Bugünkü tanker sürüklenmesi CANAL ISTANBUL için bir gerekçe olabilir mi?
Şeytanın aklına gelmeyen bunların aklına geliyor.
Ama, 700-1500 metre genişlikte boğaza sığamayan gemi Canal Istanbul'a sığacak öyle mi?
Hem de kanal görünümlü ultra lüks sitelerden oluşan yeni kent bölgesinin tam ortasında.
Şimdilerde İstanbul'da zaten Haliç Altın Boynuz, hatta boğaz temalı içinden su geçen siteler var.
Adamlara yetmiyor.
Sitenin içinde Emirgan, Sütlüce, Beşiktaş gibi imitasyon iskeleler bile var.
Bilenler bilir.
İstiyorlar ki, daha büyük ölçeklisi olsun.
Taşımacılıkla alakası yok.
Kentsel dönüşüm, rant, satın alma garantili işler peşinde bunlar.
İlk olarak yapılacak kanalın derinliği nedeniyle gemilerin kendi tahrikleri ile geçiş yapamayacakları söyleniyor.
Çünkü modern gemilerin onbinlerce beygirlik motor güçleri sebebiyle bu derinlikte kanala zarar vereceğinden herkes emin.
Kanalın zemininin de sert malzeme ile kaplanması da gerekecek.
Ve gemilerin demir atmaları imkanı olmayacak.
Hiç Panama kanalı belgeseli videosu seyreden var mı?
Dar bir kanalda, kendi motor gücü ile yürütülemeyen tekneler nasıl ilerletiliyor?
İstanbul'un orta yerinde işte tam olarak bu manzara ortaya çıkacak.
Panama'da katır denilen elektrikli küçük lokomatifler var.
Kanal boyunca her iki tarafta tren rayları, bu raylar üzerinde elektrikli lokomatiflerin çekişi ile gemilerin hareketi sağlanacak.
Yeni yapılan havaalanı, bunun etrafında oluşturulmaya çalışılan yeni kentleşme bölgeleri ve tam ortasında geçen endüstriyel bir kanal.
Rant projesi kavramın bile aykırı.
Kim ister lüks villasının böylesi bir manzaraya bakmasını.
Bir düşünün İstanbul Boğazından bile geçmesi tehlikeli sayılan gemiler göya bu kanala sokulacakmış.
Doğal gaz gemileri mesela.
Bir de önemli, gözden kaçan bir ayrıntı var.
Konu Montrö değil.
Engel olan Montrö değil.
İstanbul Boğazı doğal su yoludur.
Montrö ister olsun, ister olmasın, Boğazlar ve Marmara denizi, doğal su yollarının hukukuna tabiidir.
Yaniiii, kimse doğal su yollarından barışçıl geçişi engelleyemez, sınırlayamaz, ücretlendiremez.
Örnek vermek gerekirse, kimse Cebel-i Tarık boğazından, Bab-ül Mendep'den, Malakka, Makatta boğazlarından geçişleri herhangi bir gerekçeyle durduramaz, yönlendiremez.
İstersen 36 kere Montröyü yürürlükten kaldır.
İstanbul Boğazı, Çanakkale ve Marmara denizi bir bütün olarak DOĞAL SU YOLUDUR.
Bunu görüşerek değiştirmek imkansızdır.
Savaşarak değiştirmek ise DÖT İSTER.
Boğazların ve Marmara'nın her iki tarafının Türk toprağı olması pek çoklarını aldatıyor.
Peki diğer boğazlarda karşılıklı kıyılarda hükümran olan devletler anlaşsalar nolur?
Misal İspanya ile Faz anlaşsa, geçenlerden para almaya yeltense.
Bab-ül Mendep boğazında Yemen ile Eritre anlaşsalar.
Hürmüz boğazında İran ve BAE anlaşkalar.
Ya da geçişi başka tarafa yönelendirecek şekilde önleme yapsa, olur mu?
Bi halt olmaz.
Çünkü bunların hepsi de DOĞAL SU YOLUDUR.
Ve eskiden İngiltere, şimdilerde ABD uluslararası sularda deniz serbestisinin korunması için bugüne kadar savaş çıkarmak dahil her şeyi yapmıştır.
Bunu da ilkesel bir tavır olarak yapmıştır.
Çin denizinde her gün yaşanmakta olan gerginlikler biraz da bu yüzdendir.
Adam özellikle donanmasını burnunun dibine getirir geçirir.
Meydan okur.
Blöf zannedersen, direnirsen de karşında kısa bir süre sonra KOALİSYON GÜÇLERİ, BİRLEŞMİŞ GÜÇLERİ'ni bulursun.
Artık hangisi denk düşerse.
Bir zamanlar Libya'nın da Sirte körfezinde direnmeye çalıştığını ve sonuçlarını hatırlayın.
Kaddafi hesapta Sirte Körfezini Libyanın hükümranlık alanında saymıştı.
Sonuçlar.....
Şunu da ekleyeyim.
Özel ekonomik bölgeyi pek çokları karıştırıyor.
Özel ekonomik bölgelerde sivil ya da asker deniz trafiğinin düzenlenmesi, önlenmesi, yönelendirilmesi hükümranlık alanı içinde değildir.
Denizin dibinde yatan kaynaklar, bulunan balık yatakları vb ilgilidir.
Öyle olur olmaz, zırt pırt Navtexler ilan ederek yapılan önlemeler bir süre sonra bıkkınlık verir.
Ve bir süre sonra karşınızda eğer BM kararı çıkartabilirlerse bir Birleşmiş Milletler gücünü, yoksa batılılardan oluşan bir KOALİSYON GÜCÜNÜ bulursunuz.
Bu nedenle Doğu Akdeniz'deki milli menfaatlerimizi yalnızca askeri güç kullanarak koruma sevdasından vaz geçmemiz, silahtan başka yollar da bulmamız lazım.
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Herkes ulusal gorevini ve sorumlulugunu bilmeli memleket meseleleri uzerinde o dusunceyle dusunup calismayi gorev edinmelidir.
Gazi Mustafa Kemal ATATURK
- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI
9. TUM DINLERIN KOKENI
Cehalet ve korku. . . Iste her dinin baslica iki nedeni. Allahi hakkinda insani kusatan belirsizlik, kendisini dine baglayan birinci bagimsiz nedendir. Insan gerek maddi, gerek manevi karanlikta korkar; korkusu ihtiyat olur ve korkmak ihtiyac halini alir, korkacagi bir sey olmadiginda kendisinde bir eksiklik, bir bosluk oldugunu sanir.
- - - - - - - - - - - - -
Savas kazanmak amaciyla yapilmaz, aksine savasin surekli olmasi istenir Toplumdaki hiyerarsinin surmesi ancak yoksulluk ve cehalet temeli uzerinde saglanabilir.
Savas baslatma cabasi her zaman icin, asil olarak, toplumu acligin esiginde tutmak icin planlanir.
Savas, egemen grup tarafindan kendi vatandaslarina karsi yurutulur ve bu savasin amaci zafer kazanmak degildir aksine toplumun mevcut yapisini saglam tutmaktir.
George Orwell
- - - - - - - - - - - - -
Ateizmin felsefesi, herhangi bir Ahiret ya da Yuce Lider olmayan bir yasam kavramini one surer.
Ruhlari, khinleri ve ortalama ferahligiyla insanligi, bicare bir bozulmaya hapseden yalan dunyanin karsisinda, ozgurlestirici, genisleyen ve guzellestirici firsatlariyla gercek ve hakikatli dunyanin kavramidir.
GOLDMAN,EMMA (1869-1940) Litvanya dogumlu ABD'li anarsist.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner
- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 323 Savasta yalan haber yayma
1) Savas sirasinda kamunun endise ve heyecan duymasina neden olacak veya halkin maneviyatini sarsacak veya dusman karsisinda ulkenin direncini azaltacak sekilde asilsiz veya abartilmis veya ozel maksada dayali havadis veya haber yayan veya nakleden veya temel milli yararlara zarar verebilecek herhangi bir faaliyette bulunan kimseye bes yildan on yila kadar hapis cezasi verilir.
2) Eger fiil
a Propagandayla
b Askerlere yonelik olarak
c Bir yabanci ile anlasma neticesi
Islenmisse verilecek ceza on yildan yirmi yila kadar hapistir.
3) Fiil dusmanla anlasma neticesi islenmisse muebbet hapis cezasi verilir.
4) Savas zamaninda dusman karsisinda milletin direncini tehlikeyle karsi karsiya birakacak sekilde yabanci paralarin degerini dusurmeye veya itibari amme kagitlarinin degeri uzerinde etki yapmaya yonelik hareketlerde bulunan kimseye bes yildan on yila kadar hapis ve ucbin gune kadar adli para cezasi verilir.9043
5) Dorduncu fikrada yazili fiil bir yabanci ile anlasma sonucu islenmisse ceza yarisi dusmanla anlasma sonucu islenmis ise bir kati oraninda artirilir.
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur-gundem@googlegroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc |
Grup Sayfamiz | : | https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum. Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim. Videolar, resimler, makaleler falan. | : | http://insulaelibertatis.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder