13 Nisan 2019 Cumartesi

Bu gün öne çıkan bazı haberler... 2019-04-13 -2

  1. HAKİMLER AKP VE MHP'LİLERİN OY SAYIMINI BASTIĞI ANLARI ANLATTI
  2. Fatih Altaylı: Bugün yazı yok tazminat ödemek istemiyorum
  3. Ünlü yatırımcıdan Albayrak'a tavsiye
  4. Suriye'nin Hama kenti yakınlarına füze saldırısı: Hava savunma sistemleri karşılık verdi
  5. Afganistan'da savaş suçlarının soruşturulması talebi reddedildi
  6. Doğu Perinçek yazdı: Yedi iklimdeki Hz. Muhammed
  7. Soner Polat : Seçim sonrasında Türkiye
  8. Miyase İlknur : Havuz medyası kapalıysa Ardahanlı Fasbuk var


HAKİMLER AKP VE MHP'LİLERİN OY SAYIMINI BASTIĞI ANLARI ANLATTI

Dün akşam saatlerinde Maltepe'de oy sayım işlemi sırasında AKP ve MHP'lilerin salonu basmasına ilişkin hakimler tarafından tutulan tutanak ortaya çıktı.

13-04-2019

Hakimler AKP ve MHP'lilerin oy sayımını bastığı anları anlattı

Maltepe İlçe Seçim Kurulu'nun dün yeniden oy sayım işlemi sırasında yaşanan arbedeye dair tuttuğu resmi tutanak ortaya çıktı.

CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş dün İstanbul'un Maltepe ilçesinde oy sayımı sırasında yaşanan arbedeye ilişkin şte AKP ve MHP'nin yalanını ortaya çıkaran resmi belge" diyerek hakimlerin tutacağı yazdığı tutanağı paylaştı.

Barış Yarkadaş şte AKP ve MHP'nin yalanını ortaya koyan resmi belge. AKP ve MHP'lilerin saldırısına uğrayan hakimler olayların başladığını anlatıyor. Hakimler AKP ve MHP'lilerin salonu bastığını tutanakta şu şekilde anlatıyor" açıklamasında bulundu.

https://gazetemanifesto.com/2019/hakimler-akp-ve-mhplilerin-oy-sayimini-bastigi-anlari-anlatti-256285/

================================

Fatih Altaylı: Bugün yazı yok tazminat ödemek istemiyorum

Habertürk yazarı Fatih Altaylı "Bugün yazı yok. Bir kez daha anamı ağlatan bir tazminat ödemek istemiyorum" ifadesini kullandı.

13.04.2019

Fatih Altaylı: Bugün yazı yok tazminat ödemek istemiyorum

Fatih Altaylı Habertürk'te "Dersimi aldım bugün yazı yok" başlığıyla yayımlanan yazısında sekiz yıl önce yazdıklarını okurlarına aktardı.

Altaylı'nın yazısı şöyle:

"Sevgili okurlar

Bu yazacaklarım yaklaşık 8 yıl önce yazılmış bir yazımdan alıntıdır:

'Bundan yıllar önce Yüksek Seçim Kurulu (YSK) hakkında ağır bir yazı kaleme aldım.

Biliyorsunuz Yüksek Seçim Kurulu hâkimlerden oluşur.

YSK üyeleri beni dava ettiler.

Ankara'daki avukatımız galiba Şahin Mengü'ydü arayıp haber verdi.

'Gelip ifade vermem gerekiyor mu?' diye sordum.

'Gerek yok. Bu celse çağrı çıkar. İkinci celse gelip ifadeni verirsin' dedi. Dava günü öğle saatlerinde telefonum çaldı. Arayan davaya bakan avukatlardan biriydi.

'Gelip ifade vermenize gerek yok' dedi.

'Ne oldu dava mı düştü?' dedim.

'Yok mahkûm oldunuz' dedi.

'İlk celsede mi?' diye sordum.

'Evet ilk celsede. Tam 11 dakika sürdü. '

İnanamadım. 'Savunma alınmadan mahkûmiyet mi olur?' dedim.

Avukat 'Merak etmeyin Yargıtay'dan döner. Bizce de olmaz' dedi.

'Ne zaman döner Yargıtay'dan' diye sordum.

'En az 1 yıl belki daha fazla' dedi.

10 veya 15 gün sonra aradı.

'Yargıtay da onadı' dedi.

'Hani en az bir yıl sürerdi?' diye sordum.

'Vallahi anlamadık. Hâkimler arası dayanışma herhalde' dedi. '

Evet sevgili okurlar bu anlattığım o dönem yazdığım Hürriyet gazetesinin avukatlığını yapan Şahin Mengü ile aramda geçen diyalog ve jet hızıyla mahkûmiyetimin hikayesidir.

O gün Yüksek Seçim Kurulu'nun 11 üyesine hayatımda ödediğim en yüksek tazminatı ödedim.

'Peki bu eski yazıyı ve olayı niye hatırlatıyorsun' diyeceksiniz.

O gün dersimi aldığım için bugün yazı yazmama kararı aldım.

Bugün yazı yok.

Bir kez daha anamı ağlatan bir tazminat ödemek istemiyorum. "

================================

Ünlü yatırımcıdan Albayrak'a tavsiye

Gelişmekte olan ülke ekonomileri konusunda uzman ekonomist Timothy Ash Twitter üzerinden Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'a "Yatırımcı toplantılarıyla vakit kaybetme doğrudan IMF'ye git" tavsiyesinde bulundu.

13.04.2019

Ünlü yatırımcıdan Albayrak a tavsiye

Ünlü yatırımcı Ash Twitter üzerinden yaptığı açıklamada "Albayrak'ın yerinde olsaydım Washington'daki yatırımcı toplantılarını iptal eder S-400 meselesini çözmeye odaklanır IMF ile oturur yeni IMF programın nasıl şekillendirileceğini netleştirirdim. D. C. 'de başka konularla vaktinizi boşa harcamayın" ifadelerini kullandı.

Washington'da bulunan ve Albayrak'ın G-20 Dünya Bankası ve IMF toplantıları için ABD'de olduğunu duyurduğu paylaşımı retweet eden Ash Türkiye ekonomisi ve izlenmesi gereken politikalara ilişkin şu değerlendirmeleri yaptı:

- Türkiye-Albayrak'ın programı güven vermekte başarısız olunca lira tekrar zayıflama trendine girdi. 2018'den çıkartılması gereken yegane ders varsa o da Merkez Bankası'nın politika faizini artırarak bu virajı dönmesi gerektiğidir. İstanbul seçimlerinin ve S-400 meselesinin çözülmesi ve/veya IMF desteği alınmasına ihtiyaç var.

- İstanbul seçimlerindeki durumu ve S-400 konusunu hızla çözmeleri gerekiyor ve bunu yaparlarsa faiz artırımından kaçınabilirler. Ama S-400'ler konusunda yakında bir çözüm görünmüyor gibi. Eğer bu konu çözülmezse Türk lirası birşey yapılmadığı takdirde değer kaybeder.

Şu anda Washington'dayım ve Türkiye'ye ilişkin hissiyat — ABD ilişkileri açısından — çok kasvetli ve endişeli. Fakat S-400'lerin sevkiyatı olması ve Türkiye'ye yatırım uygulanması çekinceler arasında. Fakat haklısın (Egemen Candır'ın paylaşımına cevaben) tek umut Erdoğan-Trump kimyasının bu gerilimi uçurumun kenarından geri döndürmesi.

================================

Suriye'nin Hama kenti yakınlarına füze saldırısı: Hava savunma sistemleri karşılık verdi

Hama'nın kuzeyindeki Masyaf bölgesinde şiddetli patlamaların meydana geldiği bildirildi. Suriye medyası hava savunma sistemlerinin 'düşman füzelerine' karşılık verdiğini duyurdu.

Cumartesi 13 Nisan 2019 07:46

Hama kentinin kuzeyindeki Masyaf bölgesinin füzelerle hedef alındı.

Suriye devlet televizyonu hava savunma sistemlerinin füzelere karşılık verdiğini bildirdi.

İhbariye televizyonu hava savunma sistemlerinin "düşman füzelerini" durdurduğu bilgisini verirken olayın bilançosuna ilişkin henüz bir açıklama yapılmadı.

Masyaf'ta bulunan Bilimsel Araştırma Merkezi İran'ın balistik füze programıyla bağlantılı olduğu gerekçesiyle İsrail tarafından 2017 ve 2018'de de hedef alınmıştı.

Bununla birlikte Suriye makamlarından henüz bir açıklama gelmedi.

Diğer yandan resmi olmayan kaynaklar İsrail uçakları tarafından Masyaf'ta ranlı milislere ait" Talai kampının yer aldığı Şeyh Gadban bölgesinin vurulduğunu öne sürdü.

http://haber.sol.org.tr/dunya/suriyenin-hama-kenti-yakinlarina-fuze-saldirisi-hava-savunma-sistemleri-karsilik-verdi-260808

================================

Afganistan'da savaş suçlarının soruşturulması talebi reddedildi

Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) ABD'nin Afganistan savaşı sırasında işlediği savaş suçlarının soruşturulması talebini reddetti. ABD Başkanı Donald Trump kararı 'uluslararası zafer' olarak niteledi.

soL - Dış Haberler

Cuma 12 Nisan 2019 22:20

Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) savcısı Fatou Bensouda'nın Afganistan'da işlenen savaş suçlarını soruşturma talebi mahkeme tarafından reddedildi.

ABD Başkanı Donald Trump kararı "büyük bir uluslararası zafer" olarak niteledi. Trump yaptığı açıklamada ICC savcılarının "asılsız iddialarını" kınadığını ve ICC'nin "ABD egemenliğine tehdit oluşturduğunu" belirtti.

Trump "ABD'li İsrailli veya müttefik herhangi bir personeli hedef alan yargılamalara hızlı ve güçlü bir karşılık vereceğiz" dedi.

Trump soruşturma talebinde bulunan Bensouda'nın vizesinin iptal edildiğini duyurmuştu.

http://haber.sol.org.tr/dunya/afganistanda-savas-suclarinin-sorusturulmasi-talebi-reddedildi-260799

================================

Doğu Perinçek yazdı: Yedi iklimdeki Hz. Muhammed

"Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek Aydınlık gazetesinde 'Yedi iklimdeki Hz. Muhammed' başlıklı bir yazı kaleme aldı"

Doğu Perinçek yazdı: Yedi iklimdeki Hz. Muhammed

13 Nisan 2019 Cumartesi

Dinler birbirine farklı cephelerden bakarlar. Haçlı savaşları ve cihat bin yılı aşan bir süredir ideolojik düzlemde ve kimi zaman da eylemli olarak devam edip gelmektedir. Bu savaşlar dinler arası savaş gibi görülür ama temelinde imparatorluklar ve sınıflar arasında savaştır; zaman zaman da zalim ile mazlum arasındaki savaştır. Bu savaşlarda din bayrağı altında toplanan imparatorlar ve toplumlar birbirleri hakkında yüzyılların derinleştirdiği yargılar oluşturdular.

Ama bilim İslâmiyet'e bu cepheleşmenin ve bu bağnazlığın içinden bakmaz. Dünyanın neresinde olursa olsun ister Çin'de ve Rusya'da ister Batı'nın Atlantik kıyılarında ister Güney Afrika'da ve Latin Amerika'da İslâm'ın ortaya çıkışı Ortaçağ'ın en büyük devrimidir ve Hz. Muhammed de bu büyük devrimin önderidir.

İMANIN İÇİNE HAPSEDİLEMEYEN HZ. MUHAMMED

İbnî Haldun'un deyişiyle "Tarih bilimlerin anasıdır". Hatta sosyal bilim tarihten ibarettir. Tarihsellik gerçeklere yaklaşmanın biricik anahtarıdır.

İmanı kanıtlayamazsınız. Zaten iman kanıtlanmaya ihtiyacı olmadığını ileri sürer. Bilim ise ancak kanıtlandığı zaman bilimdir.

Hz. Muhammed'in Medeniyet Devrimi bu kitapta bir iman konusu olarak değil tarihin dolayısıyla bilimin konusu olarak inceleniyor. Hz. Muhammed'i evrensel kılan da zaten bu bakış açısıdır. O büyük Medeniyet Devrimcisini insanlığın Müslüman olmayan büyük çoğunluğuna bir iman konusu olarak dayatamazsınız. Ancak O'nun insanlık tarihindeki Büyük Medeniyet Devrimciliğini Goethe'den Marx'a kadar insanlığın bütün hakikat çevreleri selamlamıştır ve hâlâ selamlıyor. Hz. Muhammed'i bütün insanlık katında değerli kılan da işte o tarihsel eylemidir. Hz. Muhammed'i arıyorsanız kendisini bütün insanlığa kabul ettirdiği yerde bulabilirsiniz.

Bütün bu gerçekler ışığında Hz. Muhammed'i İslâmiyet'in içine kapanıp kalarak anlayamaz ve anlatamazsınız. Çünkü Hz. Muhammed imanın sınırları içine hapsedilemeyen bir insanlık değeridir. Muhammed İkbâl slâm'da cihat kâfirlerle savaş değildir; ister Müslüman ister kâfir olsun zalimle savaştır" derken imanın içine hapsedilemeyen Hz. Muhammed'i tanımlamıştı (Cavidname İş Bankası Yayınları 1958).

GERÇEĞİN TARİHSELLİĞİ VE EVRENSELLİĞİ

Ne İslâmiyet ne Hıristiyanlık ne Musevilik ne Budistlik ne Hinduluk ve ne de başka bir din ve mezhep imanı bütün insanlıkla paylaşıyor. Ama zulme karşı mücadele evrenseldir. Bu durumda Hz. Muhammed'i bu evrensel ufuk içinde görebilirsiniz.

Gerçeklik de her imana göre farklı farklı değildir evrenseldir. Yeryüzünü tek bir güneş ısıtıyor ve güneş dünyanın her yerinde doğudan doğuyor. Her insan dünyanın her yerinde yer çekimi yasalarına bağlıdır. Hz. Muhammed "Bilim Çin'de bile olsa gidip bulunuz" derken aslında aradığı bilimin iman olmadığını da söylemiş oluyor. Çünkü 6. ve 7. yüzyılda Çin'de veya Hint'te bulunan bilim iman değildi. Bugün ister iklimlerde ister okyanusların derinliklerinde ister uçan bulutlarda ve esen rüzgârda arayın bulduğunuz gerçek insanlıkla paylaşacağınız bilimsel gerçektir.

DENEK TAŞIMIZ BİLİM

Hz. Muhammed kitabımız dün Aydınlık'ta slam Tarihine Bilimsel Sosyalist Bakış" diye tanıtılıyordu. Kanımca "Tarihsel Bakış" demek daha doğru olur. Bilimsel Sosyalizm bilimin verileri üzerine kurulmuştur; dolayısıyla bilimle kanıtlanabilir. Böylece Bilimsel Sosyalizm bilimi bir denektaşı olarak kabul etmektedir.

Tarihte bir tane Hz. Muhammed gerçeği var. İki tane yok. O nedenle Hz. Muhammed'in bilimsel açıklanması dışında bir açıklama bulunmuyor. Bilimsel Sosyalizmin Hz. Muhammed açıklaması tarihsel gerçeklikle kanıtlanır ve bilimseldir bilimden ayrı değildir. Bilimle kanıtlanmayan bir Bilimsel Sosyalizm yoktur. Sosyalizmin başındaki bilimsel nitelemesinin anlamı budur. Devrimci Teori ve Pratik kendisini Ütopyacılardan ve bulutların üzerindeki devrimci girişimlerden böyle ayırmıştır. Bilimsel Sosyalizm insanlıkla hâyâl âleminde değil gerçeklik zemininde buluşur.

DÖRT KİTABIN MÂNÂSI

Hz. Muhammed'in İslâmiyet'in içine kapanarak anlaşılamayacağı gerçeği kimilerinin hoşuna gitmeyebilir dahası öfkeleri de kabartabilir. Ama yedi iklime çıkar ve yedi iklimde Hz. Muhammed'i sorar ve ararsanız en sonunda hakikat düzleminde elinizdeki kitapta yazılanları bulabilirsiniz. Beyaz ya da kara derili esmer ya da sarışın kara gözlü ya da mavi gözlü belki de ala gözlü Hz. Muhammed'in değerini sizinle paylaşanlar her dinin ayrı tanımladığı müminler değil fakat bütün insanlığın ortak tanımladığı hakikat erenleridir.

Yunus Emre dört kitabın manasının peşinden koştuktan sonra şu saptamada bulunuyor:

"Sen sana ne sanırsan

Ayruga da onu san

Dört kitabın mânâsı

Budur eğer var ise. "

En sonunda bulunan mânâ bütün imanların ortak mânâsıdır. Hz. Muhammed'in mânâsı da ancak evrende geçerli olan bütün insanlık katında kanıtlanan mânâ olabilir. Bunun dışındaki bütün anlamlar özneldir nesnel değildir.

TARİHİN İÇİNDE ANLAMAK

Hz. Muhammed ve İslâmiyet üzerine elli yıldır okuyorum ve zaman zaman da yazdım. 1960'lardan bu yana O büyük devrimciyi tarihin içinde anlamaya çalıştım. Kitapta okuyacağınız tezler yeni şeyler değildir. Yarım yüzyıldır yazdıklarımla O'nun Medeniyet Devrimciliğini işledim.

HAKİKAT AŞKI

Bu kitapta ileri sürülen görüşler hakikat aşkıyla saptanmıştır. Hakikat aşkı her zaman vicdan ve cesaret ister. Hz. Muhammed de vicdanlı ve cesur bir devrimciydi. Elindeki kılıç O'nu diğer peygamberlerden üstün kılmıştır. Çünkü devleti ancak o kudretle kurabilirdi. Yeni medeniyeti ancak devletle ve orduyla inşa edebilirdi. Bütün medeniyetler ayrıksız kılıçla kurulmuştur. Vicdanlı olanlar ancak kuvvetli olurlarsa o vicdanı toplumun vicdanı haline getirebilirler. Yenilen vicdan en sonunda zavallı bir vicdandır.

Ve okuyucularımıza önerim bu kitabı hakikat ışığında eleştirmeleridir. O zaman herkesin birbiriyle anlaşabileceği bir dili ve edebi de keşfetmiş oluruz. Hakikatin dışındaki zeminlerde insanlık açısından da toplumlar açısından da birlik olma ortaklıklar kurma barış ve kardeşlikte buluşma olanağı bulunmuyor.

BUGÜN İZMİR FUARI'NDA KİTAP İMZALIYORUM

Bugün İzmir Kitap Fuarı'nda saat 13.00'ten 18.00'e kadar Kaynak Yayınları durağındayım. Hz. Muhammed kitabı yanında Og'dan Oğur'a başlıklı Türk kavimlerinde Devletin Oluşumunu inceleyen kitabımın Geliştirilmiş 4. Basımı da yayımlandı. Bu konuları görüşebilir ve tartışabiliriz. Bekliyorum.

Doğu Perinçek

Vatan Partisi Genel Başkanı

ulusal.com.tr

https://www.ulusal.com.tr/gundem/dogu-perincek-yazdi-yedi-iklimdeki-hz-muhammed-h227883.html

================================

Soner Polat : Seçim sonrasında Türkiye

13 Nisan 2019 08:51

Türkiye istese de istemese de önemli bir değişimin arifesinde! Yapısal sorunlarla boğuşurken iç siyasi tansiyon da giderek yükseliyor. Yüksek kan basıncı ülkenin sinir merkezlerinde ciddi tahribata neden oluyor.

TANSİYON DÜŞÜRÜLMELİ!

Bu nedenle tansiyonun bir an önce düşürülmesi gerekiyor. Bunun için ilk aşamada seçimlerin Türkiye'nin gündeminden çıkarılması önem arz ediyor. Seçimler artık geride kaldı. Milletin tercihine saygı gösterip yolumuza devam etmeliyiz. Toplumun büyük bir bölümü ağır ekonomik sorunların çözülmesi için iktidardan yapıcı ve yaratıcı önlemler beklerken muhalefetin de bu çabalara destek vermesini talep ediyor. Türk siyasetinde mutfağın belirleyici rolü bu seçimlerde bir kez daha görüldü. Ekonomik sorunlar ailenin sofrasında kısıntıya neden olduğunda seçmen tereddütsüz olarak oyuyla karşılık veriyor.

ULUSLARARASI BASKILAR ARTIYOR

İç siyasi tansiyon artarken ne yazık ki başta ABD olmak üzere AB ve birçok ülke Türkiye'yi hedef tahtasına koyuyor. Ülkemiz üzerindeki siyasi baskılar artıyor. Türkiye'nin S-400 füze alımı nedeniyle "ABD Türkiye'ye F-35 uçağını vermeyeceğini" resmen ilan etti. AB Türkiye'nin önüne art arda engeller koyuyor. Fransa ve İtalya Ermeni Soykırım Yalanından medet umuyor. İsrail her vesile ile Türkiye'ye karşı düşmanlık içeren açıklamalar yapıyor. Zaten Kudüs Golan ve Filistinli yerleşimciler sorunları ister istemez iki ülke arasındaki yüksek gerilim hattını ısıtıyor. ABD ile Türkiye arasındaki PYD/YPG anlaşmazlığı ciddi bir potansiyel kriz alanı olarak önümüzde duruyor. Türkiye ve ABD'nin güvenli bölge konusunda bir noktada buluşma ihtimali tamamen ortadan kalktı. Diğer taraftan Suriye ile aramızdaki sorunlar bu ülkedeki çözüm çabalarını hem geciktiriyor hem de engelliyor.

EKONOMİK PAKET YETERSİZ!

Tarihi bir nitelik taşıyacağı düşünülen ekonomik destek paketi Türkiye'nin hiçbir yapısal sorununa çare olabilecek bir nitelik taşımıyor. Dağ fare doğurdu. Bakan'ın açıklamaları daha ziyade uluslararası küresel sermayeye güvence vermekten öte bir anlam taşımıyor. Buna rağmen küresel sermaye yapılanları yetersiz bulup yeni garantiler istiyor. İktidarın küçük çaplı düzenlemelerle köhne ve çürümüş bir ekonomi ile yola devam etmek istediği anlaşılıyor. Borç para bulunması ve bu şekilde raydan çıkan trenin yeniden demiryolu üzerinde yürütülmesi hedefleniyor. İflas eden bu sistemde ısrar karşımıza daha ağır sorunlar çıkarabilir. Bir üretim devrimi gerçekleştirmeden Türkiye köklü ekonomik sorunların üstesinden gelemez. Boşa geçen her gün ülkemize büyük maliyetler çıkarır. İktidar makas değiştirerek treni emniyetli raylar üzerinden intikal ettirmeli! Aksi takdirde ekonomik kriz birdenbire gerçek anlamda ülkemiz için bir beka sorunu olur.

TÜRK MİLLETİ SOĞUKKANLI VE DİKKATLİ

Siyasetçilerin sorumsuz ve tahrik edici demeçlerine rağmen Türk milleti son kerte soğukkanlı ve dikkatli davranıyor. Millet sağduyusu ile politikacıların kutuplaştırıcı beyanlarına prim vermedi. Olağan koşullarda bu kadar gergin bir seçim atmosferi vatandaşlar arasında çatlaklar yaratabilirdi. Ama insanlarımızın olayları değerlendirme yeteneğinin siyasetçilerin üzerinde olduğunu söyleyebiliriz. Genel olarak bakıldığında hangi siyasi görüşten olursa olsun vatandaşların büyük bir bölümü birbirlerine sıcak yaklaştı. Seçimin bir ölüm-kalım meselesi olmadığı biliniyor. Siyaset kurumu halkımızı radikal söylemlerle yönlendirme yeteneğini kaybetti. Makul olmayan abartılmış suçlamalara seçmen itibar etmedi! Vatandaş siyasetçiyi dinliyor ama doğru olarak bildiği çizginin dışına çıkmıyor.

KÖPRÜDEN ÖNCEKİ SON ÇIKIŞ

İçinde bulunduğumuz koşullar Türkiye için köprüden önceki son çıkıştır. Hata yapma kredisinin tamamı tüketilmiştir. Her yönden kuşatılan Türkiye içeriden ekonomik krizle boğulmaktadır. Bu aşamada hiçbir siyasi partinin kapris yapma dudak bükme ayrıcalığı olamaz! Zaman işbirliği kenetlenme ve dayanışma zamanıdır. Çünkü önümüzdeki devasa sorunları ancak ortak bir anlayış birliği ile çözebiliriz. Bunun ilk adımı hiç vakit kaybetmeden seçim atmosferinden çıkmaktır. Daha sonra siyasi partiler bir masa etrafında toplanarak ortak görüş alanlarını belirlemelidir. Uzlaşma sağlanamayan alanlarda müzakereler derinleştirilmelidir. Çünkü dış tehdidin baskısı altındaki iç sorunları çözmek ancak toplumun en geniş bölümünün desteği ile mümkündür. Bir araya gelme ve sorunları uygarca tartışabilme kültürü edinebilirsek bu Türk siyaseti için çok büyük bir kazanç olur. Bakalım Türkiye kısır siyasi çekişmeler içinde boğulmadan hep birlikte ileri doğru bir adım atabilecek mi?

Amiral Soner Polat

ulusal.com.tr

https://www.ulusal.com.tr/secim-sonrasinda-turkiye-makale 7813.html

================================

Miyase İlknur : Havuz medyası kapalıysa Ardahanlı Fasbuk var

13 Nisan 2019 Cumartesi

Kim mi bu Ardahanlı Fasbuk? Aslında öyle biri yok Üstelik Ardahanlı değil ABD'li. Ama bizim ahali onu da zamanın ruhuna denk düşecek şekilde yerli ve milli yapıvermiş. Maharetleri saymakla bitmez. Hayat da kurtarır ölüme de sebebiyet verebilir. Garip kuşların yuvasını da yapar nice yıllanmış yuvaları da dağıtır. Siyasetçileri vezir de yapar rezil de... Havuz medyasının kapılarını sıkı sıkıya kapattıklarında o kapılarını alabildiğine açar. Bir tıkla milyonlara seslenebilirsiniz. Daha önce adını sanını bilmediğiniz pek çok insanı fenomen yapar.

Evet anladınız Facebook'tan söz ettiğimizi. Bizim Onur arkadaş buluşmalarının vazgeçilmez konuğudur. İşte bu Onur askerliğini Artvin'de jandarma olarak yapmıştır. Jandarma karakolunda malum tarla sınırını aşan uyanık köylülerin davasından Artvin'de pek ünlü olan boğa güreşlerinde boğadan çok sahiplerinin güreşlerine dönüşüveren kavgalarına kadar pek çok olayın takibi için jandarma olarak o köy senin bu köy benim koşturup durur. Günlerden bir gün iki komşu ailenin birbirini darp etmesi olayından dolayı çok sayıda kadın ve erkek karakola doluşur. Efendim olay şöyle: İki komşu evden birinin evli barklı reisi komşunun gelini ile Facebook'tan yazışmaya başlamışlar. İş biraz ileri gidince gelin korkmuş ve kocasına komşunun Facebook üzerinden kendisini rahatsız ettiğini itiraf etmek zorunda kalmış. Koca da o hiddetle komşunun kapısına dayanıp karısına Facebook'tan yürüyen adamın kafasını gözünü yarmış ama Facebook'taki yazışmalardan karısının da marifetlerini öğrenince onu da kapı dışarı etmiş. Komşusunu darp eden ve karısını baba evine yollayan adamla birlikte ailesi de karakola getirilmiş. İfadeler alınırken gelinin kaynanası dizlerine vurup "Kör olasın fasbuk yuvamızı dağıttın" diye ağlaşırken aileye yakın kadınlardan biri meraklanıp sormuş:

- Kız kimdir bu Fasbuk? Ben tanıyor muyum? Konuya vâkıf olduğu imajını vermek için yine aileye yakın olduğu belli olan bir başka kadın yanıtlamış soruyu:

- Yok sen tanımazsın Ardahanlıymış buralardan değil.

İşte bu Ardahanlı Fasbuk bu seçimlerde muhalefetin en etkili propaganda aracı oldu. Havuz medyası muhalefet adaylarına ekranlarını manşetlerini ve köşelerini sıkı sıkıya kapattı. Ama seçmen de işte bu Ardahanlı Fasbuk'un gönüllü muhabiri olup sarıldı akıllı telefonlarına. Çektiği görüntüleri anında yaymaya başladı milyonlara. Seçim gecesi sandıklar açılınca iktidar yenildiği için onun safında mücadeleye girmiş olan havuz medyası da yenilmiş sayıldı. Ardahanlı Fasbuk ile onun gönüllü muhabirleri kazandı.

31 Mart gecesi İstanbul Belediye Başkanı seçilen CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu havuz medyası sahiplerine "Ailenizin adına leke düşürmeyin" diye hakkaniyetli olmaları konusunda uyarı yapınca "İmamoğlu bizi tehdit ediyor!" diye feverana başladılar. Hadi ya? Gerçekten mi?

Reis size ayar verirken dut yemiş bülbüle dönen biz miydik? Telefonda fırçayı yiyince ağlayıp özürler dileyen benim babam mıydı?

"Birileri çıkmış portakal mıdır mandalina mıdır narenciye midir nedir? Sokağa çağırıyor. Haddini bil haddini bilmezsen haddini bu millet patlatır enseni" dediğinde meslektaşımıza şefkat tokadı mı atmıştı?

Yılmaz Özdil ve Yazgülü Aldoğan'a "Gördüğünüz yerde yüzüne tükürün" demekle kalmayıp Aydın Doğan'a "Şimdi ben soruyorum. Bu yazıyı yazanların patronları acaba bunları kendi gazetelerinde nasıl barındırıyorlar? Diyorum ki sen bir patron olarak aynı zihniyete mensupsun. Eğer bunları hâlâ tutuyorsan sen de aynı zihniyettesin" diye seslenmesi tehdit değildi sadece dostça bir ricaydı öyle mi?

Soyadı Uysal kendisi hırçın

Son sözümüz de soyadıyla müsemma olmayan Mevlüt Uysal'a... Soyadın Uysal ama sen çok hırçındın be abim. Önce Sivas'ta insan yakan canilerin avukatlığını yaptın sonrasında da siyasette hızla yükseldin. Başakşehir Belediye Başkanı iken atamayla İBB Başkanlığı koltuğuna oturunca İstanbul'un değil 7 tepesini 77 tepesini sen yarattın sandın.

Muhalefetin belediye başkanlarının grup başkanvekilinin randevu taleplerine nezaketen "Vaktim yok görüşemem" demeye bile tenezzül etmedin. Bak gördün mü ne oldu? Sen İmamoğlu'ndan randevu bile talep edemeyeceksin. Çünkü artık başkan da değilsin. Soyadlarından fal açmayı bırak da "Ben nerede yanlış yaptım?" diye düşün. Zira artık vaktin bol.

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/1343450/Havuz_medyasi_kapaliysa_Ardahanli_Fasbuk_var.html#

================================


- - - - - - - - - - - - -

a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Kadinlarimiz icin asil mucadele alani asil zafer kazanilmasi gereken alan bicim ve kilikta basaridan cok isikla bilgi ve kulturle gercek faziletle suslenip donanmaktir.
Ben muhterem hanimlarimizin Avrupa kadinlarinin asagisinda kalmayacak aksine pek cok yonden onlarin ustune cikacak sekilde isikla bilgi ve kulturle donanacaklarindan asla suphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanim.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

61. ALLAH'IN YUCELIGI, MELEKLERIN VE SAF RUHLARIN YARATILMASI IDDIASINDA DA DAHA COK GORULMEMEKTEDIR

Insanlardan daha mukemmel varliklar yaratmakla, gorunuyor ki, Allah, bir zamanlar, ne daha cok basarili olmustur, ne de yuceligine daha guclu kanitlar vermistir.

Bircok dinde meleklerin, saf ruhlarin tanrilarina (hudaventlerine) karsi isyan ettikleri ve hatta onu gokyuzunden kovma cabasinda bulunduklari gorulmuyor mu? (Teolojinin ileri surdugu savlara bakilirsa) Allah, melekleri ve insanlari mutlu etmek istedi ve melekleri ve insanlari mutlu etmeyi hicbir zaman basaramadi. Yaratilanlarin gururu, kotulukleri, gunahlari, isyanlari, eksiklikleri, yuce yaratanin isteklerine ve iradelerine hep karsi geldi.

- - - - - - - - - - - - -
Insan ile hayvanlarin ortak cikari vardir, birinin dirligi oburlerinin de dirligidir, diyen cikabilir.
Onlara sakin kulak asmayin.
Hepsi yalan.
Insanoglu, kendinden baska hicbir yaratigin cikarini gozetmez.
George Orwell Hayvan Ciftligi

George Orwell1984

- - - - - - - - - - - - -
Evrime alternatif olarak "Yaratilis bilimi"ni ogreteceksek, o zaman biyolojik cogalmaya alternatif olarak da leylek hikyesini anlatmamiz gerekir.

HAYES,JUDITH (1945) ABD'li yazar.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder