rastliyorum yine. Sanki beni bekliyorlar kapida. Hanim ve kizlari, Gecmis olsun dileklerini ayri ayri iletirken, cocuklari olacak o haylaz velet, yine haince fisildiyor ablasinin kulagina: Bizim zuppe cezasini bulmus diyerek. Komsularimizin yardimiyla merdiveni cikip iceri girerken, kendi kendime verdigim sozu bir hafta boyunca ek$iksiz olarak tutacagim icin yine de seviniyor ve Evliya sozu, iste boyle olur diye kasiliyorum. Gozlerim acildiginda, ne yapacagimi simdilik bilmiyorum. Ama bir haftalik da olsa evliyalik guzel bir sey, degil mi?

Cuneyt Suavi


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder