8 Ekim 2017 Pazar

ÇOCUĞU ELİNDEN ALINDI, ŞİMDİ KENDİSİNDEN HABER ALAMIYOR

Burası Türkiye..
Bir rehber öğretmen kim olduğu meçhul iki komşunun duyumu üzerine bir çocuk ve annesi için olumsuz rapor yazıyor ve bu rapor üzerine o çocuğun velayeti altı ay süreyle anneden alınıyor.
Çocuk annenin yaşadığı ilden üç bin kilometre uzakta ayrı ülkenin öbür ucunda bir yurda yerleştiriliyor.
Annenin yakındaki bir yurda yerleştirilmesi için yaptığı bütün başvurular kabul edilmiyor.
Altı ay süre doluyor ve çocuk kayboluyor.
Şimdi anne çocuğum nerede diye soruyor?
Haksızlığa uğradım diyor, çocuğum mağdur oldu, mağdur edenler soruşturulsun diyor, savcılık soruşturmaya gerek yok diyor.
Kaybolan çocuk nerede kimse hesap vermiyor.
Kimse sorumlu değil, kimse cevap vermiyor.

İşte böyle devlete, böyle mahkemeye, böyle hakime, böyle savcıya, böyle rehberlik öğretmenine karşı insanın yapacak çok fazla şeyi kalmıyor.
Evet, artık insanların hak aramak için mafyöz yollara müracat etmesi, hakkını kendi eliyle araması, kana kan dişe diş yöntemlerine yönelmesi çok da şaşırtıcı değil.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      


ÇOCUĞU ELİNDEN ALINDI, ŞİMDİ KENDİSİNDEN HABER ALAMIYOR

07 Ekim 2017 Gençağa KARAFAZLI - Rize

'Ahlaksızlıkla' suçlanarak çocuğu elinden alınan anne bir yurda yerleştirilen oğlunun 5 günden beri kayıp olduğunu iddia ederek İHD'ye baş vurdu.

2008 yılında resmi nikah yaptırılacak vadiyle Kütahya da Muzaffer E. ile evlenen bu evlilikten 3 çocuk sahibi olan Gülay Saymaz (36) adlı anne eşi tarafından sürekli olarak aşağılanması, kendisine ve çocuklarına yönelik şiddet uygulanmasına karşı çıkarak kaçıp yaşadığı Artvin Arhavi ilçesi Asliye Hukuk Mahkemesine baş vurarak imam nikahlı eşi Muzaffer E'yi dava etti.

Arhavi Asliye Hukuk Mahkemesi çocuklarının velayetlerinin anne Gülay S.'ye bırakılmasına, çocuklar için ayrı ayrı 125,000'er TL nafaka ödenmesine karar verdi. Mahkemenin bu kararına karşı tarafların itiraz etmemesi üzerine karar 20-05-2011 tarihinde kesinleşmiş oldu.

ANNE SAYMAZ 3 ÇOCUĞUYLA YAŞAM MÜCADELESİNİ SÜRDÜRDÜ

Mahkeme kararı sonrası 11,12 ve 13 yaşında olan 3 çocuğuyla Arhavi ilçesinde yaşam mücadelesi sürdüren Gülay S.'nin, 11 yaşındaki en küçük çocuğunun mahallede ki bir bakkal dükkanının kasasından arkadaşlarıyla (40 TL) para çalmasıyla yaşamı adeta alt üst oldu.

Rize İnsan Hakları Temsilciliğine başvurarak yardım isteyen anne Gülay Saymaz, müracaat dilekçesinde yaşadıklarını şu şekilde aktardı:

"Eşimden ayrılarak çocuklarımla memleketim olan Artvin'in Arhavi ilçesine geri dönerek yaşamaya başladım.

İş bulamadım çünkü okumam yazmam yoktu. Babamın emekli maaşı ile Artvin Sosyal Yardımlaşmadan aldığım paralarla çocuklarımı bakmaya ve okutmaya başladım.

Bir gün polis memurları çocuğumun bir bakkal dükkânından para çaldığını söyleyince adeta şok oldum. Bakkal sahibine giderek çocuğumun çaldığı paranın miktarını sordum; bana önce 40 TL dedi, sonra 400 TL deyince ben de 400 TL parayı polis merkezine giderek ödedim. Bakkal sahibi, sonrasında bana 4 bin lira parasının kaybolduğunu söyleyerek adeta fırsatçılık etti. Ancak ben tutanakla ilk söylediği rakamı teslim etmiştim.

'BAKKAL DAVACI OLDU, OĞLUM HAKKINDA DAVA AÇILDI'

Parayı ödememe rağmen bakkal sahibi oğlum hakkında davacı oldu ve Arhavi Asliye Hukuk Mahkemesi (Çocuk Mahkemesi sıfatıyla) ilgili savcılığın talebi doğrultusunda 30.06.2016 tarihinde dava açtı.

Bu dava kapsamında mahkeme İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bir yazı yazarak "Suça sürüklenen çocuk hakkında sosyal inceleme raporu" düzenlemesi için bilirkişi görevlendirilmesini istedi. Millî Eğitim Müdürlüğü bilirkişi olarak Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen M.A.'yı görevlendirdi.

'REHBER ÖĞRETMEN HAYATIMI MAHVETTİ'

Rehber öğretmeninin hazırladığı raporda "Gülay S.'nin Türk aile yapısına uygun ve ahlaki değerlerle bütünleşen bir yaşantısının olmadığı, ekonomik kazancını yüz kızartıcı biçimde elde ettiği ve yalan, dolandırıcılık, iftira gibi davranışları yaşam şekli haline getirdiğini, komşularından Gülay Saymaz ve Ozan E. ile ilgili bilgi alınmak istendiğinde görüşmeyi reddedip "O kapı sağlam kapı değil, oradan hayırlı iş çıkmaz, orda çocuk da yetişmez, onlar hakkında konuşmam" şeklinde rapor hazırladığını söyleyen Gülay S. rehber öğretmeninin bu raporu sonucu , mahkemenin oğlumu 6 ay süre ile benden almasına sebep olduğunu. Söyledi.

"OĞLUM ARTVİN'DE İŞKENCE ÇEKTİ"

Mahkemenin bu kararı sonrası hukuk mücadelesi başlatan anne Gülay Saymaz, kararın ardından gelişen süreci şu şekilde aktardı: "Mahkemenin kararı sonrası evde kalan diğer iki oğlumla çok büyük bir hüzün yaşadık. Şok olduk. Oğullarım büyük üzüntü duydu. Olup bitene inanmak istemediler. Diğer çocuklarımın da yaşı küçük Devlet o zaman onları da benden alsın baksın.

'OĞLUM 15 GÜN KARANLIK ODADA TUTULDU'

Oğlum Artvin Sosyal Hizmetler Yurdu'na götürüldü. Orada 15 gün kaldı ama adeta işkence hayatı çekti. Oğlumla konuştum, hatta ses kayıtlarını bile yaptım, oğlumun bana anlattıklarına inanamadım. Daha iyi eğitilecek olan, daha iyi bakılacağı söylenen oğlum 15 gün karanlık odada yaşam sürdürdü. Anlattıklarını hep kaydettim oğlum, orada çok mutsuz olduğunu, eve gelmek istediğini söyledi ancak tüm müracaatlarım boşuna, mahkeme kararı olduğu, o nedenle oğlumu bana veremeyeceklerini söylediler.

'6 AY DOLDU, ÇOCUĞUMU HALA VERMEDİLER'

Oğlum 15 gün Artvin'de kaldıktan sonra Tekirdağ Süleymanpaşa Sevgi Evleri Çocuk Yuvası ve Kız Yetiştirme Müdürlüğü'ne götürüldü. Burada hocalarıyla görüştüm, oğlumun yanıma gelmek istediğini söylediler. Oğlumla görüştüm, "Anne beni al buradan" diyor. Altı ay doldu nerdeyse bir yıl olacak ancak oğlum hala bana verilmedi. Yasa gereği oğlumun oturduğum Rize iline yakın bir ile gönderilmesi için dilekçe verdim ama aylar oldu dilekçeme hala cevap alamadım. Şimdi ise oğlumun akiibeti belli değil aradığımda bana verilen cevap şu "oğlundan 5 gündür haber alamıyoruz" benim oğlumun başına bir şey mi geldi ne oldu diye merak ediyorum.Evde kalan 2 oğlum kardeşlerini göremedikleri için üzgünler, psikolojileri bozuldu. Ben ise hangi kapıyı çaldıysam elim boş geri geldim. Aylardır uğraşıyorum ama çocuğumu alamıyorum, bu nasıl adalet?"

'REHBER ÖĞRETMEN HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUM'

Kendisi hakkında rapor hazırlayan rehber öğretmeni hakkında "yalan ve gerçek dışı iftiralarda bulunduğu" gerekçesiyle suç duyurusunda bulunduğunu söyleyen Gülay S. "Öğretmenin hazırladığı rapor beni çok aşağılamıştı. Rapor baştan sona kadar yalan dolan ve iftira ile dolu. Bir kere benim sabıka kaydım yok (ilgili savcılıktan sabıkası olmadığına dair aldığı kayıtları gösteriyor). Hırsızlığım nerede görülmüş? Bu konuda nerede, hangi mahkemede yargılanmışım? Raporda bir komşumun hem konuşmak istemediğini belirterek hem de onun konuştuklarını aktararak benim "geçimimi yüz kızartıcı işlerle sağladığımı, bunu yaşam biçimi haline getirdiğimi" belirtiyor.

Benim yüz kızartıcı bir suçu işlediğimi nasıl belgelemiş bu öğretmen? Bu ülkede dul kalan her kadının çocuklarıyla tek başına yaşam mücadelesi sürdürmesi neden yüz kızartıcı bir suç olarak görülüyor?

Ben babamın emekli maaşı, sosyal yardımlaşmadan aldığım yardım ve özelde çalışan büyük oğlumun aldığı maaş ve bazı aile yakınlarımın katkılarıyla 3 gencecik çocuğumu okutmaya, büyütmeye, onlara bugüne kadar annelik etmeye çalıştım. Onları utandıracak hiçbir ahlaksızlığın içerisinde olmadım, olmam da. Ben yaşamımda eşinden sürekli şiddet gören bir kadınım, bundan sonraki yaşamımı çocuklarımı adamışım.

Diğer çocuklarımın yaşları da tutmuyor, onlar da reşit değil madem, ben iyi bir anne değilim madem peki onlar neden benden alınmadı merak ediyorum?" dedi.

'SAVCILIK KOVUŞTURMAYA YER YOK DEDİ, ANAYASA MAHKEMESİ'NE GİTTİM'

Saymaz; "Şikâyetim sonrası savcılık kovuşturmaya yer olamadığına dair karar aldı. Ben çocuğumu alana kadar hukuk mücadelemi sürdürmeye kararlıyım. Anayasa Mahkemesi'ne başvurdum, İnsan Hakları Derneği'ne başvurdum. Türkiye'den sonuç alamazsam Avrupa İnsan Hakları mahkemesine kadar gideceğim ben çocuğum olmadan asla yaşayamam" diyerek 6 aylık sürenin dolduğunu ve çocuğunun kendisine verilmesi gerektiğini söyledi.

İHD: OLAYIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ

İHD Rize temsilcisi Günay Karafazlı, "Anne Gülay Saymaz Rize İHD temsilciliğimize dilekçeyle başvuru yaptı. Bu başvuruyu derneğimizin genel merkezine ilettik. Derneğimizin çocuk komisyonu anne Saymaz'ın sunduğu bilgiler ve belgeler doğrultusunda çalışma sürdürüyor ancak ortada bir mahkeme kararı var. Mahkemenin koyduğu 6 ay gibi bir süre dolmuş bu durumda çocuğun anneye verilmesi gerekir veya mahkeme yeniden bir karar alması gerekir ki böyle bir kararın alınmadığını görüyoruz.

Eşinden şiddet gördüğünü iddia eden, çocuklarıyla normal bir yaşam sürdüren bir annenin iddia ettiği gibi hakkında somut olmayan bir takım ahlaki suçlamalarla karşı karşıya kalması ve bu gerekçelerle annesinden ayrılmak istemeyen bir çocuğun annesinden alınmasını doğru bulmuyoruz.

Bu yaşananlarda, ülkemizde eşinden sürekli şiddet gören ve ayrılan bir kadına devletin bakış açısını görmek de aslında mümkün. Onun bunun demesiyle bir kadın çok çabuk ahlaksız ilan edilebiliyorsa burada düşünmek ve sorgulamak lazım. Biz İHD olarak 3 yaşı tutmayan çocuğuyla zor şartlar altında yaşam mücadelesi veren Gülay Saymaz annenin yanındayız ve olayın takipçisi olacağız" dedi.

https://www.evrensel.net/haber/334587/cocugu-elinden-alindi-simdi-kendisinden-haber-alamiyor

 
a45UyF587661-171008150226 Oraj Poyraz At Alpinaasia oraj_poyraz@alpinaasia.com
2017/10/08  15:05 1  39  3-ekim-dernegi@googlegroups.com


 

Yasamin gayesi;hosa gitmeyen seylerden kacmak degil,hosa gitmeyen seyleri yenmektir.

Forester

( Hadisin ravilerinden ) A mes rahimehullah der ki :
Bildirildi k i, cehennemliklerin Malik e yalvarmalari ile Malik in onlara verdigi cevap arasinda bin yillik zaman gececektir. Cehennemlikler , bu sefer aralarinda :
Rabbinize dua edin, sizin icin O ndan daha hayirli kimse yok ! diyecekler ve elbirlik soyle yakaracaklar :

Cehennemle ilgili hadis. Sahihmis bilenler denetlesin.

Yildirim KOC - Seyh Bedrettin ve Thomas More!

Seyh Bedrettin ve Thomas More!
Tum omrunu gerici Katolik kilisesinin cizdigi sinirlar icinde ve somurucu Ingiliz hakim siniflarina hizmetle geciren buyuk humanist Thomas More u (1478-1538) degerlendirirken, donemin sartlarini dikkate almak gerekir.
Thomas More dan 100 once Anadolu da sinifsiz ve somurusuz bir dunya icin zulme baskaldiran ve bu yolda hayatini feda eden yigit devrimcilerin basinda Seyh Bedrettin, Borkluce Mustafa ve Torlak Kemal geliyordu. Anadolu nun boyle yigit devrimcileri varken, tum yasami boyunca somuru duzenine hizmet eden ve Katoliklik icin hayatini veren Thomas More a tarihte esine az rastlanan buyuk bir devrimci demek dogru mudur?

KADINDAN GAYRI HERSEY ORTAK!
Seyh Bedrettin 1358 yilinda Edirne yakinlarindaki Simavna da dogdu.
Seyh Bedrettin in goruslerini Furuzan Husrev Tokin, Turkiye de Halk Hareketleri kitabinda soyle ozetlemektedir:
Tanri, dunyayi yaratmis, insanlara bagislamis.
Yiyecek, icecek, giyecek, toprak, davar ve butun toprak urunleri, kamu nun ortaklasa hakkidir.
Insanlar yaratilistan esittirler.
Birinin servet toplayip biriktirmesiyle digerinin ekmege bile muhtac olmasi tanrisal maksat a aykiridir.
Nikahli kadinlar ortaklik kurallarinin disindadir.
Bu birlik disinda kalan her sey, insanlarin ortaklasa malidir.
Ben senin evinde kendi evim gibi oturabilmeliyim.
Sen benim esyami kendi esyan gibi kullanabilmelisin.
Emlakimize karsilikli sahip olabilmeliyiz.
Tanri, ortaya koydugu kanunlardan hakki ile faydalanabilmesi icin insana akil ve anlayis vermistir.
Herkes kendi aklinin cevresi icinde Tanri nin emirlerini kabul eder.
Birinin cevresi, inanci digerlerine benzemedigi icin zor ve sertlik gostermek dogru degildir.
Dusunce, vicdan ozgurlugu, tabiat duzeninin verimidir; onun icin zorbaligin etkisinden korunmustur.
Gerek Muslumanlikta, gerek Hiristiyanlikta bilginlerin ve papazlarin yanlislari ile nice kotu seyler konmustur; bunlar kaldirilirsa dinler bir olur.
Musluman, Hiristiyan, Musevi, Mecusi, hep tanri kuludur, birdir, kardestir.
Aralarinda sevgi ve kardeslik bulunmasi sarttir.
Onlarin kaynasmasi ve muhabbetleri sayesinde Hak kotulugu yener.
(...) Haksizligin ve zorbaligin elinde bulunan bir hukumetin saldirilarini hos gormek ve emirlerine uymak hic bir zaman dogru degildir.
Saray, saltanat, yeniceri ve savas hep haksizligin eseridir.
Tekkeler, dervisler, bilginler de haksizligin ve zorbaligin urunleridir.
Onlar da haksizliga ve zorbaliga alet oluyorlar.
Hukumet, zaman-i saadet de (Islamiyetin ilk devirlerinde) oldugu gibi, millet tarafindan secilmelidir.
Herkes tam bir ozgurluk icinde kendi dusunce ve davranisinin sahibi olabilmeli, komsusunun davranislarina ve inancina saygi gostermelidir.
(s.37-38)
Thomas More un Utopya sindaki humanizm mi daha ileri, ondan yuzyil once Seyh Bedrettin in savunduklarindaki mi?

SOMURUYE KARSI BASKALDIRI
Seyh Bedrettin in yoldaslarindan Torlak Kemal, Manisa yoresinde ve Borkluce Mustafa, Aydin Karaburun da ayaklanma orgutledi. Her din ve kokenden yoksul insanlar, kadinlardan gayri herseyin ortak mulkiyette olmasi icin ayaklandi. Yenildiler. Borkluce Mustafa bir carmiha civilendi, bir deve uzerinde koy koy, sehir sehir dolastirildi.
Seyh Bedrettin ise Deliorman a cekildi. Buyuk bir Turkmen kitlesini ayaklandirdi. Yenildiler.
Daragacina cikarildiginda son sozleri sunlar oldu:
Kainata baktim, Tanri ya benziyor. Kendime baktim, aynen Tanriyim. Cekin ipimi.
Seyh Bedrettin in kemikleri 1924 yilinda Sultan Mahmut turbesine defnedildi.
I$iklar icinde yatsinlar.

Yildirim KOC - 18 Nisan 2016 - Aydinlik
http://www.dunya48.com/yildirim-koc/27953-yildirim-koc-seyh-bedrettin-ve-thomas-more


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder