12 Nisan 2019 Cuma

Yıl 1890...


Yıl 1890...





II. Abdülhamit'in hükümdarlık dönemi. İsviçreli Bomonti Kardeşler Feriköy'de ve Vasil isminde bir Yunanda Şişlide bira imalathaneleri kurdu. Üretmekle kalmadılar; bahçelerinde halka satış yaptılar.

İki yıl sonra…

O tarihte Osmanlı egemenliğindeki Selanik'te de "Olimpos Bira ve Şampanya Fabrikası" açıldı. Sahipleri Osmanlı vatandaşı Mizrahi ve Fernandez adlı Allatini Kardeşler idi. Kurucuların "arz tezkiresi"ne olumlu yanıt veren

II. Abdülhamit'ti…

Bira işi kazançlıydı. Osmanlı birayı sevmişti.

Bomonti Kar

deşler imalathaneyi fabrikaya dönüştürdü; sermayelerini hep artırdı. Üstelik işletmelerine soğuk hava tesisleri ilave ederek "alt fermantasyon" bira imal etmeye başladılar. Yılda 7 milyon litre bira üretiyorlardı. Ve zamanla üretimi 10 milyon litreye kadar çıkardılar.

Sadece İstanbul değil; Trakya ve Marmara Körfezi kıyılarından Eskişehir'e kadar uzanan bölgede "Bomonti Bira Bahçeleri" kurdular.

Oluk oluk para kazanınca rakiplerin çıkması kaçınılmazdı.

İstanbul Büyükdere'de "Nektar Biracılık" 1909'da kuruldu. Bira imalatında memba suyu kullanarak kısa sürede pazarda iyi pay sahibi oldular. İkram ve Sabah gazetelerine reklam vermelerinin bunda payı vardı kuşkusuz.

İki şirketin birbiriyle giriştiği rekabet bira fiyatlarını hayli düşürünce iki firma daha fazla zarar etmemek için birleşme kararı aldı; 1912 yılında "Bomonti-Nektar Birleşik Bira Fabrikaları" kuruldu. İşleri büyüttüler; "Aydın Bira Fabrikası"nı açtılar. Bomonti-Nektar sadece bira ile sınırlı kalmadı ve İzmir'de ilk rakı fabrikalarını kurarak büyüdüler.

Keza Osmanlı'da…

1911'de kurulan "Milli Bira Fabrikası Osmanlı " ve 1919'da kurulan "Büyük Sulh Bira Fabrikası" gibi işletmeler faaliyete geçti. Mehmet Sabit Bey veya Ata Rauf Bey gibi Müslümanlar yöneticilik yaptılar.

Çamlıca Belediye Bahçesi ve Tepebaşı Belediye Bahçesi gibi resmi kurum olan belediye bahçelerinde bira içiliyordu. Bomonti birası 40 para ve Avrupa birası ise 5 kuruştu!

Kuşkusuz Osmanlı'da Müslümanlara içki yasaktı. Bira fabrikalarında çalışan 367 kişinin kaçı Müslüman bilmiyoruz. .

Osmanlı'da bira içenlerin ne kadarı Müslüman bilmiyoruz.

Ama…

Biraya "Fatma ananın helvası" diye şifreli bir isim verildiğini biliyoruz.

Osmanlı'da ortalama 8-9 milyon litrelik birayı tüketecek gayr-i müslim olmadığını biliyoruz!

Osmanlı döneminde/ 1910 yılında 11 milyon litre bira tüketim düzeyine Cumhuriyet döneminde ancak 1943'te ulaşıldı ...



- - - - - - - - - - - - -

a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Egemenlik verilmez alinir.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

89. DOGU MASALI

Bagdat'a yakin bir yerde, evliya olmakla taninmis bir dervis gonlundeki yalnizlik kosesinde sessiz bir hayat suruyordu. Cevre halki, duasini almak icin ona her gun erzak ve hediye tasimakta can atiyordu. Kutsal adam, kendisini her gun nimet ve iyiliklerine bogan Tanrinin lutfuna tesekkurden geri kalmiyordu. "Ey Allahim, insan kullarina senin sevecenligin ve iyiligin, dil ile anlatilmayacak kadar coktur! Vucut ve varliginin bana her gun verdigi nimetlere hak kazanmak icin ben ne yaptim? Ey yerin ve gogun padisahi, ey evrenin sevecen yaradani! Hangi yuceltici kelimeyle senin lutuf ve iyiliklerinin sukranini hakkiyla yerine getirebilirim? Ya rab! Insan evladi icin senin iyiliklerin, lutuflarin ne kadar buyuktur!" diyordu.

Allah'a karsi sukran duygusuyla coskulu olan, yalnizligi seven bu kutsal kisi, yedinci kez hacca gitmeye niyet etti. O sirada Turklerle Iranlilar arasinda surmekte olan savas,

Allah korkusundan kaynaklanan niyetinin uygulanmasini erteleyemedi. Allah'a tam guvenle yola cikti. Herkesi kendisine hurmet ettiren kiyafetinin saldiridan korumasi ve himayesi altinda, bir engelle karsilasmaksizin askeri birlikler arasindan gecti.

Herhangi bir sekilde rahatsiz edilmek soyle dursun, her adimda iki dusman tarafin askerinden saygi goruyor ve yuceltiliyordu. Sonunda yorgunluktan bitkin dustu, gunesin yakici isigina karsi siginacak bir yer aramak zorunda kaldi. Yani basinda berrak bir su akan hurma agaclarinin golgesini buldu. Huzur ve sessizligi ancak sularin hisiltisi ve kuslarin civiltisiyla bozulan bu ucra yerde, veliyullah, yalnizca cennet gibi bir siginak bulmakla kalmamis, leziz bir yiyecek de bulmustu. Hurmalari ve baska leziz meyveleri toplamak icin elini kaldirmasi yeterliydi. Irmaktaki saf, berrak ve serin suyla susuzlugunu gideriyordu. Yesil cimen, onda, hos bir dinlenme uykusuna yatma istegi uyandirdi.

Uyandiginda abdest aldi ve kendinden gececek olcude heyecan ve sevincle, "Ya rab! insan evladi icin senin nimetlerin ne kadar buyuk ve sayisizdir!" dedi. Karni doymus, dinc ve sen olarak yine yola koyuldu. Gozune, dallari meyvelerle dolu agaclar, ciceklerle bezenmis yamaclar, zumrut gibi yesil cayirlar sunan guzel bir diyarda yoluna bir sure devam etti. Bu manzaraya hayran olan veliyullah, insan turunun mutluluk nedeni ve refahiyla her yerde ilgileniyor gorunen cenabi Allah'in comertligini ovmekten ve yuceltmekten bir an geri kalmiyordu.

Biraz ilerde, asilmasi zor daglara rastgeldi. Ancak daglarin en yuksek noktasina varinca onunde korkunc bir manzara buldu. Ruhu dehset ve korku icinde harap oldugu halde, atesin ve kilicin yikici etkisiyle dolu, issiz bir ova gordu ve gozden gecirdi. Ova birkac gun onceki kanli savasin eseri olarak yuz binden cok insan cesediyle ortuluydu! Topragin ustune serpilmis insan olulerini kartallar, akbabalar, kargalar, kurtlar, alabildigine yiyor, parcaliyorlardi. Bu manzara, bizim haci efendiyi ezilmis, boynu bukuk dusunceye bogdu.

Allah ona, ozel bir lutuf olarak, hayvanlarin dilini anlamayi bagislamisti. Insan etiyle karnini iyice doyurmus olan bir kurdun sevincle soyledigi sozleri isitti. Kurt soyle diyordu: "Ey Allahim! Kurtogluna senin guzel nimetlerin, iyiliklerin ne kadar buyuk ve sayisizdir! Bizim icin pek tehlikeli olan bu igrenc insan evladina, senin basiretli, hikmet ve iyiligin bir cilginlik, bir delilik ofkesi gondermek ozeni ve lutfunda bulunur. Yarattiklarinin bekcisi olan tanrisal iyiliklerinin bir eseri olarak, bu insan evladi, irkimizin bu yikicilari, birbirlerini bogazlar, bu suretle bize gosterisli yemekler hazirlar. Ey Tanri, senin nimetlerin kurt soyu icin ne kadar buyuk ve sayisizdir!"

- - - - - - - - - - - - -
Buyuk Birader seni izliyor.

George Orwell1984

- - - - - - - - - - - - -
Ben hakikatin dostuyum, cile cekmenin degil.

VOLTAIRE (Francois-Marie Arouet) (1694-1778) Fransiz yazar ve filozof.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder