22 Mayıs 2021 Cumartesi

2021/05/21 gündeminden...



================================

CANAN KAFTANCIOĞLU HAKKINDA ZORLA GETİRME KARARI

Son Güncelleme: 21.05.2021 12:19

İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un evinin CHP Üsküdar İlçe Başkanı Suat Özçağdaş tarafından fotoğraflanmasıyla ilgili davada CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında zorla getirme kararı çıkarıldı.

İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un evinin CHP Üsküdar İlçe Başkanı Suat Özçağdaş tarafından fotoğraflanmasıyla ilgili sosyal medya hesabından "Yine gidecektir" şeklinde paylaşım yaptığı gerekçesiyle "Suç işlemeye tahrik" ve "Suçu ve suçluyu övme" suçlarından hakkında 10 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle dava açılan Canan Kaftancıoğlu'nun yargılanmasına başlandı.

Anadolu 13. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuksuz sanık Canan Kaftancıoğlu katılmazken avukatı Lahika Karaduman yer aldı. Duruşmada Fahrettin Altun'un avukatı Abdulmelik Yavaşçı da hazır bulundu.

CEZALANDIRILMASINI İSTİYORUZ

Avukat Abdulmelik Yavaşçı şikayetlerinin devam ettiğini belirterek "Anadolu 17. Asliye Ceza Mahkemesi'nde Suat Özçağdaş hakkında 'Özel hayatın gizliliğini ihlal' suçundan dava açılmış olup derdesttir. Dava dosyamızın bu dosyayla birleştirilmesini talep ediyoruz. Sanığın dosya içerisindeki beyanlar ve delillere göre suç işlediği sabittir cezalandırılmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Sanık avukatı Karaduman ise "Müvekkilimi gelecek celse hazır edeceğiz müvekkilim görevi sebebiyle mazeretlidir" dedi.

KAFTANCIOĞLU HAKKINDA ZORLA GETİRME

Ara kararını açıklayan mahkeme tensip zaptında duruşmaya gelmemesi halinde hakkında zorla getirme emri düzenleneceği ihtar edilmesine rağmen duruşmaya katılmayan Canan Kaftancıoğlu hakkında zorla getirme emri düzenlenmesine karar verdi. Anadolu Anadolu 17. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki dosyanın örneğinin istenmesine ve dosyaların birleştirilmesi hususunda mahkemeye sorulmasına karar veren mahkeme duruşmayı erteledi.

İDDİANAME

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede CHP Üsküdar İlçe Başkanı Suat Özçağdaş'ın 21 Nisan 2020 tarihinde aynı partiye mensup iki kişiyle birlikte Üsküdar Kuzguncuk Mahallesi'ne geldiği ve Türkiye Cumhuriyeti İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile ailesi tarafından kullanılan bahçeli evi görüş alanına alarak kendisine ait cep telefonuyla fotoğraf çektiği anlatılıyor.

İddianamede Özçağdaş'ın görüntüleri CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'na göndermek suretiyle ifşa ettiği belirtiliyor. Canan Kaftancıoğlu'nun Twitter hesabından yayımladığı "CHP ilçe başkanı görevini yaparak ve partisinin talimatıyla inşaatın yasak olduğu arsayı kontrol etmek için gitmiştir yine gidecektir. CHP ilçe başkanına kamunun malım koruduğu halkın hakkım hukukunu gözettiği için kimse dokunamaz" şeklinde paylaşımı iddianamede belirtiliyor. İddianamede Canan Kaftancıoğlu hakkında "Suç işlemeye tahrik" ve "Suçu ve suçluyu övme" suçlarından toplamda 9 aydan 10 yıl 6 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılması isteniyor.

https://www.mynet.com/canan-kaftancioglu-hakkinda-zorla-getirme-karari-110106805189?utm_medium=webpush&utm_source=mynet&webPush Id=NjY4NTA=

================================

"AKP'LİLERE TORPİL YAPTILAR MUHALİF ÜRETİCİLERİN PATATESLERİNİ ALMADILAR"

20.05.2021 16:26

Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) Niğdeli patates üreticilerinden alımı durduğu ve 100 bin ton patatesin depolarda kaldığı iddia edildi. CHP Niğde İl Başkanı Erhan Adem "Patates alımını bile beceremediler. Patates alımı durmuş. En az 100 bin ton depolarda beklemektedir" dedi. Adem "İlk başta hep torpil yaptılar AKP'li seçmenden alıp muhalif üreticinin ürünlerini almadılar " ifadelerini kullandı.

AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından üreticiden alınan patates ve soğanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları aracılığıyla ihtiyaç sahibi olduğu belirlenen yurttaşlara dağıtılmaya başlanmıştı.

Sözcü'den Müslüm Evci'nin haberine göre CHP Niğde İl Başkanı Erhan Adem Niğde'nin Çiftlik ilçesinde söz verilmesine rağmen halen patatesleri alınmayan patates üreticileri ile bir araya geldi.

Depolarda TMO alacak diye patatesini çuvallayan üreticinin alımların durması nedeniyle mağduriyet yaşadığını ifade eden Erhan Adem "Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi artık ülkemiz yönetilmiyor savruluyor. Patates alımını bile beceremediler. Patates alımı durmuş. En az 100 bin ton depolarda beklemektedir. Bunu bile beceremeyen hükümetin istifa edip bir an önce erken seçime gitmesi gerekiyor. Burada çuvallanmış ve depolara kaldırılmış bir sürü patates var. Çiftçimizin emeği ve masrafı kendisinden gitmiştir. İlk başta hep torpil yaptılar AKP'li seçmenden alıp muhalif üreticinin ürünlerini almadılar. Şimdi de alınmayan patatesleri bıraktılar alımı durdurdular. Yazık insanın içi acıyor. Çiftçimiz ölsün isteniyor" dedi.

Depolarda çimlenmeye başlayan patateslerin son halini de gösteren Erhan Adem "Çiftçi zarar etmiştir ve zararı karşılanmak zorundadır. Devlet alımı öyle yapmaz. Çiftçisi mağdursa gelir deposundaki ürünü yazar kaldırsa da kaldırmasa da parasını öder. Çiftçiye böyle destek çıkılır" şeklinde konuştu.

TOHUM ALACAK PARA YOK

TMO tarafından alınmayan patateslere ilişkin CHP'li başkana dert yanan bir patates üretici "Benim 150 tona yakın patatesim vardı. Yaklaşık 40 tonu çürüdü. Elde kalan patatesleri tekrar çuvalladık. 20-25 gündür gönderemedik. Ürünlerimin çuvallamasına 3 bin liraya yakın masraf yaptım" ifadelerini kullandı.

Ekim yapacak patates tohumu alamayacak duruma geldiklerini belirten bir başka patates üreticisi ise "Ürünlerimiz çuvallı bir şekilde bekliyor ve daha almadılar. Depomuzdaki mallar tamamen duruyor. Şu an ekim zamanı başladı. Ekim için tohum alacak paramız yok. Şirketlere bizi mahkum ettiler. Şirketlerden tohum alamıyoruz. Şirketlerden şu an anaç tohum almak için 4 milyon 5 milyon fiyat istiyorlar. Çiftçiyi tamamen bitirdiler. Şimdi 100 tonluk ürünlerimiz 50 tona düştü. Malımız telef oldu" siteminde bulundu.

https://www.birgun.net/haber/akp-lilere-torpil-yaptilar-muhalif-ureticilerin-patateslerini-almadilar-345387?fbclid= IwAR0x-s_I-eu9GZPhQNpanNv2DG_Tt2vAv2ocVnz-zkkqEdqX2L_OCXjNcnY

================================

YAVUZ ALOGAN : SİYASET MAFYA VE REZALET

21 Mayıs 2021 09:14

1961 Anayasası'nın kabulünden bu yana gelmiş geçmiş hiçbir siyasî parti yasama yargı ve yürütmeyi tek bir elde toplayarak Devlet'i bütünüyle ele geçirmeyi başaramadı. AKP kuruluşundan itibaren katıldığı bütün seçimleri kazanarak tek başına iktidar oldu ve üç referandumla (2007 2010 ve 2017) rejimi değiştirdi. Böylece bildiğimiz Devlet ortadan kalktı ve mecliste çoğunluğu ele geçiren her partinin rejimi değiştirerek kendi devletini kurmasının yolu açıldı. Saray kendisini Devlet olarak tanımladı. Bugünün Devlet'i Saray devlet adamları ise Reis'in Saray'da oturan adamlarıdır. Gerisi görüntüyü kurtarmak içindir.

AKP'nin ideolojisi (siyasî İslam) ve yağmacı karakteri karşısında Cumhuriyet'in kuruluş ilkelerinin savunulamadığı kurumlarının yeterince güçlü olmadığı siyasî partiler rejiminin uzun yıllar boyunca Kuruluş ilkelerini yıprattığı siyasî toplumun ve askeriyenin dış baskılara karşı savunmasız olduğu anlaşıldı.

Siyasî partilerin komplolarla dışarıdan "dizayn" edildiğini sendikaların ve meslek örgütlerinin yozlaşarak kendi üyelerinin haklarını korumaktan vazgeçtiklerini askerlerin var olmayan hukuka güvenerek silahlarını ve üniformalarını bırakıp FETÖ'nün savcılarına teslim olduklarını savcıların ve yargıçların HSK aracılığıyla siyasî iktidarın emrine girdiklerini medyanın % 95'inin siyasî iktidarın havuzunda toplandığını anaokulundan üniversitelere kadar bütün eğitim kurumlarının ideolojik kadrolar tarafından ele geçirilerek felç edildiğini burjuvazinin apolitikleştiğini (hani nerede Ecevit'e karşı gazetelere çarşaf gibi ilanlar veren Kenan Evren'e mektup döşenen iş adamları!) yeni bir rantçı burjuvazinin ülkenin iliğini kemiğini sömürdüğünü etnik ve mezhebi bölünmelerin bütün toplumsal sınıfları böldüğünü Saray'ın hükmettiği bütün kurumlarda tarikat ve cemaatlerin rekabet hâlinde olduğunu gördük.

Neoliberal küresel kapitalizmin bizim gibi ülkeler için tasarladığı iktisadî sosyal ve siyasî yapının ta kendisi hatta en mükemmel biçimi oluştu. Arazileri şirketleri bankaları limanları köprüleri işgücünü satılığa çıkaran ülkenin jeostratejik konumunu pazarlık konusu yapan şantaj ve baskı altında iktidarını sürdürmekten başka kaygısı olmayan her konuda dışarıdan baskı altına alınması kolay bir Saray rejimi kuruldu… Hakikat budur!

Ekonomik kriz korona pandemisi ve mafya rezaletleri bu yapının üzerine geldi. Siyasî İslamcıların ele geçirdikleri Devlet tarihinde ilk kez çiğ bir ışık altında halka en müstehcen hâliyle göründü. Mafya babası İçişleri Bakanı'nı madara etti. Kara paranın mafya eliyle aklanarak Devlet'in içinde paylaşıldığı İçişleri Bakanı'nın mafya şefine tüyo verdiği mafya gruplarının kolluk gücü ve yargı marifetiyle birbirinin ve Devlet'in "malına çöktüğü" anlaşıldı. Mafya mı devletin içine girmiş yoksa devlet mi mafyalaşmış henüz tam olarak anlaşılamadı.

2000 öncesinde Organize Suçlarla Mücadele ve Kaçakçılık Şubesi'ni kuran yurtsever polis Adil Serdar Saçan bir tv programında şöyle dedi: "Eğer bir karakol amirinin bölgesinde bir mafya örgütlenmesi varsa ve yakalanmıyorsa polis amiri mutlaka mafyanın kiralık elemanıdır. "

Ve benim için en acısı -çünkü inanmamıştım- İstanbul'un dünyada en çok uyuşturucu tüketilen ikinci il olmasıdır. Bu iddianın gerçek olduğu atık su analizleriyle kanıtlanmış. Üçüncüsünün de Adana olduğu iddia ediliyor. Eskiden uyuşturucu transit geçiyormuş şimdi iç pazar oluşmuş. Türkiye'nin Pablo Escobar'ları kimler?

Sorun toplamda anayasal rejim sorunudur. Ve bu sorun ancak nüfusun yarısının harekete geçirilmesiyle çözülebilir. Aksi hâlde yorgun düşen zemin kaybederek her alanda tel tel dökülen siyasî iktidar bir tür Saray darbesiyle ya da başka yöntemlerle yıkılacak yerine geçen iktidar mevcut yasalara dayanarak çok daha baskıcı dışa bağımlı ve gerici bir yönetim sistemi kuracaktır.

Türkiye'de kendi âleminde yaşayan hiçbir işe yaramayan "siyasî parti" ismini hak etmeyen 103 siyasî parti var. Hepsini toplasan bir parti etmez. Meclis'te grubu olan partiler ise "Kriz derinleşince iktidar olgunlaşmış armut gibi pişip ağzımıza düşecek" havasında. Bunların bir halk hareketi oluşturma kapasitesi halkın taleplerinden hareketle laik demokratik bir hukuk cephesi açma yeteneği sıfır!

CHP'nin başkanı miting yapmayacaklarını insanlarla tek tek ilişki kuracaklarını söylüyor. Gazeteci soruyor: "CHP neden kitleleri mobilize etmekten çekiniyor?" Başkan cevap veriyor: "Saray da bunu istiyor. İstiyor ki kitleler sokağa çıksın ben onların üzerine güvenlik güçlerini göndereyim OHAL ilan edeyim parlamentoyu da kapatayım kararnamelerle devleti yöneteyim. "

Gazeteci bir daha soruyor: "Peki kitlenin böyle bir talebi olursa ne diyeceksiniz?" Cevap: "Böyle bir talebi herkes kafasından silsin bir sefer. Sandık gelecek demokratik yollarla bir otoriter rejimi yolcu edeceğiz" (KRT tv Zafer Arapkirli röportajı Mayıs 2021).

Sayın Başkan durumu anlayamamış analiz yapma kabiliyeti yok. Her protestoyu anında bastıran ülkeyi zaten kararnamelerle yöneten rahatlıkla provokasyon yapıp OHAL ilan etme imkânı olan milis benzeri silahlı sivil güçleri eğiten parlamentoyu kapatmayı bile iktidarını sürdürmek için göze almış siyasî iktidarın sandıktan çıkan muhalefete Saray'ı teslim edeceğini sanıyor. Durumu anlayamamış! Üstelik Saray'a güvence veriyor: asla kitle hareketi olmayacak! Asla devri sabık yaratmayacağım hesap sormayacağım. Rand Raporu'nda da böyle yazıyor.

Hesabı "bağımsız yargı" soracakmış! Sen sandıktan çıkacaksın ve yargı ansızın bağımsızlaşacak gökten yargıçlar inecek ve yolsuzlukları kanunsuzlukları soruşturacak. Bu arada HDP'ye bakanlık ve valilik vererek ülkede asayişi siyasette istikrarı sağlayacaksın. Öyle mi?

Şu anda aklıma Tarık Buğra'nın İbiş'in Rüyası adlı romanı geldi fakat anlatması uzun sürer. Özetle İbiş bir meddahtır Prandello İbsen ve Şekspir oynamak ister fakat seyircinin gözünde "ibiş" olmaktan bir türlü kurtulamaz. Türkiye'yi bir tür İskandinav ülkesi gibi gören her şey normalmiş gibi davranan korkak politikacıyı trajikomik bir gelecek beklemektedir.

Herkesin açıklama yapması lazım. Emekli savcıların ve maliye uzmanlarının bir araya gelerek açık kaynaklardan hareketle iddianameler ve yolsuzluk dosyaları hazırlamaları ve bunları imzalayarak halka açıklamaları gerekir. Meclis'te grubu olan partilerin içinde hâlâ laikliği Devrim Kanunları'nı savunanlar varsa parti farkı gözetmeden birleşip seslerini yükseltmeleri gerekir. Oy kaygısıyla laiklik ilkesini ağzına almaktan çekinen politikacıların ihanetine ortak olmak zorunda değiliz. Pahalılığı ve işsizliği protesto laikliği savunma mitingleri yapmak bildiriler ve manifestolar yazmak gerekir. Genel seçimlerle oluşan parlamento anayasal rejimi değiştiremez. Anayasal rejimi ancak Kurucu Meclis değiştirebilir. Kendi bağrından bir Kurucu İrade çıkaramazsa bu ülkenin geleceği karanlıktır.

Siyasî iktidar değişse bile Saray rejimi bu kez çok daha baskıcı yöntemlerle varlığını sürdürecektir. İktidar sahiplerinin mutlaka bir şeyden korkmaları lazım. Allah'tan kitaptan kanundan anayasadan halk hareketinden… Muhalefetin sana bir şey olmayacak diye güvence verdiği bir iktidardan da bütün halkın korkması lazım. yalogan@gmail.com

https://www.veryansintv.com/siyaset-mafya-ve-rezalet

================================

GEZİ PARKI DAVASINDA ARA KARAR

Gezi Parkı olaylarına ilişkin davada ara karar açıklandı. Osman Kavala'nın tutukluğunun devamına Yargıtay tarafından bozulan Gezi Çarşı dosyasının incelenmesine karar verildi.

21.05.2021 15:17 21.05.2021 15:50

Gezi Parkı davasında verilen beraat kararlarının bozulmasının ardından 17 sanığın yargılandığı davanın yeniden görülmesine başlandı. Mahkeme oy çokluğuyla Osman Kavala'nın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

Gezi Parkı davasında verilen beraat kararlarının bozulmasının ardından 17 sanığın yargılandığı davanın yeniden görülmesine başlandı. İstanbul 30'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada tutuksuz sanıklar Ayşe Mücella Yapıcı Can Atalay Tayfun Kahraman ile avukatları ve İçişleri Bakanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü avukatları hazır bulundu.

Mahkeme heyeti savunmaların tamamlanmasının ardından ara kararı açıklamak üzere ara verdi.

Aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti sanık Osman Kavala'nın tutukluluk haline oy çokluğuyla karar verdi. Geçici mahkeme başkanı Kavalı'nın tutukluluk halinin devamı kararına muhalefet şerhi koydu. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nden Gezi Parkı olaylarına ilişkin Beşiktaş'ın taraftar grubu Çarşı üyelerinin de aralarında bulunduğu 35 sanığın Yargıtay tarafından bozulan dava dosyasının istenmesine karar veren heyet birleşme kararı verildiği takdirde bu dava dosyasının mahkemeye gönderilmesine hükmetti. Henri Barkey Ayşe Pınar Alabora Can Dündar Gökçe Tüylüoğlu Handan Meltem Arıkan Hanzade Hikmet Germiyanoğlu İnanç Ekmekçi ve Mehmet Ali Alabora'nın hakkındaki yakalama kararının devamına karar veren mahkeme duruşmayı 6 Ağustos'a erteledi.

DAVANIN GEÇMİŞİ

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 657 sayfalık iddianamede Osman Kavala Mehmet Ali Alabora Ayşe Mücella Yapıcı ve Can Dündar'ın da aralarında bulunduğu 16 sanık ve 746 müşteki bulunuyor.

İddianamede sanıkların 2011'den itibaren yönlendirme yaptıkları 2013'te meydana gelen olayların ve eylemlerin finansmanıyla koordinasyonu sağladıkları belirtilerek sanıklar hakkında "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor.

Bazı sanıkların da "mala zarar verme" "tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması" "ibadethane ve mezarlıklara zarar verme" "Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet" "nitelikli yağma" ve "nitelikli yaralama" gibi suçlardan değişen oranlarda hapisle cezalandırılması isteniyor.

İddianamede Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Osman Kavala'nın ayrıca "mala zarar verme nitelikli mala zarar verme ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi kasten yaralama neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalefet Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet ve nitelikli yağma" suçlarından 612 yıldan 3 bin 158 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.



https://www.ulusal.com.tr/gundem/gezi-parki-davasinda-ara-karar-h283554.html

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Din bir vicdan meselesidir.
Herkes vicdaninin emrine uymakta serbesttir.
Biz dine saygi gosteririz.
Dusunuse ve dusunceye muhalif degiliz.
Biz sadece din islerini millet ve devlet isleriyle karistirmamaya calisiyor kasde ve fiile dayanan taassupkr hareketlerden sakiniyoruz.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

179. DININ YERINE FELSEFE GECSEYDI, EVRENDE NE KADAR MUTLU VE BUYUK DEVRIMLER GERCEKLESIRDI

Her donemin filozoflari, milletler icinde din imamlarina ozgu sanilan rolu almislardir. Din imamlarinin felsefeye kin ve dusmanligi, hicbir zaman bir meslek cekememezliginden baska bir sey olmamistir. Dusunmeyi, dusunce uretmeyi aliskanlik haline getirmis insanlarin birbirine zarar vermeye, birbirini itibardan dusurmeye bakacaklarina; batili curutmek, gercegi aramak ve ozellikle hukumdarlarin ve uyrugun ayni olcude etkilendikleri ve kiskirticilarinin bile er gec kurbani olduklari batil fikirleri kovmak icin cabalarini birlestirmeleri gerekmez miydi? Aydin bir hukumetin elinde, rahipler, vatandaslarin en yararlisi olurdu. Zaten devletten bolca odenek alan ve hayatlarini kazanmak sikintisindan uzak olan bu adamlarin baskalarini egitecek ve aydinlatmaya calisacak bir duruma gelmesi icin, okuyarak, ders alarak ogrenmeye ve aydinlanmaya koyulmaktan daha iyi ne isleri olurdu? Verimsiz, yogun karanliklara dalacaklari yerde, biraz aydinlik gercekler kesfetselerdi, bunlarin zekasi daha cok hosnut olmaz miydi? Insanlara ozgu bir ahlakin cok acik olan ilkelerini belirlemek, ilahi ve teolojik bir ahlakin hayali ilkeleriyle ugrasmaktan daha mi zor olurdu? En siradan kimseler, anlasilmaz deyislerle, hicbir zaman bir sey anlamayacaklari karanlik ve belirsiz tanimlamalarla belleklerini doldurmaktansa, kafalarina gorevlerinin basit ilkelerini yerlestirselerdi, onlar icin, bu daha mi zahmetli olurdu? Insanlara, gercek hicbir yarari olmayan seyler ogretmek icin ne kadar cok zaman, ne kadar beyhude zahmet harcanir. Milletler icin hicbir yarari olmaksizin, bircok ulkede, milletlerin kanlarini emen bu kadar manastir; iyi niyet sahibi hukumdarlar icin, kamu yarari icin, bilimlerin ve bilginin ilerlemesini saglamak icin, gencligin egitimi icin ne kadar arac ve kaynak sunardi!

Ancak, ozellikle kendisinin hukmetmesini isteyen hurafe, yalniz yararsiz yaratiklar yetistirmekten baska bir sey istememis gorunur. Bircok ulkede, hicbir sey yapmamak, insan topluluguna yararli hicbir is gormemek icin mukemmel olarak donatilmis olan kadin ve erkek bir suru papazdan ne yararlar saglanirdi. Bunlari verimsiz hayale dalmalarla, robotlasmis ibadetlerle isgal edecek, oruclar ve cilelerle ezecek yerde; bunlarin arasinda nicin, dunyaya yararli bir sekilde hizmet etme araclarini aramaya kendilerini yoneltecek sonuc verici bir rekabet uyandirilmiyor? Gencliklerinde ogrencilerinin kafalarini masallarla, verimsiz yargilarla, anlamsiz seylerle dolduracaklarina, ruhaniler, ogrencilerine gercek seyler ogretmeye, ogrencilerini vatana yararli vatandaslar yapmaya neden davet ya da mecbur edilmiyor? Rahiplerin egitim tarziyla yetisen insanlar, kendilerinden akil ve muhakeme yetisini yok eden ruhbandan ve kendilerini soyan zorbalardan baska kimseye yararli olmazlar.
- - - - - - - - - - - - -
Buyuk Birader seni izliyor.

George Orwell1984

- - - - - - - - - - - - -
Cocukluk, anlami bilinmeyen derin acilarla doludur.

Bagirsak agrisi, bogmaca oksurugu, hayalet korkusu, cehennemi ve seytani saymiyorum bile, ve cok fazla pasta istedigim icin bana kizan gokyuzundeki Allah Baba.
ELIOT,T.S. (Thomas Stearns) (1888-1965) ABD dogumlu Ingiliz sair, oyun yazari ve elestirmen.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 97 Terk

1) Yasi veya hastaligi dolayisiyla kendini idare edemeyecek durumda olan ve bu nedenle koruma ve gozetim yukumlulugu altinda bulunan bir kimseyi kendi haline terk eden kisi uc aydan iki yila kadar hapis cezasi ile cezalandirilir.
2) Terk dolayisiyla magdur bir hastaliga yakalanmis yaralanmis veya olmusse neticesi sebebiyle agirlasmis suc hukumlerine gore cezaya hukmolunur.


- - - - - - - - - - - - -



Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder