12 Nisan 2019 Cuma

DENİZ ARSLAN : SAĞLIK PERSONELİ SURAT YAPMAKTA HAKSIZ MI?



DENİZ ARSLAN : SAĞLIK PERSONELİ SURAT YAPMAKTA HAKSIZ MI?

"İftar bitti 510 numaranın gelmesine yaklaşık 10 dakika var. Herkes hazır mı?" diye sordu Kıdemli doktor.

Yemeklerden son lokmalar hızlıca çiğnenip yutuldu bardakların dibinde kalan çaylar yudumlandı stetoskoplar boyunlara asıldı kapının önünde sigara içenler son fırtlarını çektiler. Henüz yakmamış olan bir iki kişi "Yeterince vakit var mı?" diye saatlerine baktı.

İçerde önceden yemek yemiş olanlar Tansiyon aletlerini temizledi enjektör stoklarını pansuman malzemelerini tentürdiyot alkol ve oksijen sularını kontrol edip eksikleri tamamladı Kan tüpleri ve turnikeler sıralandı kapının girişindeki bir kaç sedye kenara çekildi tekerlekli sandalyeler nizama sokuldu.

Artık ben hariç herkes hazır bir şekilde kapıya doğru bakıyordu.

Bursa Çekirge Devlet Hastanesi Acil servisinde İlk nöbetimdi ve ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Ancak ortamdaki gergin hava nedeniyle de kimseye "Ne var ne oluyor kimi bekliyoruz?" diye soramıyordum.

Kıdemli uzman kolundaki saati kontrol etti. Yanındaki hemşireye dönüp "Geciktiler. . " dedi. Sonra tekrar ana kapıya doğru kafasını çevirip bakmaya devam etti.

Az sonra hastanenin ana kapısından içeriye doğru koşar adım giren sakallı genç bir erkek göründü.

"Geldiler!" diyen ses ile beraber herkes telaşla ayaklandı.

Gelen kimdi? Niye bu kadar heyecan olmuştu?.

Genç erkeğin arkasından belini tutarak gelen genç bir kadın onun arkadından şapkalı bıyıklı orta yaşlı bir adam ve yaşından beklenmeyecek çeviklikte hızla yürüyen kilolu bir teyze bir birlerini zorlayarak aynı kapıdan girmeye çalıştılar.

Teyze kilolu gövdesinin avantajı ile diğerlerini birer yana ittirerek onlardan önce içeri geçti.

Onların peşinde ağlayan çocukları ile çeşitli yaştaki kadınlar mutsuz yüz ifadesi ile yaşlı amca ve teyzelere refakat eden genç orta yaşlı kadın ve erkekler ittire kaktıra kapıdan içeri girdiler.

Acil servis birden ana-baba günü gibi olmuştu.

Az önce adeta 100 metre dünya rekoru kırarak koşan teyze içeri girer girmez inlemeye "ölüyorum yetişin" diye bağırmaya başlamıştı.

Bizler u hastanın tansiyonunu şunun EKG'sini ölçün ötekinin kanını alın köşedekine damar yolu duvar dibindekine pansuman yapın" diyerek talimatlar veren kıdemli doktorun söylediklerini yapmaya çalışırken sakallı genç bir erkek bileğimden tuttu. "Başım çatlayacak gibi ağrıyor ölüyorum. Bana bakmayacak mısınız?" dedi. " Ne zamandır ağrıyor?" dedim. " 3 gündür ağrıyor ama ancak bu gün gelebildim" dedi.

Az ötedeki yaşlı amca dizinin üstüne kadar pantolonunun paçasını çekmiş dizini ovarken etrafa bakınıyordu.

"Amca neyin var?" dedim.

" Dizim ağrıyor evladım" dedi.

"Ne zamandır?" dedim.

"3 aydır" dedi.

"Amca 3 aydır niye doktora gitmedin?" dedim.

"Evladım kaç defa gittim ama protez dediler. Ben de ameliyat olmak istemedim. " dedi.

"Peki şimdi niye geldin?" dedim.

"Hele bir tamoğrafi çekin de bir bakın bu ağşam ağrısı çok fena" dedi.

Eşinin başını ovarak başında beklediği orta yaşlı abla beni görünce inleme volumünü arttırarak " "Gripten başımı kaldıramıyom. Bir serum takın" dedi. "Doktor bey sarı seron daha iyi geliyor. Hemen ağrısı geçiyor" diye ekledi kocası.

Ötede hafif ishali olan çocuk 3 gündür öksüren adam 5 gündür başı dönen teyze yemekten sonra halsizlik çöken amca... vs vs. . bir sürü ıvır kıvır hasta vardı.

Gerçekten "acil" diyebileceğimiz bir göğüs ağrısı ve bir yüksekten düşmeyi saymazsak çoğu hasta acil değildi.

O hastalar ve onlardan sonra gelen kalabalık gruplar istedikleri tedavileri olduktan sonra gittiler.

Saat artık gece yarısını geçiyordu. İnleyen ağlayan kalabalık gitmiş bir iki gözlem hastası dışında kimse kalmamıştı.

Kıdemli Doktorun aralarında olduğu bir grupla beraber personelin getirdiği çayı içmek için odada oturma fırsatı bulmuştuk. "Artık bu saatten sonra gerçekten acil olanlar gelir" diye bize baktı kıdemli. Biraz durduktan sonra "O da sabaha kadar en fazla 10 kişi olur. Hadi bir kısmınız gidin dinlenin" diye devam etti.

"Abi bir şey sorabilir miyim?" dedim.

"Sor tabii" dedi.

"510 nedir?" dedim.

Bir kahkaha attı. Ona odadaki diğerleri de katıldı.

"510 buraya gelen otobüsün numarası. İftar saatinde kimse gelmez. Millet yemeğini yer çayını sigarasını içer sonra 510'a atlar buraya gelir" dedi.

"İyi de abi burası Acil servis. Gerçek hasta yemeği bekler mi?" dedim.

"Senin de gördüğün gibi gelenlerin çoğu gerçekten acil hasta değil. Çoğu gün içinde branş uzmanları tarafından değerlendirilmesi gereken poliklinik hastaları. 'Acile gideyim de orada film tahlil çabuk çıkar işimi çabuk gördürürüm' diye düşünüyorlar. Bazısının da onları gündüz hastaneye götürecek kimsesi yok. Çocukları eşleri işten gelince onları buraya getirir" dedi.

Aradan 20 yıl geçti.

Bir şey değişti mi? HAYIR

Hala pek çok kişi Acil Servisleri "işini daha çabuk gördürme" "sarı seron taktırma" "iğne yaptırma" "hızlıca film ve tahlil yaptırma" yeri olarak görüyor. Bir gece de binler ikibinler üçbinlerce insan hastanelere akın ediyor. İşi hemen görülmeyince de "Nerede bu devlet? Hani Sağlık Hizmetleri düzelmişti? Ölüyoruz kardeşimmm!" diye feveran edip doktora hemşireye personele saldırıyor.

İşte bu güruh saldırıya uğrayan sağlık haberlerinin altına " Doktor ve hemşireler neden bize gülmüyor niye surat yapıyorlar niye iyi hizmet vermiyorlar?. İyi ki sizi dövüyorlar" diye yorumları döşüyorlar.

324 Milyon nüfuslu Amerikada bir yılda acile başvuran hasta sayısı 130 milyon 84 Milyonluk Türkiye'de 110 milyon!

Ee? Biz her akşam binbir türlü yalan söyleyen ilgi çekmek için eşine naz yapan yalan yere 'acı çekiyor' numarası ile her türlü tahlil ve tetkikler isteyenleri yapılmayınca da cıngar çıkaranları ne yapalım?

Gerçek hastaları ayırmak için insanları yalan makinesine mi sokalım?

Dr. Deniz Arslan


- - - - - - - - - - - - -

a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Turk milletinin karakteri yuksektir.
Turk milleti caliskandir.
Turk milleti zekidir...
Turk milleti milli birlik ve beraberlik icerisinde guclukleri yenmesini bilmistir Turk milletinin tarihi bir niteligi de guzel sanatlari sevmek ve onda yukselmektir.
Turk milletinin buyuk millet oldugunu butun medeni alem az zamanda bir kere daha taniyacaktir...

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

104. BUTUN DINLER CESITLI DINLERIN TARAFTARLARININ BIRBIRINE KARSIT VE TUMU AYNI OLCUDE AKILDISI VE ABES INANISLARIYLA GULUNC HALE GETIRILMISTIR

Akil ve muhakeme sahibi bir adamin gozunde, yeryuzunu dolduran cesitli dinlerin tumunun budalaligi konusunda ayni ayardaki taraftarlarinin birbiri hakkinda verdikleri hukumler kadar gulunc bir sey yoktur. Hiristiyan, Kuran'i, Muhammed araciligiyla bildirilen tanrisal bildiriyi, "kustahca ruya, tanrisalliga karsi onur kirici iftiralar dokumasi" olarak gorur. Muhammedi de, bir Hiristiyana, "putperest" ve "kopek" der; Hiristiyanin dininde sacmadan, abeslikten baska bir sey gormez. Hiristiyanin ulkesini ele gecirmek ve elde kilic onu Allah'in elcisinin dinini kabule zorlamak hakkina sahip oldugunu sanir. Ozellikle su inanista bulunur ki, bir adama ibadet ya da teslise (Hiristiyanlikta baba-ogul-kutsal ruhtan olusan uclu inanc) inanmak kadar hicbir sey akla aykiri degildir. Tereddutsuz bir adama tapinan ya da teslisin anlasilmasi mumkun olmayan sirrina kesin bir olgunlukla inanan protestan Hiristiyan, katolik Hiristiyanla alay eder. Cunku, bu "katolik" fazla olarak kutsal ekmegin ve sarabin sasirtici bir sekilde Hazreti Isa'nin kanina ve etine donusmesine (transsubstantition) de inanir.

Protestan katolige, "deli, kafir, putperest" der. Cunku katolik, icinde, evrenin yaraticisini gordugunu sandigi ekmege tapinmak icin diz coker. Her mezhepten Hiristiyanlar, hindularin tanrisi olan Vistoun'un tecellisine (incamation) yani insanin yuzunde ortaya cikmasina budalalik gozuyle bakarlar. Iddia ederler ki, tek gercek tecelli, evrenin yaraticisi ve bir marangoz zevcesinin oglu olan Isa'nin sahsindaki tecellidir. Dinin "doga" oldugunu varsayan, gercek dinin yolunu tuttugunu soyleyen deist, hakkinda hicbir fikre sahip olunmayan bir Allah'i kabul ettigini hikaye eder ve kendisinde butun dunyanin dinleri tarafindan ogretilen sirlarla alay etme hakkini bulur. 105.

- - - - - - - - - - - - -
Snowball, Bak yoldas, demisti.
Senin onsuz edemedigin kurdele, koleligin simgesidir.
Ozgurlugun kurdelelerden cok daha degerli oldugunu kafan almiyor mu?

George OrwellHayvan Ciftligi

- - - - - - - - - - - - -
Suclu olmaktan baska bir secenegim yok... eger masumsak, Tanri'nin nasil bir sey oldugunu dusunemiyorum.

MACLEISH,ARCHIBALD (1892-1982) ABD'li sair, oyun yazari ve Kongre Kutuphanecisi.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder